Gönderen Konu: Bir Silah Olarak Müzik  (Okunma sayısı 5823 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Bir Silah Olarak Müzik
« : 02 Haziran 2012, 18:12:15 »

Hitler'e, "Doğuda fethettiğimiz topraklara nasıl bir eğitim tarzı uygulayalım?" diye sorarlar. "Onlara sabahtan akşama kadar hafif müzik dinletin. Onlara düşünme, okuma fırsatını vermeyin. Çünkü manevi derinliği olmayan insanlar kendilerini hep mutlu hissederler" diye cevap verir. Bugün Hitler'in hayalleri gerçekleşmiştir. Günümüzde müzik kültürü bizi istila etmiş durumdadır. İnsanı insan yapan değerler gerilemiş, insanın hissiyatına hitap eden ve taklide sürükleyen araçlar çıkmıştır.

Bilim adamları ispatlamıştır ki, insanlara, devamlı olarak tahrik edici müzik dinletildiği zaman beyinleri çalışamaz duruma geliyor. Yunus balıklarına tahrik edici müzik dinlettiler ve yüzlerce Yunusun kendilerini karaya attığını gördüler. Tibet'te rahipler sesle her türlü camı kırabiliyorlar. Müziğe alıştırılan ineklerin sütlerinin hepsini sağma imkanı oluyor. Müziğe bağımlılık kazanılıyor.

Kazakistan'da 1986'da Aralık olayları oldu. Gençler ayaklanmıştı. Bu olay hakkında yazı yazmak yasaklandı. Bütün zorluklara rağmen bu meseleyi kamuoyuna taşıyan ilk ben oldum. Hatta Gorbaçov ile bir tartışma çıktı. "Eğer bu olay hakkında yazmaya devam edersen sana başka bir uslüp ile cevap veririz" diye tehdit etti. Saharov ve Yeltsinise beni desteklemişlerdi.

Jiltoksan olaylarını araştıran komitenin başkanı idim. Yanıma bir kız gelip başından geçen olayları anlattı. Ölen gençleri de tanıyormuş. Bizi de sürekli takip edip dinliyorlarmış. Odadan çıktığımız zaman kızı yakalamışlar. KGB'de özel bir müzik odası varmış. Son sistem teknolojiyle donatılmış. Kızı müzik odasına sokmuşlar ve tavandan, tabandan, duvardan, hatta oturduğu masadan çeşitli müzikler dinletmişler. Birkaç saat bu odada tuttuktan sonra kızı akşam serbest bırakıyorlar. Başka günler yine çağırıp aynı odaya sokuyorlar. Ve iki üç uygulamadan sonra otobüs durağına bırakıyorlar. Fakat kız biliyor ki evi yakında fakat adresi bir türlü hatırlayamıyor. Geri dönerek KGB'nin kapısını çalıyor ve "Hafızama ne yaptınız?" diye bağırmaya başlıyor. "Bana adresimi söyleyin" diye yalvarıyor. Aynı şekilde müzik vasıtasıyla insanların beyinlerini tahrip ettiler. Bu, dünya çapında yaşanıyor. Fakat insanlar bunu tam olarak kavrayabilmiş değil. Bu taklitçilik kültürü bizi de götürüyor. Hafızayı Cezalandırıcı Kozmo-Formül adlı eserimde insanı tahrip eden unsurları bu bakışla değerlendirmeye çalıştım. (Medeniyetin Yanılgısı, Muhtar Şahanov)

Muhtar Şahanov


mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Bir Silah Olarak Müzik
« Yanıtla #1 : 03 Haziran 2012, 19:16:27 »
Hıristiyanlık gibi bozulmuş, aslından uzaklaşmış dinlerde, ruhlar beslenemediği için, müziğe yönelindi; nefse hoş gelmesi ruhanî tesir sanıldı. İncilin yasakladığı müziği, papazlar, Hıristiyanlığa soktu. Bu şekilde Kilise cazib hale getirilmeye çalışıldı.

