Gönderen Konu: Bilyeliyle kaymak  (Okunma sayısı 2696 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Lika

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 3892
Bilyeliyle kaymak
« : 24 Şubat 2009, 09:31:57 »

Konuşmak; bir bilyeli arabayla yokuş aşağı kaymaktır!
Zeminin düzlüğüne, yokuşun meyline göre hızlanır araba ve önüne engel çıktıkça bir yana kaçmaya çalışır!
Bilyeli arabalar genelde tek kişiliktir, çünkü hemen herkes dört tane bilyeli (rulman) bulmuş, bunları iki odunun iki ucuna takmış...

Oturabilmek için dingillerin üstüne koyduğu tahtayı ise arkadan iki üç çiviyle sabitlemiş; ama önden tam ortadan, tek çiviyle çakarak bir nevi direksiyon haline getirmiştir. İki ön tekerleğin yakınına bağlanmış iplerden hangisini çekerse o yana dönen arabasını çoktan yokuşun tepesinden salmıştır. Bir insan, kendi arabasında özgürce kaymak varken neden başkasının arabasını tercih etsin ki!

Konuşmak; bilyeliyle yokuştan kaymaktır!
Marifet; yoldan çıkmamak, bir kenara devrilmemek ve kimseye çarpmamaktır ama asıl zor olanı; durabilmektir!..
Bazı bilgileri öğrenmek için çok zaman ve para gerekir. Ben size bedava vereceğim:
Konuşurken telefon çalsa veya konuşmayı kesecek herhangi bir durum olsa, sözünüzün devamını getirmeyin. Karşınızdaki sizi dinliyor ve anlattıklarınızı merak ediyor idiyse, soracaktır. Sorarsa anlatmaya devam edersiniz. Fakat sormuyorsa, ortalığa sessizlik çökse bile anlatmayın. Çünkü hem sizin zamanınız ve hem de karşınızdakinin zamanı ziyan oluyor!
Doğru zamanı, yani sizi dinleyeceği zamanı buluncaya kadar bekleyin!

Konuşmak; bilyelide kaymaktır. Zor olan işte budur; susabilmektir!
Konuşmak; bildiğini veya doğru zannettiğini söylemek, konuşmak yokuş aşağı kaymak, konuşmak zihnini boşaltmaktır.
Zor olan susmaktır, dinlemektir, okumaktır; yokuş yukarı “tırmanmaktır” asıl, yani doğruları öğrenmektir.


(Not: Bu yazı da son susuşumun hemen ardından yazıldı!)


Muammer Erkul
Stop-Türkiye Gazetesi

Ne içindeyim zamanın,Ne de büsbütün dışında;Yekpare geniş bir anın Parçalanmış akışında,
Rüzgarda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil.Başım sukutu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen;İçim muradıma ermiş Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim,Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim