Gönderen Konu: Aile çok önemli bir kurum, peki ama kimler asla evlenmemeli?  (Okunma sayısı 3955 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482

Evlilik kişiye sorumluluklar yükleyen önemli bir müessese. Evliliğe niyet eden kişinin birçok şeyden fedakârlık yapması gerekiyor. 'Ben sorumsuzca bildiğim gibi yaşarım' diyerek evlenenler, eşlerine bir ömür boyu ızdırap çektiriyor.

Her genç, belirli bir yaşa geldikten sonra evlenmek ister. Düşler görülür, hayaller kurulur. Mutluluk kapıda hazır sanılarak beklenir. Beyaz atlı prens ve prenses için dualar edilir. Talih kuşunun konması için gözler yukarılara çevrilir. Oysa, evlilikteki mutluluk ne prensin beyaz atında ne de talih kuşunun kanatları altındadır. O, gencin ruh bedenine uygun elbisenin etekleri arasındadır. İnsan bedeni, giydiği elbisenin içinde rahat etmek ister. Şayet elbise bedenine uymaz, dar veya bol gelirse hemen çıkarır. Mesela, kutuplardaki bir insan altın sırmalarla işlenmiş elbiseyi güzelliğine aldanarak giyse bir müddet sonra çıkarıp atar. Ne kadar eski de olsa kürkünü giyer. Çölde yaşayan insan da sıcaktan bunaldığı için lime lime olan ince elbisesini kürke tercih eder.

Kimileri mükemmel birisiyle evlenir. Fakat ruh bedenine dar veya bol gelir. Rahat edemediğinden "eş" denilen elbiseyi çıkarıp atar. Günümüzde ruh bedenine uygun olmayan elbiseler giyildiği, "kalbe mukabil kalp" seçilmediği için boşanmalar bu denli artmıştır.

Kimler evlilik elbisesi giymemeli?

Meslek âşıkları: Bu kişilerin gözü mesleklerinden başka bir şey görmez. Eve dosyalarla dönerler. Ya da ellerinde telefonla sürekli iş takibinde bulunurlar. "Ben size para kazanıyorum zamanım yok ki sizinle ilgileneyim vb." diyerek eşlerini ve çocuklarını yalnızlığa iterler.

'Ben'merkezciler: Onlar "ben" merkezli yaşayan bencil insanlardır. Kendilerinden başka kimsenin mutluluğunu düşünmezler. "Ben rahat edeyim, ben mutlu olayım" diyerek gözlerini hep almaya dikip fedakarlık, şefkat ve merhamet duygularından yoksundurlar.

Büyüyememişler: Bunlar annelerine bağımlıdırlar. Kendilerine ait bir kişilikleri yoktur. Karar mekanizmaları annelerinin elindedir. Şayet her iki tarafın annesi de kötüyse o evlilik yürümez.

Rekabetçiler: Eşlerini hayat arkadaşı, can yoldaşı değil de rakip olarak görürler. Kadın ve erkek ailenin idarecisi olma yarışına girerler. Bu rekabet koşusunda ya eşlerden birisinin kalbi durur ya da eşler, "sen ben" diye saltanat savaşını sürdürüp dururlar.

Kumarbazlar: Bütün paralarını kumara yatırırlar. Eş ve çocuklarını sefalete terk ederler.

Bağımlılar: Bunlar hem paralarını alkol ve maddeye yatırırlar. Hem de eşlerine şiddet uygularlar. Eşlerine şiddet uygulayan erkeklerin yüzde 70'inin sarhoşken bu işi yaptıkları tespit edilmiştir.

Şiddet meraklıları: Her işi şiddete başvurarak yaparlar.

Eşini aldatanlar: Eşlerini devamlı aldatırlar. Bir başka kadına tercih edilmek kadınına ağır darbeler vurur.

'Para'cılar: Hayatı "rahat yaşayacağım" düşüncesiyle paraya taparlar. Hep gözleri yükseklerdedir. Hiçbir zaman ellerindekilerle yetinmezler.