Batıdaki müzik, Kilise müziğinden doğdu. Bugün yeryüzünü kaplıyan bozuk dinlerin hemen hepsinde, müzik ibadet hâlini almıştır. Müzikle, nefsler keyiflenmekte, şehvânî duygular rahat bulmakta, ruhun gıdası olan ibadetler unutulmakta, insanları, alkolikler ve morfinmanlar gibi gaflet içinde, uyuşuk yaşatmakta, böylece çok kimsenin ebedî saadetten mahrum kalmasına sebep olmaktadır. Dinimiz insanları bu felaketten korumuştur. Eğer müzik dine girerse, bu dinin gerçek İslamiyetle bir ilgisinin kalmadığını anlamalıdır.
http://www.sadakat.net/diyalog/102.htm

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Bir Silah Olarak Müzik
« Yanıtla #2 : 03 Haziran 2012, 19:17:45 »
Soru: "-Son yıllarda; İslama hizmet niyetiyle, birçok televizyon ve radyo istasyonu kuruldu. Fakat bu işle meşgul olan kardeşlerimiz, müzik yayınına ağırlık veriyorlar. (..) Öğrenmek istediğim husus şudur: İslam dininde müziğin hükmü nedir? İmam-ı Gazali'nin; insanlara ahireti hatırlatan şiirlerin okunmasını ve ilahilerin söylenmesini müstehap kabul ettiği doğru mudur


http://www.sadakat.net/fikih/075.htm

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Bir Silah Olarak Müzik
« Yanıtla #3 : 03 Haziran 2012, 19:19:24 »
Sima esnasında raks günahtır. (Merec-ül-bahreyn)

Kitab-ül-kırare’deki hadis-i şerifte, kıyamet alametleri sayılırken, (Kur’an-ı kerim mizmardan, [çalgılardan] okunur) buyuruluyor. (Tergib-üs-salât)

 

Zikrederken dönmek, el çırpmak, def, dümbelek, ney çalmak günahtır. (Tahtavi)

 

Ney de, diğer çalgılar gibi asla caiz değildir. Eğlence ve para kazanmak için şarkı söylemek haramdır. Her çalgıyı çalmak ve dinlemek, raks etmek caiz değildir. (R. Muhtar)

http://www.sadakat.net/merakedilenler/MerakEdilenKonular/02-MuzikveTeganni/03-HaramIyiNiyetleHaramliktan.htm

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Bir Silah Olarak Müzik
« Yanıtla #4 : 03 Haziran 2012, 19:20:46 »




Sevgili Hocam,
 
dügünlerde calgi ve müzik hakkinda ne dersiniz.
 
hocam sakal ve biyik hakkinda Hz. Üstazimizin aciklamasi varmi?
 
ben tras oluyorum, ama yakinda biyik birakmakacagim insAllah.
 
selam ve dua ile
 
 
 
*******
 
 
 
İlk sorunuzla ilgili İslâm âlimleri arasında iki ayrı görüş vardır malumunuz. Geniş blgi için bkz. Edebiyat ve Şiir, Tasavvufta Raks, Semâ, Teganni-Musiki

 
 
Linkini verdiğim bu yazıda ikinci görüşe yani İmam Gazali hazretleri ve onun gibi düşünenlerin görüşlerine etraflıca yer veremediğim için burada biraz onlardan söz etmek isterim.

 
 
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) hicret esnasında Medîne’yi teşrif buyurduğu zaman, kadınlar dam başlarında defli ve sesli olarak, “Talea’l-bedru aleynâ, min seniyyâti’l-vedâ, vecebe’ş-şükrü aleynâ, mâ deâ lillâhi dâ’...” diyerek kasîde söylemişler ve neş’elerini şükre çevirmişlerdi.[Beyhâkî, Delâilü’n-Nübüvve]

 
 
Bir evden kulağına gelen def ve başkaca çalgı sesleri üzerine Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), evde ne olduğunu sorar.
http://www.halisece.com/sorulara-cevaplar/524-dugunlerde-calgi-muzik-sakal-ve-biyik-hakkinda.html

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Bir Silah Olarak Müzik
« Yanıtla #5 : 14 Haziran 2012, 08:07:48 »


Operadan Müslüman çıkarmak



Bir kesim, iktidarın her yere mescid yapmasına devrim tavrını koyarken, diğer kesim de taktik değiştirerek operadan Müslümanlık çıkarma peşinde...


Bilirsiniz opera can sıkıcı bir yer.
Ama işler sahneleşince bakıyorsunuz salonu sadece diğerleri değil, bizimkiler de hınca hınç dolduruyor... Cumhuriyetçilik var olalı ne kadar mesafe katlettik değil mi?
 1968'lerde yol yordam başkaydı. O zamanlar bizlere "Anayasa Başlangıcı" dersinde, "mecliste 'tapınak' (cami) inşa edilmesi için önerge veriliyor, anayasa yönünden tetkik ediniz" gibi rejimsel sorular soruluyordu.
Maksat faka bastırmak...
 Ne günlere geldik demiyorum, o günlerin o tip dikenleri olduğu gibi, bugünlerin de bir başka dikenleri elbette ki vardır... Mayınlı ve de dikenli yollar.
 Sahne dedik, eskiler operaya eşek anırması derlerdi, yeniler ise bu anırmayı çağdaşlığın alameti olarak görüyor. Demektir ki bu iki şeyden bir şey çıkmaz...
Şu olimpiyatlara ben de taktım.
 Birisi de çıkıp demesin mi, hem Nazım Hikmet'in hem de Mustafa Kemal'in ruhu şâd oluyor... Orada olsam ben de derdim ki:
 Atıf Efendinin de mezardaki kemikleri sızlıyor ne haber.
Biz eskiden havayı şöyle koklardık; İsmet Paşa bir şeyi övüyorsa anlardık ki o şey Müslüman kesimin aleyhinedir, aynı şekilde yeriyorsa lehinedir...
Bu ölçek ne kadar hassas tartar bilemem de bu sıralar birileri durmadan gösterilerimize hem alkış tutuyor hem de methiyeler yazıyor.
Hayırdır inşAllah diyorum ve bekliyorum...
Bazı yazarların "dinde reform" ile alakalı yazılarını okuyorum. Baloyu, tiyatroyu, operayı saymak suretiyle reforma uğradığımızı vurgulamaları pek de şaşırtmıyor.
 İşin doğrusu, bizim reformumuz Tanzimat'la başladı, cumhuriyetle kurumsallaştı.
 Sahneler eskiden günaha giden yollar olarak görülürdü, şimdi ise kadın sahnede soyunmadıkça reform yapılmadı sayıyoruz kendimizi.
AB öyle demiyor mu? Eteğinizi çıkarın da öyle gelin, değilse, etekli, başörtülü gelirseniz almayız. İşte son yıllarda bilmem ne projesi adına aynı havadan basıyoruz ya...
 Etkinlikler sergilendiğinde anlatmak istenilen, dinde reform kadın erkek arasındaki mesafeyi kısaltmakla başlar. Şimdilik ufaktan açılıyor sezon.
 Yarınlarda bu çocukların her birisi sahne alarak sarhoş kavmine bilmem kimin bestelerini okuyarak sanat sergileyecekler, sebebi de biz olacağız...
Böylece, hiç umut etmediğimiz ülkelerin insanları diz çöküp şahadet getirecekler!
 Öyle mi?
Proje gerçekten yaman ve de ustaca...
 Tek bir yere odaklanarak değil, halimize bakarak konuşursak çok işimiz var.
Birisi ABD'den Mehdi olduğunu iddia ettiğinde, içini döken hanımın hikayesini diğer kanaldan dinliyoruz. Kadın ağlayarak anlatıyordu, kocası ölürken (adamın müridi) "hanımımla çocuklarım sana emanet" demiş. Kediye ciğeri teslim etmek gibi bir şey...
 Peki o ne yapmış? Hanımı çağırarak birleşme teklif etmiş ve de zorlamış...
 Bir başka Mehdinin marifetleri daha da yaman.
Onunki de ekran güzelleri ile tebliğ!
Manzara oldukça ilginç...
Mehdinin karşısında açık hanımlar ve biraz sonra düğmeye basınca oyun havaları.
 Kırıtarak şov yapıyorlar, sonra da duraklayıp ayetler hadisler okuyorlar...
 Ne yaman bir tuzak değil mi?
O tuzağın olmazsa olmazı kadın ve erkek ilişkileri.
Mahremleştirme değil, yakınlaştırma...
 Hem de el ele...
 "Üçüncüsü şeytandır" diyor ya, Allah Resulü (sav)...!




mazhar

  • Ziyaretçi
Asrımızın Vebası !
« Yanıtla #6 : 26 Aralık 2013, 00:40:46 »
Müzik Haramdır.
(İlk teganni eden şeytandır.) [Taberani]
 
 (Sesini gına ile yükseltene şeytan musallat olur.) [Deylemi]
 
 (Rahmet melekleri, ceres, [çan, zil, çıngırak] bulunan yere girmez.) [Nesai]
 
 (Rahmet melekleri, köpek ve çan bulunan kafileye yaklaşmaz.) [Müslim, Ebu Davud, Tirmizi]
 
 (Ceres, şeytanın mizmarıdır.) [Müslim, Ebu Davud, Nesai] [Mizmar çalgıdır]
 
 (Şarkıcı kadını dinlemek, yüzüne bakmak haramdır.) [Taberani]
 
 (Cenab-ı Hak, zurna, gırnata, ud, def gibi bütün çalgı aletlerini, cahiliyet döneminde tapınılan putları kaldırmamı emretti.) [İ.Ahmed]
 
 (Bir zaman gelecek, zina, içki ve mizmarı [çalgıyı] helal sayanlar çıkacaktır.) [Buhari]
 
 (Musiki, kalbde nifak hasıl eder.) [Beyheki]
 
 (Suyun otu büyüttüğü gibi, şarkı, oyun ve eğlence kalbde nifakı büyütür.) [Deylemi]
 
 (Rabbim içkiyi, kumarı, darbukayı ve şarkıcı kadınları haram kıldı.) [İ. Ahmed]
 
 (İçkilere başka isim verilerek içilir. Çalgılarla eğlenirler. Allahü teâlâ, onları yere batırır, domuz ve maymun haline getirir.) [İbni Mace]
 
 (Şunlar zuhur ederse, ümmetimin helaki hak olur: Lanetleşmeler, içkiler, çalgılar ve erkeğin erkekle, kadının kadınla iktifa etmesi.) [Deylemi, Hâkim]
 
 (Mizmarları, putları yok etmek için gönderildim.) [İ. Ahmed, Ebu Nuaym, İ. Neccar]
 
 (İblise, “Mizmarlar [çalgılar] müezzinin, yazıların dövme, Resulün [elçin] kâhinler, ve falcılardır” denildi.) [İbni Ebiddünya, İbni Cerir, Taberani]
 
 (İki ses melundur: Nimete kavuşunca çalgı, musibete maruz kalınca feryat.) [Bezzar]
 
 (Nimete kavuşunca mizmar [çalgı çalmak] gazabı ilahiye sebep olur.) [Deylemi]
 
 (Şarkılar, içkiler yayılınca, yere batmalar görülür.) [Tirmizi, Ebu Davud, İbni Mace]
 
 (Kur’an mizmarlardan okunmadan önce salih amel işlemekte acele edin.) [Taberani]
 
 (Kur'an mizmarlardan okunduğu zaman ölebilirsen öl.) [Taberani]
 
 (Kur'anı mizmarlardan [çalgı aletlerinden] okuyanlara Allah lanet eder.) [Müsamere]
 
