Gönderen Konu: Şifalı Bitki Tarifleri  (Okunma sayısı 81310 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı mardin

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 406
Ynt: Şifalı Bitki Tarifleri
« Yanıtla #45 : 18 Ağustos 2009, 10:17:54 »

eline saglık tugra epeyi emek harcamışsın ama çokta dua alacaksın eminim
ibadetin eftali devamlı olanıdır.

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Yapışkanotu
« Yanıtla #46 : 18 Ağustos 2009, 13:30:34 »
Teşekkür ederim,  :oops:

-----------------------------------

Böbrekleri, karaciğeri, dalağı zehirli ve zararlı maddelerden arındırır. Lenf kanseri dahil olmak üzere, tüm lenf sistemi hastalıklarında kullanıl­malıdır. Lenf sistemindeki tıkanıklıkları açar ve zararlı maddelerden arındırır. Dölyatağı hastalık­larında da kullanılabilir. Bitki çayı, çay içimi, dış­tan kompres ve yıkama biçiminde, deri hastalık­larına, yaralara karşı kullanılabilir. Bitki, epilep­si (sarah) hisleri, Parkinson hastalığı, sinirsel hastalıklar, idrar tutukluğu, kum ve taş rahatsız­lıklarında da önerilir. Her tür böbrek hastalığı ve böbrek iltihabına karşı, yapışkanotu – altınbaşak eşit karışımının çay ile kürsel uygulanmalıdır.

Yapışkan otunun kullanımı
Yapışkan otu çayı: Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolu­su kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve 5-6 dakika demlendikten sonra süzülür. Günle 2-5 bardak taze demlenmiş çay, gargaralar eşliğinde soğutulmadan içilir.

Yapışkan otu merhemi: İyice yıkanarak ince kıyılan nemli bitkinin özsuyu, mutfak robotu kul­lanılarak elde edilir. Oda sıcaklığındaki tereyağı ile bitki özsuyu iyece karıştırılır ve elde edilen merhem buzdolabında saklanır, üzün süre da­yanmaz, küflenir.

sağlıkbilgisi.

Yasal Uyarı;Yazılar Tamamen Tavsiye Amaçlı Olup Tedavi Amacı Gütmez. Sağlık Sorunlarınız İçin Önce Mutlaka Bir Hekime Başvurmanız Gerekmektedir
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Karahindibanın Faydaları Nelerdir?
« Yanıtla #47 : 19 Ağustos 2009, 13:04:46 »
Karahindiba nisan ve mayısta tarlalarda, çayırlarda çiçeklenir. Çin’de yüzyıllardır kanser tedavisinde kullanılan Karahindiba birçok Avrupa ülkesinde de ilaç olarak kabul ediliyor.

Araştırmalara göre cilt, bağırsak ve tiroid kanserlerinin büyümesini engelliyor. Karahindiba hepatit, böbrek taşı, akne, yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve kolesterolün dengelenmesinde de kullanılabilir.

Karaciğer toksididesini azaltır. Alkolün zararlı etkilerini siler. Karahindiba vitamin dükkanlarında ilaç şeklinde de satılıyor.



Karahindiba (Taraxacum officinale), papatyagiller (Asteraceae) familyasından bir bitkidir. Sarı çiçekli, çok yıllık, süt taşıyan bir bitkidir. En zengin doğal potasyum kaynaklarından biridir, % 5'e varan yüksek oranda potasyum içerir. A ve C vitamini, kalsiyum ve türlü minerallerce de zengindir.

Etkileri ve Kullanım Alanları

Ödem giderici ve idrar söktürücü etkiye sahiptir. Vücudu toksinlerden arındırır. Yüksek potasyum içeriği sayesinde, gerekli potasyumu kaybetmeden sağlıklı bir detoks programı yapılmasını sağlar.

Sindirim sisteminin faaliyetlerini düzenler. Safra kesesi ve karaciğer hastalıklarında oldukça olumlu etki gösterir. Kronik karaciğer iltihaplarında ve şeker hastalığında iyileşme sağlar. Mide salgılarını düzenler. Öksürüğü keser. Anne sütünü arttırıcı etkisi de vardır.



Yasal Uyarı;Yazılar Tamamen Tavsiye Amaçlı Olup Tedavi Amacı Gütmez. Sağlık Sorunlarınız İçin Önce Mutlaka Bir Hekime Başvurmanız Gerekmektedir
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı mardin

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 406
Ynt: Şifalı Bitki Tarifleri
« Yanıtla #48 : 19 Ağustos 2009, 13:21:58 »
sitenin valla favorisi oldun tugra sagol
ibadetin eftali devamlı olanıdır.

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Her ağrıya bitkisel yağlı çözüm
« Yanıtla #49 : 23 Ağustos 2009, 22:15:17 »
 :)

--------------------------------------------

 
Sorunlarınız için bitkisel yağların gücünden faydalanabilirsiniz. İşte sağlık sorunlarına doğadan gelen çözümler.

Stresten kas ağrılarına, regl dönemi sancılarından karın şişliği ve enerji düşüklüğüne kadar her şeyin çaresi bitkisel yağlarda gizli.

AĞRINIZA GÖRE “YAĞLI” ÇÖZÜMLER...     

Son yıllarda neredeyse çoğu insanın ortak yakınması ağrı, sızı, halsizlik ve ödemler. Stresin, işin, ekonomik koşullar ve kişisel özelliklerimizin bir yansıması olan bu yakınmaların çözümü yine doğadan geliyor. İşte size ağrınıza göre “yağlı” çözümler...

Enerji düşüklüğüne karşı

Her akşam eve geldiğinizde kendinizi yorgun hissediyorsanız canlanmak için kan dolaşımını hızlandırıcı bitkisel kürden faydalanabilirsiniz.

Malzemeler

3 damla biberiye yağı
3 damla limon suyu
2 damla okaliptüs yağı
7 çay kaşığı badem yağı

Hazırlanışı ve uygulaması

Tüm malzemeleri kâsede karıştırın. Karışımı masaj yaparak vücudunuza yedirin.

Regl sancılarına karşı

Regl öncesinde ve sırasında gerginlik, karın ağrısı gibi sorunlar için rahatlatıcı yağlardan oluşan banyo kürünü deneyebilirsiniz.

Malzemeler

8 çay kaşığı badem yağı
5 damla adaçayı yağı
2 damla gül yağı
3 damla lavanta yağı

Hazırlanışı ve uygulaması

Tüm malzemeleri bir kâsede karıştırın. Küveti sıcak suyla doldurup bitkisel yağ karışımını ilave edin. Rahatlayana kadar suyun içinde kalın.

