Gönderen Konu: Dereceni Bilmek İstersen  (Okunma sayısı 2539 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı turab

  • yazar
  • ****
  • İleti: 608
  • Kefâ bil-mevt vaizan
Dereceni Bilmek İstersen
« : 03 Temmuz 2008, 09:29:59 »


Mûsâ aleyhisselâmdan gelen bir rivayetde;

İsrâil oğulları Mûsâ aleyhisselâma:

- Rabbına sor, bizden ne ile râzı olursa, biz de onu yapalım, dediler.

Mûsâ aleyhisselam:

- Allah’ım bunların isteklerini sen bilirsin, deyince, Allahü Teâlâ:

- Onlar benden razı olsunlar ki, ben de onlardan razı olayım.

buyurdu. Resûlü ekrem sallAllahu aleyhi ve sellem efendimiz buyurur:

- Allah katındaki mevkiini bilmek isteyen, Allah’ın kendi indindeki mevkiine baksın! Zira Allahü Teâlâ kulunu, kulunun, kendisini indirdiği mevkie indirir.” (Hakîm)

Kulun Allah’a karşı bağlılığı ne nisbetde ise, Allah katındaki mevkii de o nisbetdedir.

Dâvûd aleyhisselamın bildirdiğine göre, Allahü Teâlâ:

- Benim dostlarıma ne oluyor ki, onlar dünyalığı düşünüyorlar? Halbuki dünya düşüncesi, benim münacaatımın zevkini giderir. Ey Dâvûd! dostlarımdan istediğim, tamamen rûhânî olub, dünyalık için gadâb etmemeleridir.

Zeyd bin Abdü’l-Vahid’e:

- Burada elli yıldır ibadet eden bir adam vardır, dediler. Abdü’l-Vâhid âbidin ziyaretine gitdi ve:

- Bu amelinle, kanaat, ünsiyet ve rıza makamlarına yükselebildin mi? diye sordu. Adam:

- Hayır, hiç birine yükselemedim, diye cevab verdi.

Abdü’l-Vâhid:

- Ya ne oldu? diye sorunca âbid:

- Azalarımla fazla namaz kıldım. Oruç tutdum, dedi. Abdü’l-Vâhid:

- Kusura bakmaz isen ben sana söyleyeyim, kalbin kapalı olarak amel etdin. Bunun için sen ancak ashab-ı yeminden olabilirsin, dedi.

Dinde, noksanlık olan şeylere mutlak suretde rıza birşey ifade etmez, değeri yokdur. Ancak Allahü Teâlâ’ya izâfetle ona rıza gösterilebilir.

Şu üç makamın hangisinin üstün olduğunda âlimler ihtilaf etmişlerdir. Bunlar da şunlardır:

1. Bir an evvel Allah’a ulaşmak için ölümü sevmek.

2. Daha fazla ibâdet edib yaşamağı değerlendirmesini sevmek.

3. Allahü Teâlâ’nın takdirine rıza gösterip susmakdır.

Bu mes’ele âriflere intikal ettirildi. Âriflerden birisi:

- En iyisi mukadderata rıza gösterip susmasını bilendir. Çünkü boş lâflardan kaçınan böyle bir görüşe sahib olur, buyurmuşdur.

Birgün Süheyb, Süfyan-ı Sevrî ve Yusuf b. Esbat hazerâtı bir araya toplandılar.

Süfyan Sevrî kuddise sirruh buyurdu ki:

- Bu ana kadar âni ölümden hoşlanmazdım. Fakat şimdi bir an önce, âni ölümü tercih ediyorum.

Yûsuf b. Esbat kuddise sirruh buyurdu:

- Niçin? Süfyan Sevrî:

- Fitneden korkduğum için.

Yûsuf bin Esbat:

- Fakat ben böyle düşünmüyorum, ben fazla yaşamaktan hoşlanmıyorum.

Süfyan Sevrî niçin? diye sorunca Yûsuf:

- Belki bir gün olur tevbe eder ve salih ameller işlerim de, onun için, dedi.

Sonra Süheyb’e hitaben:

- Sen ne dersin? diye sorduklarında Süheyb:

- Ben bir şey diyemem, Allahü Teâlâ hakkımda neyi takdir etti ise, ben onu sever ve kabul edirim, deyince Süfyan Sevrî kuddise sirruh:

- Kâbenin Rabbına yemin ederim, bu adam ruhânîlerden ve maneviyat adamlarındandır. Söylediği doğrudur, diyerek onun alnından öptü.

Abdülkâdir Geylânî’nin Duâsı

Gavsü’l-Azam, Kutbu’r-Rabbanî Abdulkadir Geylânî kuddise sirruh hazretlerinin aşağıdaki duası ile konumuzu sonuçlandırıyoruz:

- Allahım bizi bize döndür. Bizi kapında durdur. Allahım bizi, senin için sende ve seninle eyle. Bizi sana hizmetle bahtiyar eyle. Almamız da vermemiz de senin için olsun. İçimizi senden başkasının sevgisine mekan olmaktan temizle, nehyettiğin yerleri bize gösterme. Emrettiğin yerlerde bizi, bize kaybettirme. Zahirimizi (dışımızı) sana masiyetten (günah işlemekten), batınımızı (içimizi) da şirkten koru. Bizi nefislerimizin elinden al, kurtar sana ulaştır. Bütün fiil ve hareketlerimiz yalnız senin için olsun. Yalnız sana güvenelim, sana dayanalım. Senden başkasına asla güvenmiyelim, dayanmayalım. Senden gafil olma bedbahtlığından bizi uyandır. Bizi, sana taat, ibâdet, ve münacat elbiseleri ile giydir. Kalblerimize ve özlerimize sana yakınlık zevkini tattır. Nasıl ki gök ile yer arasını ayırdı isen, günahlarla bizim aramızı da aynen öylece ayır. Bizi günahlardan uzak tut. Nasıl ki gözün siyahı ile beyazının arasını biri birine yakın etti isen, aynen onun gibi, bizi de sana kulluğa, sana taate yakin et. Günahlarla bizim aramızı aç. Tıpkı, sana masiyet bahsinde, Yûsuf aleyhisselâm ile Züleyha’nın arasını açtığın gibi.

Allahım! Bizi gaflet uykusundan uyandır. Bizim kimimizi, kimimizden faydalandır. Bizi yalnız kendinle meşgul eyle. Taki nefislerimiz islah olsun. Nefislerimize sana gelen yolu göster. Ömrümüzün kalan kısmını, senin yolunda meşguliyetle geçirelim! Amin.

Altınoluk-Sâdık Dânâ

Allahım!Ahirete mani olan dünyadan,ölümün iyiliğine engel olan hayattan ve amelin hayrına mani olan emelden sana sığınırım

Çevrimdışı tunike

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 307
  • bir tebessüm bile sadakadır
Ynt: Dereceni Bilmek İstersen
« Yanıtla #1 : 03 Temmuz 2008, 13:30:16 »
Allah razı olsun
öyle itaatkar bir kul ol ki,dışardan görenler deli desinler.çünkü deli olmadan,veli olunmaz!