Emir-ül Bahr kardeşim hayali güzel bir tanımlama içersinde, çok güzel açıklamışsınız, teşekkürler:)
İyi veya kötü yaşadığımız veya yaşamayı isteyipde yaşayamadığımız olaylar hayallerimizin geleceğini şekillendirir. Mesela küçük bir çocuksunuzdur bir bulutun üstüne binip tüm dünyayı gezmek istersiniz, o çocuk biraz büyüdüğünde bunun mümkün olmadığını anlar onun yerine ben pilot olmak istiyorum der veya bir çocuk denizin üzerinde koşmak ister ama biraz büyüdüğünde mümkün olmadığını anlayıp gemi kaptanı olmak ister. Yani insan büyüdükçe dünyanın gerçeklerine ayak uydurmak zorundadır ve hayalleri daha gerçekçi bir hal alır.
Peki hayal biraz da imkansız, ulaşılması hedeflenen ile doğru orantılı ise o halde gerçeklikle aynı orantıda gitmesi onun hayallikten çıkıp, plan ve isteklere dönüşmesine neden olmaz mı ?
Sanırım insan yaş ilerledikçe hayali dünyadan gerçeğe geçiş yaptığında hayatında hayalden çok, elindeki mevcut değerleri değerlendirme noktasında tercihler ile karşı karşıya. Dr. Yusuf Karaçay, "hayalleri yıldızlara benzetir, insan ulaşamasa da ona yön gösterir der. Sanırım zaman ilerledikçe bu sözün sahihliği daha belirginleşiyor. Hayal, insanların istek ve duaları ile şekilleniyor. Dua ile Rabbine ilticasında hakkında hayırlı olana kul yönlendiriliyor. Böylece istikamete yönelen kul, istek ve dileklerini asıl hedef ve gayeleri doğrultusunda çizip, Rabbine tevekkül ve dua ile yöneldikçe "olmazları olduran Rabbinin" sonsuz hikmet hazinelerinin yanında buluveriyor kendini:)
Yeterki o çocuk safiyeti, ihlası hiçbir zaman yüreklerden eksilmesin.