Gönderen Konu: Bî-İdrak Kardeşime  (Okunma sayısı 5566 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı muallim_abi

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 425
Bî-İdrak Kardeşime
« : 21 Kasım 2005, 02:47:02 »

İddia:

"Hal ve hakikat böyle iken, bazi dar görüslü, kit ve kisir anlayisli kimseler naksilik diyer tarikatlerden üstündür söylüyorlar..."

Hatırlatma:

"Diyer" denmez, "diğer" denir..
"Söylüyorlar" denmez, "diyorlar" denir..


İddiaya cevap:

Buyurun inceleyin, sonra cevâbınızı bizden esirgemeyin.. Her satırına cevab isterim.. Madem sahifeler dolusu yazmayı biliyorsunuz, buyurun buna da satır satır cevab verin bakalım..





Kaynak: Mektûbât-ı Rabbânî, Cild 1, Sahife 161-162 (Müstekımzâde)
Okuduk, okuttuk, unuttuk; üç kaf bir araya geldi, olduk bir kukuk..
nemsavi@hotmail.com / incemeseleler.com

Çevrimdışı ASUDE

  • yazar
  • ****
  • İleti: 632
Bî-İdrak Kardeşime
« Yanıtla #1 : 21 Kasım 2005, 18:27:03 »
Allah razı olsun kardeşim bizlerle paylaştığın için.....

Çevrimdışı ENVAR_ÜL_KULUB

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 5
Bî-İdrak Kardeşime
« Yanıtla #2 : 09 Aralık 2005, 05:18:01 »
Allame-i Cihan Kardeşime
Hatalı yazılarımı yine düzeltmeyi unutmayın....


Her yolun başbuğları delil ve isbatla kendi yollarını övüyorlar buda normaldir.... yani kübreviler bizim yol en kisa derler kadriler hakeza naksiler ayni yine öyle . Bu yolun fertleri bunu zaten kendi ic aleminde böyle bilmeleri gerek yoksa seyrü sülüklerinde yol alamazlar. Ama bunlari sohbet konusu yapip, sofiler ve tarikatler arasi sorun yapmak acaba ne kadar dogrudur.. Benim yolum veya seyhim üstündür meselesi, bence bu gibi sözler cocukluk alametidir mesela cocuklar kendi aralarinda benim babam senin babandan kuvvetlidir seninkini döver yada bizim araba sizinkini yarista gecer gibi...

Ama büyük üstadlar talebe yetistirien Allah dostalri talebelerini yola baglamak ici bunu yaparlar..

Bir örnek olarak, son asrın müceddidi Üstad Bediuzzaman Risale-i Nur’da kendi yolunu övdüğü gibi, bak burdada ne Nakşilik ne Kadirilik ne Rufailik üstün görülmüş...

    ....Cenâb-ı Hakka vâsıl olacak tarîkler pekçoktur. Bütün hak tarîkler Kur’ân’dan alınmıştır. Fakat tarîkatlerın bâzısı bâzısından daha kısa, daha selâmetlı, daha umumiyetli oluyor. O tarîkler içinde, kâsır fehmimle Kur’ân’dan istifâde ettiğim, acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür tarîkıdır.
    Evet, acz dahi aşk gibi, belki daha eslem bir tarîktir ki, ubûdiyet tarîkıyla mahbubiyete kadar gider. Fakr dahi Rahmân ismine îsal eder. Hem, şefkat dahi aşk gibi, belki daha keskin ve daha geniş bir tarîktir ki, Rahîm ismine îsal eder. Hem, tefekkür dahi aşk gibi, belki daha zengin ve daha parlak bir tarîktir ki, Hakîm ismine îsal eder.

    Şu tarîk, hafì tarîkler misillü, letâif-i aşere (seb’a) gibi on hatve değil ve tarîk-ı cehriye gibi nüfûs-u seb’a, yedi mertebeye atılan adımlar değil, belki "dört hatve"den ibârettir. Tarîkatten ziyâde hakîkattır, şeriattır.
    Yanlış anlaşılmasın; acz ve fakr ve kusurunu Cenâb-ı Hakka karşı görmek demektir; yoksa, onları yapmak veya halka göstermek demek değildir.

    Şu kısa tarîkın evrâdı ittibâ-ı sünnettir, ferâizi işlemek, kebâiri terk etmektir. Ve bilhassa namazı tâdil-i erkân ile kılmak, namazın arkasındaki tesbihâtı yapmaktır.  
 
    Şu acz, fakr, şefkat, tefekkür tarîkındaki dört hatvenin izahâtı, hakîkatin ilmine, şeriatın hakîkatine, Kur’ân’ın hikmetine dâir olan yirmi altı adet Sözlerde geçmiştir. Yalnız, şurada bir iki noktaya kısa bir işaret edeceğiz. Şöyle ki:
    Evet, şu tarîk daha kısadır. Çünkü dört hatvedir. Acz, elini nefisten çekse, doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelale verir. Halbuki en keskin tarîk olan aşk, nefsinden elini çeker, fakat mâşuk-u mecâzîye yapışır. Onun zevalini bulduktan sonra Mahbub-u Hakîkiye gider.
    Hem şu tarîk daha eslemdir. Çünkü nefsin şatahât ve balâpervazâne dâvaları bulunmaz. Çünkü acz ve fakr ve kusurdan başka nefsinde bulunmuyor ki, haddinden fazla geçsin.
    Hem bu tarîk daha umûmi ve cadde-i kübrâdır. Çünkü kâinatı, ehl-i Vahdetü Vücud gibi, huzur-u dâimî kazanmak için, îdâma mahkum zannedip (((Ondan başka hiçbir varlık yoktur))) hükmetmeye veyahut ehl-i Vahdetü’ş-şuhud gibi, huzur-u dâimî için kâinatı nisyân-ı mutlak hapsinde hapse mahkum tahayyül edip, (((Ondan başka şâhit olunan, görülen hiçbir şey yoktur))) demeye mecbur olmuyor. Belki îdamdan ve hapisten, gâyet zâhir olarak, Kur’ân affettiğinden, o da sarf-ı nazar edip ve mevcudâtı kendileri hesâbına hizmetten azlederek, Fâtır-ı Zülcelal hesâbına istihdam edip, Esmâ-i Hüsnâsının mazhariyet ve âyinedarlık vazifesinde istimal ederek, mânâ-i harfî nazarıyla onlara bakıp, mutlak gafletten kurtulup huzûr-u dâimîye girmektir; her şeyde Cenâb-ı Hakka bir yol bulmaktır. Elhâsıl, mevcudâtı mevcudât hesâbına hizmetten azlederek, mânâ-i ismiyle bakmamaktır.  

    Tarik-i Nakşî hakkında denilen

"Der tarik-i Nakşibendî lâzım âmed çâr terk / Terk-i dünya, terk-i ukbâ, terk-i hestî, terk-i terk" olan fıkra-i rânâ birden hatıra geldi.
    O hatıra ile beraber, birden şu fıkra tulu etti:

"Der tarik-i aczmendî lâzım âmed çâr çiz / Fakr-ı mutlak, acz-i mutlak, şükr-ü mutlak, şevk-i mutlak ey aziz."
 (((  Mektûbât, s. 442 / 29. Mektub 9. Kısım Zeyl ---a.g.e., s. 444 / 29. Mektub 9. Kısım Zeyl---a.g.e., s. 24-25 / 4. Mektub ....
allu ala Seyyidina Muhammed
Sallu ala ENVAR-i KULUB'ina Muhammed

El-evvelü Allah, El-ahiru Allah, Ez-zahiru Allah, El-batinu Allah

Sübhaneke la ilme lena illa ma allemtena inneke ent-el alim-ül hakim..

Çevrimdışı muallim_abi

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 425
Bî-İdrak Kardeşime
« Yanıtla #3 : 09 Aralık 2005, 06:53:34 »
Allah razı olsun, mail ile devam ederiz inşaAllah.. Eksiklikler daima düzelir, merak etmeyin.. Hata yeter ki sırf kelimede olsun, telaffuzda olsun, onu düzeltmek kolay..

Selam ve dua ile..
Okuduk, okuttuk, unuttuk; üç kaf bir araya geldi, olduk bir kukuk..
nemsavi@hotmail.com / incemeseleler.com

Çevrimdışı hulefai rasidin

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 145
Bî-İdrak Kardeşime
« Yanıtla #4 : 10 Aralık 2005, 21:58:47 »
aranızdaki anlaşmazlığın sukuta erdiğine sevindim  .... sizi takip ediyor üzülüyordum fakat aklıma  peygamber efendimizin
__ ihtilafi ümmeti rahmetün vasıatun.. vettifakı ümmeti huccetun katıatün...
 benim ümmetimin  ihtilafi geniş bir rahmet ittifakı ise kat'i delildir hadisi aklıma geldi..... umarım bunun gereğidir ihtilafınız ben zikirin hepsinin cevazı fakat gizlinin eftal olduğu kanaatine vardım bütün bu yazılardan ve nacizane bilgilerimden
   Allahü teala cümlemizin zikrini kabul etsin inşlh..
dünyanın taşı yağsa başıma illa  dostun gülü öldürür  beni:(

Çevrimdışı yusufum

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 418
Bî-İdrak Kardeşime
« Yanıtla #5 : 11 Aralık 2005, 00:20:56 »
Alıntı yapılan: "hulefai rasidin"
aklıma  peygamber efendimizin
__ ihtilafi ümmeti rahmetün vasıatun.. vettifakı ümmeti huccetun katıatün...
 benim ümmetimin  ihtilafi geniş bir rahmet ittifakı ise kat'i delildir hadisi aklıma geldi..... ..


 :x
Allah razı olsun
ANA HAKİKAT'İ ANLAT