Gönderen Konu: Algılama Zorluğu Varsa Dikkat  (Okunma sayısı 88693 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı enfa

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1543
Algılama Zorluğu Varsa Dikkat
« : 08 Nisan 2007, 00:47:24 »

Okunan kitaptan bir şey anlamama, çabuk sıkılma, düşünceleri toparlayamama, isimleri unutma gibi" durumların, konsantrasyon bozukluğunun işareti sayılabileceği belirtildi.
Türkiye Beyin Araştırmaları ve Sinir Bilimleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurselen Toygar, yaptığı açıklamada, dikkat dağınıklığının çeşitli nedenlere bağlı olduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Toygar, "Beyin yorgunluğu, uyku düzensizliği, ısı ve ışık değişimleri, ekonomik sorunlar, aile içi iletişimsizlik ve gelecek kaygıları insanları konsantrasyon bozukluğuna itiyor" dedi.

Mutsuzluk, umutsuzluk, uyku bozukluğu gibi sorunları beraberinde taşıyan stresin, konsantrasyonu da etkilediğini ifade eden Prof. Dr. Toygar, şunları kaydetti:
"Konsantrasyon bozukluğu en çok gençleri etkiliyor. Sistemin yarattığı istenmeyen meslek seçimi, çeşitli televizyon programları, manevi değerlerin yerini maddi değerlerin alması gençleri olumsuz etkiliyor. Neyi, nasıl isteyeceğini bilmeyen genç, depresyona sürükleniyor. Konsantrasyon bozukluğu olan gençleri yönlendiren birileri de yok."

Bu durumdaki gençlerin acil olarak bir uzmandan yardım almaları gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Toygar, "Burada ailelere de çok büyük görevler düşüyor. Gençlere doğru amaç ve hedefler gösterildiğinde tedaviye gerek kalmayacaktır" dedi.

Zaman diyorum, biraz daha zaman.Dilimin ucundaki kelimeler bu kış donmazsa bir dahaki yıl uçmayı öğrenecekler!

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Beyin Yorgunluğuna Dikkat
« Yanıtla #1 : 23 Ağustos 2011, 14:19:32 »


Beyin yorgunluğunun günümüz insanında giderek artan bir problem haline geldiği bildirildi

Beyin elektrosu (EEG), beyin yorgunluğu vakalarında mutlaka uygulanması gereken bir tetkik olduğunu belirten uzmanlar, "Sağlıklı beyinde gördüğümüz alfa ve beta dalgalarının istatistiksel verileri çok önemli bilgiler verir.

Beyin yorgunluğunda beta dalgalarında yoğunlaşma izleriz. Buna mukabil alfa dalgaları ne kadar yoğunsa o kadar sağlıklı bir tablo ile karşı karşıyayız demektir. Genelde her iki hemisferdeki beyin dalgalarının istatistiki verileri aynı sonuçları verir. Ancak eğer farklılık arz ediyorsa bu durum mutlaka üzerinde durulması gereken bir konudur" dediler.
 
Beyinin her iki hemisferi arasında anlamlı farklılık, ilerde gelişecek olan alzheimer hastalığının habercisi olabileceğini anlatan uzmanlar, "Potansiyel bir alzheimer hastasını önceden keşfetmek, tedavide hiç kuşkusuz çok önemli yararlar sağlar. Böyle her iki hemisfer farklılığı olan kişiler mutlaka PET filmi ile incelemeye alınmalıdır. PET, beyin metabolizmasını, daha net bir tabirle beyinin hangi bölgelerinin çalıştığını hangi bölgelerinin iyi çalışmadığını gösteren mükemmel bir testtir. Nitekim biz REEM Nöropsikiyatri kliniğimizde unutkanlık ya da alzheimer şikayetleri ile gelen her hastaya PET filmi çektirmekteyiz" dedi.
 
