Gönderen Konu: 22 Bin Gıdadan Kaçı Kötü?  (Okunma sayısı 3966 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
22 Bin Gıdadan Kaçı Kötü?
« : 25 Temmuz 2010, 00:52:27 »


Tarım Bakanlığı gıda ürünlerinin analinizi yaptı. Ortaya çıkan sonuçlar hiç de parlak değil.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın geçen yıl 22 bin 172 gıda örneğinde yaptığı analiz sonucunda, 1171 örnek olumsuz bulundu.

Gıdada, ortalama olumsuz örnek oranı yüzde 5,28 çıkarken, bal, pekmez, tavuk eti, kırmızı toz-pul biber ve incir ezmesi, en fazla olumsuzluk tespit edilen ürünler oldu. Olumsuz örnek oranı, pekmez örneklerinde yüzde 33,96'ya, bal örneklerinde yüzde 16,74'e, kanatlı etlerinde ise yüzde 17,98'e çıktı.

İncir ezmesi örneklerinin yüzde 17,39'unda, ballı çerez örneklerinin yüzde 21,62'inde, kırmızı toz-pul biber örneklerinin yüzde 14,77'sinde limitlerin üzerinde aflatoksin belirlendi.

Etiket bilgilerinin mevzuata uygunluk oranı yüzde 97,84 oldu. Denetimler, gıda üreticilerinin etiketleme kurallarına, ''ambalaja'' çok önem verdiğini, gıdanın içeriği konusunda ise o kadar hassas davranmadığını ortaya koydu.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 2009 yılı gıda denetim programlarına ilişkin sonuçları açıkladı. Verilere göre, bakanlık, ''içerik'' ve ''etiket'' denetimi olarak iki ayrı kategoride denetim programı yürütürken, etiket denetimlerindeki olumsuz örneklerin oranının çok düşük kaldığı, içerik denetimlerinde ise olumsuz örneklerin kanatlı eti, bal ve pekmezde yoğunlaştığı belirlendi.

İncir ezmesi, pul-toz kırmızı biberde aflatoksin sorunun büyüklüğü ortaya kondu. Zeytinyağında taklit ve tağşiş oranı yüzde 2,5, ayçiçekyağında yüzde 8, kızartma yağlarında sağlığa aykırı yağ kullanımı oranı yüzde 7,95 çıktı.

AB kriterleri de dikkate alınarak yürütülen gıda denetim faaliyetleri programları konusunda, geçen yıl, 22 bin 172 gıda analizinde içerik denetimi yapıldı. Bunların yüzde 94,72'sinde, 21 bin 1'inde analiz sonuçları mevzuata uygun çıktı. Ancak, 1171 gıda örneğinde analiz sonuçlara mevzuata uygun çıkmazken, ortalama olumsuz örnek oranı, yüzde 5,28 olarak hesaplandı.

SÜT ÜRÜNLERİ

Süt ve süt ürünleri, kırmızı et ve unlu mamuller denetiminde olumsuz örnek oranı ortalamanın altında kalırken, kanatlı eti, pekmez, bal, kuru meyveler, bitkisel yağlar, şekerli mamullerdeki denetim sonuçlarındaki olumsuz sonuç oranı oldukça yüksek çıktı.

EKMEK ÜRÜNLERİ

Ekmek örneklerinin büyük bölümü, mikrobiyolojik kriterler yönünden uygun. Analiz edilen 309 ekmek örneğinden sadece 5'inde (yüzde 1,62) mikrobiyolojik yönden olumsuzluk tespit edildi.

SÜT ÜRÜNLERİNDE TAKLİT VE TAĞŞİŞ ORANI YÜZDE 4,89

Bakanlık geçen yıl, 660 beyaz peynir örneğinde mikrobiyolojik kriterler yönünden denetim yaptı. Analizler sonucunda, 24 peynir örneğindeki mikrobiyolojik değerlerin mevzuata uygun olmadığı belirlenirken, olumsuzluk oranı yüzde 3,64 olarak hesaplandı.

Analiz sonuçlarına göre, 284 yöresel peynir örneğinden 5'inde (yüzde 1,76) mikrobiyolojik açıdan uyumsuzluk belirlendi.

Sade, meyveli, veya çeşnili dondurma veya sütlü buzda, 380 örnekte mikrobiyolojik analiz yapılırken, 17 örnek (yüzde 4,47'si) olumsuz çıktı.

Sade yoğurtta taklit, tağşişin tespitine (jelatin aranmasına) yönelik 893 örnek üzerinde yapılan analiz sonucunda, 27 örnekte (yüzde 3,02) olumsuzluk saptandı. Analiz edilen 757 süt ürünlerinin 37'sinde (yüzde 4,89) taklit ve tağşiş yapıldığı, süt yağı yerine bitkisel yağ katıldığı belirlendi.

Yoğurtta toplam spesifik mikroorganizme sayısı açısından analiz edilen 377 örnekten 6'sı (yüzde 1,59) olumsuz çıktı.

KIRMIZI ET ÜRÜNÜNE, DOMUZ ETİ VEYA KANATLI ETİ KONMASI

Kırmızı et ve et ürünlerinde domuz eti ve (at-eşek gibi) tek tırnaklı hayvan etinin katılıp katılmadığını belirlemek için 462 örnek analiz edildi ve 3 örnek (yüzde 0,65'i) olumsuz çıktı. Ancak, kırmızı et ürünlerine kanatlı eti katılıp katılmadığını belirlemek amacıyla yapılan denetimlerde olumsuzluk oranı yüzde 3,20 olarak belirlendi ve 406 kırmızı et ürününden 13'üne kanatlı eti katıldığı ortaya çıktı.

Tavuk, hindi, bıldırcın veya devekuşu etinde mikrobiyolojik kriterler yönünden yapılan analizlerde, olumsuzluk oranının yüzde 17,98 ile oldukça yüksek olduğu belirlendi. Analiz edilen 545 örnekten 98'inin mikrobiyolojik kriterler yönünden istenilen nitelikte olmadığı saptandı.

BALDA VE PEKMEZDE TAKLİT-TAĞŞİŞ ORANI YÜKSEK

Bakanlık, geçen yıl analiz ettiği 914 bal örneğinin 153'ünde, 265 pekmez örneğinin 90'ında taklit ve tağşiş yapıldığını belirledi. Analiz edilen ürünlerin balda yüzde 16,74'ü, pekmezde ise yüzde 33,76'sı taklit veya tağşiş ürün çıktı.

Şeker veya şekerlemelerde boya miktarı tayini amacıyla analiz edilen 312 örnekten 22'sinde limitlerin üzerinde boya belirlenirken, olumsuz örnek oranı yüzde 7,05 olarak hesaplandı.

KURU MEYVELİ ÜRÜNLERDE AFLATOKSİN SORUNU

Kuru meyvelerde aflatoksin tepsiti amacıyla yapılan denetimlerde, kırmızı toz-pul biber ile incir ezmesinde aflatoksin açısından önemli sorun yaşandığı, fındıkta bu sorunun hemen hemen çözüm aşamasında bulunduğu belirlendi.

Verilere göre, incelenen 583 fındık örneğinden sadece 6'sında (yüzde 1,03) limitin üzerinde aflatoksin saptanırken, 168 fındık ezmesi örneğinin hiç birinde limitin üzerinde aflatoksine rastlanmadı.

Analiz edilen 517 kuru kayısı örneğinin 70'inde (yüzde 13,54) limitin üzerinde kükürtdioksit belirlenirken, kanserojen olarak bilinen ''okratoksin A'' aranması amacıyla 165 kuru üzüm örneği alındı ve hiç olumsuz örnek çıkmadı.

Denetimlerde kuru incir örneklerinin sadece yüzde 3,09'unda limitin üzerinde aflatoksin çıkarken, incir ezmesi örneklerinin yüzde 17,39'unda limitin üzerinde aflatoksin saptanması dikkati çekti. Analiz edilen 485 kuru incir örneğinin 15'i, 23 incir ezmesi örneğinden 4'ü aflatoksin yönünden olumsuz çıktı.