Bu listeye, tedavisi olmayan, çevresine mutlaka zarar verme potansiyeli bulunan, sürekli müşahede altında olması gereken psiklojik rahatsızlık sahibi kişileri de ekleyebiliriz. Eğer evlenen kişiler bu noktaları dikkate alırlarsa o zaman ne yuvalar yıkılıp, eşler mutsuz olur ne de çocuklar evlilik enkazının altında kalır. Çünkü elbiselerini koruyup kolladıkları gibi eşlerini koruyup kollar onu ebediyen kaybetmek istemezler.

Gülay Atasoy

Çevrimdışı setre

  • Moderatör
  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1146
  • Hâzâ Tezülü
Ynt: Aile çok önemli bir kurum, peki ama kimler asla evlenmemeli?
« Yanıtla #1 : 03 Ağustos 2008, 19:11:49 »
Etrafdan duyup dinleyince hayretler içerisinde kalıyoruz bazen,öyle bir hale geldi ki artık bu mesele çok normal gözüken insanların içinden bir canavar çıkabiliyor.Yada öyle bir kılıfta çıkıyor ki karşınıza sonradan tanıyomuyorsunuz.Tabi bunu evlendikten sonra görebiliyor bazıları, bazılarıda nişanlıyken.Evlenicek çiftlerin önce bir psikoloğamı gitmesi gerekiyor acaba diye düşünüyorum bazen tabi böyle bir şey nasıl teklif edilir oda ayrı mesele.Artık normal insan bulmak zor sanırım şu devirde Hz.Allah tüm evleniceklerin yardımcısı olsun çok dua etmek lazım.
Teşekkürler isra.
Hep ertelediğim zaman,bir türlü varamadığım diyardı...

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Aile çok önemli bir kurum, peki ama kimler asla evlenmemeli?
« Yanıtla #2 : 01 Ağustos 2012, 19:56:03 »
Ticari ahlaksızlığın yeni adı:Evlilik (!)


Ne kadar garip bir başlık değil mi? Ama okuyunca hak vereceksiniz...


Evlilik, insanoğlunun geçmişinden devraldığı, geleceğine miras yoluyla bırakacağı kaliteli bir ilişki biçimidir genel anlamda. Farklı olanla birlikte yaşama ilişkisidir. Birbirini seven iki insanın, birbirine olan bağlılığını, sevdiği kişilerin katıldığı bir törenle, yasal hale getirmesi sürecidir.

Peki, şimdi böyle mi?

Günümüzde pek çok kişinin, evlilik ilişkisini ticari işe çevirdiklerine şahit oluyorum. Üzülerek dinlediğim insanlar, çevrede olup bitenler, kişilerin yaşadığı ilginç tecrübeler, aile terapistliği görevimi icra ederken karşılaştığım vakalar evlilik ilişkisinin garip noktalara gitmeye başladığını gösteriyor
.

Aile Bakanlığı iş başına! Çünkü sizin artık yeni bir sorununuz var! Ne biliyor musunuz? "Ticaret ilişkisine dönen evliliklerle başetmek!"

Yo yoo yanlış söyledim! Doğru kurallarla yaşanan ticaretin ciddi anlamda saygınlığıvarken, "içten pazarlıklı kişilerin" yaptığı ticarette her türlü kandırmaca vardır. Kişiler üç kuruş daha fazla kazanmak için, insanlığın kollektif ahlakından ve yaşam prensiplerinden uzaklaşır. Dolayısıyla evlilikler ahlaki altyapısı olan ticaret ilişkisi gibi yaşansa bile idare edebilir. Ancak ticari ahlaktan uzak usullerle yaşanmaya başlamışsa "Ticaret ahlaksızlığına dönen evlilikler" tanımınıkullanmak gerekir.

Demek ki Aile Bakanlığı'nın yeni sorunu "Ticaret ahlaksızlığına dönen evliliklerle(!) başetmek"

İfratlar ülkesi, tefritler diyarı memleketim benim...!

