FORUM AKTİVİTELERİMİZ > HAFTANIN MEVZUU ARŞİVİ

Allah Yolunda Hizmetin Fazileti [5 Kasım 2007]

<< < (2/6) > >>

Fatihan:
Hizmet, Yüce Allah’ın emridir. “Allah yolunda mallarınız ve canlarınız ile cihad edin…” (Tövbe;41) ayeti, hizmet ehline Yüce Allah’ın bir selamıdır. Bunun manası; ‘Ey dostlarım! Benim için yaşayın, bana gelin, benim için can verin!’ demektir.

Tasavvuf ehli cihadı; insanlara hayır yolunda hizmet etmek, zulmete/karanlığa karşı nurla mücadele etmek ve kötü ahlaka karşı güzel ahlakla karşılık vermek anlamında anlamış ve uygulamıştır. Daha açık bir ifadeyle, onlar cihadın manevi yönünü yerine getirmektedirler.

Evet, hizmet Allah’ın emanetidir. Allah için hizmet eden kimse, Yüce Allah’ın himayesindedir. Bu himaye ihlasa bağlıdır. Niyeti güzel olanın feyzi kesilmez, ameli zayi olmaz. Dost olan, dünya ve ahirette yalnız bırakılmaz. Canını ve malını sevip onu özel himaye altına almak isteyen kimse, onları Allah için Allah yolunda harcamalıdır. Büyük arif İmam Şaranî (ks) anlatır:

Mürşidim Ali b.Vefa (ks) derdi ki: Müritlerden kim Alemlerin Rabbinin özel himayesinde olmak istiyorsa, mürşidine sadakatle hizmet etsin, onun emirlerine canla başla koşsun. Yapılmasını işaret ettiği işlerde mürşidine muhalefet etmesin. Hizmette olan müritler, daima Yüce Allah’ın şu ayetini düşünsünler:
“Süleyman’ın emrine de kasırga gibi esen rüzgarı verdik. Rüzgar onun emriyle hareket eder, içinde bereket yarattığımız yere doğru eserdi. Biz her şeyi biliriz. Ayrıca şeytanlardan bir grubu da Süleyman’ın emrine vermiştik. Onun için dalgıçlık yaparlar (denize dalıp inciler çıkarırlar) ve bunun dışında başka işler de görürlerdi. Biz onları özel gözetim ve muhafaza altında tutuyorduk.” (Enbiya;81-82)

Bakınız, Yüce Allah, sadık dostlarının hizmetinde bulunan ve emri altında çalışan kimseleri nasıl muhafaza ediyor.

Müfessirler, cinlerin neden ve nasıl muhafaza edildiği konusunda şu açıklamalarda bulunmuşlardır; Allah-u Teala Hz.Süleyman’ın emrinde çalışan cinleri, diğer kötü cinlerin şerrinden koruyordu. Onları bu hayırlı işten alıkoymak isteyen cinlere fırsat vermiyordu.

Allah-u Zülcelal, işini bozmak isteyen cine fırsat vermiyor, hem elindeki işi koruyor hem de onu yapan cini muhafaza ediyordu. Allah-u Zülcelal hizmette olan cinleri diğer cinlere ve insanlara zarar vermekten alıkoyuyordu.

İnsanı bütün hayırlı ibadet, iş ve hizmetlerden geri koyan, önce nefsi, sonra kötü arkadaşlarıdır. Bir de boş kalmaktan, işsiz, ibadetsiz, hedefsiz yaşamaktan şiddetle sakınmalıdır.

Tek başına kalan kimseye şeytan yakın olur. Onun hem niyetini hem amelini bozar. Boş kalan kimse, boş işlere bulaşır. Onun için her insana, salih insanların nezareti altında, Allah yolunda bir çeşit hizmet etmeyi ve onların nazarları altında, kalmayı cana minnet bilmelidir.

Kamil mürşitlerin, Rabbani alimlerin nezaretinde görülen hizmetler ve o hizmetleri yürütenler, Hz. Süleyman’ın (as) nezaretinde görülen hizmetler ve hizmetçiler gibi, Yüce Allah’ın himayesi altındadır. Bu kıyamete kadar böyledir. Yeter ki, hizmet edenin ihlası zedelenmesin, hizmetteki edepler zayi edilmesin.
Hizmet ehlinin değerini ve şerefini anlatan şu menkıbe çok çarpıcıdır; Bir gün Hasan-ı Basri (ra) Basra çarşısında bir dükkanın önünde otururken, ellerini arkasına atmış kibirli bir şekilde yürüyen birini görünce, bu kimdir diye merak eder sorar, yanındakiler; “Padişah’ın hizmetçisidir.” Dediklerinde. Kendisi de ellerini arkaya atarak vakarlı bir şekilde yürümeye başlayınca, etrafındakiler şaşırarak, niçin böyle yürüdüğünü sorarlar.

