Gönderen Konu: Alerji?  (Okunma sayısı 24291 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Temmuz ayına dikkat!
« Yanıtla #15 : 30 Haziran 2011, 02:43:16 »

Temmuz ayına dikkat!

Küresel ısınma tetikledi.

Küresel ısınma çağın hastalığı alerjiyi de etkiledi. Mayıs ve haziranda ortaya çıkan polen, kış aylarına kadar uzayacak. Yağmurla birlikte azalan polene bağlı astımlı hasta sayısında temmuzda patlama yaşanacak
 
Halk arasında 'saman nezlesi' olarak bilinen ve daha çok bahar döneminde görülen polen alerjisi mevsim değiştirdi. Prof. Dr. Nur Münevver Pınar, "Normalde mayıs ve haziran ayları polen alerjisinin en fazla olduğu dönemdir. Ancak yağmurların uzaması polenlerin baskılanmasına neden oldu" dedi.
 
Küresel ısınmanın etkisiyle yazın oluşan yağmurun polen mevsimini geciktirdiğini ifade eden Pınar, "Hasta sayımızda azalma olması böyle devam edeceği anlamına gelmiyor. Temmuz ve ağustosta hava sıcaklığı artacak. Yağmurun da etkisiyle vejetasyon daha etkin olacak. Atmosfere yayılacak polen sayısı da fazla miktarda olacak. Temmuz başından itibaren hasta sayısında patlama bekleniyor" dedi.
 
Prof. Dr. Münevver Pınar, normalde eylül-ekim ayında biten polen döneminin kasım hatta aralık ayına kadar devam edeceğini belirterek şöyle konuştu: "Küresel ısınmayla birlikte ortaya çıkacak bitkilerin polenleri daha fazla alerjik durumlar yaşatacak. Özellikle buğdaygiller, pelin otu, kazayağıgiller gibi otlar dominant hale gelecek. Bunlar da birinci derecede alerjik reaksiyonlara neden olacak."
 
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs ve Alerjik Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Mısırlıgil de hastaların yağmurdan dolayı şanslı bir yıl yaşadığını ancak bundan sonraki dönemin onlar için zor olacağını ileri sürdü. "Polenlere alerjisi olanlar için alerjik nezle ve astım yakınmalarının en çok arttığı döneme girdik" diyen Mısırlıgil, bazı uyarılarda bulundu.
 
Sabah saatlerinde sokağa çıkmayın

- Hastalar ilaçlarını düzgün kullansın.
- Polenlerin yoğun olduğu 04.00-10.00 saatleri arası dışarı çıkmayın.
- Evin havalandırılması bu saatler dışında yapılsın.
- Dışarıdan gelenler duş alıp, elbise değişsin.
- Gerekli önlem alınmadığı takdirde alerjik nezle astıma dönüşebilir.

iyilikgüzellik
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Alerji Yorgunluğundan Nasıl Kurtuluruz?
« Yanıtla #16 : 07 Mayıs 2012, 02:13:08 »
Hapşırık, burun tıkanıklığı, kaşıntı gibi şikayetlerle kendini gösteren alerji hastalığı bazı kişilerde iş ve günlük yaşamı engelleyecek kadar şiddetli olabilir. Hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçların yorgunluk hissi oluşturması ise ayrı bir sorun.
 
Bu yorgunluğu gidermek için vücudun vitamin ve minerale değil aminoaside ihtiyacı vardır. Kişi yorgunluğun kısır döngüsünü kırmak için aminoasit ve türevlerini dışarıdan alarak vücudun ihtiyacı olan enerji mekanizmasını harekete geçirmelidir.
 
Çağımızın hastalığı olarak da tanımlanan ve 10 kişiden 3’ünde görülen alerji hastalığı bazı kişilerde iş ve günlük yaşamı engelleyecek kadar şiddetli olabilir. Alerji, vücudumuzun değişik organ ve dokularında bazı maddelere karşı aşırı duyarlılık oluşturmasıdır. Hastalık olarak adlandırılabilmesi için bu duyarlılığın vücuda zarar verir hale gelmiş olması gerekir. Çevreden gelen yabancı alerjik maddeler göz, burun, boğaz yoluyla vücuda girer.