Karın şişkinliğine karşı

Karnınızda birikmiş şişkinlik hem psikolojik hem de fiziksel rahatsızlık verir. Doğal yağ karışımdan oluşan kürle karın şişliğine son verebilirsiniz.

Malzemeler

3 damla adaçayı yağı
3 damla lavanta yağı
2 damla gül yağı
2 damla ardıç yağı
8 çay kaşığı badem yağı

Hazırlanışı ve uygulaması

Tüm malzemeleri kâsede karıştırın. Karın bölgenize masaj yaparak yedirin.

Kas ağrılarına karşı

Uzun süre ayakta kalmaktan, spor yapmaktan ağrıyan kaslarınızı dinlendirmek için doğal ve rahatlatıcı yağ karışımını uygulayabilirsiniz.

Malzemeler

2 damla lavanta yağı
2 damla nane yağı
1 damla okaliptüs yağı
4 çay kaşığı badem yağı

Hazırlanışı ve uygulaması

Tüm malzemeleri kâsede karıştırın. Ağrıyan yerlerinize masaj yaparak sürün.

Bugün

Yasal Uyarı;Yazılar Tamamen Tavsiye Amaçlı Olup Tedavi Amacı Gütmez. Sağlık Sorunlarınız İçin Önce Mutlaka Bir Hekime Başvurmanız Gerekmektedir
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Yapışkanotu
« Yanıtla #50 : 24 Ağustos 2009, 12:26:37 »
Böbrekleri, karaciğeri, dalağı zehirli ve zararlı maddelerden arındırır. Lenf kanseri dahil olmak üzere, tüm lenf sistemi hastalıklarında kullanıl­malıdır. Lenf sistemindeki tıkanıklıkları açar ve zararlı maddelerden arındırır. Dölyatağı hastalık­larında da kullanılabilir. Bitki çayı, çay içimi, dış­tan kompres ve yıkama biçiminde, deri hastalık­larına, yaralara karşı kullanılabilir. Bitki, epilep­si (sarah) hisleri, Parkinson hastalığı, sinirsel hastalıklar, idrar tutukluğu, kum ve taş rahatsız­lıklarında da önerilir. Her tür böbrek hastalığı ve böbrek iltihabına karşı, yapışkanotu – altınbaşak eşit karışımının çay ile kürsel uygulanmalıdır.



Yapışkan otunun kullanımı

Yapışkan otu çayı:

Yarım veya bir tatlı kaşığı ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolu­su kaynar derecede sıcak suyla haşlanır ve 5-6 dakika demlendikten sonra süzülür. Günle 2-5 bardak taze demlenmiş çay, gargaralar eşliğinde soğutulmadan içilir.

Yapışkan otu merhemi:

İyice yıkanarak ince kıyılan nemli bitkinin özsuyu, mutfak robotu kul­lanılarak elde edilir. Oda sıcaklığındaki tereyağı ile bitki özsuyu iyece karıştırılır ve elde edilen merhem buzdolabında saklanır, üzün süre da­yanmaz, küflenir.

sağlıkbilgisi.gen.tr

Yasal Uyarı;Yazılar Tamamen Tavsiye Amaçlı Olup Tedavi Amacı Gütmez. Sağlık Sorunlarınız İçin Önce Mutlaka Bir Hekime Başvurmanız Gerekmektedir
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Mide ağrılarına karşı: Papatya
« Yanıtla #51 : 25 Ağustos 2009, 14:25:14 »
Tibet tıbbında gençleştirici olarak, ülkemizde halk arasında mide ağrılarını giderici ve yatıştırıcı olarak kullanılmaktadır.

Bitki ve insan arasındaki ilişkiyi, hayatımızda ne kadar yer ettiğiyle anlarız. Bitkinin kullanımı ne kadar yaygınsa, insanla arasında o kadar güçlü bir ilişki ve bir o kadar köklü bir geçmişi vardır deriz; bazen tarihte kullanım bilgisinden yola çıkarak tarihe yolculuk yapar, edindiğimiz bilgilerle geleceğe ışık tutarız. Kimi zaman çocuklarımızın, kimi zaman işyerlerimizin isimlerini bitkiyle özdeşleştirir; sevdiklerimizi bir bitkiyle methederiz. İçinde bitki olmasa da adında bitki olan işyerlerinin bize daha samimi geldiği anlar olur çoğu zaman..

Papatya, geniş bir ailenin üyesi ve bu aileye adını veren bitki.. Birçoğumuz, sevdiklerimizin sevgilerini papatya falı ile ölçmüş; papatya dolu yemyeşil bir alanda uzanıp iç huzuru aramışızdır. Şarkılar ve şiirlerde kendi gibi adının da naifliği sebebiyle papatyanın kullanıldığını; kır düğünlerinde gelinlerin papatya ile taçlandırıldığını çokça görürüz. Bitki çayı denildiğinde aklımıza ilk gelen papatya çayı olur; papatya çayı içer rahatlarız.

Bir bitkiyi tıbbi amaçlı kullanacaksak, doğru tür olduğundan; doğru zamanda toplandığından; doğru kurutma yöntemiyle kurutulduğundan; doğru saklama koşullarında muhafaza edildiğinden emin olmamız gerekir. Ülkemizde bazı bitkilerde bu hususların göz ardı edildiği görülür; bunların başında da papatya gelir.



Geleneksel tıbbi kullanımı
Çiçekleri (Matricariae flores) tedavide kullanılır.

Dioscorides, baş ağrısı, böbrek ve idrar yolları hastalıklarında; Galen, birçok hastalığa karşı etkili bir iksir olarak; Hildegard, kadın hastalıklarında; Matthioles, adet düzensizliği, sarılık, astım, bağırsak kolikleri, göz hastalıkları ve hemoroit rahatsızlıklarında; Paracelsus, karın ağrısı, sarılık, çıban, yüksek ateş, baş ağrısı ve yara tedavisinde tavsiye etmiştir.

Eski Mısırda sıtma ateşine karşı kullanılan papatyayı İbn-i Sina, astım, zehirlenmeler, taş düşürmek ve beyni kuvvetlendirmek için; XV. yy Osmanlı göz hekimlerinden Eşref bin Muhammet, bir eserinde çocukların göz şişmesinde önermiş; Şerafeddin Mağmumi, Kamus-u Tıbbi (1910) adlı eserinde mayıs papatyasını içerden infusyon şeklinde kuvvet verici, midevi, spazm çözücü etkileri olduğunu belirtmiştir.

