Baklavaya ait bir kayda "Melceü't-Tabbahin"de rastlanıyor. Mehmet Kâmil tarafından 1844 yılında kaleme alınan, ilk basılı Türkçe yemek kitabı olan Melceü't-Tabbahin'in (Aşçıların Sığınağı) altıncı bölümünde beş çeşit baklavadan söz ediliyor ve tarifi veriliyor.
Bunlar; Adi Baklava, Kaymak Baklavası, Musanna (süslü) Kaymak Baklavası, Kavun Baklavası ve Pirinç Baklavası. Eski ağırlık ölçüleri ile verilen bu tarifleri, günümüzde ancak konunun uzmanları anlayabiliyorlar.
Geleneksel Türk tatlısı önceleri bugünkü kadar fazla çeşide sahip değildi. Ama, zaman ilerledikçe üzerinde çalışmalar yapılıyor ve yeni yeni lezzetler keşfediliyor. Zevkle tüketilen baklavanın, tüketici gereksinimlerine göre yeni çeşitleri geliştirilerek lezzet düşkünlerinin beğenisine sunuluyor...
Baklava kelimesi etimolojik (kelime kökeni) olarak incelendiğinde ise karşımıza "Baklahu" kelimesi çıkıyor. "Baklahu" nun bohça hamur anlamına geldiği ve baklavanın açılması için gereken, oklavanın kökenin ise yine Orta Asya'daki "Oklahu" kelime kökünden geldiğini iddia ediliyor.
Baklavanın kökeni ile ilgili araştırma yapanların başında Los Angeles Times Gazetesi'nin yemek uzmanı Charles Perry geliyor. Perry birkaç kez baklavayı araştırmak için Türkiye'ye gelmiş, Gaziantep'te incelemelerde bulunmuş ve gazetesine baklavayla ilgili dört sayfalık yazı hazırlamıştır.
Perry, aynı zamanda 2001 yılında İtalya'da yapılan Dünya Yemek Sempozyumu'nda baklavanın Türklere ait olduğunu anlatmıştır. Bu tezinde deyine baklavayla ilgili kelimelerin etimolojisini kullanmış ve ince anlamına gelen yufka kelimesinin Orta Asya'daki "Yubka" dan geldiğini ve "Kat" kelimesinin de Türkçe olduğunu söylemiştir. Zaten baklava kelimesi ayrıca Türkçe'de büyük sesli uyum kurallarına da uygun
Antep baklavası resmi sitesi