Gönderen Konu: Akika Kurbanı Hakkında  (Okunma sayısı 13833 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı antepli

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 496
Akika Kurbanı Hakkında
« : 02 Şubat 2012, 16:35:37 »

esselamualeykum kardeşlerim. 10 ocakta oğlum Ömer Hamza dünyaya geloi Biiznullah. Akika kurbanı ve bebek 7 günlükken saçının traş ettirilip ağırlığı değerince altun yada gümüş tasadduk ettirilmesi hususunda bilgi alabilirmiyim mümkinse? Akika kurbanı nasıl kesilir? Kemikler eklem yerinden kırılmazmı? Bunun hükmü nedir?
Bu dünyanın cefasından sefasına sıra gelmez.gafil olmayın ilme çalışın geçen günler geri gelmez...

Çevrimdışı efsanef

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 283
Ynt: Akika Kurbanı Hakkında
« Yanıtla #1 : 03 Şubat 2012, 02:40:48 »
Akîka (Nesike)Kurbanı
.Ümmû Kürs'el-Ka'biyye demiştir ki:
"Rasûlullah (s.a.)'i, (Akîka kurbanı olarak) erkek çocuğu için yaş¬ça birbirine denk olan iki koyun, kız çocuğu için de bir koyun (kesilir) derken işittim."

Bize Saîd b. Amir, Hişam'dan, (O) Hafsa bint Sîrîn'den, (O da) Selman b. Amir ed-Dabbi'den (naklen) haber verdi ki, Rasulullah (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuş: "Çocukla beraber bir "akika" vardır. Bu sebeple onun için kan akıtın, (kurban kesin) ve ondan eziyet verici şeyi giderin."süneni darimi 1973 nolu hadis

Bize Affân haber verip (dedi ki), bize Hemmâm, Katâde'den, (O) el-Hasan'dan, (O) Semûre'den, (O da) Hz. Pey-gamber'den (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet etti ki, O şöyle buyurdu: "Her çocuk "akika"sına karşılık rehindir. (Bu sebeple) onun için (akika kurbanı) kesilir, (saçı) tıraş edilir ve (başına) kan sürülür." Katâder bu kan (sürme işini) tarif edip şöyle derdi: Akika boğa zl anıldığı zaman bir parça yün alınır ve onunla, boğazlanılan hayvanın can damarlarına dönülüp (kana bulaştırılır), sonra (bu kanlanmış yün parçası) bebeğin bıngıldağının üzerine konur. Nihayet (kan başından) ip gibi akınca başı yıkanır, sonra da tıraş edilir. Affan dedi ki; Ebân bize bu Hadisi rivayet etmiş ve; "... kan sürülür" (yerine) "ve adı konulur" demiştir.Abdullah (ed-Dârimî ise); "ben bunu (yani çocuğun başına kan bulaştırmayı) gerekli görmem" dedi. süneni darimi 1975 nolu hadis

Akîka; lügatte yeni doğan çocuğun başındaki 'ana tüyü' demektir. Bir fıkıh terimi olarak bu kelime; yeni doğan bir çocuğun doğumunun yedinci günü kesilen kurban anlamında kullanılır. Ke¬lime, yarmak ve kesmek manalarına gelen " " kökünden türetil¬miştir. Dolayısıyla yeni doğan bir çocuğun başındaki ana tüyü doğumunun yedinci günü kesildiği için 'akîka' ismini aldığı gibi, onunla birlikte kesilen kurban da bu ismi almıştır.