Tibet tıbbında gençleştirici olarak keşişler tarafından kullanılmaktadır.

Ülkemizde halk arasında mide ağrılarını giderici ve yatıştırıcı olarak kullanılmaktadır.



Tıbbi kullanımı
ESCOP, WHO ve Komisyon E monograflarını yayınlamıştır.

Alman, Avrupa, Avusturya, Belçika, Çek, Fransız, Hollanda, İngiliz, İsviçre, İtalyan, Macar, Portekiz farmakopelerine kayıtlıdır.

- Aktiviteleri
Antienflamatuar, antimikrobiyal, antispazmodik, immünostimülan, kanserden koruyucu, antiülser, sedatif, antigribal, antidermatiti

- Endikasyonları
Öksürük, bronşit, sinüzit, soğuk algınlığı, ateş, ağız ve cilt enflamasyonları; yara ve yanık tedavisi; genital iltihaplanmalar, solunum yolu iltihaplanmaları, deri ve mukoza iltihapları ve alzheimer, sinir sistemine bağlı diyare, yorgunluk, gastrit, hemoroit, bacar ülserleri

Bileşimindeki dominant etken maddelerin belli başlı etkileri

Azulen: Antiülser, antibakteriyel, uv ışınlarına karşı koruyucu
Apigenin: Antihiv, antiaflatoksin, antidermatitic, antiviral, spazmolitik
Alfabisabolol: Ağrı kesici, antiflojistik, antibakteriyel, fungusit
Farnesol: Antialerjenik, sedatif
Farneson: Feramon
Chamazulen: Ağrı kesici, antialerjenik, antiefnlamatuar, antispazmolitik, antioksidan, ateş düşürücü
Kolin: Antialzheimer, antimanik, karaciğer koruyucu

Dozaj
İnfusyon (demleme): 2 - 8 gr / 150 ml su / 15 dakika / günde 4 defa / yemek araları ve yatmadan önce (150 ml = 1 su bardağı)
Tentür: % 45 / 1:5 (1 kısım drog, 5 kısım çözücü / gr:ml) / 3 x 1 - 4 ml (150 ml suya 20 - 30 damla)
Buğu: 1 lt su / 1-2 tutam çiçek / 10 damla uçucu yağ
Banyo: 50 gr / 1lt sıcak su
Kullanım süresi: 3 - 4 hafta

Uyarılar
Papatyagiller ailesi bitkilerinden herhangi birine karşı alerjisi olanların kullanmaması gerekir.
Antikoagulan ilaçlarla etkileşim yapabileceğinden bu grup ilaçlarla alınamamalıdır.
Gebelik ve emzirme döneminde kullanılmamalıdır.

Diğer kullanımları
Boya bitkisi olarak kullanılır.

Önce yün miktarının % 30’u kadar (1 kg yün / 300 gr papatya) papatya ufalanır.
1/30 (1 kg yün için su litre su) oranında hazırlanan boya banyosuna ilave edilir.
İyice karıştırılır, mordanlanmış yün ilave edilir. 100 C’de 30 dakikada boyama tamamlanmış olur.
İpler boya banyosundan çıkarılır; % 3 kök boya, banyo suyuna katılır ve iplikler tekrar bu banyoya ilave edilir. 100 C’de 5 dakikada boyama tamamlanır.
Boyanan yünler çıkarılır; açıkhavada, gölgede kurutulur.
Saç rengini açmak için saç bakımında kullanılır.

UV ışınları filtrelediği için güneş koruyucu olarak kullanılır.

Reçeteler

Aftlar
Tıbbi papatya infusyonu ile günde birkaç defa gargara yapılır.

Karın ağrısı ve gaz
5’er gr nane, anason ve tıbbi papatyadan % 2’lik infusyon hazırlanır. Günde 2-3 defa birer fincan içilir.

Bebek gazı
5’er gr nane, rezene ve tıbbi papatyadan % 2’lik infusyon hazırlanır. Günde 2-3 defa bir çay kaşığı içirilir.

Sinüzit
İnfusyonu ılık olarak burna çekilir.

Ateş ve güneş yanıkları
Tıbbi yağı rahatsız bölgeye günde birkaç kez sürülür.

Saç renginin açılması veya sarı saça kırmızı ton verme
100 gr tıbbi papatya çiçeği1 lt suda 10 dakika kaynatılıp süzülür. Saçlar bu su ile yıkanıp durulanır. / Kırmızı ton verme: 30 gr papatya çiçeği, 60 gr kökboya yarım litre suda kısık ateşte 30 dk kaynatılır. Temiz saça friksiyon yapılarak yedirilir. Başa bir bez bağlanarak kurumaya bırakılır, kızıllaşınacay kadar tekrarlanır.

Bebeklerin diş çıkarmadan sonra incinen diş etleri
Tıbbi papatya infusyonu pamukla diş etlerine sürülür.
çayı içilir.

Yaraların iltihaplanmasını önlemek ve çabuk kapatmak
Yara kapanıncaya kadar, yara olan bölgeye lokal tıbbi papatya banyosu yapılır.

Migren
5 gr papatya 300 ml suda 4-5 dakika demlenir; günde birkaç defa içilir.

Bebek gazı
5’er gr nane, rezene ve tıbbi papatyadan % 2’lik infusyon hazırlanır. Günde 2-3 defa bir çay kaşığı içirilir.

Uykusuzluk
Alıç çiçeği 15 gr, kediotu kökü 15 gr, oğulotu 20 gr, papatya 30 gr / Bu karışım çekilir. 1 tatlı kaşığı karışım 150 ml suda 3 dakika kaynatılıp süzülür, iki defa içilir. (İlki yatmadan 1-2 saat; ikincisi 5-6 dk önce)

Kaşıntılı egzama
100 gr tıbbi papatya çiçeği 1 litre suda 10 dakika demlenip süzülür. Bu su ile banyo yapılır. Banyo suyuna papatya yağı da damlatılabilir.

Ülser
1 tatlı kaşığı / 150 ml kaynar su / 5 dakika demlenir. (Sabahları aç karnına içilir. En az 5, en fazla 10 dakika sağa-sola, sırtüstü ve yüzüstü yatılır. Öğle ve akşam yemeklerinden 15 dakika önce de içilir. 14 gün devam edilir.)

