Gönderen Konu: Bu İsimsizlikte..  (Okunma sayısı 2368 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ber-ceste

  • yazar
  • ****
  • İleti: 551
Bu İsimsizlikte..
« : 07 Mart 2008, 22:15:05 »

Üstü başı dökülen (artık) zamana


(T)aşınmalar yüzyılındayız.
***
Eskiden "eskiyen eşya"lar, "eskiyen ev"ler olurdu /olurmuş. Şimdi daha eşya ile tanışmadan yollarımız ayrılıyor. Evlerimizin adresini öğrenemeden başka evlere taşınıyoruz.
***
"Taşınmalar" yüzyılındayız.
***
Eşyalarla, evlerle tanışmıyoruz da… kendimizle, insanlarla zamanla aramız çok mu iyi! İnsanın hatırının olmadığı, sorulmadığı yerde eşyaların sözü mü olur?
***
Bir çöküş, bir veda, belki de yepyeniliklerle tanışmalara geldik. Huysuz çocuklara döndük…oyuncaklarını beğenmeyen…
***
Hem savurup hem savrulduğumuz “bu isimsizlik”te sık sık “yanlış adres”lere düşüyoruz, düşürülüyoruz. Adreslerin, kavramların, bakışların, nakışların ne anlattığını kim biliyor?
***
Konuşan sadece paraysa... orada konuşulmaz ki... Mal mülk değer olmuşsa bir yerde; esaret, hürriyet diye biliniyorsa; akşamlar sabaha, uzaklar yakına karışmışsa, “bir evden ötekine yüzyıllar” varsa...
***
İçimize dönüşü de yanlış anladık. Kapandık kaldık dar dünyamıza, mağaramıza. Gün ışığından, merhabadan, nasılsından korkar olduk. Kimseler bizden bir şey istemesin, kimselerle ekmeğimizi paylaşmayalım, sessizce yaşayıp gidelim! Yaşamak bu muydu!
***
“Ağır bir zaman”a düştük. Zaman, çağ, mesafeler, madde… sırtımıza bindi, kalbimize girdi. Kımıldayamaz, nefes alamaz olduk. Aklımın köşesinden geçmezdi hal hatır soran evlerin köşeciğine çekileceği. Aklımın köşesinden geçmezdi bir selamın bunca aranır olacağı.
***
Ağır, sağır, mutantan, keşmekeş, çilekeş, serkeş zamanların misafiri olduk. Zahmet rahmet dengesi mi desek? Zahmetin bolluğu sonsuz rahmetin kapısını aralar diye ümit ediyoruz.
***
“La taknetû!”


Ali Hakkoymaz
Sükût etmek gibi alemde nadana cevab olmaz..