Hanefî âlimlerinden İbn Âbidîn bu mevzuda şunları söylemiştir: "Ço¬cuğu dünyaya gelen bir kimsenin, doğumun ilk haftasında, çocuğa isim ve¬rerek başındaki ana tüyünü kesip ağırlığınca gümüş ya da altın dağıtması müstehaptır. cl-Câmi ü'l-nıahbûbî'de açıklandığına göre; çocuğun saçları ke¬silirken bir de 'akîka' adıyla bir kurban kesmek caizdir. Ebû Cafer et-Tahâvî Şerhü Maâni'l-Âsâr' isimli eserinde bu

kurbanı kesmenin nafile bir ibâdet olduğunu söylemiştir.
Udhıye kurbanında aranan şartların aynen bu kurbanda da bulunması gerekir. Bu kurbanın eti çiğ olarak dağıtılabileceği gibi, pişirilerek ve kemikleri kırılarak veya kırılmadan da dağıtılabilir. Uygun görülen kişilerin davet edi¬lerek onlara yedirilmesi de caizdir. Sünen-i Ebu Davud Terceme 10/539.


mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Akika Kurbanı Hakkında
« Yanıtla #2 : 03 Şubat 2012, 10:21:11 »
Ve aleyküm selam.Gözünüz aydın,Allah çocuğunuza ve size uzun ömürler versin.salih birisi olarak yetişsin...




Yeni Doğan Çocuk İçin Yapılacaklar
forumankebut.net - Yeni Doğan Çocuk İçin Yapılacaklar
Anne- babanın çocuğuna karşı görevleri doğumundan itibaren başlamış olduğu kabul edilse bile doğumundan önceki dönem itibariyle de bazı manevi sorumluluklardan bahsedilebilir.

1- Doğumundan Önceki Sorumluluklar:
Nasıl bir tohum toprağa atıldığında daha filiz vermeden onun sulanması, gübrelenmesi gibi bazı ziraî tedbirler alınıyorsa canlıların en şerefli mahlûku olan insan için de elbette tedbirler alınmalıdır. Zira hadisin ifadesiyle daha anne karnında insanın şakî veya saîd olacağı takdir ediliyorsa (Müslim, Kader, 3; İbni Mâce, Mukaddime, 7; Buhari, Kader, 1) bu takdirde anne-babanın yaşantısı, yediği-içtiği, ibadet hayatı belli ölçüde rol oynamaktadır. Burada şunu belirtelim ki çocuğun şakî veya saîd olması sadece anne-babanın yaşantısına bağlı değildir zira peygamber çocuklarının inanmadığını Kur’an bize haber vermektedir. Evet, sonuç olarak yavrunun sperm ve yumurta buluşması anından itibaren gıdası, annesinin davranışları; anne ve babanın daha önceki ve daha sonraki tavırları da onun şaki ve said yazılmasında önemli vesilelerdir. Bu itibarla anne-baba bu dönemde her türlü tedbiri almalıdırlar.

2- Doğumundan Sonra Çocuğa Karşı İlk Vazifeler:

a- Dua:
Çocuk dünyaya gelince ilk yapılan muâmelelerden bir diğeri de duadır. Tahnîk (ilk gıda) için getirilen çocuklara aynı zamanda dua da edildiğini, Hz. Aişe'den Müslim'den gelen bir rivayet teyit etmektedir. Peygamberimiz (sallAllahu aleyhi ve sellem) kendisine getirilen çocuğa dua eder ve başını okşardı. Hatta bununla ilgili olarak Buhârî’de bir başlık (bab) açılmış ve konuyla ilgili hadisler zikredilmiştir.

Yapılan dualarda çocuğun Müslüman olarak yaşaması, Allah’ın rızası dairesinde ömür sürmesi, şeytanın şerrinden korunması ve hayırlı bir evlat olması için hayır duada bulunmak, onun hem dünya, hem ahiret saadeti için büyük önem taşır. Hz. Aişe validemizin rivayetine göre, yeni doğan çocuklar getirildiğinde Resul-i Ekrem Efendimiz (sallAllahu aleyhi ve sellem) onlara hayır ve bereket duasında bulunurlardı. Aynı âdeti daha sonra Sahabe-i Kiram Hazerâtı da devam ettirmişlerdir.

b- İlk Gıda (Tahnîk) ve İlk Elbise:
Yeni doğan çocuğa tatlı bir şey çiğneyerek ağzına vermek, dudağına sürmek Sünnet-i seniye’dir. Bunu sâlih bir kimsenin yapması ise menduptur. Kuru üzüm ve şeker gibi tatlılarla yapılabilirse de kuru hurma ile yapmak müstehaptır, daha faziletlidir.