Gevşetici banyo
Üçer çorba kaşığı papatya, lavanta ve ıhlamur iyice karıştırılır. Süzgeçli bir keseye
doldurulur. Kese banyo suyuna sarkıtılır.
Banyo suyuna istenirse şu yağlar da katılabilir:
Lavanta uçucu yağı 4 damla
Sandal uçucu yağı 2 damla
Adaçayı uçucu yağı 2 damla
15 dakika banyoda kalınır. Bu esnada papatya veya ıhlamur çayı içmek etkiyi arttıracaktır.
Papatya yağı yapımı
Ateş ve güneş yanıkları için kullanılabilecek bu yağı hazırlamak için gereken maddeler:
- Zeytin yağı 250 ml
- Tıbbi papatya çiçeği 25 gr
Su banyosunda iki saat bekletilip süzülür; koyu renkli şişelerde muhafaza edilir.

Cilt bakım yağı
Problemli ciltler için kullanılabilecek bu yağı hazırlamak için gereken maddeler:
- Badem yağı 50 ml
- Tıbbi papatya uçucu yağı 3 damla
- Itır uçucu yağı 2 damla
- Lavanta uçucu yağı 2 damla
Badem yağına sırasıyla uçucu yağlar damlatılır, her defasında 15 dakika metal olmayan bir karıştırıcı ile karıştırılır. Üstü kapatılır, 8 saat buzdolabında dinlendirilir. Kullanmadan önce tekrar karıştırılır. Doğrudan veya pamukla cilde sürülür. Bu yağla masaj da yapılabilir.

Nazım Tanrıkulu -Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Teknikeri

bitkisandığı

Yasal Uyarı;Yazılar Tamamen Tavsiye Amaçlı Olup Tedavi Amacı Gütmez. Sağlık Sorunlarınız İçin Önce Mutlaka Bir Hekime Başvurmanız Gerekmektedir
« Son Düzenleme: 25 Ağustos 2009, 14:28:03 Gönderen: Tuğra »
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Kemik sağlığımız için: Karakafesotu
« Yanıtla #52 : 26 Ağustos 2009, 11:45:01 »

Dünyada karakafesotu tıbbi amaçlı olarak oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Karakafesotundan geliştirilen ürünler, birçok rahatsızlığın tedavisinde kullanılmakta; birçok kozmetik ürünün de formulasyonuna girmektedir.

Ülkemizin bir “bitki cenneti” olduğunu hep söylemiş, bu özelliğimizle hep övünmüşüzdür. Ancak bu bitkileri ne kadar değerlendirebildiğimiz konusunda, “bitki cenneti” tanımlamasının, ülkemizde yapılan çalışmalarla desteklenemediği görülür.

Dünyada 25-30 türü yayılışı görülen karakafesotunun 24 türü ülkemizde yetişmektedir ve 11 türü de endemiktir.

Dünyada karakafesotu tıbbi amaçlı olarak oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.

Karakafesotundan geliştirilen ürünler, birçok rahatsızlığın tedavisinde kullanılmakta; birçok kozmetik ürünün de formulasyonuna girmektedir.

Latince adı Symphytum, birleştiren bitki anlamına gelmektedir. (Sym: Kaynaştırmak, birleştirmek / Phytos: Bitki) Latince adı tıbbi özelliği konusunda ipucu vermektedir. Türkçe’de kökleri kafes gibi olduğundan "kafesotu"; yaprakları merkep kulağını andırdığından "merkepkulağı"; kemik rahatsızlıklarında kullanıldığından "kemik kökü"; yaraları iyileştirdiğinden "yarakökü" isimleriyle bilinmektedir.

İ.Ö. 4. yüzyıldan beri tedavide yara iyileştirici olarak kullanılmaktadır. Plinius: "Kuşbaşı olarak ocakta kaynatılan etin içine karakafesotu kökünden bir tutam atılsa bir süre sonra parçalar bütün olur“ demiştir.

Bileşimindeki mineraller sebebiyle bir zamanlar olası açlığa karşı alternatif gıda olarak görülmüştür.

Astrolojide satürnle temsil edilir. Oğlak burçlarının bitkisidir. Oğlak burçlarının kemiklerinin hassas olduğu bilinmektedir.

Anadolu, İran ve Macaristan kökenlidir. 19. yy'da İngiltere'de, 1960'tan sonra ABD'de yaygın şekilde yetiştirilmeye başlanmıştır.

Avrupa, Asya ve Güney Amerika kıtalarında yayılış gösterir.



Geleneksel kullanımı

Gıda olarak kullanımı:

Yaprakları tuzlu su içerisinde bekletilerek dahilen besleyici ve hazmı kolaylaştırıcı olarak kullanılır. Yaprakları haşlanıp kavrularak yemeği yapılır. Taze yaprakları salatalara katılır. Gövdesi kaynatılıp soyularak kuşkonmaz gibi yemeği yapılır.

Tıbbi kullanımı:

Yaprakları yara iyileştirici, öksürük kesici, iltihap giderici olarak kullanılır. Akne, çıban ve sedef gibi cilt rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılır.

Kökleri (Symphyti radix) ve yaprakları (Symphyti folia) tedavide kullanılır. Bütün zamanların en önemli tıbbi bitkilerinden biridir. İ.S. I. yy.’da Dioscorides yara kapatıcı, kırık kemikleri kaynatıcı olarak kullanmıştır. Romalı doğabilimci Plinius et parçalarını karakafes köküyle pişirdiğinde etlerin tek bir kütle haline geldiğini tespit etmiştir. Nicholas Culpepar (1653) Akciğer hastalıklarına tavsiye etmiştir. Ağrı kesici, büzüştürücü, yumuşatıcı, balgam söktürücü ve yara iyileştirici olarak bilinmektedir. Mide ülserleri, kalın bağırsak sendromu, solunum yolları rahatsızlıklarını tedavi edici olarak kullanılmıştır.

Yaralanma, ezik, burkulma, kırık-çıkık gibi durumlarda haricen veya dâhilen kullanılır.

Omurga, bağ dokusu ve kan dolaşımı bozukluklarında da kullanılmaktadır.

Allontoin maddesinin hücre yenileme özelliği vardır. Bu madde sebebiyle yara tedavisi ve kemiklerlerle ilgili rahatsızlıklarda kullanılmaktadır. Yara izlerinin tedavisinde de olumlu sonuçlar alınmıştır. Kırık kemikleri bağdaştırıcı, romotoid artrit ağrılarını giderici, egzama iyileştirici, cilt çatlaklarını önleyici, yumurtalık ve testisin çalışmasını arttırıcı, diyabetik yaraları iyileştirici olarak kullanılır.

Tanen ve zamk maddeleriyle bere ve sıyrıkların tedavisinde uygulanmaktadır.

Homeopatik tedavide, kemik iltihaplanması, kemik aşınması, eklem ağrıları, kıkırdak rahatsızlıkları, kiriş bağlarının iltihaplanması, kas ağrıları, iç kanama, ezilme, burkulma ve morarma gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır.

Tıbbi kullanımıyla ilgili araştırmalar

6 ay boyunca, kendi ağırlıklarının üç katı kadar karakafes yaprak ve kökü verilen farelerde karaciğer kanseri gözlenmiştir. Günde 3-4 bardak karakafes çayı içen bir insanda 140 yıl sonra farelerdeki etki görülür.

Sinek ısırıkları veya herhangi bir böcek ısırığı sonucu oluşan durumlarda fayda sağladığı belirlenmiştir.

2007 yılında yapılan bir çalışmaya göre artrit olan dizlerde ağrıda azalma ve dizde hareket artışı görülmüştür.

Dozaj

Çay (Dekoksiyon) : 1/10 oranında hazırlanan çay günlük 5-10 gr kullanılabilir.
Tentür (Alkollü özüt): 45 C alkolle 1/5 oranında hazırlanan tentür günde 15-20 damla kullanılabilir.
4-6 hafta süreyle kullanılabilir.

Uyarılar

Bileşimindeki pirolizidin alkoloidleri (echimidin, echinatin) en fazla köklerinde bulunur; bu maddelerin karaciğer hasarına neden olabileceği kaydedilmiştir. Ancak bu hasarın oluşmayacağı yönünde de ciddi araştırmalar yapılmış ve sonuçları açıklanmıştır. (Bu etki dahilen alındığında görülür.) Kullanım dozlarına uyulduğu sürece istenmeyen etkiler görülmemektedir.
Pirolizidinler hayvanlarda ciddi kayıplara neden olmaktadır.

Reçeteler

Artrit: Merhemi iltihaplı bölgeye sürülür.
Sulu egzama: Bitki çayından hazırlanan kompres hastalıklı bölgeye tatbik edilir.
Çürük, kırık, çatlak ve doku incinmeleri: Lapa, merhem ve yaprak infusyonu çürük, kırık, çatlak ve kapalı doku incinmelerinde kullanılır.

Göğüs başı çatlakları: Krem veya kompres uygulanabilir. Emziren anneler için tavsiye edilmez.
Bel kemiği ve omurilik ağrıları: Karakafesotu banyosu yapılır.
Mide ve oniki parmak ülserleri: Sarı kantaronla karıştırılarak hazırlanan çayı içilir. (Demleme süresi 7 dakikadır.)

Genital iltihaplar: Oturma banyosu tavsiye edilir.
Kronik varikosel: Dekoksiyonu (kaynatarak elde edilen öz) sürülür.
Romatizma ve eklem şişlikleri: Tentürüyle, bölge hergün ovalanır.

Felç (belden aşağı): Bitki kökünden hazırlanan lapa felçli bölgeye sarılır.
Varis ödemleri, kemik üstü deri iltihaplanmaları, ense ağrıları, tümörler: Sıcak lapa kompresleri uygulanır.
Kırık, varis, yara ve kemik iltihaplanmalar: Keten bezle sıcak lapa kompresleri uygulanır.

Burun kanaması: Yapraklardan hazırlanan toz kanama durdurucu olarak kullanılır.
Boğaz ağrısı ve iltihabı: Çayı ile gargara yapılır.
Öksürük: Yapraktan hazırlanan çay günde 2 bardak içilir.
Kuru ciltler için sıkılaştırıcı: Kök haşlaması cilde sürülür.

Lapa:

- Yapraklar doğranıp blendıra doldurulur, üzerini örtecek kadar su ilave edilir. Lapa haline gelinceye kadar blendırda çekilir.
- Çekilen lapa biraz unla (kök unu) dağılmayı önlemek için yoğrulur.
- Keten bir beze katman halinde yayılır.
- İstenen bölegelere sıcak olarak uygulanır.

Tıbbi yağ:

- Çiçek açma zamanında toplanan herba (topraküstü kısım) ince kıyılır.
- Bir kavanoza konulur.
- Üzerini kapatacak kadar zeytinyağı –tercihen soğuk baskı- eklenir.
- Hava boşluklarını alması için karıştırılır ve kağıt havluyla kapatılır. (Karıştırma işlemi 3-4 gün yapılmalıdır.)
- 6 hafta bekletilir. Her gün çalkalanmalıdır.
- Süre sonunda koyu renkli şişelerde muhafaza edilir.

Tentür:

- Kökler parçalanır.
- %45’lik alkol hazırlanır.
- 1/5 oranında bitki ilave edilir.
- 3 hafta karanlık bir yerde bekletilir. Hergün çalkalanır.
- Süre sonunda koyu renkli şişelerde muhafaza edilir.

Nazım Tanrıkulu
Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Teknikeri bitkisandığı

Yasal Uyarı;Yazılar Tamamen Tavsiye Amaçlı Olup Tedavi Amacı Gütmez. Sağlık Sorunlarınız İçin Önce Mutlaka Bir Hekime Başvurmanız Gerekmektedir
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Çörekotu kansere karşı koruyor!
« Yanıtla #53 : 29 Ağustos 2009, 12:28:23 »

Prof. Dr. İbrahim Uslu'ya göre, çörek otunun bağışıklık sistemini güçlendirip vücudu kanser ve gribe karşı koruyor



Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Kimya Eğitimi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Uslu, çörek otunun bağışıklık sistemini güçlendirip vücudu kanser ve gribe karşı koruduğunu, kansere yakalananların tedavisine ise yardımcı olduğunu söyledi.

Çörek otundaki thymoquinone isimli kimyasal maddenin kanserli pankreas, meme, bağırsak ve karaciğer hücrelerinin üremesini durdurduğunu hatta bu kanserli hücreleri yok ettiğini ifade etti.

Thymoquinone maddesinin doğal savaşçı hücrelerin başarı oranını yüzde 74 oranında artırdığını belirten Uslu, çörek otu yağının anti virüs olma özelliği bakımından araştırıldığını ifade etti.

Bağışıklığın insan vücudunun hastalıklara karşı savunma mekanizmasını oluşturan bir sistem olduğunu belirten Uslu, "Bu sistem vücudu bakterilere ve viral enfeksiyonlara karşı koruyup, kanserli hücreleri ve yabancı maddeleri yok eder." dedi.

