Gönderen Konu: 33 senelik talebelikte öğrenilen 8 mesele  (Okunma sayısı 3531 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı belya

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 110
  • Net'i Süzüyorum..
33 senelik talebelikte öğrenilen 8 mesele
« : 08 Temmuz 2009, 13:46:30 »

Ş a kî k, H â t e m 'e sordu:
- Kaç senedir benim yanımdasın? H â t e m :
- Otuz üç senedir. Ş a k î k :
- Bu müddet zarfında benden ne öğrendin? H â t e m :
- Sekiz mes'ele öğrendim. Ş â k î k :
- înnâ li'llâhi ve innâ ileyhi râci'ûn! Ömrüm seninle geçtiği hâlde benden ancak sekiz mes'ele mi öğrenebildin? H â t e m :
- Evet hocam, ben yalan konuşmayı sevmem, ancak sekiz şey öğrenebildim. Şakîk:
- Bu öğrendiğin sekiz şey nedir? Söyle dinleyelim. H â t e m :

1 - Baktım ki, herkesin ayrı ayrı bir dostu var. Fakat bütün dostlar, nihayet mezar başından geri döndüğü için ben, hiç birine güvenmedim, ancak mezarımda da bana arkadaş olacak iyi amelleri kendime dost seçtim. Şakîk:

- Çok güzel, ikincisini söyle bakalım. H â t e m:

2 - Allah'u Teâlâ'nın :
"Allah'ın azametinden korkup nefsini, arzu ve isteklerinden alıkoyanın varacağı yer Cennettir." (79-Nâzi'at: 40, 41) mealindeki âyet-i kerîmesini düşündüm, hak olduğunu bildim ve nefsimin behîmî arzularını yenmeğe çalıştım ve bu suretle Allah'u Teâlâ'ya itaate devam ettim.

3 - Baktım ki, herkes elindeki kıymetli sermâyesini koruyor, kasalarda saklıyor, kaybolmaması için her çâreye bağ vuruyor. Halbuki Allah'u Teâlâ'nın:
"Sizin elinizde olan her şey tükenecek, ancak Allah katında olan bakîdir. "
âyet-i celîlesini düşündüm ve ben de kaybolmaması için kıymetli kabul ettiğim bütün varlığımı Allah'a, emânet ettim-, Onun rızası uğrunda harcadım.

4 - Baktım ki, insanların her biri mâl, haseb, şeref ve neseb aramaktadır. Anladım ki bunlar bir şey değil. Allah'u Teâlâ'mn:
"Allah katında en keremliniz, en çok muttaki olanınızdır (49-Hucûrât: 13)
âyet-i celîlesine baktım da, Allah katında kerîm olmak için malı, mansabı değil, takvayı seçtim.

5 - Baktım ki, insanlar mütemadiyen birbirine saldırıyor, yekdiğerini tel'în edip duruyorlar. Sebebini, hâsed denilen çekememezlikte buldum; sonra Allah'u Teâlâ'mn:
"Biz, onların dünyâ hayâtındaki geçimlerini taksîm ettik"
âyet-i celîlesini düşündüm ve anladım ki bu taksimat, Allah'u Teâlâ'nın taksimidir, bunda kimsenin te'siri yoktur. Ben de Allah'ın taksimine razı oldum, hased hastalığını attım ve kimseye düşmanlık etmedim.

6 - İnsanların birbirine düşman olup birbirlerini öldürdüklerini gördüm. Allah'u Teâlâ'mn:
"Asıl düşmanınız şeytandır. Onu düşman tanıyın "
âyet-i celîlesini düşündüm ve asıl düşmanın Şeytân olduğunu anlayınca, yalnız onu düşman tanıdım ve başka kimseye adavette bulunmadım.

7 - Baktım ki, insanlar şu bir lokma ekmek için helâl - haram demeden her türlü zillete katlanıyorlar. Allah'u Teâlâ'nın:
"Bütün yaratıkların rızkı Allah üzerinedir." (11-Hûd: 6)
âyet-i kerîmesini düşündüm. Benim de bu canlı varlıklardan biri olmam hasebiyle, rızkıma Allah'u Teâlâ'nın kefil olduğunu anladım; isteklerime bakmadan, Allah'u Teâlâ'nın bende olan hakkı ile meşgul oldum.

8 - Baktım ki, insanlardan bir kısmı servetine, ticâretine; bir kısmı sıhhatine olmak üzere, kendileri gibi bir yaratık'a tevekkül etmekte [güvenmekte] ve ona bel bağlamaktadır. Allah'u Teâlâ'nın:
"Allah'a tevekkül edene [güvenene] Allah yeter.H (65 - Talâk : 3)
mealindeki âyet-i celîlesini düşündüm ve ben de (fâni olan başka şeylere değil) ancak Hazret-i Allah'a tevekkül ettim ve O'na bağlandım. O da bana yeter. İşte senden öğrendiklerim bunlardır.

Dedi. Bunun üzerine Ş a k î k :
- Hâtem, Allah seni muvaffak etsin; doğrusu ben, Tevrat, İncil, Zebur ve Kur'ân-ı Azîmi tedkîk ettim, bütün dîni işleri ve hayır çeşitlerini şu sekiz mes'ele üzerinde devreder gördüm. Şu sekiz esâsa riâyet eden dört kitâb'ın hükmüyle amel etmiş olur. Dedi.

