Gönderen Konu: BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?  (Okunma sayısı 3950 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı erh

  • okur
  • *
  • İleti: 62
    • http://www.neyse.de
BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?
« : 03 Eylül 2004, 03:46:07 »

BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ?

Sahi Avrupa adlı “insan hakları cenneti” sadece bir aldatmacadan mı ibaret?

Söz konusu olan Türkler ise bu soruya gönül rahatlığıyla evet ce-vabını verebilirsiniz. İşte size her uluslararası platformda “insan hakları havarisi” kesilen, PKK’lıların hamiliğiyle nam salmış İsveç’ten yürekler parçalayıcı bir hadise:

“İsveç’in Karlstad kentinde yaşayan C. Ailesi, iki yıl önce Sosyal Büro tarafından ‘Babaları tarafından dövülüyor’ gerekçesiyle el konulan 13 yaşındaki Z.C., 15 yaşındaki S.C ve 16 yaşındaki S.C. adlı çocuklarını geri alabilmek için hukuk savaşı başlattı. Aile, kızları Z.C’nin çocuk bakım evinde tecavüze uğradığı haberiyle şoke oldu.

Baba Ahmet C, çocuklarını asla dövmediğini ve dövdüğüne dair hiçbir delilin de bulunmadığını savcılık raporu ile kanıtlamasına rağmen, Sosyal Daire’nin çocuklarına el koyduğunu söyledi. Çocuklarının arkadaşlarının kışkırtması sonucu polise giderek ‘Ailemiz bizi dövüyor’ şeklinde şikayette bulunduğunu kaydeden baba Ahmet C, ‘Daha sonra çocuklarım bu şikayetlerini geri aldı, ama Sosyal Daire onları alıp izini kaybettirdi’ dedi.

C. Ailesi, Sosyal Daire’nin bir gün kendilerini arayarak 13 yaşındaki kızları Z.C’nin tecavüze uğradığını bildirdiğini söyledi. Bu haberle iyice yıkıldıklarını belirten Ahmet ve Ayşe C, ‘Bunun sorumlusu sizsiniz` deyince, ‘Ne yapalım oldu, yapılacak bir şey yok’ karşılığını verdiler’ diye konuştu. C. Ailesi, İsveç Parlamentosu önüne gelerek de seslerini duyurmaya çalıştı. İki yıldır çocuklarının kendilerine gösterilmemesinden yakınan C. çifti, ‘Tecavüz edenler İsveçli olduğu için dava bile açılmıyor. Bu ne biçim demokrasi, bu nasıl insan hakları, İsveç’te yaşadıklarımıza inanamıyoruz’ diye feryat etti. Çocuklarını geri almak için açılan mahkemede, kendilerini kimsenin dinlemediğini kaydeden Ahmet ve Ayşe C, şunları söyledi:

‘Sesimizi İsveçli yetkililerin duymasını ve çocuklarımızın yeniden bize verilmesini bekliyoruz. Eğer çözüm bulamazsak, Avrupa İnsan hakları Mahkemesi’ne başvuracağız. İsveç’e geldiğimize çok pişmanız. İki yıldır içimiz kan ağlıyor. Sabahlara kadar ağlıyoruz. İsveç’te aile olarak devlet terörü ile karşı karşıyayız.’”(1)

Avrupa’nın “insan hakları” kriterleri “ırk” özürlü. İnsan haklarına layık görülebilmeniz için önce “birinci sınıf insan” yani “Avrupalı” olmanız lazım.

Nitekim, uluslararası kuruluşların hazırladığı insan hakları raporları, Avrupa ülkelerinde polis ve devlet yetkililerinin göçmenlere karşı işledikleri insan hakları suçlarıyla dolu. Hele Kosova ve Bosna gibi NATO çatısı altında Avrupa ve Amerikalıların birlikte vesayetleri altına aldıkları ülkelerde manzara içler acısı.