Konuyla ilgili farklı rivayetler, Peygamberimiz’in (sallAllahu aleyhi ve sellem) bu uygulamayı sadece kendi torunları için değil diğer Müslüman çocuklarına da uyguladığını göstermektedir. Bu takdirde bu sünnet bütün Müslümanlar için geçerli bir sünnettir.

Peygamberimiz’in (aleyhi ekmelü’t tehâyâ) gerek kızı Fâtıma'ya, gerek Ümmü Süleym'e: "Benden evvel çocuğun ağzına bir şey koymayın" diye haber salması, bu emrin uygulandığı Hz. Hasan'ın, emrin uygulanmadığı Hz. Hüseyin'e nazaran daha a'lem (bilgili) olduğunun Hz. Ali tarafından itirafı, tahnîk meselesinin terbiyede ihmal edilmemesi gereken bir husus olduğunu göstermektedir. İslâm terbiyecileri bu sünneti, çocuğu bir âlime götürerek tahnîk ettirmek suretiyle devam ettirmişlerdir.

Yeni doğan çocuğun beyaz bir beze sarılması da sünnettir. Zira Peygamberimiz (aleyhissalâtü vesselam) Hz. Sevde’ye hitaben "Doğum olunca bana haber vermeden çocuğa hiçbir şey yapmayın" buyurmuş, Hz. Sevde'nin: "Ya Resûlullah, çocuk doğdu, göbeğini kestim ve sarı beze sardım" cevabı üzerine Efendimiz (aleyhissalâtü vesselam) öfke izharında bulunur ve çocuğu beyaz bir beze sarar.

c- Kulağına Ezan Okuma:
Ezan ve kamet çocuğa yapılan ilk iman telkinidir. Çünkü ezanın mana ve muhtevasında tekbir, tevhid, nübüvvet ve namaz gibi dinin esasları bulunmaktadır.

Bu adet bizzat Peygamber Efendimizden gelmektedir. Sünen-i Tirmizi’de nakledildiğine göre, Hz. Hasan dünyaya gelince Peygamberimiz onun sağ kulağına ezan okumuştur. (Tirmizi, Edaha:15)

d- İsim Koyma:
Çocuk doğduğunda birinci günün akşamı isim verilebildiği gibi eğer akîka kurbanı kesilecekse yedinci gün ismin konulmasının gerektiği hadislerde ifade edilmiştir. Ancak doğumun yedinci gününden önce de isim verilmesinin mahzurlu olmadığını da belirtmek gerekir. Çünkü Efendimiz (aleyhi ekmelü’t tehâyâ) düşük çocukların bile isim verilerek gömülmesini emretmişlerdir.

Çocuğa isim verilirken dikkat edilecek husus çocuğa manası güzel olan ismin konulmasıdır. Çocuğa güzel isim koyma her babaya sünnet olmak üzere bir vazifedir. Hadis-i şerifte buyrulduğu üzere; "Siz kıyamet günü kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız, öyle ise isimlerinizi güzel kılın". (Ebû Dâvud, "Edeb", 69)
Bunun yanında birçok rivayette belirtildiği üzere Efendimiz (aleyhi ekmelü’t tehâyâ) birçok kimsenin ismini kötü olduğu için değiştirmiş yerlerine manası güzel olan isimler koymuştur. Birçok âlim ismin, konulan kişiye tesir edeceğini belirterek konunun önemine atıfta bulunmuşlardır.

