Gönderen Konu: Ashab'ı Kiramdan  (Okunma sayısı 5598 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı sevdagülüm

  • okur
  • *
  • İleti: 53
Ashab'ı Kiramdan
« : 24 Eylül 2009, 15:15:15 »

Yıl asrısaadet yılı, aşkların en güzelinin yaşandığı mekân ve zaman
Ölümsüz sevdaya doğru yol alan, ilahi aşkın sırrına mahzar olan ve kalplerinde sadece onun sevgisini taşıyanların yılı
İşte o yıllarda vuku bulan bir aşk kıssası… Hifa ve Süheyl
Hz peygambere teslimiyetin güzel bir vesikası… Hifa ve Süheyl
Madde den geçip mana ikliminde aşkı yaşayanların hikâyesi… Hifa ve Süheyl
 
Hifa genç, güzel, şan-şöhret sahibi ve oldukça zengin bir kadın;
Güzelliği dilden dile dolaşan, şan şöhreti saraylara kadar ulaşan,
Birçok kimsenin kendisi ile evlenmesi durumunda her şeyini feda edebileceği birisi… hifa
Öyleki hifayı duymayan, güzelliğini bilmeyen kimseler kalmamış sevda çöllerinde
 
O kadar güzel ki hifa… ;krallar saray anahtarlarını getirip önüne bırakıyor
Zamanın zenginleri kervan yükü kadar mücevher ve altın vaat ediyor
Sahabe eşleri ise Hifa ile akraba olabilmek için Hifa yı kocalarına istiyorlar
Aman ya rabbi… Bu ne aşk, bu ne seda ve bu ne güzellik ki insanlar onunla eş olabilmek için kıyasıya yarışıyor; tüm zenginliklerini, mal varlıklarını, mevki ve makamlarını onun önüne seriyor ama o bunların hiç birine bakmıyor ve yanaşmıyor
Bu nasıl bir edadır ki ya rab; insanın başını döndüren, kanını kaynatan, sarhoş eden bu tekliflere karşı “rıza en lillah” çizgisini koruyan bir ruh var bedende Beden de ruh tende hifa var…
 
Ama ilahi bir saygı var hifa da; o bu ilgi ve alakadan rahatsızdır çünkü O olup bitenden dolayı gerçekten çok üzgündür
Düştüğü bu müşkül vaziyetten kurtulmak için hz peygambere giderek durumu ona arz eder
Ve kendisi için hayırlı bir meşguliyet ister
—Hifa Allah resul’ünün kendisine meşguliyet olarak çeşitli
Dersler ve ibadetler vereceğini bekler
—Oysa Hz peygamber hifa ya meşguliyet olarak evlenmeyi tavsiye etmiştir
Bu durum karşısında Hifa Allah‘ın resulüne şöyle der
—Ey Allah’ın resulü madem meşguliyet olarak evlenmeyi öneriyorsunuz;
Öyle ise kiminle evleneceğim hususunda da karar vermeme yardımcı olunuz Buna karşılık hz peygamber pratik bir çözüm bularak;
—şöyle dedi; yarın sabah namazına mescide ilk giren kim olursa onunla evleneceksiniz Sonucu da size bildireceğim der ve hifa oradan ayrılır
 
—sonra hz peygamber mescide giderek bunu herkese ilan eder
Bu duyuru dilden dile, kulaktan kulağa dolaşır ve ahalide büyük bir heyecan başlar
Öyle ya birçok kimsenin güzelliği, şanı, şöhreti ve zenginliği için evlenmeyi arzuladığı, kervanlar dolusu altın ve mücevher vaat ettiği, evli olan kadınların bile sadece akraba olabilmek için kocalarına istedikleri hifa artık evlenmeye karar vermiştir
 
O gece heyecan ile birlikte bir koşuşturma başlar sokaklarda
Sabah namazına mescide erken gidebilmek için çeşitli hazırlıklar yapılır ve tedbirler alınır
—Bazıları erkenden yatar ve uyurlar Kimileri evdekilere ricada bulunarak uyumamalarını söylerler ki erkenden kaldırılıp mescide gidebilsinler Hatta o gece bir kısım insanlar ise sabaha kadar uyumamayı bile göze almışlardır
—sabah namazı için hazırlıklar yapıla dursun Fakat sahabeden öyle birisi de vardır ki ne olup bitenden haberdar, nede olup bitenle ilgilenecek durumdadır O kendi halinde, kendi derdinde, kendi meşguliyetinde, kendi aczinde; fakir, yetim, öksüz ve gariptir
İşte o kimse de hiçbir şeyle ilgilenecek durumda olamayan Süheyl dir
 
Süheyl mescidin etrafında yaşayan ashabı suffadandır
Yani o ne harcayacak bir dirhemi, ne başını koyacak bir evi, nede üzerindekilerden başka giyecek bir elbisesi olmayan fukara ve sersefil bir sahabedir Tabi üzerindeki elbiselere de elbise dersek…
Diğer taraftan hazırlıklar tamamlanmış bütün tedbirler alınmış ve herkes sabah namazı için kendisini ayarlamıştır
 
Sabah namazı için peygamber mescide gelerek beklemeye başlar
Az sonra bir gölge belirir mescidin kapısında ve içeriye giren Süheyl’dir
—hz peygamber Süheyl’e; seni bu vakitte buraya getiren nedir diye sorar
Çünkü mescide ilk girendir SüheyL
Tabi Süheyl’in olanlardan haberi olmadığı için; sabah namazına geldim ya resul Allah der
—hz peygamber: hifa olayından haberin yokmu senin diye sorar
—Süheyl: Haberim yoktur ya resul Allah; hem haberim olsa dahi benim hifa ile ne işim olabilir ki der
Bunun üzerine hz peygamber hifa meselesini Süheyl’e anlatır
Dinlediği olay karşısında şaşkın ve hayretler içindedir Süheyl
 
