Gönderen Konu: Rüyaları hep hayra yormalı!  (Okunma sayısı 2674 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Rüyaları hep hayra yormalı!
« : 17 Mart 2009, 02:38:35 »

Rüya tabiri, ilim işidir. Herkes tabir edemez. Hele günümüzde bu ilmi bilen yok gibidir. Rüyalarımızı, anlatacaksak, bilhassa güzel olanları salih kimselere anlatmalıdır. Çünkü salih kimse, rüya tabir ilmini bilmese de, hayra yorar, ondan zarar gelmez. Kötü, karışık rüyaları kimseye anlatmamalı! Hadis-i şeriflerde, “Kötü rüya gören kimseye söylemesin, şeytandan da Allahü teâlâya sığınsın.”, “Kötü rüya gören uyanınca sol tarafına üç defa tükürüp, şeytanın şerrinden Allahü teâlâya sığınsın. Bu takdirde rüya, ona zarar vermez.”, buyuruldu.

Rüya tabiri kitapları da rüyayı doğru olarak yorumlamaz. Rüya birçok hâle ve duruma göre değişir. Aynı rüya yorumu; yaşlı - genç, zengin - fakir, kadın - erkek, salih - fasık ve bid’at ehli, alim - cahil, gece, gündüz, günlere, aylara, mevsimlere, aç - tok yatmaya, evli - bekâr olmaya, mesleğine göre değişir. Bunun için bunları iyi bilmeyen doğru rüya tabiri yapamaz.

Rüya iyi ise, “hayırdır inşaAllah” demeli, kötü ise, “Allahü teâlâ bu rüyanın şerrinden seni muhafaza etsin” demelidir! Görmediği rüyayı gördüm demek çok kötüdür. Çünkü hadis-i şerifte, “En büyük yalan, görmediği halde, “rüyamda şöyle gördüm” demektir” buyuruldu.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

“Güzel rüya gören, hemen Allahü teâlâya hamd ve şükretsin! Kötü rüya gören, Allahü teâlâya sığınsın, rüyasını kimseye anlatmasın! O zaman rüyanın ona zararı olmaz.”

“Rüyasında hoşa gidici güzel şeyler gören, görüşü isabetli salih birine anlatsın! O da hayra yorsun!”

“Rüya nasıl tabir edilirse, öyle çıkar. Bunun için rüyanızı nasih veya âlime anlatın!”


İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Rüyalara güvenmemeli, uyanık iken ele geçene sevinmelidir. Bunun içindir ki, büyüklerimiz rüyalara ehemmiyet vermemiş, talebenin rüyasını tabir etmeye lüzum görmemişlerdir. Uyanık iken ele geçene kıymet vermişlerdi. Bundan dolayı, devamlı görünenlere ehemmiyet vermişler, hiç kaybolmayan huzuru, kazanç bilmişlerdi.

Mehmet Oruç