EHL-İ SÜNNET hassasiyetine sahip icazetli hocalarımızdan muhterem Enver Baytan Efendiyi "Yakın tarihte, İslam dünyasında ve dolayısıyla yurdumuzda baş gösteren SANDALYADA NAMAZ meselesi" adlı hacmi küçük, önemi büyük kitabından dolayı candan tebrik ediyorum. Bu faydalı kitabı basan ve ücretsiz dağıtan Vakit gazetesine teşekkürler.
Baytan hocamız emekli imam ve hatiptir, halen İstanbul fahrî vaizlerindendir. Cuma namazlarından önce, Küçükayasofya camiinde vaaz ve nasihat etmektedir.
Son yıllarda camilere sandalyalar konulmaya başlandı. Bir iki değil, bazı camilerin arka tarafında bir sıra sandalya görülüyor.
İmamın birine camiye bol miktarda sandalya koyacaksın diye emir verilmiş, imam efendi üç taburemiz var yetmez mi cevabını verince senin bu işe aklın ermez, bir sıra sandalya olacak diye emir te'kid edilmiş.
Bundan 82 yıl önce o zamanın Vakit gazetesinde şöyle bir haber yayınlanmıştı:
Dinimizde yeni hayata, ilerlemeye uygun olarak yapılacak yenilikler, İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi profesörlerinden oluşan bir heyet tarafından şöyle ifade edilmiştir: Din de, diğer sosyal teşekküller gibi hayatın akışına uymalıdır. Din eski şekillere bağlı kalamaz. Camilerimiz kullanılır hale getirilmeli, sıralar konmalı, içeriye ayakkabı ile girilmeli. İbadet dili Türkçe olmalı, hutbeler Türkçe okunmalıdır. Camilere müzik aletleri konulmalıdır.
Camilere, kiliselerdeki gibi sıra veya sandalya koyamamışlardı ama (bendeniz hatırlıyorum) Ankara'da Hacıbayram camiinde, yerden beş santim yükseklikte, üzerleri muşamba kaplı secde yerleri konulmuştu. 1950'li yıllarda bunlar kaldırılmıştı.
Şimdi de bazı reformcu, yenilikçi, değişimci, Fazlurrahmancı, Afganici, şucu bucu ilahiyatçılar aşağıda sayacağım yenilikleri istiyor ve yapıyorlar:
1. Cuma namazından sonra sünnet ve ahir zuhur namazı kılınmasını istemiyorlar. Bu konuda yurdun birçok yerinde tartışmalar olmuştur.
2. Camilere lüzumundan fazla sandalya koyduruyorlar ve secde edebilen yaşlı kimselerin secdesiz namaz kılmasını teşvik ediyorlar. Halbuki secdesiz namaz olmaz.
3. Mardin'de Kasımiye medresesinde Dinlerarası Diyalog yapıldı, buna Süryani papazları, Katolik papazları, Protestan papazları, bir de sarıklı cüppeli Diyanet müftüsü katıldı. Hayli Diyalog yapıldıktan sonra çanlar çalmaya, aynı anda ezanlar okunmaya başlandı ve cüppeli papazlar, cüppeli ve sarıklı Diyanet müftüsü çan ve ezan sesleri içinde medresenin havuzu üzerinde yapılmış salaş köprüden merasimle geçtiler. Böylece üç ibrahimî din mensuplarının hepsinin cümbür cemaat Cennete girecekleri tiyatrosu oynanmış oldu.
4. Büyük bir vilayetimizde genç Kur'ân kursu kadın öğretmenlerinden ve yine genç vaizelerden oluşan bir dinî tasavvuf korosu kuruldu ve erkeklere konserler verildi. Halbuki mukaddes şeriatımız böyle bir şeyi yasaklamıştır.
5. Reformcu ilahiyat profesörlerinden biri Diyalog lehindeki kitabında "Kur'ân Yahudileri İslama çağırmıyor...Kur'an Hıristiyanları İslama çağırmıyor..." diye açıkça yazdı.
Muhterem Enver Baytan hocamız, yukarıda ismini verdiğim gerçekten değerli ve uyarıcı kitabına son derece önemli ve hayatî bilgiler koymuştur. Her uyanık ve şuurlu Müslümanın bu kitabı edinmesi, dikkatle okuması gerekir.
Mehmet Şevket Eygi