“Allah o gece Medineli erkeklerin gözlerine derin bir uyku koymuş ve kimseler sabah namazına mescide gelememişlerdir”
 
Sonra sabah namazı vaktinin çıkmasına yakın bir zaman kala cemaat mescide gelmeye başladı
Ve gelen herkes merakla talihlinin kim olduğunu sordu
—hz peygamber:
Mescide ilk gelenin Süheyl olduğunu ilan etti
Hemen akabinde ise hifaya haber gönderildi ve Süheyl ile evleneceği belirtildi
Hifa da teslimiyete yaraşır bir şekilde tereddütsüz bunu kabul etti
 
Ne var ki hifanın duyulmuş olan şanı, şöhreti, güzelliği ve zenginliği kadar;
Süheyl’inde kimsesizliği, çelimsizliği, fakirliği ve yetim oluşu biliniyordu çevrede
Zaten herkesi hayretler içinde düşündüren kısmı da buydu ya
Hifa gibi bir kadına Süheyl gibi bir eş…
Sonra Hz peygamber hifa ile Süheyl’in nikâhlarını kıyar ve Süheyl’e bakarak; Eşine bir hediye almasını söyler
— Süheyl mahcup bir eda ile başını önüne eğer ve oldukça kısık bir sesle; Ey Allah’ın resulü değil hediye almak, üzerimde bana ait bir dirhemim bile yoktur der
Bunun üzerine hifa oradan kalkar ve eve gider İçinde 100 dirhem bulunan bir kese göndererek; bunlar Süheyl’indir istediği gibi kullansın der
—Dirhemleri alan Süheyl çarşıda gezerek iki dirheme bir hediye alır ve akşam karanlığında hz peygamberin nikâhlarını kıydığı eşi hifanın evine gider
 
Bu gece Süheyl’in zifaf gecesidir Çarşıdan almış olduğu hediyeyi hifaya takdim eder
Ve şöyle der: -ey hifa bundan sonra sana benimle evlendiğin için sabretmek düşer
Bana da senin gibi birisi ile evlendiğim için elbette ki şükretmek düşer
Sana sabretmek düşer çünkü benim gibi çelimsiz, fakir, perişan hiçbir şeyi olmayan biriyle evlendin
Bana da gerçekten şükretmek düşer çünkü senin gibi güzel, zengin ve varlıklı birisi ile evlendim Ve şöyle devem eder Süheyl:
—Allah’ın bize bahşettiği bu evlilik için gel bu geceyi ona ayıralım ve ibadetle geçirelim
Ben şükrümü sen sabrını eda et Umulur ki ben şükredenlerden sende sabredenlerden yazılırsın
Ve her ikisi o geceyi sabah namazı vaktine kadar ibadetle geçirirler
Rablerine dua ve niyazda bulunurlar, kendilerince sabır ve şükürlerini eda ederler
 
Sabah namazı vakti girince Süheyl mescidin yolunu tutar
Mescide vardığında hz peygamberin kendisini karşıladığını görür
Sonra içeri girer girmez Allah resulü Süheyl’e sorar;
-ya Süheyl siz bu geceyi nasıl ihya ettiniz, ne amel işlediniz de yüce Mevla’yı bu kadar kendinize razı ettiniz o da müjdeleyen bir eda ile Cebrail’i gönderdi Müjdeler olsun ya Süheyl müjdeler olsun
 
Bu sözleri duyan Süheyl kendinden geçmiştir artık Boynu bükülüvermiş sesi kısılmıştır artık ve mahcup bir eda ya bürünerek;
Biz bu geceyi sadece rabbimize ibadet ederek geçirdik diyebilmiştir
Ve… İnen ayette yüce Mevla şöyle buyurmuştur:
—ne mutlu o kimselere ki; rabbine ibadet etmeyi kendi zevklerine tercih ettiler Bize o kulları affettik
 
Sonra Süheyl ellerini açarak;”ya rabbi sen ki beni affettin, bağışladın tekrar günah işleyerek yaşamak istemiyorum, senden niyazım sana kavuşmak” diye dua etti Ve duasından sonra ruhunu teslim etti
—Allah resulü buyurdular ki hifada şu anda ruhunu teslim etmiştir
 
Ve her ikisi yan yana açılan kabirlere defnedildiler

« Son Düzenleme: 29 Mart 2010, 15:58:28 Gönderen: Mahi »
(`'·.¸ (`'·.¸*¤* ¸.·'´) ¸.·'´)
لا إله إلا الله محمد رسول الله
(¸.·'´ (¸.·'´*¤* `'·.¸) `'·.¸)
Sus qönLümn seni senDen Daha iyi ßiLen raßßinin hükmü vuku ßuLuncaya kaDar sus!
♥♥♥♥♥♥♥

Çevrimdışı gülçiçek

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 391
Ynt: Azhab'ı Kiramdan
« Yanıtla #1 : 28 Mart 2010, 04:28:16 »
Allah razı olsun
« Son Düzenleme: 28 Mart 2010, 11:33:16 Gönderen: Tuğra »
mum  olmak kolay değildir, ışık saçmak için evvela yanmak gerek.