Burada onların içeri girmesini engelleyici reaksiyonla karşılaşırlar ki vücudumuzun korunması için bu gereklidir. Bazı insanların olaya reaksiyonu normalden fazladır. Bu kişilere "alerjik bünyeli", bu tür maddelere de "alerjen" denir. Alerji genetik bir özelliktir, soya çekim gösterir. Hastalık bulguları ve tanısı etkilediği doku ve organa göre değişir.
 
Alerjiyi Tetikleyen Etkenler Nelerdir?

Hava ile taşınabilecek kadar hafif ve belirli boyutta olan, burun dokusunda depolanabilecek bitki, hayvan, protein parçaları ve yabancı maddeler alerjiyi oluşturur. Sık görülen alerjenler çiçek polenleri, mantar sporları, hayvan derisi döküntüleri ve ev tozudur. Havayolu ile geçenlerin tedavisinde temel prensip bunlardan uzak durmak; mümkün olmuyorsa ilaç veya uygun aşı yaptırmaktır. Alerji bazı kişilerde yıl boyu, bazı kişilerde ise ilk ve sonbaharda yaşanır.

Tamamen bünyenin bir tepkisidir. Yaş sınırı yoktur. Çocukluk, gençlik, yaşlılık dönemlerinde her an karşımıza çıkabilir. Bazı ailelerde çocuk alerjikken, anne ve babada görülmese bile 40-50 li yaşlarda ortaya çıkabilir.
 
Alerji- Yorgunluk ve Asosyallik İlişkisi

Burunda kaşıntı-akıntı, hapşırma, gözlerde yaşarma-sulanma, öksürük gibi şikayetlerle kendini hissettiren alerjik reaksiyonlar özellikle sabah saatlerinde daha yoğun yaşanır.

Mevsimsel alerjisi olanlar evde rahattır. Dışarı çıkıldığında ya da dışarıdaki alerjenlerle temas edildiğinde (örneğin cam açıldığında) rahatsızlık başlayabilir.Yıl boyu süren alerjilerde çalışma ortamlarında bulunan ev tozu, nem, rutubet gibi unsurlar alerjiyi tetikler.

Klimalar, merkezi sistemi olan işyerleri ve evler, hava kirliliği, beslenme alışkanlıkları alerjiyi ön plana çıkardı. Mevsimsel alerjilerde tedavi daha kolaydır.

Alerji ilaçlarının ilk aşamadaki etkisi burnu açma, kaşıntıyı giderme, akıntıları azaltmaya yönelik olduğu için zaman zaman vücutta yorgunluğa sebep olabilir. Sadece ilaçlar değil, burun tıkanıklığı da uyku kalitesinden günlük yaşantımıza kadar her aşamayı ciddi etkiler.

Öncelikle sağlıklı uyku uyuyamadığımız zaman bir yorgunluk hissederiz. Bu yorgunluk günlük yaşantımızdaki performansımızı, işimizi, verimliliğimizi, her şeyimizi etkiler. Genel yorgunluklarda kişinin psikolojisi ve uyku kalitesi bozulur. Kişi çevresinden hasta muamelesi görür. Trafik, sinema, tiyatro gibi toplu yerlere gitmek istemez bu ortamlardan kaçmaya başlar ve asosyal olur. Kişinin mutlaka tedavi olması gerekir.
 
Yorgunluğun Kısır Döngüsünden Kurtulmak İçin Aminoasit

Alerji vakalarındatedavi şarttır. Tedavi sırasında ilaçların oluşturduğu halsizlik ve yorgunluktan kurtulmak için aminoasitlere ihtiyaç vardır. Kişiler bu durumlarda vitamin ve mineral desteği alıyor. Oysa vücudun enerjiye ihtiyacı vardır.

Enerjiyi ortaya çıkaran ise aminoasitlerdir. L-karnitin, L-arjinin, L-glutamin, L-serin ve L-treonin gibi aminoasitlerin tümü birarada alındığında vücuttaki enerji seviyesi artacak, bu şekilde günlük yorgunlukla mücadelede kişi kendisini daha güçlü hissedecektir.

Burada dikkat edilmesi gereken şey, bu aminoasitlerin sporcu dozlarını değil, günlük yaşantıdaki kas kullanımına göre ayarlanmış dozajlı olanlarını kullanmaktır.

