Gönderen Konu: Çayı şekerle içenler dikkat!  (Okunma sayısı 2861 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Çayı şekerle içenler dikkat!
« : 09 Mayıs 2010, 00:04:37 »


Farkında olmadan masum olduğunu düşündüğünüz pekçok davranış ve alışkanlık içinde olabilirsiniz.

Komşunuzla içtiğiniz kahve 67, ikram edilen 1 dilim kek 200 kalori olarak kilo hanenize yazılır...

Bir yumurtadan peynirli omlet, 1 elma, 1 dilim ekmek, 1 bardak yoğurt, basit, hiçbir kalori abartısı olmayan bir öğün geçirdiniz. Bu tip bir menüden ortalama 200 -230 kalori alarak sofradan kalktığınızı düşünelim. 60 kilo biri olarak 15 dakika ütü yaptınız, 15 dakika TV izlediniz, bakkala uğrayıp geldiniz.

40 dakikalık bir süre geçti ve bu süre içinde ancak 67 kalori yakabildiniz. O sırada komşunuz kahve içmeye geldi, orta şekerli bir kahve yaptınız keyifle içiyorsunuz 20 kalori de oradan aldınız, bu sırada sohbet güzel ve komşunuz neredeyse bir saate yakın oturmuş. Şu ana kadar pek hareket ettiğiniz söylenemez değil mi?

DENGE ALEYHİNİZE İŞLİYOR

Harcadığınız kalori ile aldığınız kalori dengesi aleyhinize işliyor. Hayat boyu elbette sürekli kalori hesabı yapmak mümkün olmadığı gibi, sağlıklı bir durum da değildir ama hangi yiyeceklerin ve hangi durumların size kalori yükü olacağını bilerek bunlar arasında tercih yapmak mümkün ve sağlıklı bir yöntemdir.

MEŞRULAŞTIRMAK İSTERKEN

Bazı insanlar aldığı yüklü kaloriyi meşrulaştırmak için kendine psikolojik destek sağlayacak birtakım yöntemler geliştirir. Ya da çocuğunu bu yolda motive eder.

En sık duyduğumuz söz, “Ye yavrum yakıyorsun nasıl olsa.” Doğru! Çocuklar gelişme çağında sağlıklı ve iyi beslenmelidir. Ancak unutulmaması gereken nokta ne yediğinin önemli olduğudur. İşte aynı şekilde yetişkinlerin kendileri için geliştirdiği bir mekanizmada buna benzer.

1 dilim kek, börek yiyip yürürüm, yakarım, demek gibi...

Çayı şekerle içenler için küçük bir hatırlatma

1dilim kekten yaklaşık 200 kalori aldığınızı düşünün bu aldığınız kaloriyi yakmak için neler yapmanız gerektiğine bakalım:

1 saat tempolu yürüyüş.

Yarım saat merdiven çıkmak.

1 saat süpürge ile ev temizliği. Eğer bu bir dilim keki yedikten aldığınız kaloriyi yakacak bir aktivitede bulunmuyorsanız 200 kalori haneye yazılmış olacak ve baskülde kilo olarak karşınıza çıkacaktır. İşte hesaplamanız için birkaç kalori bilgisi yemek ve yakmak size kalmış.

1 dilim baklava: 140 kalori.

3 adet tulumba tatlısı: 180 kalori.

1 dilim kremalı pasta: 450 kalori.

1 dilim börek: 150 kalori.

çaydan günde 100; haftada 700, ayda 2800 kalori aldığınızı unutmayın. Dışarıdan aldığınız ürünlerin üzerinde yazan kalori ve yağ oranlarına dikkat edin. Yağ oranı, 100 kaloride 3 gramdan fazla olan besinlerden uzak durun.

Bölgesel fazlalıklardan şikayet edenler yedikleri yiyeceklerdeki yağ oranlarına ve tükettikleri yağ miktarına dikkate almalıdır.