İlmin bu nev'iyle meşgul olup bunu anlayanlar ancak âhiret âlimleridir. Dünyâ âlimleri ise, güçleri yettiği kadar mâl ve mansab etmekle meşgul olur da, Allah'u Teâlâ'nın Peygamberleri vasıtasıyla tebliğ ettiği âhiret ilimlerini ihmâl ederler.
Bilgi paylaşıldıkça güzeldir.

Çevrimdışı tunike

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 307
  • bir tebessüm bile sadakadır
Ynt: 33 senelik talebelikte öğrenilen 8 mesele
« Yanıtla #1 : 08 Temmuz 2009, 17:56:08 »
Allah razı olsun
öyle itaatkar bir kul ol ki,dışardan görenler deli desinler.çünkü deli olmadan,veli olunmaz!

Çevrimdışı Ay Işığı

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1166

Çevrimdışı sehle

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 331
Yedi gerçek
« Yanıtla #3 : 11 Şubat 2010, 17:13:35 »
Yedi gerçek
Kaç yıldır benim yanımdasın?
- 20 yıldır efendim
- Bu zaman süresince benden ne öğrendin?
- Hiçbir şeyle değişmeyeceğim yedi gerçek öğrendim.
- Ömrüm seninle geçtiği halde topu topu 7 gerçek mi öğrendin?
- Evet.
- Söyle bakalım öyleyse neler öğrendin?
- Baktım ki herkes bir şeyi dost ediniyor, ona gönül verip bağlanıyor.
Ancak bunlardan hemen hepsi insanı yarı yolda bırakıyor. Ben ise, beni hiç bırakmayacak, ölümden sonra bile benimle gelecek şeyleri aradım. Ve dost olarak iyilikleri seçtim kendime. Ki onlar sonsuz bir yükselme yolculuğuna çıkmış insanoğlunun hiç tükenmeyecek azığı ve en gerçek dostlarıdır.
- Çok güzel, ikincisi ne bakalım?
- Baktım ki, insanların bir çoğu geçici dünya değerlerine dört elle sarılmış onları koruyor, kasalarda saklıyor, kaybolmaması için her çareye başvuruyor. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine, kimi ününe tutunmuş sımsıkı, onları elden çıkarmamak için çırpınıp duruyor. Oysa ben varlığımı ve bütün isteklerimi O'na satıp, gönlümü yalnız O'nun sevgisine açtım.
- Devam et!
- İnsanların üstün olmak için birbirleriyle yarıştıklarını gördüm. Ancak bir çoğu üstünlüğü yanlış yerlerde arıyor ve birbirinin üstüne basarak yükselmek istiyordu. Bunun üzerine üstünlüğü geçici dünya değerlerinde değil, akıl ve ahlakça yükselmekte, kötülüklerin her çeşidinden el etek çekip, iyiliklere vasıta olmakta aradım.
-Devam et yavrum.
- Yine baktım ki, insanlar sabahtan akşama birbirleriyle uğraşıyor, boş yere hayatı zehir ediyorlar kendilerine. Bütün bunların benlik, bencillik ve çekememezlikten ileri geldiğini gördüm. Ve gönlümü bu kirlerden arıtarak, herkesle dost olup, huzur ve güven içinde yaşamanın yolunu buldum.
- Sonra?
- Nedense herkes hatasının sebebini hep dışta arıyor ve başkalarını suçlamak yoluna sapıyordu. Böylece suçlarının örtüsü altına saklanıyordu. Oysa insanın başına ne geliyorsa kendi yüzünden ve kendi eliyle geliyordu. Bunun bilip yalnız kendimle cenge girerek, nefsimin iradesine uymamaya ve vesvese verenin ağına düşmemeye çalıştım.
- Doğru...
- Baktım ki insanlar şu bir lokma ekmek ve dünya geçimi için helal haram demeden, her türlü hakkı çiğnemekten çekinmiyorlar. Hem başkalarının hakkını alıp onları yoksul bırakmakla, hem de bu haksızlığın azabını ağır bir yük gibi vicdanlarında taşımakla iki kere kötülük etmiş oluyorlar. Oysa doğru yaşanıldığında ve hakça bölüşüldüğünde dünya nimetleri insanlara yeter de artardı bile.
- Ve yedinci?
- Yedinci olarak şunu gördüm ki, insanlar bir şeye dayanmak ve güvenmek ihtiyacındadırlar. Kimi zenginliğine, kimi güzelliğine... Bunların hepsi de bir süre sonra yıkılacak eğreti desteklerdir. Ben ise yalnız O'na sığınıp yalnız O'ndan yardım diledim. Ve bunun karşılığı sonsuz bir güven oldu.
- Seni tebrik ederim evladım. Ben de yıllar yılı bütün din kitaplarını inceledim. Hepsinin bu 7 gerçek etrafında döndüğünü tespit ettim.   Alıntıdır
الَهى انت مقصودى ورضاك مطلوبى

Çevrimdışı Gül_Sultan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2139
Ynt: Yedi gerçek
« Yanıtla #4 : 11 Şubat 2010, 20:10:21 »
Paylaşım için teşekkürler kardeşim. :)
« Son Düzenleme: 11 Şubat 2010, 21:00:53 Gönderen: Tuğra »
Dünya geçer, İnsan göçer ancak kurtuluş Müttakîlerindir.