Gönderen Konu: Bin Yılın Sonu  (Okunma sayısı 2994 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı ..::NuN::..

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 16
Bin Yılın Sonu
« : 28 Şubat 2010, 16:45:30 »

 
28 Şubat'ın beyni Çetin Doğan, 28 Şubat'ın 13. yıldönümünde "cunta lideri" olduğu iddiasıyla cezaevinde!

28.02.2010 00:55
Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun
'28 şubat ne zaman bitecek?' sorusuna verdiği yanıt hala hafızalarda: "28 Şubat bin yıl sürecek!"

Tarih 28 Şubat 2010. 28 Şubat'ın 13. yıldönümü. 28 şubat sürecinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken okuduğu şiir nedeniyle cezaevine gönderilen Recep Tayyip Erdoğan bugün başbakan. O sürecin beyni Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) Başkanı emekli Orgeneral Çetin Doğan "Balyoz" operasyonu kapsamında "cunta lideri olduğu" iddiasıyla bugün cezaevinde.

1997 yılında sonradan kurgulama olduğu ortaya çıkan Müslüm Gündüz, Fadime Şahin gibi olaylarla 'İrtica geliyor' algısı kamuoyuna oluşturulmuş, Sincan'da tankların yürütülmesiyle başlayan süreç, 28 Şubat'ta toplanan MGK'da tarihi '28 Şubat Kararları' olarak anılan bir dizi kararın alınması ve Erbakan hükümetinin istifaya zorlanmasıyla sonuçlanmıştı.

Çetin Doğan'ın başında olduğu Batı Çalışma Grubu (BÇG) bu süreçte kişi ve kurumlar hakkında yoğun bir andıçlama ve fişleme faaliyeti yürütmüştü.

28 Şubat sürecinde yapılan bu çalışmaların yürütüldüğü merkez olan, TSK bünyesinde oluşturulmuş Batı Çalışma Grubu'nun başkanı, emekli Orgeneral Çetin Doğan'dı. 'Bin yıl sürecek' denilen 28 Şubat'ın 13. yıldönümünde Çetin Doğan, 'Balyoz' operasyonunda gözaltına alınarak TCK'nın 312. maddesi kapsamında "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan tutuklandı.
 

« Son Düzenleme: 28 Şubat 2010, 17:13:55 Gönderen: Tuğra »

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Bin Yılın Sonu
« Yanıtla #1 : 28 Şubat 2012, 09:53:27 »


"Bin yıl" Alman faşistlerinin teziydi
28 Şubat'ın on beşinci yılında, o konuyla ilgili yazılan kitaplara bir tane daha eklendi. Mehmet Ali Birand ve Reyhan Yıldız imzalı kitap, "Son Darbe 28 Şubat" ismini taşıyor. (Birand'ın ismi daha büyük yazılmış kapağa.)

 Tanıtımında geçen "Kimilerine göre demokrasiye yapılmış balans ayarı, kimilerine göre postmodern darbe..." ifadesi, 28 Şubat'ı değerlendirenlerin bakışlarını tam olarak yansıtmıyor.

 Zira postmodern darbe olduğunu söyleyenlerle, balans ayarı olduğunu iddia edenler aynı kesimlerdi.

 Yani tankları yürütenler.

 Yani hükümetin devrilmesi ve Erbakan ile Çiller'in iktidardan uzaklaştırılması için çaba harcayanlar.

 Savcılara, hakimlere brifing verenler.

 Andıçlar hazırlayanlar.

 Ülkeyi krizlere sürükleyenler.

 "Laiklik elden gidiyor" diye feryat edenler.

 Kendilerini ülkenin sahibi, halkın efendisi zannedenler.

 Aynı kimseler, 28 Şubat'ın "bin yıl süreceğini" de iddia etmişlerdi.

 *

Sincan'da tanklar çok erken saatte geçtiği için pek kimsenin haberi olmamıştı.

 Sıradan bir geçiş zannedilmişti.

 O yüzden fotoğraf çekemeyen, kameraya kaydedemeyen değerli basın mensuplarının ricası üzerine, tanklar gündüz vakti bir defa daha yürütülmüştü Sincan'da.

 *

Böylece tanklar, 28 Şubat'ın sembolü olmuştu.

 Kısaca 28 Şubat'ın tanıkları ve mağdurlarının bakışı farklıydı.

 Balans ayarı olduğunu kabul etmiyorlardı çünkü bu tespit biraz da dalga geçmenin ifadesiydi.

 Mağdurların bakışına göre 28 Şubat 'postmodern' olmaktan çok, 'rezil' bir darbeydi.

 *

"Bin yıl sürecek" açıklaması da tabii ki henüz kulaklarımızdan gitmiş değil.

 Darbecilerin postallarını yalayan ve her açıklamalarını manşete çıkaran basın mensuplarının o dönemdeki marifetlerini de unutmadık.

 Bugünlerde bazıları "çevir kazı yanmasın" makamından besteler yapar hale geldiler.

 Artık çoğunluk anladı ki darbe, her ne tür olursa olsun, aşağılık bir harekettir.

 Fakat biraz geç oldu.

 28 Şubat döneminde yalakalık yarışı içinde olanlardan biri, kısa süre sonra "28 Şubat'ta düğmeye ben bastım" şeklinde açıklamalar yapma ihtiyacı hissetmişti.

 Bendeniz de buradan hemen ertesi gün kendini o kadar yükseltme çabasının beyhude olduğunu vurgulayarak şöyle yazmıştım: "Düğme sensin, sana bastılar, haberin yok."

 *

Bin yıl süreceğine dair açıklama da orijinal değildi esasen.

 O ifadenin aslı da astarı da Alman Faşistlerine aittir.

 İmparatorluklarının bin yıl süreceğini iddia ediyorlardı ve propagandalarının temel teziydi o.

 Şükür ki o iddia da tez çürüdü; tıpkı 28 Şubat'ın kısa süre sonra geçersiz akçe haline gelişi gibi.

 Ancak ardından sık aralıklarla darbe planları yapıldığını da gördük
Mehmet şeker.Yeni şafak.com