Farkında olduğunuz yağlar kadar fark etmeden tükettiğiniz salatadaki peynir süt ve yoğurttaki yağları da hesaba katmanız gerekir. Kalça, göbek, karın, basen gibi bölgerde toplanmayı seven yağlardan mümkün olduğu kadar uzaklaşmaya çalışın.

bugün

〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Şekere dikkat!
« Yanıtla #1 : 12 Mart 2012, 17:58:05 »

Dünya genelinde şeker tüketimi giderek artıyor ve kanser türlerindeki yükselişin nedenleri arasında tatlı gıdaların büyük rolü olduğu biliniyor. İnsülin seviyesinin hızlı yükselişleri kansere zemin hazırlıyor

Batı'da beslenmeyle ilgili taramalar, aldığımız kalorilerin yüzde 56'sının, genlerimiz gelişirken var olmayan üç kaynaktan geldiğini ortaya koyuyor. Bu kaynaklar; rafine şekerler, ağartılmış un ve bitkisel yağlar olarak sıralanıyor.

Üstelik bu üç kaynak, bedenimizin işlevlerini yerine getirmesini sağlamak için gereken protein, vitamin, mineral veya Omega-3 yağ asitlerinin hiçbirini içermiyor; kanser gelişimini ise doğrudan destekliyor!

ÇOK TÜKETİLİYOR

Genlerimiz, bir kişinin bir yılda en fazla 2 kilo bal tüketebileceği bir ortamda gelişti ama insanların şeker tüketimi; 1830 yılında yılda 5 kiloya çıkmıştı! 20'nci yüzyılın sonunda ise rafine şeker kullanımı şoke edici şekilde kişi başına yılda 70 kiloya ulaştı.

Alman biyolog Heinrich Warburg, malin tümörlerin metabolizmasının, büyük ölçüde glikoz tüketimine bağlı olduğunu keşfederek tıp alanında Nobel Ödülü'nü kazanmıştı. Glikoz, vücutta sindirilmiş şekerin aldığı biçimdir.

Aslında kanseri tespit etmek için yaygın olarak kullanılan PET taraması da yalnızca vücutta en fazla glikoz tüketen alanları ölçer. Bir alan çok fazla şeker tükettiği için öne çıkıyorsa, bunun nedeni büyük olasılıkla kanserdir!
 
Şeker veya beyaz un (glisemik indeksi yüksek gıdalar) yediğimizde, kandaki glikoz düzeyi hızla yükselir. Vücut, glikozun derhal hücrelere girmesine izin vermek için bir doz insülin salgılar.

İnsülin salgısına, IGFR (insülin benzeri büyüme faktörü) adı verilen başka bir molekülün salgılanması eşlik eder. Bu molekülün rolü, hücre büyümesini harekete geçirmektir. Kısacası şeker; dokuları besleyerek daha hızlı büyümelerine neden olur.

İnsülin ve IGFR ayrıca, hücre büyümesini uyaran ve daha sonra tümörler için gübre görevi gören enflamasyon (darbe ya da tahriş sonucu vücutta oluşan reaksiyon) faktörlerini de desteklerler.

KOMŞUYA SALDIRI

Bugün, insülin yükselmelerinin ve IGFR salgısının; doğrudan kanser hücrelerinin büyümesini uyarmakla kalmayıp aynı zamanda komşu dokulara saldırma kapasitesi olduğunu da biliyoruz.

Araştırmacılar, meme kanseri hücreleri enjekte ettikleri farelerin insülin sistemi, şekerin varlığı tarafından uyarıldığı zaman kanser hücrelerinin kemoterapiden daha az etkilendiğini gördü.

Asya ve Batı nüfuslarını karşılaştıran bir çalışmada, düşük şekerli Asya besinleriyle beslenenlerin, çoğu sanayi toplumunda tipik olan yüksek şekerli ve rafine gıdalarla beslenenlerle kıyaslandığında; hormonlardan kaynaklanan kanserlere 5 ila 10 kat daha az yakalandığı görülmüştür.
 
sabah - Prof. Dr. ERKAN TOPUZ

〰〰〰〰🐠