Bizim Türklere mahsus heralde bu pazarlık hastalığı. İllaki pazarlık yapılacak. Yoksa kendimizi huzursuz hissederiz. Hele bir konfeksiyona gideceksin biraz fazla eşya alacaksında rahat duracaksın ha. Mümkün değildir. İlla içimizdeki hisler bizi gıdıklar pazarlık yap yap diye. Gerçi pazarlık yapmak bildiğim kadar sünnet ama Peygamberimiz s.a.v. neyi kasdediyor onuda tam aydınlatmak lazım. Mesela kurbanda pazarlığın olduğunu biliyorum.
Zaten satıcılarda ona göre normal fiyatın üstünü söylüyorlar öncelikle. Sonra yine kendilerinin istediği fiyata geliyorlar. Hatta bazı yüzsüz satıcılar vardır. Normalde bir fiyatta diretirler. Müşteri de tamam kardeşim almıyorum dediği zaman tamam sana şu olsun, ama bunu kimseye söyleme, sadece sana yaptım diye yağ çekerler. Bizimkide gururla eşyasını eve götürür.
Yine bir de şu vardır, ilk başlarda ben de inanırdım ama sonradan artık inanma değil söylendiği zaman kahkaha atasım geliyor ama ayıp olmasın diye kendimi frenliyorum.
Sana öyle yakıştı ki, şu kravata bak, ne kadar güzel uydu. Şu seni açar şu seni kapar vs.
Her insan kendi hür iradesiyle başbaşa kalmalı bence mağazalarda...
Alışverişte, sıkı bir pazarlıkçı mı yoksa denizde kum bende para, beğendiğimi alırım diyenlerden misiniz?