BEYİN YORGUNLUĞUNDA BELİRTİLER
 
Uzmanlar, beyin yorgunluğunda en çok karşılaştıkları şikayetlerin, unutkanlık, odaklanamama, konsantrasyon eksikliği, algılama eksikliği, öğrenme ve ezberleme zorlukları, beyinde ağırlık hissi, dikkatsizlik, tahammülsüzlük ve çabuk sinirlenme gibi belirtiler olduklarını belirtiyorlar.

internethaber.com
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Dikkat! Beyin Yorgunluğu Sizi İşinizden Edebilir…
« Yanıtla #2 : 11 Haziran 2012, 18:27:52 »
Beynim dolu, hiç bir şey düşünemiyorum. Ağır stres altındayım, yaşadığım olayların etkisinden kurtulamıyorum. Son zamanlarda başarı grafiğim çok düştü, hatalı kararlar alıyorum, işlerimi takip ve kontrol edemiyorum diyorsanız beyin yorgunluğu yaşıyor olabilirsiniz…

Beyin yorgunluğunda en çok karşılaştığımız şikayetler, unutkanlık, dikkat eksikliği, algılama eksikliği, öğrenme ve ezberleme zorlukları, beyinde ağırlık hissi, dikkatsizlik, tahammülsüzlük ve çabuk sinirlenme gibi belirtilerdir.
 
Beyin yorgunluğunda beyinin kayıtlama merkezi Alzheimer hastalığındaki gibi bozulmamıştır ancak yeni bellek kaydında gecikme ve zorlanma vardır. Örneğin kişi okuduğu şeyleri anlamak için tekrar okumak zorunda kalabilir. Kitabın bir sayfası okunurken, bir önceki sayfaya sık sık bakabilir.
 
Beyin yorgunluğunun analiz aşaması nasıl yapılıyor?
 
Beyin elektrosu (EEG), beyin yorgunluğu vakalarında mutlaka uygulanması gereken bir tetkiktir. Sağlıklı beyinde gördüğümüz alfa ve beta dalgalarının istatistiksel verileri çok önemli bilgiler verir. Beyin yorgunluğunda beta dalgalarında yoğunlaşma izleriz. Buna mukabil alfa dalgaları ne kadar yoğunsa o kadar sağlıklı bir tablo ile karşı karşıyayız demektir.

Genelde her iki hemisferdeki beyin dalgalarının istatistikî verileri aynı sonuçları gösterir. Sonuçlarda farklıklar gözlemleniyorsa dikkate alınmalıdır. Çünkü beyinin her iki hemisferi arasında görülen bu farklılıklar ilerde gelişecek olan Alzheimer hastalığının habercisi olabilir.

Potansiyel bir Alzheimer hastasını önceden keşfetmek, tedavide hiç kuşkusuz çok önemli yararlar sağlar. Bu belirtilerin gözlendiği hastaların mutlaka PET filmleri çekilmelidir. Bu film sayesinde beyinde görülen değişiklikler daha iyi analiz edilebilir.
 
Beyin yorgunluğu hangi mesleklerde daha sık yaşanır?
 
Ekonomik verilerle uğraşan kişilerde, yoğun iş temposuna maruz kalan yöneticilerde, elemanlarda, öğrencilerde ve buna benzer birçok meslek grubunda yaşanabilir.
 
Yoğun iş temposuyla çalışan kişilerde yaşanan değişiklikler nelerdir?
 
Ekonomik verilerle uğraşan birçok kişide bireyin verimliliği düşer. Yeni fikirler üretmede güçlükler yaşar. Sorunlara pratik çözümler getirmez. Analitik ve çözümleyici düşüncelerde olumsuz etkilenmeler yaşayabilir. Bu kişiler beyin yorgunluğu sebebiyle yatırım ve bütçe planlamalarında da hatalar yapabilirler.
 
Aynı şekilde her zaman başarılı bir grafik çizen bir yöneticide de beyin yorgunluğu varsa performans düzeyi hızla düşmeye başlar. Kişi kendisindeki değişiklikleri fark eder fakat çoğu zaman adlandıramaz.
 
Beyin yorgunluğu yaşayan çalışanlarda da aynı sonuçlar gözlenir kişisel üretim düşer. Çalışanın arkadaşları ile olan ekip ruhu ve diyaloglarında zedelenmeler yaşanır. Kişiler daha sinirli ve alıngan davranışlar sergiler.
 