Op. Dr. Mustafa Üzeyir
 KBB ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzm.
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Bahar Alerjisi
« Yanıtla #17 : 03 Nisan 2013, 11:49:24 »
Bahar Alerjisi



Bahar alerjisi, özellikle bahar aylarında çimen, ağaç, tahıl, ot, çiçek ve bazı mantarların polenleri tarafından oluşturulan alerji şeklidir. Bu alerjenlere, alerjisi olanlar veya şikâyetleı olanlar, mümkünse böyle yerlerden uzaklaşmalı, eğer bu mümkün olmuyorsa anti-histaminik ilaç alabilirler. Ancak ilaçlar alerjik hastalıkları tamamen yok edemezler, sadece belirtilere baskı yapabilirler. Bahar alerjisinde doktor kontrolünde aşı tedavisi (Immunoterapi) daha etkili bir seçenek olabilir.

Bahar alerjisine yakalananlarda en sık görülen belirti hapşırmadır. Sonrasında burun tıkanıklığı, burun akıntısı, geniz akıntısı, gözlerde sulanma ile beraber kaşıntı ve yaşarma, öksürük, nefes darlığı, boğaz ağrısı, damak kaşıntısı bazen de ciltte kaşıntı ve kızarıklıklar gibi belirtirler sıralanabilir. Soğuk algınlığından farkı 3-5 günde geçmeyip uzun süre devam etmesidir.

Genelde bahar aylarında yaygınlaşan bu hastalık önce burunda başlar. Havayolunun ilk ve en önemli organlarından biri olan burnun, hava ile ilk karşılaşması sebebiyle gösterdiği belirtiler “alerjik rinit” olarak isimlendirilir. Bahar alerjisi aynı zamanda, saman alerjisi ve alerjik rinit ile aynı anlamda kullanılır. Bu hastalığın alerjik olmayan şekli olduğu gibi, yıl boyu ve mevsimsel şekli de vardır.

Alerjik rinit, hastaları sosyal ve psikolojik yönden etkileyip vücut dirençlerinin bozulmasına sebep olabiliyor. Bazen basit nezle şeklindeki hafif seyreden bu hastalık, önemsenmeyip zamanında tedavi edilmezse ilerleyen dönemlerde astıma sebep olabiliyor.

Ev tozu alerjisi

Alerji hastalığının bir diğer şekli de ev tozu alerjisidir. Evdeki tozlara karşı aşırı duyarlılık, bu hastalığın temel sebebi sayılır. insanın yaşadığı ve çalıştığı ortamda toz ve nem tutan her türlü eşya alerjiyi tetiklemeye sebep olabilir. Özellikle tüylü ve yünlü eşyalarda, halılarda, koltuklarda, kıyafetlerde tetikleme oranı daha fazladır.
Ev tozu alerjisinin diğer adı “akar” alerjisidir. Akarlar deri döküntüleri ile beslenirler ve gözle görülmezler. Dolayısıyla akar alerjisi görülen insanların en fazla vakit geçirdiği yatağını, yastığının kılıflarını sık sık temizlemeli veya değiştirmelidir. Bununla beraber ev ortamının havalandırılması ve güneşlendirilmesi, tozlarının alınması, halıların temizlenmesi, gereksiz ve kullanılmayan ve toz barındıran eşyaların ortadan kaldırılması gerekir.

10 maddelik alerjiden korunma yolları:

1. Evin içindeki nemli ve tozlu ortamları temizleyin.

2. Evinizde tüylü hayvan ve polenli bitki beslemekten kaçının.

3. Tüylü ve yünlü eşyalar yerine pamuklu ve sentetik olanları tercih edin.

4. Havayolu alerjileri içinde en zararlılarından biri olan Sigara dumanı; sigara içilen ortamlarda özellikle çocukları çok etkilediğinden, bu konuda daha duyarlı olun.

5. Alerjenlerden korunmak için, polenlerin yoğun olduğu dönemlerde ev ve arabanızın camlarını fazla açık tutmayın. Bu tür ortamlarda gezerken maske kullanın.

6. Beden temizliğinize dikkat edin, düzenli olarak el ve yüzünüzü yıkamaya ehemmiyet gösterin.

7. Sıkıntı ve stres alerjiyi tetiklediğinden, içinizi rahat ettirecek faaliyetler yapın.

8. Ev kaloriferli ise üzerine nemli bir şey koyup buhar yapmasını sağlayın.

9. Evde veya arabada klima kullanılıyorsanız, filtresini sık sık temizleyin.

10. Burun, göz ve ağzınızın etrafındaki polen ve toz partikürlerini temizlemek için, günde en az 5 defa abdest almaya özen gösterin.


Yavuz Selim YILDIRIM | 02 Nisan 2013 | İnsan ve Hayat Dergisi

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Nezle mi oldunuz? Yoksa Bahar Alerjiniz mi var?
« Yanıtla #18 : 29 Nisan 2013, 17:59:18 »
İlkbaharla birlikte sıklıkla görülmeye başlayan bahar alerjilerini Hisar Intercontinental Hospital Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seyhan Alkan ile konuştuk.

İlkbaharda en sık görülen hastalıklardan birinin bahar alerjisi olduğunu dile getiren Doç. Dr. Seyhan Alkan; ‘Dünya nüfusunun yaklaşık %30-40’ını etkileyen alerjik hastalıkların zirve yaptığı dönemlerden biri ilkbahardır.

Bitki örtüsünün polen yoluyla yenilendiği bu dönemde soluduğumuz havadaki alerjen miktarı çok artar. Mart ayı ile başlayan ağaç polenleri, Haziran ayıyla birlikte çimen polenleri dönemi ile devam eder.

Sıklıkla düzelmeyen soğuk algınlığı, nezle, grip benzeri şikayetler oluşturur. Alerjik üst solunum yolu hastalıklarının teşhisinde önce kişinin şüphelenerek hekime başvurması çok önemlidir.

Ateş olmadan boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı, kuru öksürük, geniz akıntısı, halsizlik, yorgunluk, özellikle sabahları üst üste hapşırma, ses kalitesinde değişiklikler gibi üst solunum yoluna ait bulgular ortaya çıkıyorsa ve bu durum birkaç hafta aynı seyirde devam ediyorsa mutlaka alerjik hastalıkları akla getirmek ve bir hekime başvurmak gerekir.

Şikayetlerinizi net olarak ifade etmezseniz boğaz enfeksiyonu (farenjit), sinüzit, kulak enfeksiyonu, gırtlak enfeksiyonu (larenjit) şeklinde yanlış tedaviler alabilir; dolayısıyla hastalıklarınızın süresi uzayabilir.

Kulak burun boğaz endoskopik (kameralı) muayenesi ile teşhis son derece kolaydır, ayrıca alerji testleri kandan ve deriden yapılabilir.

Alerjik hastalıkları teşhis edilen hastalar antigribal, antibiyotik, ağrı kesici, öksürük şurubu gibi gereksiz ilaç kullanımından kurtulmuş olur.

Teşhis ve tedavisi geciken hastalar ise orta kulak, sinüsler, boğaz ve gırtlak bölgesinin kronikleşen hastalıkları ile mücadele etmek zorunda kalabilirler. Üst solunum yolu alerjisi tedavi edilmeyen hastalarda alerjik astım hastalığı riski de belirgin olarak artar.’ açıklamasında bulundu.

milliyet
〰〰〰〰🐠

mazhar

  • Ziyaretçi
Alerjik Nezle Belirtileri
« Yanıtla #19 : 10 Mayıs 2013, 23:30:24 »
Alerjik nezle belirtileri sadece duyarlı alerjenle karşılaşıldığı zaman değil, sigara dumanı, parfüm, deodorant, soğuk hava ve her türlü keskin koku ile de ortaya çıkar.
 

HAPŞUUUUUUU….

En tipik belirti hapşırmadır; bazen arka arkaya 10-20 kez olabilir. ‘Sayılamayacak kadar çok hapşırıyorum’ diyen hasta sayısı hiç de az değildir. Hapşırmalar sabah saatlerinde daha çoktur ve hastayı yorgun düşürebilir. Hapşırmalar bazen aniden başlar, bazen de burunda önce rahatsız edici bir yanma-kaşınma tarzı bir rahatsızlıktan sonra ortaya çıkar. Hapşırma sırasında refleks olarak gözler kapanacağı için araba sürenlerin çok dikkatli olmaları gerekir.