Allah’a ait olan ve Kur’an’da Esmâ-i Hüsnâ diye beyan buyrulan Rahman, Rahîm, Aziz gibi isimler, başına "kul" anlamındaki "abd" kelimesi eklenerek Abdurrahman (Rahmân'ın kulu), Abdülaziz (Azîz'in kulu) şeklinde insanlara verilebilir. Bununla birlikte esmâ-i hüsnâdan olan isimlerden bir çoğunun isim veya sıfat olarak insanlar hakkında kullanılmaları da caiz görülmüştür. Bunlardan bazıları ise sa­dece Allah hakkında kullanılır ki onların insanlara isim olarak verilmesi doğru değildir. Abdülkâhir el-Bağdâdî'ye göre bu açıdan insanlara ve­rilmesi caiz olmayan isimler şunlardır: Allah, İlâh, Rahman, Halik, Kuddûs, Rezzâk, Muhyî, Mümît, Mâlikü'l-mülk, Zü'l-celâli ve'l-ikrâm. (Topaloğlu, Bekir, "Esmâ-i hüsnâ", DİA, 11/412.)

e- Sünnet Ettirme:
Sünnet olma, Müslümanla kâfiri birbirinden ayıran önemli alametlerden biri olarak telakki edilmiştir. Bu yönüyle farz ve vacip olduğunu söyleyenler olsa da esasen, sünnet-i seniyyedir.

Sünnet olmanın vakti tam belirlenmemişse de, ergenlik yaşından, yani namaza oruca başlama yaşından önce sünnet olmaları en uygun olanıdır. Bununla birlikte çocuğun buluğ çağından önce sünnet olması müstehap ve özellikle yedinci gününde sünnet olması tercih edilendir, buluğ çağında sünnet olması ise vaciptir.

Netice itibariyle çocuğun yedinci gününde sünnet edilmesi müstehap görülmüşse de her bünyenin bir olmayacağı göz önüne alınarak çocuk doktorlarının münasib görmesiyle böyle bir işe girişmek daha münasip olur. Zira yedinci gününde sünnet ettirmek vacip değil müstehaptır.

f- Akîka Kurbanı Kesme:
Yeni doğan çocuğun ilk günlerinde Cenab-ı Hakk'a bir şükran nişanesi olarak kesilen kurbana "akîka kurbanı" adı verilmiştir.

Esasen akîka yeni doğan çocuğun başındaki ana tüyünün adıdır. Akîka kurbanı Hanefî mezhebinde mübahtır. Ama böyle şükür niyetiyle yapılan bir mübah, kurbiyete (Allah'a yakınlığa) dönüşmektedir. Zira niyet, âdetleri ibadete, mübahları da taate yani yapılmasından dolayı sevap kazanılan bir amele çevirir. Böylelikle de akika kurbanı nafile bir ibadet olmaktadır. Akika kurbanı kesmek diğer mezheplerde sünnet; Zahiriyye mezhebinde ise vaciptir.

Peygamberimiz (aleyhi elfü elfi salâtin ve selam), torunları Hasan ve Hüseyin için birer koçu akika kurbanı olarak kesmiş ve ümmetine de yeni doğan kız ve erkek çocukları için kesmelerini tavsiye etmiştir.

Akika kurbanını çocuğun doğumunun yedinci günü kesmek müstehaptır. Bununla birlikte doğumundan itibaren buluğ çağına kadar kesilebilir. Aynı günde çocuğa isim verilmesi, saçının kesilerek ağırlığınca altın veya gümüşün tasadduk edilmesi ve isminin konulması tavsiye edilmiştir.

Kurban olmaya elverişli her hayvan akîka kurbanı olarak kesilebilir. Kesilen bu kurbanın etinden kurban sahibi ve aile fertleri yakın dostları yiyebileceği gibi tasadduk da edilebilir.

