Gönderen Konu: En bü­yük hır­sız!  (Okunma sayısı 3740 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
En bü­yük hır­sız!
« : 15 Aralık 2008, 02:55:09 »

İ­mam­-ı Rab­ba­ni haz­ret­le­ri bu­yur­du ki: Kal­bin Al­la­hü te­a­la i­le ol­ma­sı, hu­şu el­de e­dil­me­si, be­de­nin, a­za­nın da di­nin e­mir­le­ri­ni yap­mak­la ziy­net­len­me­si, ne bü­yük bir ni­met­tir. Bu za­man­da in­san­la­rın ço­ğu na­maz kıl­mak­ta gev­şek dav­ra­nı­yor. Tu­ma­ni­ne­te ve ta­di­li er­ka­na e­hem­mi­yet ver­mi­yor­lar. Bu­nun i­çin, siz sev­dik­le­ri­me, bu nok­ta­yı be­lirt­me­ye mec­bur ol­dum. İ­yi din­le­yi­niz! Pey­gam­be­ri­miz (SallAllahu Aleyhi Vesellem) “En bü­yük hır­sız, ken­di na­ma­zın­dan ça­lan kim­se­dir” bu­yur­du. Ya Re­su­lal­lah! Bir kim­se, ken­di na­ma­zın­dan na­sıl ça­lar? di­ye sor­du­lar. “Na­ma­zın rü­kü­u­nu ve sec­de­le­ri­ni ta­mam yap­ma­mak­la” bu­yur­du. Bir de­fa da bu­yur­du ki: “Rü­kü­da ve sec­de­ler­de, be­li­ni ye­ri­ne yer­leş­ti­rip bi­raz dur­ma­yan kim­se­nin na­ma­zı­nı Al­la­hü te­a­la ka­bul et­mez.”

­Haz­re­ti E­bu Be­kir bu­yur­du ki: “Se­kiz şey, se­kiz şe­yin ziy­ne­ti­dir: Hu­şu na­ma­zın sü­sü­dür. İf­fet, fa­ki­rin sü­sü­dür. Şü­kür, zen­gin­li­ğin sü­sü­dür. Sa­bır, be­la­nın sü­sü­dür. Te­va­du, a­sa­le­tin sü­sü­dür. Hilm, yu­mu­şak­lık il­min sü­sü­dür. Çok ağ­la­mak kor­ku­nun sü­sü­dür. Ba­şa kak­ma­mak, ih­sa­nın sü­sü­dür...”

Haz­re­ti Ö­mer bu­yur­du ki: “Bir kim­se fu­zu­li bak­ma­yı terk et­se, o­na hu­şu ba­ğış­la­nır. Bir kim­se fu­zu­li, lü­zum­suz ko­nuş­ma­yı terk et­se, o­na hik­met ba­ğış­la­nır. Bir kim­se fu­zu­li ye­me­yi terk et­se, o­na i­ba­de­tin lez­ze­ti­ni duy­mak ba­ğış­la­nır. Bir kim­se gül­me­yi terk et­se, o­na hey­bet ba­ğış­la­nır. Bir kim­se (had­di a­şan) mi­za­hı, şa­ka­laş­ma­yı terk et­se, o­na gü­zel­lik ve tat­lı­lık ve­ri­lir. Bir kim­se dün­ya sev­gi­si­ni terk et­se, o­na a­hi­ret sev­gi­si ve­ri­lir. Bir kim­se, baş­ka­la­rı­nın ay­bı i­le meş­gul ol­ma­yı terk et­se, o­na nef­si­nin a­yıp­la­rı­nı ıs­lah et­mek na­sib o­lur. Bir kim­se Al­la­hü te­a­la haz­ret­le­ri­nin za­ti pa­ki­nin key­fi­ye­tin­den te­ces­sü­sü terk et­se, o­na ni­fak­tan be­ra­at ba­ğış­la­nır, ya­ni o ni­fak­tan ko­ru­nur.

Haz­re­ti Os­man bu­yur­du ki: “A­rif­le­rin a­la­me­ti se­kiz­dir: Kal­bi, kor­ku ve ü­mid i­le­dir. Di­li, hamd ve se­na i­le­dir. Göz­le­ri hayâ ve ağ­la­ma i­le­dir. İ­ra­de­si dün­ya­yı terk et­mek ve Al­la­hü te­a­la­nın rı­za­sı­nı ka­zan­mak­tır.”
Zeyd ib­ni Vehb bi­ri­ni na­maz kı­lar­ken rü­kü ve sec­de­le­ri­ni ta­mam yap­ma­dı­ğı­nı gör­dü. Ya­nı­na ça­ğı­rıp, ne ka­dar za­man­dır böy­le na­maz kı­lı­yor­sun, de­di. Kırk se­ne, de­yin­ce, sen kırk se­ne­dir na­maz kıl­ma­mış­sın. Ö­lür­sen Mu­ham­med Re­su­lul­la­hın sün­ne­ti ya­ni di­ni ü­ze­re öl­mez­sin,
de­di.

Mehmet Oruç
Türkiye Gazetesi
Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim