Gönderen Konu: Yüzünü âhirete çeviren rahat eder  (Okunma sayısı 2074 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Yüzünü âhirete çeviren rahat eder
« : 10 Ocak 2010, 13:21:28 »

Dünyâ, insanın gölgesine benzer, kovalarsan kaçar, kaçarsan, o seni kovalar. Dünyâ, âşıklarına mihnet, lezzetlerine aldanmayanlara ni’met, ibâdet edenlere kazanç, ibret alanlara hikmet ve onu tanıyanlara selâmet yeridir. Dünyâ, ana rahmine nisbetle Cennet, âhirete nisbetle de çöplük gibidir.

Peygamber efendimiz;

(Dünyâ, geçilecek bir köprü gibidir. Bu köprüyü tamîr etmekle uğraşmayın. Hemen geçip gidin!) buyurmuştur.

Ölümden önce olan her şeye dünyâ denir. Bunlardan, ölümden sonra faydası olanlar, dünyâdan sayılmaz, âhiretten sayılırlar. Çünkü dünyâ, âhiret için tarladır. Âhirete yaramayan dünyâlıklar, zararlıdır. Harâmlar, günâhlar ve mubâhların fazlası böyledir. Resûlullah efendimiz;

(Dünyâ sizin için yaratıldı. Siz de âhiret için yaratıldınız! Âhirette ise, Cennetten ve Cehennem ateşinden başka yer yoktur) buyurmuşlardır.

DÜNYA İLE ÂHİRET ZITTIR!..

Dünyâ sevgisi, âhirete hâzırlanmaya mâni olur. Çünkü kalb, onu düşünmekle, Allahı unutur. Beden, onu elde etmeye uğraşarak ibâdet yapamaz olur. Dünyâ ile âhiret, doğu ile batı gibidir ki, birine yaklaşan, ötekinden uzak olur. Bir kimse, ibâdetini yapmaz, geçiminde, kazancında Allahü teâlânın emirlerini ve yasaklarını gözetmezse, dünyâya düşkün olmuş olur. Allahü teâlâ herkesin kalbini bundan soğutur ve bunu kimse sevmez.

Hadis-i şerifte;

(Dünyâya, burada kalacağınız kadar, âhirete de, orada kalacağınız kadar çalışınız!) buyuruldu.

Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri buyuruyor ki:

“Bir gün Peygamber efendimiz;
-Kalbe îmân nûru girince, genişler buyurunca, Eshâb-ı kirâm;
-Yâ ResûlAllah! O nûrun kalbe girmesinin alâmeti nedir? diye arz ederler. Peygamber efendimiz de;
-O nûrun kalbe girmesinin alâmeti; kulun, yüzünü âhirete çevirmesi, aldatıcı olan dünyâdan uzaklaşmasıdır buyururlar. Dünyâ görünüşte süslüdür, yaldızlıdır, ama aldatıcıdır, hîlecidir. Kendini sevenlerin gönüllerini çalar.”

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretleri oğluna nasihat ederek buyuruyor ki:

“Ey oğlum, her zaman ilim, edep ve takvâ üzerine bulun. Geçmiş din büyüklerinin eserlerini inceleyerek, Ehl-i sünnet vel-cemâat yolundan ayrılma! Fıkıh ve hadîs-i şerîf öğren, câhil sofulardan olma! Şöhret isteme, zîrâ şöhret âfettir. Halkın işlediği işlere karışma, uzlete de çekilme, yalnız kalma. Çok söz söyleme, az söyle, halkın kötülük ve eğrilerinden arslandan kaçar gibi kaç! Dünyâ malına kapılma. Dünyâ arzusu dînin zâyi olmasına sebeb olur.

Herkese şefkatle bak, hâinlikle bakma! Dışını süsleme, zîrâ dışın süsü; için, kalbin, rûhun harâb olduğunu gösterir. Başkalarıyla mücâdele etme ve hiç kimseden bir şey isteme, kimseye hizmet buyurma! Âlimlere, evliyâya, mal, can ve tenle hizmet et! Din büyüklerinin hâllerini inkâr etme! Zîrâ inkâr edenler, rahat ve kurtuluş yüzünü göremezler.”

AKILLI OLAN KİMSE!..

