Bayramlar hayatı idrak etme ve yenilenme fırsatı sunar

Başlatan İsra, 16 Kasım 2010, 04:57:29

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

İsra

Günümüz insanı, daha iyi yaşamak ve mutlu olmak için, modern hayatın sunduğu her şeye sahip olma yolunda hızla ilerliyor.

Bu uğurda aklını-fikrini, sağlığını, enerjisini ve vaktini harcıyor. Maddî anlamda daha iyi şartlarda yaşıyor, hayat standartları her geçen gün yükseliyor. Buna paralel olarak refah seviyesi yükselmiyor. Çok çalışıyor, çok tüketiyor ama ruhen yorgun ve mukavemeti zayıf. Hayatı bir bütün olarak değerlendirmeye, muhasebe etmeye ne cesaret edebiliyor ne de zaman bulabiliyor.

İşte bayramlar, hayatın rutinini kırıp, biraz soluklanmak, her şeyi yeniden düşünmek, farklı şeyler yapmak ve yenilenmek için nice fırsatlara gebedir. Fakat insan bu fırsatlardan, fark edebildiği ölçüde istifade edebilir. Bayramı en iyi şekilde değerlendirmek, güzelliklerinden istifade etmek için "bayrama özel" bir hayat programı çıkarmak ve zorlanarak da olsa uygulamak gerekir. Çünkü alışkanlıklardan kurtulmak kolay olmayacaktır. Peki bayramın bize sunduğu fırsatlar nelerdir?

Aile bağımızı güçlendirme fırsatı verir: Yoğun iş ve okul hayatı sebebiyle anne, baba ve çocuklar akşama kadar birbirini göremiyor. Aile fertlerini akşam da, birbiri ardına başlayıp biten diziler, başına oturulduğunda kalkılamayan internet ve oyunları bekliyor. İyi planlanan bayram, bu kısır döngüyü kırar, aile fertlerini ortak paydada buluşturur. Coşkulu, heyecanlı ve unutulmaz anlar yaşanır.

Sevilen insan olma fırsatını kaçırmayın: Sevgi, insanın değerli bir varlık olduğunu hissettiren bir iksirdir. İnsan daha bebekken çevresi tarafından sevilmeye başlar. Eğer kendisini seven insanlara karşı vefalı olur, ziyaretlerine gider, gönüllerini alırsa bu sevgi devam eder. İnsan ancak, ailenin, akrabaların ve dostların karşılıksız sevgisiyle tatmin olur. Bu yüzden, bayramı bayram yapan dinamiklerden biri de sıla-i rahimdir.

Yalnızlıktan kurtulma imkânı bulursunuz: Bayram vesilesiyle dostlarımızla tekrar irtibat kurmak, bizi daha huzurlu, daha güçlü ve ümitli kılacaktır. Gönülden sohbet edeceği, dertleşeceği, fikir alışverişinde bulunacağı dostlara sahip olan insan, daha huzurlu, ümitli ve problemler karşısında daha güçlüdür.

Bencillik ve hırstan kurtulabilirsiniz: Kurban kesmeyenlere et vermek, imkânı olmayanlara giyim-gıda yardımı yapmak, en güzel yemeklerle donattığı sofrasını paylaşmak, bencillik ve hırsın ilacıdır. Böylece bencillik "biz"e, hırs da şükre dönüşür, insan da gerçek huzuru bulur. Paylaşmanın ve bereketin manası daha iyi anlaşılır, insan da sorumluluk şuuru kazanır.

Suizan kaynaklarını kurutun: İnsanlar arasındaki ilişkilerde, ilahi ölçüler yerine nefis kaynaklı benlik hâkim olduğu için, sudan sebeplerle dargınlıklar oluşur. İnsanlar, bir hatasından dolayı dostuna, akrabasına, hatta ana-babasına küsüp irtibatı koparabilir. Herhangi bir sebeple kızıp da küstüğünüz veya öylesine görüştüğünüz varsa, bu bayram sizin için bir fırsattır. Böylece hem suizan azabından kurtulur rahatlarsınız hem de o insanların gönüllerini alır, dostluklarından mahrum kalmazsınız.

Kronik sorunlara çözüm fırsatı bulabiliriz: Yardımlaşma deyince sadece maddî konular akla geliyor. Hatta içinden çıkamadığı bir probleme düçar olan kişiye, yardımcı olmaya çalıştığınızda "akıl vereceğine para ver" demesi, her şeyin parayla hallolacağına dair inancın varlığını gösteriyor. Bir kişinin aylardır hatta yıllardır kendi başına çözemediği bir sorunu, başka biri çözebilir veya çözüm yolunu gösterebilir. Bayram sohbetlerinde insanlar samimi ortam hissederlerse birbirine açılır, dertleşir. Belki sorun olarak görmedikleri konularda bile yeni açılımlar yakalayabilir.

Hayata bakışımızı güncelleyebiliriz

Günümüz insanları hastalık, yaşlılık, ölüm, maddî-manevî iflas gibi durumlara düşenlerden uzak durmaya çalıştığı gibi, hayatın manasını idrak etmiş bilge insanlardan da uzak duruyor. Bu durum, modern hayatın tek seçenekli mutluluk ve haz endeksli yaşama öğretisinden kaynaklanıyor. Aslında hayatın farklı merhalelerindeki insanlarla beraber olmak, gerçek hayatı idrak etmeye vesiledir.

Hasta ve yaşlı ziyaretleri: Onlarla hemhal olmaya, konuşmaya çalışırsak, sorular sorar onları dinlersek, hem onlara huzur verir hem de hayata bakışımız değişir.

Mezarlık ziyaretleri: Ölümün manasını ve öleceğini idrak etmeye vesiledir. Ölüm inancı sağlam olan, bencil davranamaz, hırstan uzak durur.

Mağdurları ziyaret: Maddî-manevî iflas etmiş, çöküntü halindeki insanları ziyaret, onlara yanlarında olduğumuzu gösterir. Bize de "ne oldum deme ne olacağım de" ölçüsüyle ibret vesikası olur, şükür ve kanaati geliştirir.

Gönül insanlarını ziyaret: Varlığa sevgi, şefkat ve merhametle yaklaşan, sohbetiyle gönüllere inşirah salan, hayata dair bilgece düşünceleri olan toplumdaki nadir insanları ziyaret etmek, onlarla sohbet etmek, hayatı yeniden gözden geçirmemize vesile olacaktır.

Kamil Memiş