Gönderen Konu: Batı tasavvufa da el attı  (Okunma sayısı 4269 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Miftahulkuluub

  • Administrator
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 1959
    • http://www.sadakat.net
Batı tasavvufa da el attı
« : 15 Ocak 2005, 15:48:26 »

Tasavvuf, kalbi saf hale getirmek, kötülüklerden temizlemek demektir. Kişinin kalbini, Allahü teâlânın muhabbetine, sevgisine bağlamak, îmânını, i'tikâdını düzeltip, Resûlullahın söz, hareket ve ahlâkına uyup, O'nun yolundan gitmektir. Kalb ile yapılması ve sakınılması lâzım olan şeyleri ve kalbin, rûhun, kötülüklerden temizlenmesi yollarını öğreten ilimdir tasavvuf .

Tasavvuf, îmânın vicdanîleşmesini, yerleşmesini, fıkıh ilmi ile bildirilen ibâdetlerin seve seve, kolaylıkla yapılmasını, kötü huylardan kurtulup güzel ahlak sahibi olmayı ve Allahü teâlânın sevgisine kavuşmayı sağlar. İmâm-ı Kettânî: "Tasavvuf, güzel ahlâktan ibârettir." buyurmuştur.

Bu güzel ahlakla ahlaklanan, tasavvuf büyükleri, asırlardır, bıkmadan, usanmadan, İslâmın güzel ahlâkını anlatıp, İslâmı herkese sevdirmişlerdir. Her hâlleri ile İslâmiyeti yaşayarak örnek olmuşlardır. Bu büyükler ayrıca, İslâmiyeti dünyaya yaymakta bir nevi öncü kuvvet olmuşlardır.

Tasavvuf büyüklerinin dini yaymaktaki bu önemli fonksiyonunu gören İslâm düşmanları, bütün güçleri ile tasavvufa yöneldiler. Yüz yıldır, tarikat diyerek, birçok şey uyduruldu. Eshab-ı kiramın yolu unutuldu. Cahiller, sahtekârlar, şeyh maskesi altında, müslümanlara her çeşit günahı işlettiler. İslâm memleketlerini, gerçek manada tasavvuf ile ilgisi olmayan, müslümanları sömüren sahte mürşidler, sahte şeyhler istila etti.

Böyle karışık zamanlarda, yani hakiki tasavvuf âlimi olmadığı devirlerde, eskiden yaşamış, bilinen meşhur evliyaların, mürşid-i kâmillerin kitaplarını okuyan, bunları kendilerine rehber edinen, dinini ve dinimizin güzel ahlâkını buralardan öğrenenler ancak bu tehlikeden kendini koruyabildi.

Zamanımızdaki bu sahte şeyhlerden, aydın din adamı kılığındaki mezhepsizlerden, sinsi din düşmanlarından kurtulmanın yolu budur. İşte bu doğru yolu bilenleri ve elinde ehl-i sünnet ölçüsü olanları, kimse kandıramaz. İlmin olmadığı, âlimin bulunmadığı yerde, din de kalmaz. Nitekim, hadis-i şerifte, “İlim bulunan yerde müslümanlık vardır. İlim bulunmayan yerde müslümanlık kalmaz” buyuruldu.

Eskiden, yani zamanımızdan 100-150 yıl önce, ilim sahibi, dinimizin emir ve yasaklarını iyi bilen ve öğreten; severek, zorlama olmadan yapılmasını sağlayan, insanlara dinimizin güzel ahlâkını aşılayan birçok tarikat, birçok şeyh vardı.

Fakat, Osmanlıların son zamanlarından itibaren, tarikatlar bozulmaya başladı. Tarikatlara, çeşitli ajanlar sızdı. Müslüman kılığındaki bu ajanlar, yerine göre talebe, yerine göre şeyh ve mürşid rolüne girerek çeşitli yollar ile tarikatlara haramlar, bid'atler karıştırdılar. Din ile ilgisi olmayan, dinimizin yasak ettiği şeyleri, dinimizin emri olarak gösterdiler.

Bilhassa son zamanlarda, tarikat adı altında, insanların imanını çalmak için uğraşan, sayısız sahte şeyhler türedi. Namaz kılmanın farz olmadığını, kadınların açık gezmesinin sevap olduğunu açıkça söyleyebilen şeyhler çıktı ortaya. O hâle geldi ki gayesi, insanlara dini sevdirmek olan tarikatı, insanları dinden uzaklaştırmak şekline çevirdiler.

“Mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır” sözünü öne sürerek, topladıkları müslümanların imanlarını, itikadlarını bozdular. Bu söz, dine uygun tasavvuf ehli bir kimse olduğu zaman için geçerlidir. Yoksa her önüne gelen, ne olduğu belirsiz kimselere gidip, bağlanacak demek değildir. Böyle kimseler şeytandan daha kötü kimselerdir. Böyle bozuk bir tarikata girmek, yağmurdan kaçalım derken, doluya tutulmaktan, Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgurdan da olmaktan daha kötüdür. Çünkü bulgursuz yaşanır da, imansız yaşanmaz.

Bunların tuzaklarına düşen kimse, sahte, cahil doktora giden hastaya benzer. Sahte doktora giden, hayatından olduğu gibi, sahte şeyhe giden de dininden, imanından olur.

Şimdi de, yerli tarikatları bozdukları yetmiyormuş gibi, dışarıdan Moon gibi Hıristiyan kökenli ithal tarikatlar getirilmeye başlandı. Bozulan, dinden uzaklaştıralan kimseler Hıristiyanlaştırılmak isteniyor.


Mehmet Oruç dan
« Son Düzenleme: 23 Eylül 2009, 21:13:03 Gönderen: mystic »
İncemeseleler    Sadakat.Net    İns SadakatForum  Sevadı Azam


" Derviş isen kardeş takvaya çalış.."

Çevrimdışı sahsuvar

  • okur
  • *
  • İleti: 80
batı tasavvufa da el attı
« Yanıtla #1 : 26 Nisan 2005, 05:08:52 »
bı sebatayıst lıstesınde okumustum.dındusmanları kom da.yahudı donmelerı bıle alevbektaşi tekkelrınde şeyh lık  yapmıslar bozulmazda ne olur.saf anadolu ınsanımız içindekı Allahc.c. aşkından Allah dıyen herkese aşık oluyor.

şerıyatın,sunnetın,kalbı ılımlerın zıkr edılmedıgı bı cemaat daha munevver bı yol degıldır.o tarıkı şeytandır.

ınsanlara tasavvufun tarıfını ıyıce yapmalıyız,çunku gevurlar bızım tasavvufu kendı ruhbanlıklarıyla mukayese edıyorlar.

benım gıbı yarım akıllıları avlamak için acayıp bı tuzak, aman AllahIM sen bızı koru.

Çevrimdışı mahmud_sami

  • okur
  • *
  • İleti: 62
batı tasavvufa da el attı
« Yanıtla #2 : 31 Ağustos 2005, 12:29:31 »
Alıntı yapılan: "sahsuvar"
bı sebatayıst lıstesınde okumustum.dındusmanları kom da.yahudı donmelerı bıle alevbektaşi tekkelrınde şeyh lık  yapmıslar bozulmazda ne olur.saf anadolu ınsanımız içindekı Allahc.c. aşkından Allah dıyen herkese aşık oluyor.

şerıyatın,sunnetın,kalbı ılımlerın zıkr edılmedıgı bı cemaat daha munevver bı yol degıldır.o tarıkı şeytandır.

ınsanlara tasavvufun tarıfını ıyıce yapmalıyız,çunku gevurlar bızım tasavvufu kendı ruhbanlıklarıyla mukayese edıyorlar.

benım gıbı yarım akıllıları avlamak için acayıp bı tuzak, aman AllahIM sen bızı koru.


Selamün Aleyküm Kardeşim

Anlatmak istediklerinize fakir acizane de bir şeyler katmak ister...Tasavvufa girlmezden evvela şer-î bilgi şartır.Aksi halde tarikatın sana ne faydası olabilir ki...Allah diyen herkese inanmaktan kastın nedir bilemiyorum?Buradaki analam bir veli ise gerçek evliyada bulunması gereken bazı özellikler vardır.Bunların araştırlması gerekir.Bunları araştırmadan inanmakta fayda vermez.Eğer buradaki kastın bir arkadaşlık kastı ise, buna da yanıt olark Mevlana Hazretlerinden "Arakadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim" ifadesi verilirse yeri olur...Eğer bilerek ya da bilmeyerek seni v diğer arkadaşları kırdıysam hakkınızı helal ediniz.Selam ve dua ile...
ŞARET OLSA YOL SAPTIRMAZ,BİLGİ OLSA SÖZ SAPTIRMAZ.