Sigara, alkol, dengesiz beslenme, çeşitli kimyasal ve radyoaktif maddelere maruz kalma gibi sebeplerle vücudun bağışıklık sisteminin çöktüğünü belirten Uslu, böyle durumlarda soğuk algınlığı ya da grip adı verilen rahatsızlıkların ortaya çıktığını ifade etti. Uslu, "Çörek otu, virüse yakalanılan erken dönemde katil hücreleri sınırlandırıyor." diye konuştu.

Hz. Muhammed'in (SAV) "Çörek otunu kullanın, ölümden başka her şeye devadır." hadisine dikkat çeken Prof. Dr. Uslu, günümüz insanlarının bu önemli şifalı bitkiden faydalanmadıklarını üzülerek gördüğünü vurguladı.

Bilimsel araştırmaların çörek otunun şeker, astım, öksürük, solunum yolu ve egzama hastalıklarına da iyi geldiğini ortaya koyduğunu vurgulayan Uslu, "Araştırmalar çörek otunun kandaki kolesterol düzenini istenilen seviyeye düşürebildiği, idrar miktarını artırdığı ve tansiyon yüksekliğini tedavi ettiğini de göstermiştir." diye konuştu.

Çörek otunun öğütülüp toz şeklinde günde 1 ile 3 gram tüketilmesini öneren Prof. Dr. Uslu "Bu esrarlı bitkinin faydaları saymakla bitmiyor, ancak doktor tavsiyesi ve önerilerine göre kullanıldığı zaman iyi sonuçlar elde edilir." ifadelerini kullandı.

Halkın bu bitkiyi sadece pasta börek yapımında tükettiğine dikkat çeken Uslu, yüksek sıcaklığa maruz kalan çörek otunun pasta börek ile yerken tüm antioksidan özelliğini yitirdiğini, vücuda bir yararının kalmadığını sözlerine ekledi.

sabah
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Mide Yanması Ve Hazımsızlık
« Yanıtla #54 : 11 Eylül 2009, 12:28:06 »

Mide yanması ve hazımsızlık, ortak, ancak, karnın üst tarafında veya göğsün alt tarafında sürekli tekrar eden yanmalar için kullanılan, kesin olmayan terimlerdir. Ağrı ile birlikte, genellikle ağızda oluşan bir acı tat ve şişkinlik hissi vardır. Hazımsızlık terimi, yemekten sonra oluşan benzer ağrıları ifade etmek için de kullanılır.

Hazımsızlık ve mide ağrıları, Amerikan halkının yüzde yirmisiyle yüzde otuzu arasındaki kısmını etkiler ve sigara içen ve aşırı kilolu olan insanlarda ortak bir sorundur. Aynı zamanda yaşı ilerleyen insanlarda olduğu gibi, her yaşta görülebilir. Belirtiler reflü, gastrit, ülser ve safra kesesi taşı gibi çok farklı koşullardan ötürü kendini gösterebilir.

Anjina adı verilen ağrılar, genellikle kalbin oksijene ihtiyaç duyduğu zamanlarda, kalbin üst taraflarında oluşur ve karnın üst tarafında da ağrılara sebep olur.

Mide yanması ve hazımsızlığı bir doktora görünmeden de atlatabilirsiniz. Reçete gerektirmeyen anti-asit ve H2- bloker maddeler içeren ilaçlar kullanılarak midedeki asit miktarı azaltılabilir ve belirtiler ortadan kaldırılabilir. Sigarayı bırakmak ve alkol bırakmak da yararlı olacaktır. Bazı uzmanlar, bu tip rahatsızlıklar üstüne farklı tıbbi tedavi yöntemleri açıklamışlardır.

Alternatif Tıp: Mide yanması

Aşağıda sıralanan doğal tedavi yöntemlerini mide yanmanıza yardımcı olması için kullanabilirsiniz:

■ Zencefil kökünün, hap halinde, yemekten sonra alınması (Asidin emilmesine yardımcı olur)

■ Tablet ve toz halinde bulunan meyan kökü esansının yatmadan önce ve yemekten önce alınması (asit üretiminin durmasına yardımcı olur, yalnız 1 veya 2 hafta kullanılmasında yarar vardır çünkü meyan kökünün kan basıncını arttırıcı etkisi vardır)

■ Bir çay kaşığı kabartma tozunun bir bardak suyla içilmesi

■ Yılan otu kökü, pelin otu ve düğün çiçeği gibi acı bitkilerin kapsülleşmiş ya da sıvılaştırılmış hallerinin yemeklerden sonra alınması

■ Kedi nanesi ve rezene gibi aromalı bitkilerin çayda demlenerek alınması

■ Hatmi cinsi bitkinin köküyle papatya.

■ Akupunktur

■ Rahatlamayı sağlayıcı biyogeribildirim, hipnoterapi ve bazı yoga hareketleri gibi stres azaltıcı yöntemlerin kullanılması.

Hazımsızlık: Dr. Welker’in Tavsiyesi

S: Bende sürekli gelip geçen hazımsızlık var. Bu çok kötü bir durum olmasa bile rahatsız edici. Acaba bunu önlemek için yapmam gereken birşey var mı?

C: Evet. Hazımsızlığı önlemek için temel aşamalar vardır. Asprin içeren ilaçlardan, alkolden, sigaradan, ibuprofen ve naproxen tarzı tahriş edici maddelerden uzak durmalısınız. Asitli besin (domates ve meyve suyu benzeri), yağlı besin kafein alımını azaltmak da size fayda sağlayabilir.
Yemeği normal tempoda yemek, yemekten sonra dinlenmek, yemeğin hemen ardından (2-3 saat arası) uzanmamak ve yine yemekten sonra egzersiz yapmamak da (kanın mideden çekilme­sine ve sindirimin azalmasına kadar) faydasını görebiliceğiniz tavsi­yelerdir. Ancak hazımsızlığınız endişe verici ve ağırılı bir hal alıyorsa, doktorunuza başvurmakta yarar vardır.

Genelsağlıkbilgileri.com

Yasal Uyarı;Yazılar Tamamen Tavsiye Amaçlı Olup Tedavi Amacı Gütmez. Sağlık Sorunlarınız İçin Önce Mutlaka Bir Hekime Başvurmanız Gerekmektedir
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ödem atmak için formül
« Yanıtla #55 : 12 Eylül 2009, 12:53:50 »

• Vücudumun şiştiğini hissediyorum. Bazen kıyafetlerime bile sığmıyorum. Neden ödem olur? Ödem atmak için ne yapabilirim?

-Ödem, vücutta sıvı birikmesidir ve yaygın karşılaşılan bir sorundur. Bazı günlerde yüzük parmağıma sığmıyor, ayakkabılarım küçük geliyor diye şikayet ediyorsanız, ödem problemi yaşıyor olabilirsiniz. Ödem, ciddi hastalıkların belirtisi olabilir.