Forum Ankebut

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Akika Kurbanı Hakkında
« Yanıtla #3 : 03 Şubat 2012, 10:28:39 »
37- Yeni doğan çocuğun başındaki tüyüne (Akîka) denir. Böyle bir çocuk için Cenab-ı Hakk'a şükür yerine geçmek üzere kesilen kurbana da "Akîka" adı verilmiştir. Bunun müslümanlarca asıl adı "Nesîke"dir.
 Akîka, bizce mubah ve güzeldir. Üç İmama göre ise sünnettir. Zahiriyye meshebinde vaciptir.
 38- Akîka kurbanı, çocuğun doğduğu günden büluğ çağına erinceye kadar kesilebilir. Fakat yedinci günü kesilmesi daha faziletlidir. Çocuğun yedinci doğum günü adı konulur ve başının saçları kesilip ağırlığınca altın veya gümüş sadaka verilir. Aynı günde bu kurban kesilir; çünkü böyle yapılması üç İmama göre müstahabdır.
 39- Kurbana elverişli olan hayvan akîkaya da yeterli olur. Erkek çocuk için bu kurban kesilebileceği gibi, kız çocuk için de kesilir. Bunlardan her biri için bir koyun kesilmesi yeterli olur. Erkek çocuk için iki kurban kesilmesi gereğini söyleyenler de vardır.
 40- Akîka kurbanının kemikleri, çocuğun sağlık ve selametine bir hayır dileği olsun diye, kırılmayıp yalnız ek yerlerinden ayrılır ve öylece pişirilir. Bunu yapmak müstahabdır. Diğer bir bakımdan da, çocuğun mütevazi olmasına ve kötü huylardan korunmuş olmasına bir işaret olsun diye kemiklerin kırılması müstahab görülmüştür.
 Akîka kurbanının etinden sahibi yiyebilir, başkalarına da yedirebilir, sadaka da verebilir.
Molla Camii.com

Çevrimdışı efsanef

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 283
Ynt: Akika Kurbanı Hakkında
« Yanıtla #4 : 03 Şubat 2012, 10:43:08 »
hayılı günler hayırlı cumalar.MEVLİD KANDİLİNİZ MUBAREK OLSUN
AKİKA KURBANI
 
Geride geçtiği üzere Akika kurbanı, çocuğun ana-babası üzerinde olan mendub haklarındandır.

 
Mizân-ı Şa’ranî’de zikredildiğine göre; üç imama göre de akikada sünnet olan, erkek çocuk için iki, kız çocuğu için bir koyun kesmektir.

 
İmam-ı Malik ise, “erkek çocuğu için de kız çocuğu gibi bir koyun kesilir” dedi.

 
İmam-ı Şâfii ve Ahmed (RahimehümAllah) Akika kurbanının kemiklerinin (çocuğun uzuvlarının sağlık ve selâmetine bir hayır dileği olsun diye) kırılmayıp (ek yerlerinden ayrılarak pişirilmesinin) müstehab olduğu görüşündedirler.

 
Diğer imamlar ise “insanlık ateşinin sakinleşmesi, çocuğun çok mütevazı olması ve kötü huylardan ve hastalıklardan korunmasına bir işaret” olsun diye kemiklerin kırılmasını müstehab gördüler.

 
Akikada erkeğin kız üzerine fazileti; erkek çocuğu olunca daha çok sevinç olduğundandır. Eğer erkek çocuk için bir koyun keserse de sünnetin aslı yerine gelmiş olur.

 
İkiz çocuğu dünyaya gelen kimse ikisi adına bir kurban kesse Akika sünneti yerine gelmiş olmaz.

 
Akikada Niyet:
Kurban bayramında keserken kurban diye niyet ettiği gibi Akikayı keserken de akika olduğuna niyet etmesi şarttır.

Akikayı keserken besmeleden sonra şöyle demek müstehabdır:

-“Allahım! Bu (hayvan) senden (geldi), sana (rızan için) filan kişinin akikasıdır.”

 
Bazı alimler “akika kurbanı kesilirken şu dua okunur” dediler.

“Allahım! Şu hayvan filan kişinin akikasıdır. Kanı kanına, eti etine, kemiği kemiğine, derisi derisine ve tüyü tüyüne (bedel) olsun. Allah’ım, bu hayvanı filan oğlu filan için Cehennemden fidye (kurtuluş vesilesi) kıl.”

 
Kurban keserken de şöyle dua eder;

“İnni veccehtü vechiye lillezi fetarassemâvâti vel ‘arda hanifen ve mâ ene minel müşrikin.” Allah’ım, bu hayvan senden (ihsanın) dır ve senin rızan için Muhammed Aleyhisselâm veümmeti tarafından dır” der ve “Bismillâhi Allahû Ekber” diyerek keser. 
Kestikten sonra iki rekat namaz kılar ve şu duayı okur.