 MENDİLCİLERİN EN SEVDİĞİ BELİRTİ

Bu, burun akıntısıdır; çoğu zaman su gibi ve berraktır. Bir hastam ‘Şaşal gibi’ diye tarif etmişti burun akıntısını da uzun zaman Şaşal içememiştim. Sürekli ve fazla miktardaki burun akıntısı, hastanın sinirlerini bozar. Düşünün, elinizde bir mendil devamlı burnunuzu siliyorsunuz… Birçok hasta, cep mendili yerine artık kağıt havlu kullanmaya başlar. Sürekli burnu akanlar ve bunu mendille silenlerin burun deliklerinin etrafı ve üst dudakları kızarır, tahriş olur. Aşırı burun akıntısı, devamlı burun çekme, geniz akıntısı, boğazda gıcıklanma, öksürük ve hatta bulantı gibi şikayetlerde olamaya başlar.

Bu berrak akıntı sarıya, yeşile doğru renk değiştirirse, bilin ki, sinüslerinizde iltihap (sinüzit) olmuştur.

 BURUN TIKANIKLIĞI

Bazen iki taraflı, bazen tek taraflıdır. Tıkanıklık sürekli olarak aynı tarafta ise, burun içinde darlık yapabilecek bir durum (polip, yabancı cisim, burun eti…) araştırılmalıdır. Tıkanıklık fazla ve devamlı ise, burun etrafındaki boşlukların (sinüsler) ve orta kulağın havalanması bozulur. Bu da, kulak ağrısı, duymada azalma gibi şikayetlere neden olur. Burun tıkanıklığı, çocuklardaki alerjik nezlenin tek ve en önemli belirtisi olabilir.

BURUN, GENİZ, DAMAK KAŞINTISI

Çok sık rastlanan ve bir çok hastayı huzursuz edebilecek olan bir belirtidir. Kaşıntı, çoğu zaman sadece burunda değil, damakta, genizde, kulakta ve gözlerde de vardır.

Gurklama: Hastalar dilleri ile geniz ve damaklarını kaşırken ‘gurk’ sesi çıkarırlar. Dışarıdan rahatlıkla duyulan bu ses, çevredekilerin özellikle de anne ve babaların, kardeşlerin sinirine dokunur.

 Bazı hastalar kaşıntıyı yenmek için sürekli olarak burunlarını ovalayıp dururlar. Özellikle de çocuklar el ayası ile burunlarının ucunu yukarı doğru kaldırırlar veya burunlarını iki taraftan sıkarak sağa sola sallarlar.

 Bazı hastaların kulaklarını kaşımak için kullandıkları tığ, kalem… gibi sivri uçlu cisimler son derecede tehlikelidir. Hastalar, kulaklarını kaşımak için kulak temizleme çöpleri dahil, hiçbir yabancı cismi kullanmama konusunda ciddi şekilde uyarılmalıdırlar !

DUMANA HASSAS BURUNLAR

Alerjik nezleli hastaların bazılarının burnu sigara kokusuna karşı aşırı derecede hassas oluyor. Bu hastalar, çok uzaklardaki sigara dumanının kokusunu kolaylıkla aldıklarını ve bundan rahatsız olduklarını belirtirler. Bir hastam, ‘alt kattaki komşusunun sigara dumanından rahatsız olduğunu’ söylemişti; inanır mısınız?

YELLENMENİN SAKINCASI YOK…

Bazı hastalarda koku alma bozukluklarına  rastlanır. Bu hastalar ne iyi, ne de kötü kokuları hissedebilirler… Bazılarının burnu ise, aksine, radar gibi çok uzaklardaki kokuları bile duyabilir, hele de sigara kokusunu…

Bazı alerjik nezleli hastalar ise yiyip içtiklerinin tadına varamadıklarından şikayetçidirler.

NEZLE DİYİP GEÇMEYİN !

Alerjik nezlelilerde, bu yukarıda saydıklarımızdan başka şikayetler de olabilir. Meselâ, geniz akıntısı, boğazda gıcık hissi…öksürük…koku alma bozuklukları…baş ağrısı, yüz ağrısı…uykusuzluk, uyku bozuklukları, horlama, ağız kuruluğu, nefeste kötü koku… yorgunluk, bitkinlik, iştahsızlık, sinirlilik… İştahsızlık, bulantı, karın ağrıları…
Prof.Dr. Ahmet Rasim Küçükusta