Gönderen Konu: Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)  (Okunma sayısı 212415 defa)

0 Üye ve 9 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı duha

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 5144
  • ѕησωƒℓαкє
Ynt: Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)
« Yanıtla #330 : 24 Nisan 2008, 00:03:01 »

AMİNN kardeşim cümlemiz İNŞAllah...
söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
Ynt: Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)
« Yanıtla #331 : 26 Mayıs 2008, 00:07:49 »


“Ey kupkuru colleri cennetlere ceviren gul!” Yillar var ki bizler “seniye-i veda” turkuleriyle, gonullerimize dokulecegin zamani umit ve hayal edip durduk. Cani bogazina gelmis yetimler misâli hep ruhlarimiza esecegin ani bekledik. Sahilden cok uzaklara gitsek de gozumuz hep sahilde oldu. O “girye nikap” cehreni acacagin gunu bekledik. O “fusun perver” cehreni gorme umidiyle yasadik. Sen’in “cehre-i handan”ina ruhlarimiz feda olsun! Sensizligin boslugu, ucuruma; hasreti, yangina; susuzlugu, kurakliga donustu. Ey Sultanlar Sultani! Ey baslarimizin taci, ruhlarimizin ilâci! Catlamis dudaklarimiza “ab-i hayat” ol! Cehrelerimizdeki bu “pejmurde”ligin sebebi, senden uzak kalis hasretidir. Ruhlarimiz, Sen’in gibi bir gunesi kaybedeliden beri “bezm-i nadan”da, “cerag” olmaktan ote gidemedi. “Bir gozun hatirina cok gozler sevilir.” deyip sadece seni “cesm-i dilber” bildik. Kesrette bogulma derecesine gelmis ruhlarimiza meltem ol! Nefesini bizlere duyur, bizleri soluklarina doyur! Ey gonullerimizin en sevgilisi! Ruhlarimiz Sana feda olsun! Bayiltan renklerinle gonullerimize dokul! “Derd-i isyana muptelâ baht-i kara”lar olarak kapina geldik. Gedalardan sultanlik mulkunu esirgeme!

 

Yillar var ki hep bahari solukladik. Bir omur gecip gitti serapa; adini sorarak tasa, duvara… Karsimiza hep hazan vurmus baglar cikti. Ne zaman diriltici soluklarina kostuysak Sana giden yollari hep gulyabaniler tuttu. Bahara dâir en ufak bir emarede hep gelecegin gunleri bekledik. Yillar yili bahar sarkilariyla oturup kalktik. Aklimizda sen, ruhumuzda sen, dilimizde sen! Sensizlik; cesme baslarinda, dere kenarlarinda, sahillerde sadece susuzlugumuzu arttirdi. Sensizligin, ruhlarimizda meydana getirdigi boslugu, hicbir sey dolduramadi.

 

“Gel ey Muhammed bahardir! Dudaklar ardinda sakli âminlerimiz vardir. Hacdan doner gibi gel; miractan iner gibi gel; bekliyoruz yillardir.” Ey insanlik bahcesinin “gul-i rana”si! Sen’in bayiltici renklerin, nice bulbulu, “nalân u giryan” eyledi. Senin “fusunkâr” tavrin ve gonul yakan edan, nice bulbulu, “suride makal” eyledi.


 

Ey ruhlarimizin gokkusagi! Gedalarinin ah u efgânini, bir “arz u hâl” bilip imdatlarina kosacagin âni bekliyoruz. Sen ruhumuzun sancisi, suyumuzun sarnici, gonlumuzun gulusun! Biliyoruz ki Sen’in meltemin, sefkat bulutlarini gonlumuzun semasina suruklemezse, ruhumuza merhamet damlalari dusmez. Renklerini, Sen’in gokkusagindan alan her ruh uludur ya ResulAllah! Nice dilberi oguturken fânîlik degirmeni; sadece Sen’in renklerin “ter u taze” kaldi ya ResulAllah!

