BİR HAYAT DERSİ
Gün gelip beli bükük, bir ayağı çukurda ihtiyarlar olacağımızı hesap etmeyiz, bilmeyiz, düşünmeyiz. Hep böyle dinç, hep böyle genç kalacak gibiyiz.
Acıları da sevinçleri de öylesine abartılı yaşarız ki...
Kederde de , sevinçte de dünyamız baştan sona değişir; ya var, ya yok olur.
Gök bir güneşlidir, bir puslu.
Hayat akıp gider, ardına bile bakmadan.
Hala merdivendeyiz, farkında mıyız?
Bilmiyoruz.
Bazı tökezlemelerde hissediyoruz belki...
Ayağımız takılmasa, dizlerimiz acımasa hiç hissedecek değiliz.
Sarhoşuz, gençlik sarhoşu...
Peki ya sonrası...
Olgunluk çağı mı?
Yoksa büyük aldanmaların yaşandığı basamaklar mı? Bilmiyorum...
Deli akan kan durulmuştur artık. Bir baltaya sap olmuşuzdur belki yada olmak için çalışıyoruzdur. Hayat gerçekleri acıdır demeye başlamışızdır. Çünkü artık bakmamız gereken bir ailemiz, sorumluluğunu üstlendiğimiz çocuklarımız vardır. Hayat bir koşuşturmadır; evden işe, işten eve...
Problemler, çözümler arasında dokunan mekikler.
peki ya biz nerdeyiz?
Biz kendimiz için ne yapıyoruz?
__________________