Antepfıstığında aflatoksinli örnek oranı yüzde 5,23, antepfıstığı ezmesinde yüzde 0,96 olarak belirlendi. Analiz edilen 516 Antepfıstığı örneğinin 27'sinde, 104 antepıstığı örneğinin 1'inde limitin üzerinde aflatoksin belirlendi.

Yerfıstığında analiz edilen 525 örnekten 33'ünde, yerfıstığı ezmesinde analiz edilen 59 örnekten 2'sinde limitin üzerinde aflatoksin çıktı.

Lokum ve helva örneklerinde aflatoksinli örnek oranı yüzde 2'nin altında kalırken, analiz edilen ballı çerez örneklerinin yüzde 21,62'sinde yüksek alfatoksin belirlendi. Alınan 207 lokum örneğinden 4'ü, 210 helva örneğinden 4'ünde ve 148 ballı çerez örneğinden 32'sinde limitlerin üzerinde aflatoksin olduğu ortaya çıktı.

Bakanlık, analiz ettiği 413 toz-pul biber örneğinden 61'inde (yüzde 14,77) limitlerin üzerinde aflatoksin buldu.

BİTKİSEL SIVI YAĞLARDA TAĞŞİŞ, AYÇİÇEĞİ YAĞINDA FAZLA

Geçen yıl, sıvı yağlarda taklit ve tağşişin tespitine yönelik 521 zeytinyağı örneğinde yaptığı analiz sonucunda 13, 175 ayçiçeğiyağı örneğinde yaptığı analiz sonucunda 14, 160 mısır yağı örneğinde yaptığı analiz sonucunda ise 2 olumsuz sonuç tespit etti. Örneklere göre taklit ve tağşiş oranı, mısıryağında yüzde 1,25, zeytinyağında yüzde 2,50 olurken, ayçiçekyağında yüzde 8 düzeyinde tespit edildi.

Kanserojen olarak bilinen yanmış kızartma yağlarının tekrar kullanılmasını önlemek amacıyla ''polar madde ve dumanlanma noktası'' yönünden analiz edilen 151 yağ örneğinden 12'sinin kullanım için uygun olmadığı belirlendi. Örnek sayısına göre olumsuzluk oranı yüzde 7,95 düzeyinde çıktı.

Sıvı yağlarda poli aromatik hidrokarbonlar (PAH)-benzo(a)pren yönünden analiz edilen 273 örnekten 15'i (yüzde 5,49)olumsuz çıktı. Margarinlerde benzoik ve sorbik asit aranması için yapılan denetimlerde örneklerin yüzde 99,6'sı mevzuata uygun bulundu

Aktif Haber

〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Türkiye’de etkin gıda denetimi yapılmıyor’
« Yanıtla #1 : 07 Ağustos 2011, 13:15:45 »
Türkiye’de etkin gıda denetimi yapılmıyor’

Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Petek Ataman, hem gıda denetim elemanları sayısının hem de gıda denetiminin yetersiz olduğunu söyledi.

MMOB Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Petek Ataman, ''Bakanlıkta bulunan gıda denetim elemanları sayısının 4 bin 600 civarında olduğu düşünüldüğünde, yaklaşık 500 bin gıda üretim ve satış yerlerinde ne ramazanda ne de daha sonrasında etkin denetim yapılabilir'' dedi.

Ataman, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının, Ramazan ayında gıda güvenliği denetimlerini sıklaştıracağı yönünde açıklama yaptığını hatırlattı.

Bunu olumlu bir adım olarak gördüklerini, ancak yeterli olmadığını belirten Ataman, ''Gıda güvenliği sorunları bir aya mahsus bir sorun değil. Güvensiz gıda tüketmenin sonucunda yaşanacak riskler de aynı. Denetimlerin 12 ay boyunca tüm tüketicileri koruyacak etkinlik ve sıklıkta yapılması lazım'' diye konuştu. Ataman, denetimlerin 4 bin 600 denetçiyle yapılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, şöyle konuştu:

''Gerçekte, bir ay için dahi yeterli olması mümkün değil. Bakanlığın başına gıda kelimesi geldi, bunu gereğinin yapılmasını bekliyoruz. Beklentilerimizin başında, gıda mühendisi alımının artırılması ve meslektaşlarımızın birikimlerine göre uygun noktalarda görevlendirilmesi geliyor. Bakanlığın rakamlarına göre, gıda güvenliğinin sağlanmasında görev alan üç meslek grubu içinde, gıda mühendislerinin oranı yüzde 6'yı bulmuyor. Öncelikle bunun samimiyetle gözden geçirilmesi ve düzenlenmesi lazım.