Bir taraftan 3 ineğe "satılan", bedel olarak ödemesi yapılan bu canlılar kadar değeri olmayan gencecik kızlarımız...! onların yıllar boyu çektikleri eziyet dolu hayatları... Diğer yanda gözüne kestirdiği hoş/paralı olduğunu düşündüğü bir adamla evlenip, bir kaç yıl evli kalıp, evlilikte yerini pekiştirmek için alelacele çocuk doğurup, sonrasında ipe sapa gelmeyen nedenlerle boşanmaya kalkan ve giderken de erkeğin soyup soğana çevirmeye çalışan açgözlü zihniyetli kadınlar!

Bir tarafta kadına üçüncü sınıf muamelesi yapıp, insan oluşunu dahi unutturacak kadar eziyet eden ve kadıncağızın terketmek ne kelime, hakkında şikayette bile bulunmaya cesaret edemeyeceği kadar vahşi erkekler... diğer yanda eşine Allah'ın bir emaneti gözüyle bakıp, ona değer veren, kızcağızın kendi öz ailesinin bile değer vermediği kadar önemseyerek mutlu etmeye çalışan; fakat eşinin asık suratınıgüldüremeyen talihsiz kocalar...!

İşiniz zor Aile Bakanlığı...! Tüm bu çarpıklıklarla başetmelisiniz...!

İfrattaki sorunla başetmeye çalışırken, tefritler ortaya çıkarmamak zorundasınız!

Birisinin hakkınıötekine karşı korumaya çalışırken, dengeleri çok net ayarlamalısınız!

Ezilen kadınıkoruyorum derken, azmaya hazır kadını kışkırtmamalısınız!

Evliliğe ve eşine saygılı erkekleri onura ederken, kadına tarla/satılacak mal muamelesi yapan vicdansız adamı korumamalısınız...!

Evlilikler evlilik olmaktan çıktı, ticari bir ahlaksızlığa dönüştü maalesef. Beş yılınıdoldurmamış evliliklerdeki boşanma oranına, boşanma davalarındaki mal bölüşümüne ve özellikle kadınlar arasında moda haline gelen, kendisini mağdur gösterip erkekleri yolarcasına para talep etme davranışlarına bir göz atın. Ortalığın ne kadar harman yerine döndüğünü göreceksiniz.

Burası bir ülkeyse?

Bu ülkede bir yönetim varsa?

Bu yönetim kişilerin huzurunu sağlamaya talipse?

Bu yönetimin kanun koyucuları birinin geleceğini, diğerinin vicdanına terk etmemelidir! Kuralları doğru koymalı, sistemi iyi oturtmalı, kuralları koymak için iştişare yaptığı danışmanlarını doğru seçmelidir!

Aksi halde...

Herkes birşekilde başının çaresine bakar!

Ama...! herkes kendi başının çaresine bakmaya başlarsa...? Sistem ortaya çıkanlar hakkında başına gelenlerin bedelini öder!

...

Yıllardır aile danışmanlığı/aile terapistliği yapıyorum... son bir kaç yıldır evlerde olanlara akıl sır erdiremiyorum!

Evlilikte kadın ve erkek saldırganlığının yer değiştirmesinin, geçmişte eziyet eden erkeklerin yerini günümüzde boşanma zengini kadınların almasının, mağduriyet yaşayan kadın ve erkeğin yeni bir evliliğe adım atmaktan korkmasının, evliliklerin evlilik olmaktan çıkmasının...vs. Tüm bunların sebebi ne biliyor musunuz?

Evet... tam da düşündüğünüz gibi... artık insanların çoğu sadece para koparmak için evleniyor... huzur için, mutluluk için, birlikte yürümek için, geleceğe bu günden çok yakın bir dost taşımak için değil... günübirlik ihtiyaçlarına karşılık bulabilmek, içiboş hayallerine ulaşabilmek için...

Sevgiler...

Mehtap Kayaoğlu (Psikolojik Danışman& Psikoterapist) - Haber 7.com.Haber yedi.com