-Böbrek ve karaciğer hastalıkları, kalp-damar sorunları, hormonal hastalıklar ödeme yol açabilir. Nedeni bilinmeyen (idiyopatik) ödem de olabilir. Genellikle kadınlarda görülür. Gerginlik, fazla kilo, karbonhidrat tüketimi, bol tuzlu diyet, adet dönemi, menopoz gibi nedenler ödeme yol açabilir.

-İdiyopatik ödem korkulacak bir hastalık değildir ve yıllarca sürebilir. Sıvı tüketiminin artırılması ve bazı bitki çayları sizi rahatlatabilir. Hekiminiz hastalığa bağlı bir ödemin olduğunu söylemiyorsa veya ödem için ilaç kullanmanıza gerek yok ise ilaçsız bu işi çözmenin birkaç yolu var. Bol sıvı tüketin. Tuz yönünden zengin besinlerden uzak durun.

Sizi rahatlatacak küçük bir formülle de bu sorunu çözebilirsiniz:

• 1 yemek kaşığı biberiye
• 1 yemek kaşığı rezene
• 1 tatlı kaşığı anason
• 1 litre suda bitki karışımını demleyin. Otları suyun içinde bırakmamaya dikkat edin. Gün içinde 2-3 fincan bu karışımdan içebilirsiniz.

Prof. Dr. Osman MÜFTÜOĞLU / Hürriyet

Yasal Uyarı;Yazılar Tamamen Tavsiye Amaçlı Olup Tedavi Amacı Gütmez. Sağlık Sorunlarınız İçin Önce Mutlaka Bir Hekime Başvurmanız Gerekmektedir
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Sağlık sorunlarının pratik çözümleri
« Yanıtla #56 : 28 Eylül 2009, 12:57:09 »

Bazı problemler var ki, gidermek için hemen ilaca sarılmak gerekmiyor. Baş ağrısı, öksürük gibi. İşte günlük hayatta sıkça yaşadığımız sağlık sorunlarının pratik çözümleri.

BAŞ AĞRISI

1 adet soğanın kabuğunu soyup incecik doğrayın. Temiz bir tülbentin içine sarın. Ensenize uygulayın. 20 dakika bekledikten sonra soğanı alın. Ensenizi sıcak havluyla sarın. Başınızın ağrıyacağını hissediyorsanız kovanın içini sıcak suyla doldurun. Ayaklarınızı bu suda dinlendirin. Baş ağrınızdan kolayca kurtulacaksınız. 1 dal taze naneyi 1 bardak kaynar suda birkaç dakika demlendirin, sıcakken için.

KiLO KONTROLÜ

Ana öğünler arasında acıktığınızda yiyeceğiniz birkaç adet kuru erik kan şekerinin düşmesini engeller. Bir adet kuru erikte 8 kalori vardır. Bu nedenle kuru erik yerken aşırıya kaçmamak gerekir. İhtiyacınızdan daha fazla yediğinizi düşünüyor ve iştahınızı kapatmak istiyorsanız yemeklerden önce bir adet elma yiyin. Elma sindirim sisteminin düzenli çalışmasına ve kabızlık sorununun giderilmesine yardımcı olur.

SOĞUK ALGINLIĞI

Kış kapıda. Soğuk algınlığı, grip, nezle ve halsizlik de sırada. Özellikle grip ve nezle gibi kış hastalıklarında C vitamini takviyesi gerekiyor. Vücudunuzun ihtiyaç duyduğu C vitamini taze demlenmiş kuşburnu çayı ile karşılayabilirsiniz. Kuşburnu meyvesini ince ince kıyın. 1 bardak kaynar suya 2 tatlı kaşığı kuşburnu ekleyin. 10 dakika demlendirdikten sonra süzün, sıcak için. Gün boyu içebilirsiniz, sınır yok.

AYAK BURKULMASI

İnsanın işini, gücünü aksatan, günlük hayatını devam ettirmesini engelleyen en önemli sorun kuşkusuz yürüyememektir. Ayağınız burkulduğunda havluya bir miktar buz sarın. Burkulan bölgeye soğuk kompres yapın. Bu şekilde acınız hafifleyecek ve olası şişmeler önlenecek, siz de işinize geri dönebileceksiniz.

ÖKSÜRÜK

Havalar bir sıcak bir soğuk. Siz de şifayı kaptınız, ilaçlar da çare vermedi. İşte size evde kolayca uygulayabileceğiniz ve sizi öksürükten kurtaracak pratik yöntem: İki kaşık limon suyunu 1 litre kaynar suyla karıştırın. Kıvamı şerbet gibi olana kadar süzme bal ekleyip karıştırın. Her saat bir veya iki kaşık için.

KABIZLIK

Modern yaşamın getirdiği sorunlardan belki de en önemlisi mide ve bağırsak sorunları oluyor. Sindirim ve boşaltım sisteminde sorunlar yaşıyorsanız mutlaka pek çok yol ve yöntem denemişsinizdir. İsterseniz bir de çiğ olarak hardal tüketmeyi deneyin. Zeytinyağlı pırasa yemeği de kabızlığın giderilmesinde etkili bir yöntemdir.

Tıme Turk
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Öksürüğün bir numaralı ilacı
« Yanıtla #57 : 03 Ekim 2009, 12:18:25 »

Etkili bir gençlik, sağlık ve güzellik kaynağı.Yüzyıllardır gıda olarak da kullanılan keten tohumu bitkisi, etkili bir gençlik, sağlık ve güzellik kaynağı.



Gribin kol gezdiği bu dönemde, üst solunum yolları enfeksiyonları ve öksürüğün de arttığını belirten uzmanlar, keten tohumu bitkisinin kaynatılarak içilmesinin öksüğün en etkili ilacı olduğunu belirtiyor.

Kaynatılarak içilen keten tohumu göğsü yumuşatıp, kişiyi rahatlatıp, solunuma da destek veriyor. Keten tohumunun etkisi sadece öksürükle sınırlı değil. Kolesterolü düşürüyor, tansiyona iyi geliyor, sinir sistemini ve hafızayı güçlendirip, romatizmal hastalıkları önlüyor.

iyilik güzellik
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Sakız ağacı asırlardır şifa kaynağı!
« Yanıtla #58 : 09 Ekim 2009, 01:17:54 »
İzmir`li çevreciler eskiçağlardan beri insan sağlığı için kullanılan sakız ağacını yaşatmak için 17 bin fidan dikti...

