Bir defa Yunus (AS) baligin karnindan ciktiginda yari baygin vaziyetteydi, deniz kenarinda bir kenarda yetismis kabagin yesil ve genis yapraklarinin arasina uzanip kalmisti. Kabak sinekleri yaklastirmayan bir bitkiydi. Yapraklari genis oldugundan günes carpmasindan korumustu Yunus (AS)'i. Kabagin kendisinde sulu bir sebze oldugundan onu yiyerek hem acligini hem susuzlugunu gideriyordu. Bir süre kabak gölgesinde rahat etmisti. Ayaga kalkmaya derman bulacak kadar kendine gelmis olmasina ragmen, Kalkmakta isteksiz idi. Hz. Mevla kabagi cürüttü ve o da kalkmak zorunda kalldi. Peygamber olarak gönderildi büyük sehire geri döndü.
Sahilde cocuklar falan yoktu, kabak vardi...
.........
Bu kissa gercek olsa bile bundan cikacak ders, Hz. Allah (CC)nün her yaptiginda bir hikmeti vardir, gözü acik olsa onu hayrda kullanmayacagindan yaradan onu gözden mahrum etmis ve serden muhafaza etmistir seklinde yorumlanabilecek bir kissayi,
merhametsizlik cagrisina mesned kilmak da dogru degil bence..
Merhametten mazarrad da dogar bir cok zaman. Ama bu merhametsiz olmayi iktiza etmez. Sadece dikkatli olmanin gerekliligini ihtar eder.
"Iyilik yap denize at, balik bilmezse halik bilir."
.....
Bir yerde alinmasi gereken bir karari, dinin, halkin maslahati icin alinmasi gereken bir tedbiri, mermati öne sürerek almamak mazarrat dogurur. Umumi bir mazarrat dogurur. Bu ayri bir husustur..
Buradaki meseleyi genellestirip, mutlak merhamet mazarrat dogurur deyip merhametsizlik cagrisinda bulunmak yanlis..