Aksi halde yapılanlar sadece göstermelik olur. Halen konusu gıda ile ilgili olmayan kişilere de iki gün kurs verilip, denetçi yetkisi veriliyor. Bakanlıkta bulunan gıda denetim elemanları sayısının 4 bin 600 civarında olduğu düşünüldüğünde, yaklaşık 500 bin gıda üretim ve satış yerlerinde ne ramazanda ne de daha sonrasında etkin denetim yapılabilir.''

Gıda güvenliği anlamında henüz yetkisi olmamasına rağmen, belediyelerin zabıtalar kanalıyla bu işi yapmaya çalıştığını vurgulayan Ataman, özel birikim gerektiren denetimlerin zabıtalarca yürütülmesi nedeniyle istenen faydanın sağlanamadığını söyledi.

TÜKETİCİLERE ÖNERİLER

Ramazan’da fırsatçıların arttığını dile getiren Ataman, şunları kaydetti

''Özellikle alım gücü düşük olan kesime yönelik fırsatçılara gün doğuyor. Tüketicilerimizin, neredeyse hammadde fiyatına satılan ürünlerden uzak durması gerekiyor. Ambalajsız, etiketsiz, kimin ürettiği, yazılı belgelerle resmen belli olmayan ürünler tüketilmemeli. Ürünlerin raf ömrü mutlaka kontrol edilmeli. Ramazan, şimdi olduğu gibi yaz aylarına denk geldiğinde, gıda zehirlenmesi riski daima dikkate alınması gereken bir risk. Özellikle iftar ve sahurda gıda maddelerinin uzun süre bekletilmesi önemli bir risk oluşturuyor.

Yemekler yenilecek miktarlarda ısıtılmalı ve hemen tüketilmelidir. Toplu yemek yenilen yerlerde, tüketicilerin sıcak tüketilmesi gereken yemeklerin yeterince sıcak, soğuk gıdaların ise yeterince soğuk olmasına dikkat etmeleri gerekli. Soğukta muhafaza edilmesi gereken gıdalar, soğukta satıldığı kontrol edilerek satın alınmalıdır.''
 
ntvmsnbc ve Ajanslar
〰〰〰〰🐠

mazhar

  • Ziyaretçi
“Kıymalı pide ye domuz kıyması karıştırılıyor
« Yanıtla #2 : 02 Aralık 2012, 10:19:59 »


Gıdada mide bulandıran rapor açıklandı
Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin, ‘Gıda Terörizmi’ olarak nitelendirdiği hileli gıdalar konusu ile hazırladıkları raporu açıkladı.

Dernek olarak 1 aylık yoğun bir çalışma sonucu hileli gıda larla ilgili 51 yöntem tespit ettiklerini kaydeden Yetkin, “Kıymalı pide ye domuz kıyması karıştırılıyor.





Kuru üzümler kurutulmadan önce mazota bulanarak haşerelere karşı önlem alınıyor.




Eski dönerlerin üzerine yeniden et konularak satılıyor.




Yağ ve kemik külünden lahmacun yapılıyor.




 Kaçak çay lar kimyasal renklendiriciler hatta domuz kanıyla renklendiriliyor.”




iddialarında bulundu.