Yarımada Çevre Platformu Dönem Sözcüsü Ümit Bora, İzmir ve çevresinde sakız ormanları oluşturulması için yürütülen çalışmalarda, Urla`da 17 bin sakız ağacı fidanı dikiminin yapıldığını söyledi.

Bora, Çeşme, Urla ve Karaburun`da dikilmeye başlanan sakız fidanlarının 7-8 yıl sonra Türkiye`ye büyük kazanç getireceğini bildirdi.

Ege Üniversitesi(EÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat İsfendiyar`ın çalışmasına göre, Türkiye`de yılda 150-160 ton sakız reçinesi kullanıldığını, İzmir`in Çeşme ilçesi Çiftlikköy ile Alaçatı beldesinde sakız üretimin yapıldığını ifade eden Bora, Çeşme`deki 250 yaşlı sakız ağacının 1995 yılında Anıtlar Kurulu kararıyla koruma altına alındığını dile getirdi.

Bora, Sakız Ormanları Projesi`nin uygulandığı bölgelere eko–turizm yapılabileceğini, sakız reçinesinden sakız aromalı yiyecek ve içecek, sakız reçeli, rakısı, tatlı ve dondurmalarının satışa sunulabileceğini bildirdi.

Eski çağlardan bu yana kullanılan sakız ve sakız yağının insan sağlığına katkıları olduğunu, pek çok hastalığı tedavi edici özelliği bulunduğunu, bu konuda moleküler düzeyde araştırmaların sürdüğünü savunan Bora, sakızın bazı tıbbı özelliklerini ve kullanıldığı alanları şöyle özetledi: ``Antiseptik maddeler içerdiği için ağız hijyeni sağlar.

Fazlası reflüyü tetikler, dikkatli kullanılmalıdır. Mide, bağırsak enfeksiyonlarında kullanılır. Helicobacter pylori (midede ülser ve kansere sebep olan bakteri) üzerinde etkili olduğu saptanmış. Yara merhemi yapımında kullanılır. Şekeri ve kolesterolü düşürür. Ayrıca, diş macunlarında,tatlılarda, dondurmada, gemilerde su içinde kalan bölümlerde (yosun ve diğer canlıların yapışmasını önlemede), yağlı boya tablolarda vernik olarak kullanılmaktadır. Parfümeride de kullanılıyor.``

SAKIZ NASIL BİR BİTKİ?

Sakız, adını verdiği Sakız Adası ile Çeşme yöresinde doğal olarak yetişen ve reçinesinden yararlanılan, 4-5 metre boyunda, her zaman yeşil, ağaççık veya çalı şeklinde bir bitki. Dişi ve erkek çiçekleri ayrı bitkilerde barınan sakızda erkek bitkilerin sakız randımanı dişilerden fazla oluyor. Tek veya üç-dört gövde üzerinde terbiye edilen sakız, dekoratif görünümü ve hoş kokusu nedeniyle bahçe düzenlemesinde de kullanılabiliyor.

Her zaman yeşil olması ve toprağı örtmesi nedeniyle toprak erozyonunun önlenmesine de katkı sağlayan sakızın kökleri, 20-25 metre derinliğe kadar uzanabildiği için kuraklığa incir ve zeytinden daha iyi dayanıyor.

Sakız, arazi yangını gibi olumsuz koşullardan sonra bile kısa sürede kendini yeniliyor. Kıyı bölgelerinde tuza dayanıklı olan sakız yavaş gelişiyor ve 100 yıldan fazla yaşıyor. 5 yaşından itibaren sakız salgılayan bu bitki, 15 yaşından itibaren bitki başına 1-2 kilogram sakız veriyor. Bir kilogram sakızın fiyatı ise kalitesine göre 75- 150 dolar arasında değişiyor. Sakız yüzde 1 ila yüzde 3 arasında esansiyel yağ içeriyor.

tümgazeteler 
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Sağlık Kaynağı 5 Baharat
« Yanıtla #59 : 12 Ekim 2009, 00:31:20 »

Günümüzde yapılan araştırmalar 5 baharatın lezzetleir kadar güç veren doğal besinler olduğunu ortaya koydu. Baharatları, yiyeceklerinize ve salatanıza karıştırmak gücünüzü artırıyor, bağışıklığınızı güçlendiriyor.

Tarçın

Doğal bir mikrop düşmanı olan tarçını, her gün çay kaşığının 1/4'ü kadar aldığınızda, kan şekerinizi ve kolesterolünüzü düşürür. Sabah kahvenizi içerken kahve talerinin etrafını saracak kadar içeceğinize eklediğinizde tazelik hissi verir. Düşük kalorili bir tatlı için tarçınlı, elmalı tart yapabilirsiniz.

Kekik

Izgarada pişireceğiniz tavuk, balık veya eti kekikle marine ettiğinizde mentollü ve biraz ekşimsi tadı mükemmel bir lezzet verir. Kekik, birçok sağlık uzmanının listesinde kanserden koruyucu olarak yer alır. Ayrıca, uzun zamandan beri antiseptik olarak da kullanılır. kekik yağı ağız tenizliğinde tercih edilebilir. Eğer taze kekiğiniz varsa biraz zeytinyağına ekleyebilirsiniz.

Kimyon

Dünyanın en ünlü baharatlarından biri kırmızı biber tozunda saklanır ve başka bir kanser savaşçısıdır. Egzotik lezzetler elde etmek için pilav, tahıl, salatalara ekleyebilir, et yemeklerini marine edebilirsiniz. Yağlı etlerinizi kalp sağlığınıı koruyan mükemmel baharat kimyonla pişirebilirsiniz.

Mercan Köşk (Oregano)

Bir elmadan 42 kat daha fazla antiokjsidan içeren bu mucize bitki daha çok Ege bölgesinde rastlanıyor. Evlerin bahçelerinde küçük saksılar içerisinde yetiştirilen mercan köşk bitkisini salata, omlet veya favori kurabiyelerinize ekleyebilirsiniz.

Zerdeçal

Hint mutfağında 'Mutfağın Kraliçesi' olarak adlandırılan zerdeçal, kist, kanser, kireçlenme hatta Alzheimer'a karşı oldukça yararlı.. Sarı çiçekleri ve köklerinden yararlanılabilen zerdeçal'dan bir tutam alarak, yaptığınız pilav, yahni veya mercimek gibi yemeklere ekleyebilirsiniz. Unutmayın, zerdeçal geçen gece anahtarı nerede unuttuğunuzu hatırlamanızı bile sağlayabilir.

Kaynak: ivillage
〰〰〰〰🐠