Yoğun bir tempoyla çalışan öğrencilerde de durum farklı değildir. Ders notlarında düşmeler yaşanır. Algılamada güçlükler yaşanabilir. Dolayısıyla da bu durum karşısında bireylerin okul ve iş hayatı açısından olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir.
 
Beyin yorgunluğu nedenleri nelerdir?
 
—Uzun süreli stres yaşanması,
 
—Yoğun çalışma temposu,
 
—Metropol şehirlerde sıkça karşılaşılan havasız, küçük ve dar ofisler,
 
—Elektronik cihazlardan yayılan elektromanyetik dalgaları,
 
—Cep telefonu sinyalleri, TV ve Radyo dalgaları, telsiz dalgaları, yüksek gerilim hatları, baz istasyonları gibi elektromanyetik kirlilik,
 
—Alkol alışkanlığı, uykusuzluk, depresyon ve anksiyete sorunları,
 
—Hastalık sebebiyle kullanılan bazı ilaçlar,(kanser, epilepsi ve depresyon ilaçları gibi)
 
—Vitamin eksikliği, (B12 folik asit, demir eksikliği ve troid hormonlarının yetersizliği)  beyin yorgunluğuna ve durgunluğuna neden olabilir.
 
Beyin yorgunluğuna karşı ne yapılabilir?
 
·        Stres faktörlerinin yok edilmesi:
 
*Kişi kronik stres oluşturan durumlardan uzaklaştırılmalıdır.
 
*Sağlıksız çalışma ortamlarından uzak durulmalıdır. Çalışanların fiziksel sağlığı kadar ruh sağlıkları da düşünülmelidir.
 
*Havasız mekanlarda insanların çalıştırılmasına engel olunmalıdır.
 
*Günlük düzenli spor aktiviteleri yapılmalıdır. İş aktiveleri arasında ya da sonrasına herhangi bir müzik aleti ile uğraşmak beyini dinlendirir.
 
*Yoğun iş aktiviteleri arasında tatil ve dinlenmeye zaman ayrılmalıdır.
 
*Sınavlara hazırlanan öğrenciler ise düzenli aralar vermeli ve aralarda spor, müzik gibi aktiviteler yapmalıdırlar.
 
Beyin yorgunluğuna için hangi besinler iyi gelebilir?
 
Fındık, ceviz, badem, çekirdekli kuru üzüm, yeşil sebzeler, böğürtlen, yaban mersini, somon ve sardalye balığı, üzüm suyu, elma, kepekli pirinç ve sıcak kakao beyin yorgunluğuna iyi gelen gıdalardır. Aynı şekilde çay ve kahve beyin yorgunluğuna iyi gelir.
 
Tedavi olarak hangi yöntem kullanılıyor?
 
TMS tedavisinin beyin yorgunluğunu düzelttiği, bilimsel araştırmalarla nerdeyse kesinlik kazanmıştır. TMS, nöronlarda aynı bir ses ekosu gibi baştan sona doğru manyetik titreşimler yayarak sinir hücresinin daha fonksiyonel olmasını sağlar. Manyetik titreşimler sinir hücresindeki birçok metabolik aktiviteyi düzene sokar. Nöron sağlıklı bir şekilde görev icra etmeye başlar.

Bugün yurt dışında birçok üst düzey yönetici, belirli periyotlarla (1 ay gibi) TMS seansları yaptırarak odaklanma, konstrasyon ve algılama gibi fonksiyonların gelişmesini sağlamaktadır. Maruz kaldıkları yoğun iş temposu nedeniyle üstlendikleri stresten kaynaklanan beyin yorgunluğu ve durgunluğunu, TMS ile düzeltmektedirler.

Nitekim TMS sadece depresyon, panik atak gibi ruhsal rahatsızlıklar ve Alzheimer, felç gibi organik rahatsızlarda değil aynı zamanda beyin yorgunluğu ve durgunluğu içinde başarıyla kullanılmaktadır.

Tedavi sonucunda kişinin olaylara bakış perspektifi netleşir. Doğru ve mantıklı kararlar alır. Eğer varsa uyku problemleri düzelir. TMS aynı zamanda psikolojik rahatsızlıkları da ortadan kaldırdığı için, arka planda fark edilmeyen bir depresyon veya anksiyete varsa, bunlar da ortadan kalkar.