Allâhümme inne salâti ve nüsükî ve mahyâye ve memâti lillâhi rabbil âlemin. Lâ şerike lehü ve bizelike ümirtü ve ene evvelül müslimin. Allâhümme hêzê minke ve leke ve ileyke tekabbelhü minnî kemâ tekabbeltehû min İbrâhime Aleyhisselâm.

 
Akika kurbanının etinde müstehab olan çiğ olarak dağıtmamaktır. Pişirir ve tatlı bir şey ile beraber fakirlere o vaziyette tasadduk eder.

Ayrıca ondan hem yemek, hem tasadduk etmek ve hem de hediye etmek müstehaptır.

 
Sünnet olan, Akikayı doğumun yedinci günü kesmektir. (Herhangi bir sebeple) yedinci günden sonraya kalırsa kesme vazifesi düşmüş olmaz. Yalnız uygun olan, buluğ çağından sonraya bırakmamaktır. Buluğ çağına ulaştığı zaman ana-baba üzerinden kesme hükmü düşer. Bu durumda çocuk muhayyerdir. İsterse kendi akikasını keser.
Yedinci günden sonra ya da kurban kesmek mümkün olduktan sonra henüz kesilmeden çocuk ölmüş olsa onun adına akika kurbanı kesmek de müstehabdır.

 
Kurbanın kanını – cahiliyye devrinde olduğu gibi – çocuğun alnına sürmek mekruhtur. Cahiliyye devrinde insanlar akikanın kanına pamuk batırırlar ve onu çocuğun alnına sürerlerdi. Rasülüllah Aleyhisselâm onlara kan yerine zaferan v.b. koku koymalarını emretti. Onun için sünnet olan zaferan ve güzel koku sürmektir.

 
Kız olsun, erkek olsun doğumun yedinci günü saçlarını tıraş etmek ve ağırlığınca altın ya da gümüş tasadduk etmek müstehabdır.

 
Fatıma validemiz (RadıyAllahü Anhâ) Hazreti Hasan, Hüseyin, Zeynep ve Ümmü Gülsüm (Radıyallâhü Anhüm)ün saçlarını tarttı ve ağırlığınca gümüş tasadduk etti.

 
Tıraşı akikadan sonra yapmak da müstehabdır. Zira bize göre akika, parasını tasadduk etmekten daha faziletlidir.

 
Akikada da, kurbanda olduğu gibi koyunda altı ayını tamamlamış ve annesi gibi gösterişli ise olur. Keçide iki yaşında olmalıdır.

 
Alimler Akikanın müstehab olduğuna Tirmizi’nin Aleyhisselâm Efendimizden şu rivayetini delil olarak getirdiler.

-Çocuk, akikası ile rehinlidir. Yedinci günü onun için kurban kesilir, başı tıraş edilir ve isim verilir.
 
Peygamberimizin “akikası ile rehinlidir” ifadesi; kaza, belâ ve hastalıklardan korunmasına sebep olduğunu ifade etmektedir.

 
Ayrıca kastedilen mana; “Akikası kesilmediği zaman buluğ çağına gelmeden ölürse kıyamet günü ana-babasına şefaat etmez” demek de olabilir. (Ğaliyyet-ül Mevâiz)


Çevrimdışı antepli

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 496
Ynt: Akika Kurbanı Hakkında
« Yanıtla #5 : 03 Şubat 2012, 17:52:48 »
Allah(a.c.) RAZI OLSUN kardeşlerim. oğlum rahatsız olduğu için saçını kesemedik göz kararı ( gelebiliceğinden daha fazlasını tasadduk ettik ) verdik saçının ağırlığınca altunun nakdi karşılığını. bir sorun olurmu?
Bu dünyanın cefasından sefasına sıra gelmez.gafil olmayın ilme çalışın geçen günler geri gelmez...