 

Sefkati, barisi, merhameti, huzuru, kisacasi insanligi arayan dunyamiza yeniden dogacagin gunu bekliyoruz. Sadece ummetin degil, butun insanlik soluklarina muhtac! “Sana muasir olamadigim icin uzgunum ya Muhammed!” diyen Bismark, isigina kosmak icin kanat cirpan “pervane”lerden sadece bir tanesidir. Insanlik, Sen’i kaybedeliden beri ates boceklerini gunes sandi. El fenerleriyle karanliklari dagitmaya, cakip kaybolan simseklerle yolunu aydinlatmaya calisti. Sen’in disinda, Sen’den uzak carelerle hayatini tanzim edemedi. Simdilerde buyuk bir “acziyet” icinde, Sen’in havuzunda arinmaya kosuyor. Soluklarina muhtac kapi kullarindan, gunesine kosan kelebeklerden himmetini esirgeme sultanim!

 

Ey sultanlarin kapisinda merhamet dilendigi ulu Sultan! Dirilten soluklarindan uzaklastikca, ruhlarimiz porsudu, renklerimiz soldu. Senin cennetten ikliminde dolasmislarin yuzu suyu hurmetine, altin halkana tutunmuslarin askina bize himmet eyle; bizi sefaatinden mahrum etme! Hazan vurmus yapraklara, “sitazede” bulbullere donen hâlimizle, agir aksak tavrimizla, yarim kalmis sevdalarin ruhumuzda hâsil ettigi yaralarla bir kere daha gul bahcene girip gonul yakan nagmelerinle, cennetten ikliminde yeniden dirilmek istiyoruz. Bizleri kendinden uzak tutma! Sultanlik mulkunu gedalarindan esirgeme! Liyakatimize, daginik zuluflerimize, kirlenmis “damen”imize, “cesm-i siyahkâr”imiza bakma, ihtiyacimiza gore muamele et! Kirik dokuk ifadelerimizi, sana bir “berguzar-i muhabbet” olarak takdim ediyor, kabul buyurmani diliyoruz.

 

Niyetlerimizi, varligin tek yaraticisi olan “Cenab-i Kirdigâr”e havale edip gunahkâr ellerimizle yine ona yalvariyoruz! Ey her seyin dizgini elinde, her seyin anahtari yaninda olan hazineler sultani yuce Yaratici! Bizleri “sevgilim” dedigin -mukaddes sevgine layik olan- Hazreti Muhammed Aleyhisselatu Vesselâm’in yuzu suyu hurmetine bagisla! Insanlarin en sereflisi olan Efendiler Efendisi’nin (sas) cennet ikliminden bizleri burada ve otelerde mahrum etme!





Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

Çevrimdışı duha

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 5144
  • ѕησωƒℓαкє
Ynt: Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)
« Yanıtla #332 : 26 Mayıs 2008, 00:11:49 »
Amin...Amin...Amin...
« Son Düzenleme: 26 Mayıs 2008, 00:20:07 Gönderen: isra »
söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)
« Yanıtla #333 : 26 Mayıs 2008, 00:19:50 »
Amin.Allah razı olsun

Çevrimdışı fsakci

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 9
Ynt: Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)
« Yanıtla #334 : 15 Temmuz 2008, 21:58:02 »
Habibullah'ı sevmek! Hz. Amine gibi, son nefesinde elinden şefkatle tutup seslenmişti ona:"Ey dehşetli ölüm okundan Allah'ın yardım ve ihsanıyla yüz deve karşılığında kurtulan zatın oğlu! Allah seni aziz ve devamlı kılsın.
Eğer rüyamda gördüğüm doğruysa sen Celal ve İkram sahibi olan Allah tarfında adem oğullarına Peygamber gönderileceksin.
Sen ceddin İbrahim'in teslimiyet ve dinini tamamlamak için gönderileceksin.
Allah putlardan koruyacak ve alıkoyacaktır.
Her yaşayan ölür her yeni eskir, evet bende öleceğim.
Fakat ismim ebedi olarak yad edilecektir.
Çünkü tertemiz bir evlat doğurmuş, hayırlı bir yad edici bırktım."
Ve huzurla kapanan anne gözleri ve acıyla ıslanan minik göz bebeklerin.
Seneler sonra bir sefer sonrasında Edva'dan geçerken aziz ve muhterem annesinin kabrini ziyaret ediyor ve ağlıyordu, onun ağladığını görünce sahabe de ağlamaya başladı ve gözyaşlarının sebebini söylüyordu:" annemin bana olan şefkat ve merhabetini hatırladım."
Habibullah'ı sevmek Necaşi gibi.
Habeşistan'a hicret eden Mekkeli Müslümanları dinleyince kendini tutamadı:" sizi yanında gelen Zat-ı tebrik ederim ki O Allah'ın Resul'üdür. Zaten biz onun vasıflarını kitabımız olan İncil'de okumuştuk o Peygamberi.
Meryem oğlu İsa'da  insanlara müjdelemişti.
Allah'a yemin olsun ki eğer o benim ülkemde olsaydı ayakkabını taşır ayaklarını yıkardım."
Resulullah'ı sevmek! baraka bin Neffel gibi duyunca Hiranur dağındaki geceyi bir haykırışa döndü kelimeler:" Kudüs bu gördüğün melek yüce Allah'ın Musa Peygambere gönderdiği Ruhul-Kudüs'dür Namusul-ekberdir.
Sen ise bu ümmetin Peybamberisin
Ah ne olur yeni dine hak çağırdığın günlerde bende genç olsaydım.
Kavmin seni yrudundan çıkardığı zaman sağ olsaydım.
Eğer daver gününe yetişirsem bütün gücümle sana yardım edeceğim."
O yetişmedi davet gününe, ama çekirdekten yetişen filize, daldan meyveye doğru yetişenler var...
Ashap vardı!
Habibullah'ı sevmek ashab-ı güzin gibi, ama hangi birini örnekleseniz zaman eklibeyt mi? asari-mübeşereyi mi? ensarı mı? muhaciri mi?
Ashabı-güzin örnek; Ammar Bin Yasir olsun.
Babası ve annesi islamın ilk şehitleri.
Ammar bin Yasire islama girdi diye çöl güneşinin altında demirden bir gölek giydiriliyor o kavurucu sıcktan ilikleri eriyor.
Bir başka işkence ateşle dağlanıyor Ammar, küfre zorlanıyor ve Ammar bu azaptan gözünü açınca Efendimizin yanında buluyor kendini:"işkencenin her türlüsünü tatık ya Resulullah."diyor.
önce Peygamber duası:" Allahım! ammar ailesinden hiç kimse cehennem azabını tatırma."
sonra Peygamber müjdesi:" Ey ammar sen bu işkeceden ölmeyecesin uzun bir müddet yaşayacaksın. Senin ölümün azgın bir topluluğun elinde olacak."
SEVMEK HABİBULLAHI ASHABI-GÜZİN...

Çevrimdışı duha

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 5144
  • ѕησωƒℓαкє
Ynt: Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)
« Yanıtla #335 : 15 Temmuz 2008, 22:11:12 »
Allah Razı Olsun...
söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

Çevrimdışı ilimadamı

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 36
  • İnsanların hayırlısı,insanlara faydalı olandır.
Ynt: Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)
« Yanıtla #336 : 18 Temmuz 2008, 00:42:23 »
ÜMMETI ÜMMETI diyerek dogdu alemlerin peygamberi,
o nûru ugruna yaratti mevla bu alemi...

Biz senin yolunda ilerleyerek sünnetlerinle,
aglayip gözyasi dökerek gecenin bir vaktinde,
düsünerek hâlimizi kiyamet gününde,
hasretini ekleyerek mahsul ibâdetimize,
sefâat edermisin bize, peygamberlerin peygamberi?!

Cebrâil aleyhisselam vahiy getirmeyip,
Mikâil al. mevsimlere karismayinca,
Azrâil al. her an baska tarafta, insanlar can verip,
Isrâfil al. sûrunu üfledigi zaman hûû nidasiyla,
artik dünya yikilip ahiret kaldiginda,
benide ümmetin kabul edermisin ya RASULULLAH?!

O gün ki herkes birbirinden kacacak,
baba evladi tanimayip,
evlad ana, babadan hesap soracak,
kimse birbirine bakmayacak, hak arayip,
benide ümmetin kabul edermisin ya RASULULLAH?!

Mevlâmin önünde hesaba cekildigimde,
o inanilmasi güc sicaklikla eridigimde,
günahlarim bana gösterildiginde,
o benim ümmetimden deyip,
benide ümmetin kabul edermisin ya RASULULLAH?!
 

--------------------------------------------------------------------------------
28-07-2007 10:37 

Çevrimdışı ilimadamı

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 36
  • İnsanların hayırlısı,insanlara faydalı olandır.
Ynt: Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)
« Yanıtla #337 : 18 Temmuz 2008, 00:43:30 »
H.Z. MUHAMMED'DE DIL UZATANI KAHREYLE H.Z. MUHAMMED'DE DIL UZATANI KAHREYLE Şiirini Yazdır H.Z. MUHAMMED'DE DIL UZATANI KAHREYLE Şiirini Arkadaşına Gönder
Firavun,yine.
Çukurunda yatar.
Muhammed'in ,nuru.
Cihan'i tutar...
AllahU EKBER...

Günes,balçikla sivanmaz...
NUR,çamur mi tutar?..
Habis ,insan batak ,içinde yatar..
Ama, uslanmaz, öyle durur...
AllahU EKBER...

Bu, ezanlar bayraklar....
Serefim, sanim...
Muhamed'ine dil uzatan caniyi...
Kahhar, isminle kahreyle Allah'IM...
AllahU EKBER...

Ezanlar, susmaz...
Bayrak, hep dalgalanir...
Korkmuyoruz, hiç,olacak olur...
It, ürür ,kervan yürür...
AllahU EKBER..

Çevrimdışı ilimadamı

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 36
  • İnsanların hayırlısı,insanlara faydalı olandır.
Ynt: Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)
« Yanıtla #338 : 18 Temmuz 2008, 00:46:14 »
H.Z. MUHAMMED'DE DIL UZATANI KAHREYLE H.Z. MUHAMMED'DE DIL UZATANI KAHREYLE Şiirini Yazdır H.Z. MUHAMMED'DE DIL UZATANI KAHREYLE Şiirini Arkadaşına Gönder
Firavun,yine.
Çukurunda yatar.
Muhammed'in ,nuru.
Cihan'i tutar...
AllahU EKBER...

Günes,balçikla sivanmaz...
NUR,çamur mi tutar?..
Habis ,insan batak ,içinde yatar..
Ama, uslanmaz, öyle durur...
AllahU EKBER...

Bu, ezanlar bayraklar....
Serefim, sanim...
Muhamed'ine dil uzatan caniyi...
Kahhar, isminle kahreyle Allah'IM...
AllahU EKBER...

Ezanlar, susmaz...
Bayrak, hep dalgalanir...
Korkmuyoruz, hiç,olacak olur...
It, ürür ,kervan yürür...
AllahU EKBER..

Çevrimdışı duha

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 5144
  • ѕησωƒℓαкє
Ynt: Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)
« Yanıtla #339 : 18 Temmuz 2008, 01:04:31 »
söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

Çevrimdışı dört mevsim

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 278
Ynt: Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)
« Yanıtla #340 : 18 Temmuz 2008, 02:22:49 »
Allah Resulü Hz. Muhammed (s.a.v.) suretçe insanların en güzeli olduğu gibi siretçe de en mükemmeli idi. Bütün güzel sıfatlar O’nun üzerinde temayüz etmişti. Yerdekiler O’na çok övülmüş (Muhammed) göktekiler O’na en çok övülen (Ahmed) dediler. O; nurdu, seçilmişti, en güzeldi, övülmüştü, mütevekkildi, şefkatliydi, elçiydi, adildi, cesurdu, rahmetti, bereketti, azizdi. O, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) idi.

O nurdu

O, bir çekirdekti. Her şeyden önce O yaratıldı. Kâinat O’nun üzerine yeşerdi.

Âlemler O nurla var oldu; küre küre, sema sema...

Kâinat O nurdan açıldı; dal dal, yaprak yaprak, çiçek çiçek… 

Önce Âdem’in alnında parladı. Sonra pak alınlarda ışıldadı; asır asır, devir devir…

Ta geldi Saadet Asrı’na dayandı. İnsanlık emanet aldığı nuru sahibine teslim etmeye hazırlandı. Âlem o Kutlu Doğum şölenine uyandı.

Abdullah’ın alnında son kez misafir olan nur, Amine’nin cemalinde cilveleşti...  Melekler bile O nura hayrandı.

Sonunda nur, sedefini buldu, libasını kuşandı. Münevver bir meyveye dönüştü.

Çekirdekle meyve, “iptida ile intiha birleşti.” Muhabbet, Muhammed’i doğurdu.

“Doğdu o saatte ol Sultan-ı Din,

Nura gark oldu semavat ü zemin”

…Ve “Sen olmasaydın” sırrı tahakkuk etti.   

 

O seçilmişti

Önce varlıklardan canlılar süzüldü. Bitkilerden hayvanlar ayıklandı. Hayvanlardan insanlar elendi. İnsanlardan veliler sağıldı, velilerden peygamberler…

Peygamberlerden ise yalnız ve yalnız bir O seçildi ve bu yüzden adına seçilmiş dendi. Âlemin en eşrefi, varlığın en kerimi, her şeyden en üstünü, Mustafa oldu…

 

O en güzeldi

Yüzü dolunay gibiydi. Girdiği yere ışık ve nur saçardı. Gözler ve gönüller aydın olurdu.

Medine kızları, “Talea’l-bedru” ile afakı çınlatırken Yahudi âlim Abdullah ibni Selam ötelerden koşup geldi. Kalabalık arasını yararak o cemale ulaştı. Gözleri nur yüzüyle buluşunca hemen hükmü bastı:

“VAllahi bu yüzde yalan olmaz!”   

O’nun güzelliğini Hz. Aişe anlatırken “Yusuf’u çekiştiren ve parmaklarını doğrayan kadınlar, eğer benim Efendim’in güzelliğini görmüş olsalardı, ellerindeki bıçakları göğüslerine saplarlardı!” demişti.

Evet, O güzeller güzeliydi…

Ebu Hureyre anlatıyor:

“Ben ondan daha güzelini görmedim. Sanki güneş mübarek yüzlerinde yürürdü. Ondan daha hızlı yürüyeni de görmedim. Sanki yeryüzü ayağının altında dürülürdü. Beraber yürürken kendimizi zorlardık, ama o hiç zorlanmazdı.”

 

O övülmüştü

Yerdekiler O’na çok övülmüş (Muhammed) göktekiler O’na en çok övülen (Ahmed) dediler. Ve bu yüzden şair onun için 

“Sen Ahmed-i Mahmud-u Muhammed’sin Efendim 

Hak’tan bize bir ihsan-ı müeyyedsin Efendim” dedi.

   

O mütevekkildi

En korkulu anlarda bile sarsılmazdı. Düşmanların ayak sesleri duyulduğu anda, mağarada ikinin ikincisi korku ve endişe ile sarsılırken, O, “Korkma, üzülme!   Muhakkak ki, Allah bizimle beraberdir” dedi.

O yüksek bir tevekkülle yalnız Allah’a dayanırdı…

 

O şefkatliydi

Savaş bitmiş, esirler alınmış, ganimet dağıtılmaktaydı. Bir kenarda kutlu ashabıyla oturmuş, hemdem oluyordu. Esirler arasında telaşla öteye beriye giderek kaybettiği yavrusunu arayan, bulunca da bağrına basan bir anne gördü. Mübarek gözleri doldu ve:

“Biliyor musunuz, Allah kullarına şu annenin evladına olan şefkatinden daha şefkatlidir!” buyurdu.

 

O elçiydi

Arz üstünde durup, Arş-ı Ala’ya el kaldırıp, Mavera’dan aldığı ilahi emirlerle beka yollarını, saadet-i ebediyenin nuranî âlemlerini insanlığın önüne açan bir elçiydi o…

“Ey insan kendini oku, âlemi oku, kâinatı oku. Bu işlerde, bu oluşlarda bir iş var. Abes olma, abes yapma! Sonsuz saadetlere namzet olduğunu bil, ayıl” diye uyaran bir elçi…

 

O adildi

En çok sevdiği biricik kızı Fatıma’ydı. O gelince ayağa kalkar, alnından öper, yanına oturturdu.

Bir gün eşraf, kendinden hırsızlık yapan Fatıma isimli bir kadının affını istediler. Cemalinde celal parladı ve “VAllahi kızım Fatıma aynı suçu işlese yine aynı cezayı veririm” buyurdu. Çünkü O, şefkati adaletine engel olmayan bir adildi.

 

O cesurdu

Bir gece Medine dışından düşman saldırısını andıran sesler işitildi. Cesur atlılar hemen o tarafa gittiler. Karanlık perdesinden kendilerine doğru birinin geldiğini sezdiler. Yaklaştıkça baktılar ki O…  Ebu Talha’nın çıplak atı üzerinde kılıcı omzuna asılı halde tebessümünden güller açıyor, “Korkulacak bir şey yok!’ diyordu.

Kudsi şecaati gereği herkesten önce gitmiş, bakmış ve dönmüştü. 

 

O rahmet timsaliydi

Medine kavruluyordu. Yedi aydır yere tek damla düşmemişti. Sahabe bitkindi. Bir cuma günü destursuz bir bedevi mescidin kapısında durup, minber üstündeki Peygamber’e içinden geldiğince seslendi:

“Ya ResulAllah, yandık kavrulduk. Rabb’ine dua et de rahmet göndersin.”

Mübarek ellerini kaldırdı. Hurma liflerinden örülü mescidin damı arasından sema görülüyordu. Bulutlar uçuşmaya başladı.

Ve rahmet damla damla inmeye başladı. O kadar ki O daha minberden inerken yağmur damlaları sakallarından aşağı süzülüyordu.

Yağmur, bir gün, beş gün, tam gelecek cumaya kadar hiç dinmedi... Her yer sele gitti. Yollar kapandı.

Yine aynı sahne ve yine o kalbi dilinde bedevi:

“Ya ResulAllah, dua et de kesilsin, boğulayazdık!”

Mübarek eller yine havada:

“Ey Rabbim üzerimize değil, civarımıza yağdır!”

Sahabenin gözü yine hurma dalları arasından semaya dikildi. Bulutlar bu defa gökte kaçışmaya başladılar. Mescitten çıktıklarında Medine üzerinde güneşin tepsi gibi parıl parıl parladığını gördüler…

O rahmetti, rahmet peygamberiydi.

 

O bereket vesilesiydi

Hendek Savaşı sırasında Hz. Cabir, Efendimiz’in (s.a.v.) acıktığını hissetti. Eve koştu:

“Hanım bir şeyler yap Resulullah çok aç!”

“Tamam, ama sakın çok adam çağırıp beni mahcup etme!”

Bir koyun kestiler, biraz da arpa ekmeği yapıldı. Cabir gidip Efendimiz’in (s.a.v.) kulağına eğildi, bir kaç arkadaşıyla birlikte kendisini yemeğe davet etti. Fakat o, Hendek halkına:

“Cabir yemek yapmış, hepinizi davet ediyor!” diye ilan etti.

Koca ordu Resulullah’ın arkasında Cabir’in evine doğru hareket etti. Kalabalığı gören Cabir’in hanımı ellerini dizlerine vurarak, “Ben şimdi ne yapacağım?” diye telaşlandı. Cabir’e, “Sana dememiş miydim?” diye çıkıştı.

Efendimiz ekmeğin ve yemeğin başına geçti, bereketle dua etti. O bin kişi yiyip kalktıktan sonra tencerelerinde yemek kaynıyor, artan hamurdan geriye daha yapılacak ekmek kalıyordu.

 O, gayb hazinelerinin sahibi yanında duası makbul ve berekete mazhardı.

 

O azizdi

İnsanlar arasından çıkarılmış bir peygamberdi. Adı alçak demek olan dünyada, insanlar arasında yürüyordu. Ama o aslında Arş’ta yürümeye layıktı. Yerde olması onun izzetine halel vermiyordu. O insanlığın elinden tutup onları Arş’ın gölgesine, cennete çıkarmak için yerde yürüyen bir azizdi…

İbn-i Mersed anlatıyor:

“Bir gün huzuruna girmiştim. Bir hasır üzerinde uyumuş ve hasır vücudunda iz yapmıştı.

’Efendim, bir yatak temin etsek hasırın üzerine sersek‘ dedim. Buyurdu ki:

’Benimle dünya arasındaki bağ nedir ki? Dünya ile benim misalim, bir ağaç altında gölgelenip, sonra da terk edip giden bir yolcu gibidir.’”

Evet, O bu dünyada aziz bir yolcu idi. İnsanlığa hep ebediyet yolunu işaretleyen Aziz bir misafirdi…

O, Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) idi.

Rabbim bizleri bu dünya misafirhanesinde onun sünnetine ittibada muvaffak ve ukbada şefaatlerine nail eylesin. (Âmin)

 


Çevrimdışı chechen

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1194
Ynt: Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)
« Yanıtla #341 : 23 Ağustos 2008, 00:39:45 »


“Ey kupkuru colleri cennetlere ceviren gul!” Yillar var ki bizler “seniye-i veda” turkuleriyle, gonullerimize dokulecegin zamani umit ve hayal edip durduk. Cani bogazina gelmis yetimler misâli hep ruhlarimiza esecegin ani bekledik. Sahilden cok uzaklara gitsek de gozumuz hep sahilde oldu. O “girye nikap” cehreni acacagin gunu bekledik. O “fusun perver” cehreni gorme umidiyle yasadik. Sen’in “cehre-i handan”ina ruhlarimiz feda olsun! Sensizligin boslugu, ucuruma; hasreti, yangina; susuzlugu, kurakliga donustu. Ey Sultanlar Sultani! Ey baslarimizin taci, ruhlarimizin ilâci! Catlamis dudaklarimiza “ab-i hayat” ol! Cehrelerimizdeki bu “pejmurde”ligin sebebi, senden uzak kalis hasretidir. Ruhlarimiz, Sen’in gibi bir gunesi kaybedeliden beri “bezm-i nadan”da, “cerag” olmaktan ote gidemedi. “Bir gozun hatirina cok gozler sevilir.” deyip sadece seni “cesm-i dilber” bildik. Kesrette bogulma derecesine gelmis ruhlarimiza meltem ol! Nefesini bizlere duyur, bizleri soluklarina doyur! Ey gonullerimizin en sevgilisi! Ruhlarimiz Sana feda olsun! Bayiltan renklerinle gonullerimize dokul! “Derd-i isyana muptelâ baht-i kara”lar olarak kapina geldik. Gedalardan sultanlik mulkunu esirgeme!

 

Yillar var ki hep bahari solukladik. Bir omur gecip gitti serapa; adini sorarak tasa, duvara… Karsimiza hep hazan vurmus baglar cikti. Ne zaman diriltici soluklarina kostuysak Sana giden yollari hep gulyabaniler tuttu. Bahara dâir en ufak bir emarede hep gelecegin gunleri bekledik. Yillar yili bahar sarkilariyla oturup kalktik. Aklimizda sen, ruhumuzda sen, dilimizde sen! Sensizlik; cesme baslarinda, dere kenarlarinda, sahillerde sadece susuzlugumuzu arttirdi. Sensizligin, ruhlarimizda meydana getirdigi boslugu, hicbir sey dolduramadi.

 

“Gel ey Muhammed bahardir! Dudaklar ardinda sakli âminlerimiz vardir. Hacdan doner gibi gel; miractan iner gibi gel; bekliyoruz yillardir.” Ey insanlik bahcesinin “gul-i rana”si! Sen’in bayiltici renklerin, nice bulbulu, “nalân u giryan” eyledi. Senin “fusunkâr” tavrin ve gonul yakan edan, nice bulbulu, “suride makal” eyledi.


 

Ey ruhlarimizin gokkusagi! Gedalarinin ah u efgânini, bir “arz u hâl” bilip imdatlarina kosacagin âni bekliyoruz. Sen ruhumuzun sancisi, suyumuzun sarnici, gonlumuzun gulusun! Biliyoruz ki Sen’in meltemin, sefkat bulutlarini gonlumuzun semasina suruklemezse, ruhumuza merhamet damlalari dusmez. Renklerini, Sen’in gokkusagindan alan her ruh uludur ya ResulAllah! Nice dilberi oguturken fânîlik degirmeni; sadece Sen’in renklerin “ter u taze” kaldi ya ResulAllah!