Hasan-ı Basri (ra) da onlara şu çarpıcı cevabı verir. “O havalı bir şekilde yürüyen, padişah’ın hizmetçisiyim diye öyle yürüyorsa, ben de Allah-ı Zülcelal’in hizmetçisiyim, ben niye öyle yürümeyim.” diyor.
Mümin hem bu dünyada hem de ahirette değerinin, şerefinin olmasını istiyor; bizzat Allah-u Zülcelal’in koruması ve himayesi altına girmek istiyorsa, Allah yolundaki hizmetlere bir şekilde katılmalıdır. Çeşitli sebeplerle katılamıyorsa, hiç olamazsa, hizmete zarar vermemeli, kalbi, niyeti, duası, sevgi ve rızası ile hizmetlere destek verip; hizmetin manevi himayesinden, şerefinden, himmet ve bereketinden mahrum olmayıp pay sahibi olmalıdır.

Çünkü hayra rıza gösteren, teşvik eden ve sebep olan kimse, o hayrı yapmış gibidir.

Gülistan Mecmuasından alıntılanmıştır.

Tesniye:
Hizmet eden kimse ileride mükafatını yine kendisi göreceğinden, kendisine hizmet etmiştir.
Ekabiran

BALYALI:
Himmete talip olan, hizmete ragib olur, hizmete ragib olan, himmete nail olur

trhn:
Rasullullah(S.A.V.) Efendimiz buyuruyorlarki;
''Cennette yüz derece vardır.En yükseği Allah yolunda cihad edenlerindir.Cennetteki her derecenin arası gök ve yer arası kadardır.''

''Allah yolunda düşmana karşı bir müddet durmak,kadir gecesini kabe de Hacerül Esved yanında geçirmekten hayırlıdır.''

''Alimlerin kısa bir müddet Allah yolunda düşmana karşı durmaları,milyonlarca ayı ibadetle geçirmelerinden hayırlıdır.''

''Dar-ı Harb düşmanları ile uğraşanlar vefat ettiklerinde şehittir,hayatta olanlarıda gazi...'' (Mektubat)
                                                Binbir Hadis-i  Şerif  sayfa 197

Ber-ceste:
Hz. Enes (radıyalahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Öğleden evvel veya öğleden sonra bir kerecik Allah yolunda yola çıkış, dünya ve içindeki her şeyden daha hayırlıdır."


Buharî, Cihad 5, 6, 73, Rikak 2, 51; Müslim, İmâret 112- 115, (1880); Tirmizî, Fedâilu'l-Cihâd 17, (1648, 1649, 1651); Nesâî, Cihâd 11, 12,(6,15); İbnu Mâce, Cihad 2,(2755-2757).


***


Ebu Saîd (radıyalahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a:
"- Ey Allah'ın Resûlü! İnsanların en efdali kimdir?" diye soruldu. Şu cevabı verdi:
" Allah yolunda malıyla canıyla cihad eden mü'min kişi!"
"- Sonra kim? diye tekrar soruldu. Bu sefer:
" Tenhalardan bir tenhaya Allah korkusuyla çekilip, insanları şerrinden bırakan kimsedir" diye cevap verdi."


Buharî, Cihâd 2, Rikâk 34; Müslim, İmâret 122, 123, 127, (1888); Ebu Dâvud, Cihad 5, (2485); Tirmizî, Fedâuilu'l- Cihâd 24, (1660); Nesâi, Zekât 74, (5, 83), Cihâd 7, (6,11); İbnu Mâce, Fiten 13, (3978).


***


Ebu Saîdi'l-Hudrî (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Size, insanların en hayırlısı ve en şerlisini haber vereyim mi! İnsanların en hayırlısı o kimsedir ki, kendi veya başkasının atı sırtında ya da yaya olarak, ölünceye kadar Allah yolunda çalışır. İnsanların en şerlisine gelince o da, Allah 'ın Kitab 'ını okuyup (emir ve yasaklarına) riayet etmeyen kimsedir."


Nesâî, Cihad 8, (6,11-12).

KÜTÜBÜ SİTTE- Sadakatnet Kütüphanesi

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

[*] Önceki Sayfa

Tam sürüme git
Seo4Smf 2.0 © SmfMod.Com | Smf Destek