Gönderen Konu: Cennetliklere komşu yapan 'kazaya rıza' hali  (Okunma sayısı 2957 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Cennetliklere komşu yapan 'kazaya rıza' hali
« : 12 Kasım 2008, 12:30:05 »

İnsan bazen ekonomik darlıklara, ailevi zorluklara, sıhhi rahatsızlıklara maruz kalabiliyor. İşte bu zorluk ve darlıkların yaşandığı devrelere 'kazaya rıza' devreleri deniyor.

Hayatımızdaki gerçek imtihanlar da bu zorluklarla dolu devrelerde söz konusu oluyor. Sıkıntı ve musibetlere maruz insan, Rabb'inin rızasını kazanma fırsatıyla da yüz yüze geliyor.

İsterseniz meseleye irşat kitaplarında verilen şu çarpıcı misalle bakalım. Hem dinlenmiş oluruz hem de konuya ait mesajı daha açık ve net şekilde alma imkanı buluruz. Musa aleyhisselam Tur'daki münacatında der ki:

-Rabbim! Sen kullarından ne zaman razı olursun bildir de ben de kullarına onu bildireyim, hal ve hareketlerini rızanı kazanacak şekilde düzeltsinler? Şöyle cevap gelir Rabb'imizden:

-Kullarıma söyle: Onlar benden ne zaman razı olurlarsa ben de onlardan o zaman razı olurum!.. Yani haklarındaki takdirlerime ne zaman itiraz etmeyip rıza ile karşılarlarsa işte ben de o zaman onları reddetmeyip rıza ile karşılarım... Demek ki Rabb'imizin bizim hakkımızdaki takdirine biz ne ölçüde razı olursak Rabb'imiz de bizden o ölçüde razı olur. Öyle ise bizler kul olarak maruz kaldığımız darlık ve zorlukları imtihanımız olarak yorumlar, sabır içinde şükürle karşılar, şikayetçi duruma girmeyiz. Böylece Rabb'imizin rızasını kazanma fırsatını kaçırmak gibi bir yanlışa da düşmemiş oluruz.

Hazret-i Ömer Efendimizin de bu konudaki düşüncesi manidardır. Şöyle ifade etmiştir:

-İster bolluk, isterse darlık zamanında olsun Rabb'imin takdiri ne ise ona gönülden razı olurum. Bolluk verince şükredip de darlık verince şikayetçi olan kul durumuna düşmekten de yine Allah'a sığınırım!..

Maruz kalınan sıkıntıları sabırla karşılamayıp şikâyetçi duruma girmeyi çok yanlış bulan maneviyat büyüğü Mihran Hazretleri ise şöyle ikazda bulunmuştur:

-Allah'ın takdirlerine rıza göstermeyen adamın sabırsızlığına şaşarım. Çünkü şikâyetçi adam sabırsızlığıyla hiçbir takdiri değiştiremez. Sadece takdir sahibinin rızasını kazanma fırsatını kaybetmiş olur, hepsi o kadar. Halbuki bizim hayatımızın hedefi, Rabb'imizin rızasını kazanmaktan başkası değildir.

Bundan dolayı tabiinden Süfyan-ı Sevri duasında hep şöyle diyordu:

-Rabb'im! Hayatımızın gayesi senin rızanı kazanmaktır. Bizden razı ol yeter! Sevri'nin bu duasını duyan Rabia Hanım tebessüm ederek: -Rabb'imiz bizden razı olur mu, biz Ondan razı olmadıktan sonra? deyince Sevri sormuş: -Rabb'imiz bizden nasıl razı olur? diye de şöyle cevap almıştı Rabia'dan:

-Kul, Rabb'inin takdirlerine ne zaman razı olursa Rabb'imiz de işte o kuldan o zaman razı olur!.. İşte meselenin özü. Maruz kaldığımız sıkıntı ve zorluklara rıza gözüyle bakabilmek... Böylece bir yandan sıkıntı çekerek kaybediyor gibi oluyorken öte yandan hiçbir kazançla mukayese edilemeyecek derecede bir kazanç elde eder, cennetliklere komşu olacakların makamına dahi çıkabiliriz. Gazali Hazretleri bu mühim noktayı şöyle dikkate vermektedir: Çekildiği mağarada hep ibadetle meşgul olan bir maneviyat büyüğü, bir gece rüyasında cennetteki komşusunun çevrede koyun otlatan bir çoban olduğunu görür. Merak edip çobanı dağ başında bulup üç gün yanında kalır, çobanda dikkat çekecek üstün bir hal göremez de sorar: "Üç gündür incelediğim halde sende farklı bir amel görmedim. Acaba bilmediğim gizli bir halin mi var?" der. Çoban şöyle cevap verir:

-Benim öyle büyük bir amelim yok, sadece küçük bir halim var, diyerek küçük halini şöyle anlatır: Ben, der, bollukta nasıl halime şükredersem darlıkta da öyle sabır içinde şükrederim, asla şikayetçi olmam. Rabb'im beni güneşte bıraksa gölge istemem, gölgede bıraksa güneş istemem. Neyi layık görürse ona teslim olur, hakkımda hayırlısı bu imiş derim!.. Bunu duyan maneviyat büyüğü der ki:

-Sen bu haline küçük amel mi diyorsun? Buna 'kazaya rıza' hali derler. Sahibini cennetliklere komşu eden makamdır bu makam. Şimdi anladım Rabb'im seni cennetliklere komşu olmaya neden layık gördüğünü!..

Hayata İslam kültürüyle bakanlara bu misaller bir rahatlatıcı mesajlar sunuyor diye düşünmekteyim. Siz nasıl yorumluyorsunuz bilemem.

alıntı
« Son Düzenleme: 12 Kasım 2008, 12:32:15 Gönderen: İsra »

Çevrimdışı ihvan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2399
Ynt: Cennetliklere komşu yapan 'kazaya rıza' hali
« Yanıtla #1 : 12 Kasım 2008, 15:49:04 »
Hayat islam dışına çıkarsa işkencedir.ölümdür..

Çevrimdışı ENE 67

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 290
Ynt: Cennetliklere komşu yapan 'kazaya rıza' hali
« Yanıtla #2 : 12 Kasım 2008, 19:27:28 »
Rabbimiz:"Siz birseyi seversiniz,onun icin calisir ve onu elde etmek istersiniz,fakat bilmezsiniz ki,onun sonunda sizin icin ser vardir.Yine siz birseyi sevmezsiniz,hosunuza gitmez ve istemezsiniz,fakat bilmezsiniz ki,sizin icin onun sonunda hayir vardir"buyuruyor.


Kader meseli gercekden cok önemli bir meseledir.
Hz.Allah bizleride cennetde rasulAllaha komsu eylesin.
« Son Düzenleme: 12 Kasım 2008, 19:32:58 Gönderen: ENE 67 »
SIKINTI VE HUZURSUZLUK MUTLAKA BIR GÜNAHIN CEZASI,HUZUR ISE BIR IBADETIN KARSILIGIDIR
HZ.Mevlana