Örneğin; Amnesty International tarafından yayınlanan raporda 11 yaşındaki çocukların Kosova’da Avrupa ve ABD’li askerlere “hizmet vermek” üzere seks kölesi olarak çalıştırıldığı belirtiliyor. Kosova ve Bosna uluslararası kadın ticaretinin merkezleri haline gelmiş durumda. Raporda, ülkede kadın pazarlanan yerlerin sayısı 1999’da 18 iken 2003 yılı itibariyle bu rakamın 200’ü aştığına işaret ediliyor. 2003 yılı Temmuz ayı itibariyle 27 asker kadın ticareti ile ilgili olarak suçlanmış, ancak görev yaptıkları Kosova’da “hukuk karşısındaki masuniyetleri” yüzünden haklarında herhangi bir takibat yapılmamış.(2)

Bir başka insani dram da Avrupa’nın “merkez”inde yaşanıyor. UNICEF’in 2003 tarihli raporunda Avrupa’da çocuk seks köleliğinin “merkez ülkesi” olarak Almanya gösteriliyor. Bosna, Kosova ve Doğu Avrupa’dan çocuklar Çek cumhuriyetiyle Almanya arasındaki sınır bölgesinde kurulan “pazarlarda” Almanya, Avusturya, İtalya ve hatta ABD’den gelen müşterilerine sunuluyor. Müşterilerin sayısı on binlerle ifade edilirken yaşları 18 ile 80 arasında değişiyor. Pazardaki çocukların yaşı ise “altı”ya kadar iniyor. Bir çocuğun hayatını karartmanın bedeli 3 ila 35 dolar arasında. Bazen ise bu bedel sadece yemek ve şekerle ödeniyor.(3)

Avrupa’nın tüyler ürperten “sübyancılık sicili” bundan ibaret değil elbette. Nitekim, "Save The Children" adlı örgüt tarafından 2004 yılında yapılan açıklamada Fransa, İspanya, İtalya, Almanya ve Belçika'nın, dünyada en fazla seks turizmi yapan ülkeler olduğu bildirilmişti. Save The Children, bu 5 ülkenin "seks turizmi yapan ülkeler kara listesine" girdiğini de ilan etmişti. Örgütün İspanya ile ilgili olarak verdiği rakamlar ise insanın kanını donduracak cinsten. İspanya'ya göçmen olarak getirilen, çoğunluğu 12 yaşın altındaki 5 bin kıza fahişelik yaptırıldığını kaydeden Save The Children, aynı açıklamada ülke içinde 2002 yılında 8 binden fazla çocuğun kaybolduğuna işaret etmişti.(4)

Avrupa’nın insan hakları siciline şöyle bir kuşbakışı göz attığımızda listenin epeyce uzayıp gittiğini görüyoruz. Bu manzara karşısında “Kopenhag kriterleri”nin her nedense dilinin tutuluverdiğine ibretle şahit oluyoruz. Gerçi medeniyetimizin ışığını göz bebeklerinde taşıyanlar, “yeni bir şeyle” karşılaşmadıklarının farkındalar. Onlar sadece, olan biteni “kendi kriterlerimize” göre değerlendirme cesaretini milletçe ne zaman bulacağımızı merak ediyorlar.

Dipnotlar:
(1) Koruma altında tecavüz: http://www.hurriyetim.com.tr/haber/0,,nvid~438250,00.asp
(2) Vesna Peric Zimonjic: Amnesty Denounces Peacekeepers over Kosovo Sex Slavery, Independent, 7 Mayıs 2004; Peter Finn: Sex Slavery Flourishes in Kosovo, Washingtonpost, 24 Nisan 2000.
(3) Scott Stinson: Children sold as sex slaves, report says UNICEF documents German sex tourists cruising Czech border, National Post, 29 Ekim 2003
(4) Seks turizminde kara listedeler: Milliyet, 07 Şubat 2004

Mihenk
info@mihenk.gr
http://www.mihenk.gr/arsiv/24/bbil.htm
mirhan