Dr. Mehmet Yavuz
 
Nöroloji Uzmanı - saglikveyasamdergisi
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Artık, beyni hacklemek mümkün!
« Yanıtla #3 : 30 Eylül 2012, 12:55:24 »




İnsan beynindeki bilgileri kişiden habersiz "çekebilen" bir program geliştirmek mümkün olabilir.

ABD’den Berkeley, İngiltere’den Oxford ve İsviçre’den Cenevre üniversitelerindeki güvenlik araştırmacıları, “el kullanılmadan” bilgisayar, video oyunu kullanmaya dönük bir beyin-bilgisayar arayüzü (BCI) programını inceledi ve BCI’nın yüklendiği beyin kaskından kişinin zihnindeki bilgileri çalma riski doğduğunu fark etti.

BCI teknolojilerinin banka kartları şifreleri, adres bilgileri, tanıdıklar hakkındaki bilgiler gibi pekçok kişisel ve gizli bilgileri beyinden çalma olasılıkları yapılan testlerde yüzde 10 ile 40 arasında çıktı. Araştırmacılar özel olarak formüle edilmiş oyunlarla kişilerin beynindeki gizli bilgilerin bu programlamayla alınabileceğine inanıyor.

teknoloji
〰〰〰〰🐠

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Algılama Zorluğu Varsa Dikkat
« Yanıtla #4 : 07 Mart 2014, 20:18:44 »





DEPRESYON NEDİR?
 Depresyon kişinin mutlu olma ve hayattan zevk alma yetisini geçici olarak kaybettiği, duygudurumu, düşünceleri, bedeni ve zihni hastalandıran bir psikiyatrik bozukluktur. Kelime manası çökkünlüktür. Ruhsal durumun çöktüğünü ifade etmek için bu kelime kullanılır.

MAJÖR DEPRESYON NEDİR?
MAJÖR DEPRESİF BOZUKLUK NEDİR?
 Mutsuzluk, keyifsizlik, umutsuzluk gibi depresif şikâyetler insanların zaman zaman yaşadıkları şikâyetlerdir. Hepimizin dibe vurduğu, kendini çok kötü hissettiği anlar mutlaka olur. Ancak majör depresyon geçici bir depresif durum değildir. Eğer depresif belirtiler gün boyu sürer, 2 haftayı aşkın bir süre devam eder ve işlevselliğini ileri derecede azaltırsa buna majör depresyon adını veriyoruz.

DEPRESYON BELİRTİLERİ
MAJÖR DEPRESYON BELİRTİLERİ
"Hiçbir şeyden zevk almıyorum"
 Depresyonun en temel belirtisi, hayattan eskisi kadar zevk alamamaktır. Kişi eskiden hoşlandığı şeylerden artık hoşlan­maz olur. Sağlıklı bir insan güzel bir günden, iyi bir filmden, komik bir fıkradan hoşnut ve mutlu olur. Ancak dep­resyondaki kişi bu mutluluk duygusunu ve yaşama sevincini pek hissedemez. Hayat onun için boş ve anlamsızdır. Zevk veren meşguliyetlere yönelmez olur. Çok sevdiği arkadaşlarıyla bile bir araya gelmek istemez. Gelse bile hiçbir şekilde keyif alamaz. Eskiden yapmaktan çok hoşlandığı, zevk aldığı şeylerden artık zevk alamaz hale gelir. Üstüne başına bakmaz, çarşıya pazara gitmez, hiçbir şey almak gelmez içinden. Kendisini yaşlanmış hisseder. "Kırk sene yaşlanmış gibi­yim. Otuz yaşındayım, ama kendimi yetmiş yaşında gibi hisse­diyorum" der. Ev hanımları evin işlerini yapamaz hale gelir. Çocuklarıyla bile ilgilenemezler. Çocuklarının yemek, içmek, yıkanmak, giyinmek gibi fiziki ihtiyaçlarını bile tam olarak yerine getiremezler. Ağır depresyonda isteksizlik o kadar şiddetli hale gelir ki, hasta yataktan dahi çıkmak istemez. Erkenden uyansa da saatlerce yatakta uyanık vaziyette yatar ve bütün gün öylece yatmak ister. Televizyon seyretmez, kitap okumaz, konuşmaz, önüne konmazsa yemek bile yemez, kolunu kaldırıp yanı başın­daki sürahiden bir bardak su içmez. Daha da ağır depresyon­larda tuvalete bile gitmez.