TZDK Başkanı Yetkin, hileli gıdalar konusu ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Yetkin, “Bu çalışma hileli gıda raporudur. Önemli ve ciddi bir konudur. Bu artık bir sektördür. Hileli gıda lar sektörü olarak ülkemizde çok ciddi olaylar bulunuyor. Ülkemizde 43 bin kayıtlı gıda üreticisi var. Bunun dışında kayıt dışı firmaların oluştuğu 450-500 bin civarında üretin, satan ve işleyen bir sektör var. Bu sektörün bu kadar büyümesi ve devasa bir hal almasında ilk sorun denetim. Denetim yapılmadığı sürece bu alır başını gider.” diye konuştu.

Gıda denetimi konusunda yetkili kurumun Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olduğunu belirten Yetkin, “500 bin civarında işletmeyi denetlemekle görevli denetçi sayısı 5 bin. Bu ekiplerin önemli çalışmaları var. 6-7 aydır bakanlık yeni bir yöntem geliştirdi. Artık teşhir ediyor firmaları bu önemli bir çalışma. Ama denetim elemanlarını işi çok zor. Her yer de üretim var bu kolay bir iş değil.” dedi.

Kayıtlı 21 bin 600 firmanın denetlendiğini belirten Yetkin, “Bu denetimlerde ancak 9 bin 100 firma olumlu rapor almış. Denetim açısından söylenebilecek olan denetim elemanlarının sayısının arttırılması ve denetim için kolay tespit edilebilecek ‘merdiven altı' tabir edilen üretim birimlerine ağırlık verilmeli.” şeklinde konuştu.

Dernek olarak 1 aylık bir çalışma sonrası yaptıkları araştırma sonucunda en sık rastlanan ve en güncel 51 hileli gıda üretme yöntemi tespit ettiklerini anlatan Yetkin tespit edilen hileleri şu şekilde sıraladı:

“Yüzde 100 dana eti diye satılan sucuk larda at ve eşek eti kanatlı eti kullanılıyor. Uzun soyulmuş sosis e kanatlı eti, yabancı doku ve iç organ katılıyor. Sucuk salam imalatında kullanılan sarımsak kireç suyuyla soyuluyor. Tereyağına bitkisel yağ katılıyor. Yoğurt a bitkisel yağ ve jelatin katılıyor. Yağlı tulum peynirine nişaşta katılıyor. Süzme çiçek balına fruktoz, glikoz ve darı şeker pekmezi katılıyor. Hazır kıymaya sakatat katılıyor. Kıymalı pideye domuz kıyması karıştırılıyor. Şekerlemelerin içine domuz jelatini katılıyor. Süte su katılıyor. Küp şekeri kalıp haline getirmek için mumsu maddeler kullanılıyor. Çikolataya hayvan yeni olarak kullanılan soya tozu, leblebi tozu ve fındık zarı katılıyor. Tatlılara antep fıstığı yerine bezelye ve yeşile boyanmış yer fıstığı katılıyor. Kuru üzümler kurutulmadan önce mazota bulanarak haşerelere karşı önlem alınıyor. Eski dönerlerin üzerine yeniden et konularak satılıyor. Yağ ve kemik külünden lahmacun yapılıyor. Kaçak çaylar kimyasal renklendiriciler hatta domuz kanıyla renklendiriliyor.”

"LABORATUVARLARA BAŞVURU YÜZDE 500 ARTTI"

Gıda maddelerinin pahalı olduğu, kayıt dışılığın önlenemediği ve denetimlerin yeterli olmadığı sürece bu gibi sorunların devam edeceğini anlatan Yetkin, “Türkiye'nin sosyal yapısına da bağlı yoksul kesim bile bile ucuz olduğu için alıyor. Bu konuda Tüketici Örgütleri duyarlı. Biz ancak toplumu bilgilendirmekle görevliyiz. Bu toplantılar sonucu bile vatandaşımız yeterli bilinçlenince önemli bir duyarlılık gösteriyor. Mesela son dönemlerde Gıda Bakanlığı teşhir sürecini başlattı. Bu süreç başladıktan sonra insanlar ürün kontrolüne ciddi önem gösterdi. Gıda tarım bakanlığının akredite olmuş laboratuvarına önceden günde 100 başvuru gelirken son dönemlerde bu rakam yüzde 500 artarak 500 başvuruya çıktı.” ifadelerini kullandı. tımeturk
timeturk