Bu anlamsız yasak neden hala daha kaldırılmıyor.Yüzde doksanın üzerinde müslüman olan bir ülkede çocuklarımıza kur'an-ı Kerim öğretemiyecekmiyiz ? Yaş sınırı olmaksızın bu ülkede her yaştan her kese her türlü serbestlik var,yasak yok, Kur'an okumaya gelince yaş sınırı var...Bu yasak neden israrla sürdürülüyor. Neden ? Neden? Neden ? bu mesele"teferruat'mı"?Sistemin Anayasasını değiştirmek için canını dişine takanlar,materyalist ve kapitalist sistemi ayakta tutmak için deniz aşırı ülkelerden fetva yayınlayanların Kur'an-ı Kerim okuma da yaş sınırını kaldırmak için söyleyecek sözleri yokmu...?
Geriye dönüp, idarecilerin uygulamalarına baktığımız zaman,bu yasağın kalkması konusunda pek de umudum yok...
Şöyle geçmiş Tarih'e bir bakalım:3 Ekim öncesinde AB.'ye şirin görünmek için
Ayasofya Camii bahçesinde yapılması düşünülen resepsiyon,gelen tepkiler üzerine iptal edildi...
13 Eylül 2005 salı Vakit.
Kur`an`a hakaret karşısında bu zillet ne!
ABD`nin, Guantanamo işkencehanesinde mukaddes kitabımız Kur`an-ı Kerim`in yaprakları yırtıldı, hakaret edildi, hatta tuvaletlere atıldı... Buna karşı, Müslüman memleketlerde protesto yürüyüşleri yapıldı ve ABD`ye lanetler yağdı. Protestolara yöneticiler de yabancı kalmadılar..
ABD yönetimi, önce böyle bir şeyin olmadığını söylediyse de protestolar yayılınca, hadisenin doğruluğunu kabul etti. Etti, ama bu alçaklığı yapanları ne araştırdı, ne soruşturdu, ne de cezalandırdı. Zaten bir şey yapacak değildi; öyle davrandı. Yani kendisinden bekleneni yaptı. Ama bize ne oluyor? İnancımıza göre,
Peygamberimiz`den de üstün olan Kur`an`ımıza hakaret edilmesine rağmen başımızdakiler niçin sessiz? Bu hakaretten daha ötesi var mı? Bu hakaret, başörtülü anneyi kendi kızının me`zuniyet törenine almaktan daha ağır değil mi?
Eğer hakkımız varsa, -ki elbette vardır- `Gururla söylüyorum; ben bu okuldan mezun oldum` diyen
İmam Hatipli sayın Başbakanımıza, okuyucular adına sormak istiyorum: `Kur`an`a bu hakaret karşısında söyleyeceğiniz hiç mi bir şey yok(tu)?` Sayın Dışişleri Bakanımıza da; `Bu hususta niçin herhangi bir girişiminiz olmuyor?` demek hakkımız olsa gerek. İnternette, `İyi ama, bu şartlar altında siyaset yapmak kolay mı?` diyen zata da diyorum ki;
Mehmed Akif`in `Ya Rab bu ne hüsrandır, ilahi bu ne zillet?` dediği gibi, dünyada bu hakaret karşısında susmaktan daha büyük bir zillet düşünülebilir mi? ABD`den yeni dönen Başbakanımız, ABD yönetimine, `Bu çirkin işin gerçekliğini kabullendiniz. Şimdi biz Müslümanlar suçluların cezalandırılmalarını bekliyoruz. Haydi dostluğunuzu gösterin` diyemez miydi? Bunu bile söyleyemeyeceksek, Bush ile neyi görüşmeye gidiyoruz ABD`ye? ABD yöneticileri, mukaddes kitabımıza bu hakareti yapanlara `Niye böyle yaptınız?` dahi demeyecek, biz ise hiç dile getir(e)meyeceğiz; ammaaa tebessüm ederek, ABD`lilerle el sıkışıp poz vereceğiz öyle mi!..
Bunun izahını yapabilen lütfen söylesin.. ABD olsun, başka bir ülke olsun... Türkiye`yi yalancı cennet bile yapsa, Mukaddes Kitabımıza hakaret ettikten sonra, yaptıkları iyiliğin Allah belasını versin...
Zaten yaptıkları bir iyilik de yok ya. Bu ne hal! Kur`an`a yurtdışında hakaret, yurtiçinde ceza! Alın size yeni ceza kanunuyla gelen müjde: `
İzinsiz Kur`an okutanlara 3 ay ila 1 yıl hapis.` Yani, evimde birkaç komşu çocuğuna Kur`an okutursam suçluyum. Kime göre? Hem CHP`ye hem de AKP`ye göre. Şu farkla ki.. CHP, `Bu suçu(!) işleyenlere 3 sene hapis cezası verelim` derken; AKP, `Bu suçu(!) işleyenlere 1 sene hapis yatmak yeter` diyor. Bakmayın siz bu maddenin `3 ay 1 sene arası ceza verilir` şeklinde kararlaşmasına;
Flash televizyonunda Sabahattin Önkibar`ın bu konuyla ilgili programını seyredenler hatırlayacaklardır. 3 sene cezayı başta AKP de savunuyordu. Önkibar`ın programını gazetemizde Atilla Özdür Ağabey de seyretmiş ve sayın Burhan Kuzu`nun tavırları karşısında hayretler içinde kalmış...
Yeni ceza kanunu kabul edilmeden birkaç gün önceki bu programda, AKP`den Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu`dan başka, SP`den de Şeref Malkoç Bey vardı. Şeref Bey, `Kur`an okutanlara eskiden 2 sene ceza veriliyordu. Siz bunu niçin 3 seneye çıkarıyorsunuz?` diyor, Burhan Hoca şöyle cevap veriyordu: `Ha 2, ha 3... Ne fark eder!` Öyle ya canım... Cezaevinde 2 sene yerine 3 sene yatıversinler, n`olacak sanki!.. Şeref Bey, `
İzinsiz pavyon açana ceza vermiyorsunuz da, Kur`an okuyana niye veriyorsunuz?` diyor.
Burhan Hocamız ise üst perdeden cevap veriyordu: `Onlar da izin alsınlar.` Şeref Bey, izinsiz Kur`an okutma suçuyla(!) cezalananları dile getiriyor. Burhan Hoca böyle bir cezalandırma olmadığını söylüyordu. Cezalananlara ait gazete haberleri gösterilince de susuyordu. Hayret verici bir şey de, Burhan Hoca`nın karşısındakilere hiç çekinmeden `Vicdansız` demesiydi. Şeref Beye, `Vicdansızca eleştiriyorsunuz. Ona üzülüyorum` derken, diğer konuşmacı Ömer Beye de `Bu kadar vicdansız olmamak lazım` diyebiliyordu. Hodri meydan der gibi şunu da söyledi:
`AK Parti neyi yapacaktı da yapmadı?` Eh; artık, bunun cevabı da siz değerli okuyuculara düşer...
alieren_vakit@mynet.comhttp://www.vakit.com.tr//detail.asp?id=12553