 

Sefkati, barisi, merhameti, huzuru, kisacasi insanligi arayan dunyamiza yeniden dogacagin gunu bekliyoruz. Sadece ummetin degil, butun insanlik soluklarina muhtac! “Sana muasir olamadigim icin uzgunum ya Muhammed!” diyen Bismark, isigina kosmak icin kanat cirpan “pervane”lerden sadece bir tanesidir. Insanlik, Sen’i kaybedeliden beri ates boceklerini gunes sandi. El fenerleriyle karanliklari dagitmaya, cakip kaybolan simseklerle yolunu aydinlatmaya calisti. Sen’in disinda, Sen’den uzak carelerle hayatini tanzim edemedi. Simdilerde buyuk bir “acziyet” icinde, Sen’in havuzunda arinmaya kosuyor. Soluklarina muhtac kapi kullarindan, gunesine kosan kelebeklerden himmetini esirgeme sultanim!

 

Ey sultanlarin kapisinda merhamet dilendigi ulu Sultan! Dirilten soluklarindan uzaklastikca, ruhlarimiz porsudu, renklerimiz soldu. Senin cennetten ikliminde dolasmislarin yuzu suyu hurmetine, altin halkana tutunmuslarin askina bize himmet eyle; bizi sefaatinden mahrum etme! Hazan vurmus yapraklara, “sitazede” bulbullere donen hâlimizle, agir aksak tavrimizla, yarim kalmis sevdalarin ruhumuzda hâsil ettigi yaralarla bir kere daha gul bahcene girip gonul yakan nagmelerinle, cennetten ikliminde yeniden dirilmek istiyoruz. Bizleri kendinden uzak tutma! Sultanlik mulkunu gedalarindan esirgeme! Liyakatimize, daginik zuluflerimize, kirlenmis “damen”imize, “cesm-i siyahkâr”imiza bakma, ihtiyacimiza gore muamele et! Kirik dokuk ifadelerimizi, sana bir “berguzar-i muhabbet” olarak takdim ediyor, kabul buyurmani diliyoruz.

 

Niyetlerimizi, varligin tek yaraticisi olan “Cenab-i Kirdigâr”e havale edip gunahkâr ellerimizle yine ona yalvariyoruz! Ey her seyin dizgini elinde, her seyin anahtari yaninda olan hazineler sultani yuce Yaratici! Bizleri “sevgilim” dedigin -mukaddes sevgine layik olan- Hazreti Muhammed Aleyhisselatu Vesselâm’in yuzu suyu hurmetine bagisla! Insanlarin en sereflisi olan Efendiler Efendisi’nin (sas) cennet ikliminden bizleri burada ve otelerde mahrum etme!





Kim Allah'ı, Resûlünü ve iman edenleri dost edinirse (bilsin ki) üstün gelecek olanlar süphesiz Allah'ın tarafını tutanlardır.(Maide 55,56)

Çevrimdışı ASUDE

  • yazar
  • ****
  • İleti: 632
Ynt: Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)
« Yanıtla #342 : 23 Ağustos 2008, 00:44:14 »
amin amin amiiin

Çevrimdışı duha

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 5144
  • ѕησωƒℓαкє
Ynt: Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)
« Yanıtla #343 : 23 Ağustos 2008, 00:47:22 »
Cahit Kardeşim hoşgeldiniz sizi ve güzel dualarınızı özlemiştik açıkçası sizi tekrardan görmem çok sevindirdi beni umarım eskisi gibi sık sk aramızda tekrar bulunursnuz  o1)) zs3))

---

AMİN..Allah RAZI OLSUN İNŞAllah...
söz Hayâtî'dir; İnanç taşıyoruz.....

[/center]

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Ynt: Bizler Seni Görmeden Sevdik Efendim (S.A.V)
« Yanıtla #344 : 23 Ağustos 2008, 01:40:23 »
Amin..

Hoşgeldiniz :)