 (Belaya maruz bırakan 15 kötü âdetten biri çalgıların yayılmasıdır.) [Tirmizi]
 
 (Gözün zinası [harama] bakmak, kulağın zinası [haram şeyleri] dinlemektir.) [Müslim]
 
 Resulullah çalgı aletleriyle para kazanmayı yasakladı. (Begavi)

 
 
 
 --------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

kurandan deliller:Yine Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki:
 
 (O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin şeyleri haram kılar.) [Araf 157]
 
 (O, [Resulüm] vahiyden başkasını söylemez.) [Necm 3,4]
 
 Demek ki Peygamber efendimiz kendiliğinden haram etmiyor, vahye dayanıyor yani Allah’ın bildirmesine dayanıyor. Bir de bazı âyetler var, onları herkes anlayamıyor. (İndirdiğim Kur'anı insanlara açıkla) buyuruyor. Bazı âyetlerde müzik haram edilmiştir. Bunu Resulullah açıklayabiliyor. Biz bakınca anlayamıyoruz. Mesela müziği haram eden iki âyet:
 
 Lokman suresinin 6.âyetindeki lehv-el hadis ifadesi müzik olarak bildirilmiştir. Lehv-el hadis, Türkçe olarak boş söz, boş eğlence gibi manalara gelir. Ama bu boş eğlencenin, yani ahirete fayda vermeyen bu eğlencenin müzik olduğu bildirilmiştir.
 
 İbni Mesud hazretleri yemin ederek lehv-el hadis’ten kasıt, çalgı aleti ve musiki olduğunu söylemiştir. (Tefsir-i ibni kesir, Tefsir-i medarik) [İbni Mesud gibi büyük bir zata inanmayan cahillere ne denir ki?]
 
 (Mevahib-i aliyye) ismindeki tefsirde, lehv-el hadis âyeti şöyle tefsir ediliyor:
 Yalan hikayeler yazarak veya şarkıcı kadınlar tutup herkese ses nağmeleri dinleterek, Kur’an dinlemelerine engel olmaya çalışanlara Cehennem ateşini müjdele! (Mevâkib tefsiri)
 
 Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki:
 (Üçü hariç, her lehv bâtıldır.) [Deylemi]
 Demek ki lehv, bir oyun, bir eğlence, bir çalgı olduğu için böyle buyuruluyor.
 
 Müfessirler, İsra suresinin 64. âyetinde şeytana, (Vestefziz... bi savtike [Sesinle oynat]) demenin çalgı ile oynat demek olduğunu, bu âyetin, her çeşit çalgıyı haram ettiğini bildirmişlerdir. (Şeyhzade)
 
 Müfessirler Enam suresinin 70. âyetini, (Dinlerini [şarkı ile, musiki ile] oyun ve eğlence haline sokanlardan uzak dur) şeklinde tefsir etmişlerdir.
 
 (Şimdi siz bu söze [Kur’ana] mı şaşırıyorsunuz? Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz ve siz gafletle oynuyorsunuz.) [Necm 59-61]
 
 Medarik tefsirinde entüm samidün ifadesi, (Kur'an okunduğunu işittikleri zaman onu dinletmemek için teganniye [şarkı türkü söyleyerek şamataya] başlarlar, oynarlardı) diye açıklanıyor.
 
 İbni Abbas ve Mücahid hazretleri de bu ifadenin şarkı olduğunu söylemiştir. (İgaset-ül-Lehfan)
 
 Böyle âyetler olmasa bile Resulullahın bildirdiğini kabul etmemek Allah’ı kabul etmemek olur. Böyle yapanların da kâfir olduğu yine Kur’an-ı kerimde bildiriliyor.
 
 İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
 Cenab-ı Hak, Kur’an-ı kerimde, Muhammed aleyhisselama itaat etmenin, kendisine itaat etmek olduğunu bildiriyor. O halde, Onun Resulüne itaat edilmedikçe, Ona itaat edilmiş olmaz. Bunun pek kesin ve kuvvetli olduğunu bildirmek için, (Elbette, muhakkak böyledir) buyurup, doğru düşünmeyenlerin, bu iki itaati birbirinden ayrı görmelerine meydan bırakmadı. Yine Allahü teâlâ, (Kâfirler, Allahü teâlânın emirleri ile Peygamberlerinin emirlerini birbirinden ayırmak, bir kısmına inanırız, bir kısmına inanmayız diyerek, iman ile küfür arasında bir yol açmak istiyorlar. Bu kâfirlerin hepsine çok acı azap hazırladık) buyurmaktadır. (1/152)

-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
 
   Alimlerin FIKIH kitaplarinda:
Nasslardan hüküm çıkaran ulemanın açıklamaları şöyledir:
 
 İslâm âlimleri buyuruyor ki:
 İbni Hibban’ın bildirdiği hadis-i şerifte, Resulullah, develerin boyunlarındaki ceresleri [çanları] çıkarmıştır. Halbuki çan şehveti tahrik etmez. Çan bulunan yere rahmet melekleri girmiyor. Artık çalgıyı, çalgı aletlerini siz düşünün. Şeyh-ul-İslâm Ahmed İbni Kemal efendi hazretleri Kırk Hadis kitabında buyuruyor ki:
 (Mizmarları kırmak ve hınzırları öldürmek için gönderildim) hadis-i şerifindeki mizmar, bütün çalgı aletleridir. Bu hadis-i şerif, her çeşit çalgıyı ve domuz eti yemeyi yasak etmektedir.
 
 Hazret-i Ebu Bekir, iki küçük cariyenin def çalıp şarkı söylediklerini gördü ve onları azarlayarak “Şeytanın çalgısını mı çalıyorsunuz?” dedi. (Buhari)

 İbni Ömer hazretleri, ihramlı bir toplulukta şarkı söyleyen birine, “Allah senin ibadetini kabul etmesin” dedi. (İbni Ebid-dünya)

 Eshabı kiramdan Enes bin Malik hazretleri “En pis kazanç, şarkı ve çalgı aletleriyle kazanılandır” dedi. (İbni Ebid-Dünya)

 İbni Abbas hazretleri, “Çalgı aletleri haramdır” dedi. (Beyheki)

 Âişe validemiz, bir evde şarkı söyleyen birini görünce ona, “Yazıklar olsun sana. Bu şeytandır, bunu çıkarın dışarı” dedi ve onu çıkardılar. (Buhari)

 Fudayl b. İyad hazretleri, “Müzik ve şarkı, zinanın teşvikçisidir” dedi. (İbni Ebid-dünya)

 Şeyh Muhammed Rebhami hazretleri buyuruyor ki:Saz, tanbur, def, ney ve diğer çalgı aletlerini çalmak, Allahü teâlânın emrini tutmamak olur. (Riyad-ün-Nasıhin)
 
 İmam-ı Şa’rani hazretleri buyuruyor ki:“Hakim-i Tirmizi’nin Nevadiru’l Usul adındaki kitapta rivayet ettiği hadis-i şerifte Resul-i Ekrem efendimiz, (Her kim şarkı sesine kulak verirse, onun ruhanileri dinlemesine izin verilmez) buyurdu. Oradakilerden biri tarafından, (Ya ResulAllah, ruhaniler kimlerdir?) diye soruldu. Resulullah da, (Cennet ehlinin okuyucularıdır) buyurdu. (Muhtasar-ı Tezkire-i Kurtubi)

 İmam-ı Birgivi hazretleri buyuruyor ki:
 Saz dinlemekten kulaklarını korumalıdır. (Risale-i Birgivi)
 
 Mezhepsiz İbni Teymiye bile, “Şarkı ve müzik, şeytani duyguları harekete geçiren en etkili unsurlardan biridir” demiştir. (Mecmu-ul Fetava)

 Şarkı, Kitap ve Sünnetle yasaklanmıştır. (İmam-ı Kurtubi)
 
 Şarkı ve müzik aletlerinin haram olduğu konusunda icma vardır. (İbni Salâh)
 
 İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
 İmam-ı Şami, Mültekıt kitabında (Hiçbir âlim, teganniye mubah demedi) buyurdu. (m. 266)
 
 Kur'an-ı kerimi musiki perdelerine uydurarak okumak haramdır. (Fetava-i Bezzâziyye)

 Çalgı çalmanın haram olduğu, icma ile bildirildi. (Makamat-ı Mazheriyye)

 Çalgı çalarak veya oyun arasında Kur'an okuyan kâfir olur. (Tergib-üs-salât)

 İmam-ı Münavi hazretleri (Nikahı herkese duyurun! Bunun için de, camide yapın ve def çalın) hadis-i şerifini açıklarken, (Mescitlerde def çalınmaz. Hadis-i şerif, mescid dışında çalınmasını, mescitte yalnız nikah yapılmasını emrediyor) diyor. (Hadika)
 
 Dümbelek, ney, saz çalmak haramdır. (Tahtavi şerhi)

 Teganni ile okuyan bir imamın arkasında kılınan namazın iadesi gerekir. (Halebi)
 
 Kur’an-ı kerimi, Arap şivesine uygun, tecvid ile ve güzel ses ile okumalıdır. Ebu Davud’daki hadis-i şerifte, (Kur'anı güzel sesle okuyun) buyuruldu. Yani "Allah’tan korkarak okuyun" demektir. Bu da, tecvid ilmine uyarak okumakla olur. Yoksa, harfleri, kelimeleri değiştirerek, manayı, nazmı bozarak teganni ile okumak haramdır. (Berika)

 Teganni haramdır. (Tıbb-ün-nebevi)

 Kur’an-ı kerimi teganni ile okumak ve dinlemek haramdır. Burhâneddin-i Mergınânî hazretleri buyurdu ki:
 Kur’an-ı kerimi teganni ile okuyan hafıza, ne güzel okudun diyen kimsenin imanı gider. Tecdîd-i iman gerekir. Kuhistânî de, böyle yazmaktadır. (Dürr-ül-müntekâ)
 
 Teganni ile şarkı söylemek ve dinlemek haramdır. Tekkelerde ilahiler okuyarak raks etmek, oynamak, dönmek haramdır. Şimdi, dinden haberi olmayan fasıklar, böyle tarikatçılık yapıyorlar. (Fetava-yı Hindiyye 5/352)

 Allame Zahirüddin bin Cafer diyor ki:
 (Mevlidde, salihlerle salevat okumak, her zaman sevaptır. Fakat, buna haram karıştırmak, mesela çalgı, şarkı, raks gibi şeyler yapmak büyük günah olur.)
 Büyük âlim ibni Arabi hazretleri Fütuhat-ı Mekkiyye kitabında, raks ile ve dönerek olan simanın yasak olduğunu bildirmiştir. (Mektubat)

 Sima esnasında raks günahtır. (Merec-ül-bahreyn)

 Kitab-ül-kırare’deki hadis-i şerifte, kıyamet alametleri sayılırken, (Kur’an-ı kerim mizmardan, [çalgılardan] okunur) buyuruluyor. (Tergib-üs-salât)

 Ney de, diğer çalgılar gibi asla caiz değildir. Eğlence ve para kazanmak için şarkı söylemek haramdır. Her çalgıyı çalmak ve dinlemek, raks etmek caiz değildir. (Redd-ül Muhtar)

 Allahü teâlânın aşkı ile dolmuş, evliyanın büyüklerinden olan Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri, ney ve başka hiçbir çalgı çalmadı. Musiki dinlemedi ve raks etmedi. Zikrin kalb ile, sessiz olacağını Mesnevi’de bildirmektedir. (S. Ebediyye)

 Raks ile, söz ile [şarkı, çalgı ile] başkalarını eğlendiren şahit olamaz. (Mecelle m. 1705)

 İlahi, hasta olmayan kalbi yumuşatır, haram olmaz. Çalgı çalmak ise bütün âlimlerce haramdır. (Makamat-ı Mazheriyye)

 Hak sevgisi ile sima dinleyen sıddık, nefse uyup dinleyen zındık olur. (Siyerül-aktab)

 Sıkıntı gidermek için, kendi kendine nağme okumak caizdir. Fakat, başkalarını eğlendirmek için okumak caiz değildir. Her çalgı haramdır. (Ahlak-ı alaiyye)

 Keyf ve eğlence için, her çalgıyı çalmak ve dinlemek haramdır. Yalnız savaşta, askerin moralini kuvvetlendirmek için, bando, mızıka çalmak ve bunlara sulhta da hazırlanmak ve düğünlerde davul, def çalmak caizdir. Mescitlerde her çalgı haramdır. (Ukud-üd-dürriyye)
 
 İbni Âbidin
hazretleri buyuruyor ki:
 Eğlence veya para kazanmak için başkalarına şarkı söylemek, sözbirliği ile haramdır. Çalgı ile raks etmek büyük günahtır. Sıkıntısını gidermek için kendi kendine şarkı söylemek günah değildir. Çalgı olarak, yalnız kadınların düğünlerde def çalması caizdir. (Redd-ül-Muhtar)
 
 Fısk ve içki içilen yerlerde çalgı çalmak ve bunu dinlemek haramdır. Resulullah çobanın kavalını işitince, parmakları ile mübarek kulaklarını kapadı ise de, yanında bulunan Abdullah bin Ömer’e kulaklarını kapamasını emretmedi. Bu da, elde olmadan duymanın haram olmadığını göstermektedir. Bayramda, savaşta, hac yolunda, sahurda, düğünlerde ve askerlikte davul çalmak da caizdir. [Okullarda, millî ve siyasi toplantılarda bando, mızıka, mehter marşı çalmak caizdir.] (Hadika)

 Def, tambur ve her çeşit çalgıyı evinde, dükkânında bulundurmak, kendisi kullanmasa bile, satmak, hediye etmek, ariyet veya kiraya vermek günahtır. (Berika)

 Sadece mehter marşında çalınan müzik aletlerini satmak caiz olur.
 
 Müzik, nefsin gıdası, ruhun zehiridir, kalbi karartır. (Dürr-ül mearif)

 İlahileri çalgı ile, ney çalarak okumak bid'attir. Harama helal diyen ve haramı ibadete karıştıran kâfir olur. (S.Ebediyye)
 
 İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
 Resulullah efendimiz, geldiği bir evde, küçük zenci kızları [cariyeler] def çalıp şarkı söylüyorlardı. Şarkıyı bırakıp, Resulullahı övmeye başladılar. Resulullah efendimiz, (Onu bırakın, oyun arasında beni övmeyin. Beni övmek [mevlid, ilahi] ibadettir. Eğlence, oyun arasında ibadet caiz değildir) buyurdu. (K. Saadet)

 [Bazıları, bu hadis-i şerife istinaden kadınların şarkı söylemesinin ve çalgının caiz olduğunu söylüyorlar. Şarkı söyleyenler cariye idi. Cariyenin avret yeri erkeğinki gibidir. Sesi de avret değildir. Hür kadınların sesi de avrettir, saçları kolları da avrettir. (Hadika, Berika)]
 
 Her çeşit çalgı dinlemek haramdır. (Fetava-i Bezzaziyye, Hadika, Ahlak-ı alaiyye)

 Müzik bütün dinlerde büyük günahtır. (Dürr-ül-münteka)
 
 İncilin yasakladığı müziği, sonradan papazlar Hıristiyanlığa soktu. (Mevahib-i ledünniyye şerhi Zerkani)
http://muzikharamdir.tr.gg/
 http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=2959