Netice olarak, yüzünü âhirete çeviren, yönünü ışığa dönen, karanlığı, gölgeyi arkada bırakır, işlerini aydınlıkta yapar. Böyle olan kimsenin, gizlisi, saklısı olmaz, içi dışı aynıdır. Aydınlıkta olduğu için hep hayırlı işler yapar, karanlık işler yapamaz. Âhirete sırtını çeviren, yönünü karanlığa döndürüp, ışığa arkasını veren, karanlığa doğru yol alır, aydınlıktan uzaklaşır ve karanlık işler yapar. Bu kimsenin, işleri karışıktır ve kendisine güven de olmaz. Gölgesine doğru yürüdüğünden, gölgesine de yetişemez.

Akıllı olan, yüzünü âhirete çevirir, aydınlığa, ışığa yönünü döner. Âhirete sırtını çeviren, yönünü karanlığa dönen, dünyaya dönen, insanlarla çarpışır, kavga eder. Yönünü âhirete, ışığa dönen ise, rahat, huzûrlu olur ve insanlar onun gibi olmak için yarışır. Çünkü insanların elindekinde, onun gözü yoktur ve bu sebeple onu herkes sever. Böyle olan insan, dünyâda da, âhirette de rahat eder, saâdeti ebidiyyeye kavuşur. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin buyurduğu gibi:

“Dünyânın geçici lezzetlerine aldanmamalıdır. Ölümü hatırlamalı, âhiretin dehşet ve şiddetini göz önüne getirmelidir. Kısacası, yüzümüzü dünyâdan âhirete çevirmelidir.”

Osman Ünlü

Çevrimdışı 33.yıldız

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 343
İleriyi görmek
« Yanıtla #1 : 26 Mart 2010, 15:59:51 »
İleriyi görmeyen, geleceği düşünmeyen insan çok zarar eder. Müslümanlar gelecek hakkında neler düşünmelidir?

* Birincisi: Herkes gibi sen de öleceksin, büyük bir yolculuğa çıkacaksın. Buna hazırlan, yol azığı koy bir kenara. Dünya hayatı bir imtihandır. İyi Müslüman ol, iyi insan ol, iyi vatandaş ol. İnançlarını, düşüncelerini, niyetlerini tashih et (doğru hale getir). İyilik yap, hayır hasenat yap.

* İkincisi: Dünyaya sakın güvenme, aldanma.Dünya hayatı bir oyundur, dünyanın vefası yoktur. Ne oldum deme, ne olacağım de. Hafifü'l-haz ol. Para, bol kazanç, mal, servet, zenginlik delisi olma. Sakın haram yeme.

* Üçüncüsü: Âhir zamanda yaşadığını unutma. Fitne ve fesatlara karşı hazırlık yap. Eski Pompeililer gibi Vezüv yanardağının eteğinde zevk ü sefa, fısk u fücur, gaflet ve dalalet içinde yan gelip yatma.

* Dördüncüsü: Büyük zelzeleyi düşün, ne gibi tedbirler alabileceksen onlara tevessül et. Gerekirse büyük şehirden kaç.

* Beşincisi: Üçüncü dünya savaşının ayak sesleri duyuluyor. Bu konuda alabileceğin tedbirler var mıdır? Varsa onları al.

* Altıncısı: Çocuklarını iyi yetiştir. Erkek çocukların küçük beyefendi, kız çocukların küçük hanımefendi olsunlar.Onları hoppa, züppe, serseri, it, uğursuz, sürtük, külhanbeyi, tulumbacı, kopuk, aşüfte olarak yetiştirme. Onların seks ve para manyağı olmalarına izin verme. Dünya adaleti seni çocuklarının terbiyesi dolayısıyla hesaba çekip cezalandırmaz ama ahirette bunun hesabını vereceğini iyi bil.

* Yedincisi: Yarın Kıyamet'in kopacağını bilsen, bugün elindeki ağaç fidanını toprağa ek. Meyvesini ahirette yersin.

* Sekizincisi: Sana yapılmasını istemediğin şeyleri başkalarına yapma. Bu dünya etme bulma dünyasıdır. Men Dakka dukka...

* Dokuzuncusu: İleriyi görmek, gelecek için tedbir almak için şunlara muhtaçsın:

(a) Derin düşünmek. Düşünmeye vakit ayır.

(b) Kendin derin düşünemiyorsan böyle düşünenlerden fikir al. Onların kitaplarını oku.

* Onuncusu: Dünya senin için ebediyen kalınacak bir yurt değildir. Fazla para, fazla mal, fazla servet senin için büyük yüktür, ağır hamallıktır. İhtiyacın olandan, gerekenden, taşıyabileceğinden fazlasını edinme. Biriktirme, yığma, istifleme. Paylaş.

Mehmet Şevket Eygi
Ortak paydamız, İbrahimi dinler değil! EHLİ SÜNNET, EHLİ SÜNNET...