Sebepsiz sıkıntı, bunaltı, huzursuzluk, heyecan, gerginlik, sinirlilik
 Sebepsiz sıkıntı, bunaltı, huzursuzluk, heyecan, gerginlik ve sinirlilik de depresyonda sık rastlanan belirtilerdendir. Has­talar bu gibi durumları "Bunalıyorum, içim daralıyor, ruhum daralıyor, darlık geliyor geliyor" diyerek ifade edebilirler. Genellikle bu şikâyetlerinin sebepsiz, durduk yer­de geldiğini söylerler. "Göğsümün üstünde taş gibi bir ağırlık var" diyenlere de rastlarız.
 Bazı depresyon hastalarında da sebepsiz bir heyecan gö­rülür. "İmtihana girecek bir öğrenci gibi heyecanlıyım" veya "İçimde sanki kötü bir haber alacakmış gibi bir his var" derler. Telefon çalsa irkilirler, gece vakti kapı çalsa kalpleri gümbür gümbür atmaya başlar. "Midemde bir şey çırpıyor" diyenler olur.

Gerginlik
 Bazen herkese huzursuzluk ve sıkıntı gelebilir. Ama dep­resyon hastalarında bu şikâyetler şiddetli ve uzun süreli olarak ortaya çıkar. Çoğu hasta sabah yataktan sıkıntıyla uyanır. Dep­resyon hastalarının bu sabah sıkıntıları bezdiricidir. Hastalar, gün içinde belirli zamanlarda, bilhassa ikindi saatlerinden ak­şama doğru rahatlarlar. Depresyon geçirenlerin çok büyük bölümü kendilerini gergin hissederler. Ufak bir üzüntü karşısında gerildikleri gibi, üzücü bir olay olmasa bile gergindirler. Uykuda dahi gergin olduklarını, sabah her tarafları sızlayarak ve kaskatı vaziyette uyandıklarında fark ederler.
 Huzursuzluk, sıkıntı, gerginlik ve heyecan gibi duygusal belirtilerin bedensel sonuçları da vardır. Kalp çarpıntısı, nefes darlığı, yutkunma güçlüğü, tansiyon değişiklikleri ve vücutta ısınma-yanma-karıncalanmalar depresyonda sıkça karşılaştığı­mız yakınmalardır.
 Sıkıntı hissinin şiddetli olduğu depresyon hastalarında, inti­har riski de yüksektir. Bazen hastanın hissettiği sıkıntı öylesine dayanılmaz hale gelir ki, bu vakalarda depresyonu düzeltmeyen, ama sıkıntıyı gideren bazı ilaçların kullanılması gerekir. Tam ak­sine, depresyonu düzelten bazı ilaçlar, tedavinin ilk günlerinde sıkıntı hissini arttırıp hastanın kendisini daha kötü hissetmesi­ne yol açabilir. Başlangıçta sıkıntıyı arttıran bu ilaçlar, aslında kalıcı yan etkileri olmayan, uyku ve sersemlik yapmadıkları için de bilhassa tercih ettiğimiz ilaçlardır. Hastalar "Depresyon ilacı aldım, daha kötü oldum" dememeli, doktorlarına telefon edip veya bizzat gidip durumlarını anlatmalıdırlar.

Endişe, korku
 Depresyondaki kişi endişelidir ve çok kolay kaygılanır. Ya­kınlarının başına kötü bir şey geleceğinden korkar, depremden korkar, yola giden eşinin kaza geçireceğinden korkar, çocukları­nın merdivenden düşeceğinden korkar, depremden korkar, has­talıktan korkar, ölümden korkar, cehennemden korkar, vb. Aklı hep kötü ihtimallerle doludur. Felaket senaryoları yazar durur.

Uykusuzluk
 Depresyon hastalarının %90'ının uykusu azalır. Uyku azal­ması üç şekilde olabilir:
  • Yatağa girdikten sonra bir süre uykuya dalmada güçlük. Kimi hastalar yarım saat ila bir saat kadar daima güçlüğü yaşar, kimileri ise sabaha kadar gözünü bile kırpmaz.
  • Uykuya daldıktan sonra uyanma. Kimi depresyon hastaları her gece defalarca uyanır, kimileri ise gece yarısı bir kere uyanır ama bir daha sabaha kadar dalamaz.
  • Sabah erken uyanma. Bazı depresyon hastaları gece geç bile yatsalar sabah erken uyanırlar.
Hastaların %10'unda ise uyku artışı olur. Ancak bu dinlen­dirmeyen bir uykudur. Zaten hemen hemen bütün depres­yon hastaları yorgun uyanmaktan yakınırlar.

İştahsızlık
 Depresyon hastalarının %90'ının iştahı azalır. Hastalarda genellikle kilo kaybı da görülür. Kişi diğer şeylerden aldığı zev­ki yitirdiği gibi, yiyip içmekten aldığı zevki de kaybeder. "Bitkin düşmemek, hatta ölmemek için kendimi zorlayarak yiyorum" der. Hastaların %10'unda ise iştah ve kilo artar. Ancak bu ke­yifli bir iştahlılık değildir. "Zevk almadan, şuursuzca yiyorum; farkına varmadan yemeğe saldırıyorum" veya "Her şeye ilgimi kaybettim, sadece yemekten zevk alır oldum, ben de kendimi yemeğe verdim" derler.

Yorgunluk
 Çoğu bedensel hastalık gibi pek çok ruhsal hastalık da yorgunluğa yol açar. Ancak depresyon, yorgunluğun en yay­gın sebeplerinden biridir. Bedensel hastalıklara bağlı yorgun­luklarda kişi iş yapmak ister, ama yorgunluğu buna engel olur. Depresyonda ise kişi hem isteksiz hem yorgundur.
 Çabuk yorulma, otuz kırk adım attıktan veya bir kat mer­diven çıktıktan sonra derman kesilmesi daha çok bedensel hastalıklarda (kalp veya akciğer hastalıkları gibi) görülür. Depresyonda, hasta hiçbir şey yapmasa da yorgundur. Hatta sabah bile yataktan yorgun kalkar.

Unutkanlık, konsantre olamama, dikkat kusuru, kararsızlık
 Unutkanlığın guatrdan, B12 vitamini eksikliğine kadar pek çok sebebi olabilir. Altmış yaşından büyüklerde en sık rastla­nan sebebi bunamadır (bilhassa Alzheimer hastalığı). Altmış yaşın altında ise ilk sırayı depresyon alır.
 "Hiçbir şey düşünemiyorum, söylenenleri anlamıyorum, etrafımda konuşulanların farkında değilim" gibi şikâyetlerin altında genellikle depresyon yatar. Hasta kararsızlıktan yakı­nır. Basit konularda bile karar vermekte zorlanır.
 Unutkanlık bazen o kadar şiddetli olur ki, kişinin dep­resyon mu geçiriyor bunamış mı anlamakta zorluk çekeriz. Unutkanlık her zaman bu kadar ağır olmasa da, dikkati sürdürememe, konsantre olamama gibi belirtiler de eklendiğinde iş performansını, okul başarısını epeyce etkiler. Okuyamama, okuduğuna yoğunlaşamama ve okuduğundan bir şey anlamama şikayetleriyle karşılaşırız.
 Depresyon genellikle tam olarak düzelen bir hastalık oldu­ğu halde unutkanlık geç düzelir. Hatta dikkat ve hafıza kusuru bir iki yıl kadar da sürebilir. Depresyon geçiren bazı kişilerde ise unutkanlık hiçbir zaman tam olarak düzelmez.

http://www.htanoropsikiyatri.com/depresyon.html
« Son Düzenleme: 07 Mart 2014, 20:20:33 Gönderen: mazhar »