Gönderen Konu: Çekilin "önce ben" geçeceğim !!  (Okunma sayısı 2978 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Ber-ceste

  • yazar
  • ****
  • İleti: 551
Çekilin "önce ben" geçeceğim !!
« : 03 Ocak 2008, 12:28:06 »

Bir bakış açısı kazandırmaya çalışırken karşılaştığım en büyük zorluk karşımdakinin yüksek benlik kapasitesi oluyor genellikle. Ben gitmem o gelsin, ben yapmam o yapsın, önce o ayağıma gelecek ondan sonra düşünürüz şeklinde bir sürü büyüklenme ve böbürlenme içeren cümle. Herhalde bunu duymayanınız veya kullanmayanınız yoktur. Hemen hemen herkes hayatında en az bir defa bu tip bir konuşma yapmış veya böyle bir konuşmanın içinde olmuştur. Oysa kibirlenmek ne kadar da zayıflık göstergesi aslında. Aklıma şu soru gelir bazen. Üstün olan insan var mıdır ?
Veya insanlar birbirlerine karşı nasıl üstün olabilirler diye. Size göre bu yerin altına giresice bir kucak parayla mı oluyor ? Ya da zenginlik ve asillik saçmalığı adı altında birbirlerine fink atan sosyetenin yaptığı gibi benim ailem 18.kuşaktan paşazedelerden demeyle mi ? Kimisi de vardır güzelliğiyle övünür. Ben ondan güzelim. Bana bu adam yakışmaz bile der evlenirken. Çünkü toplum kendisine bu baskıyı kurar. Hadi kızım o sana yakışmaz der, ergen kız ağzıyla. Ya da bizim ailemize yakışmaz der çoğu zaman ebeveyn ve diğer akrabalar. Öyle ya Allah kendilerini ne de olsa diğerlerinden üstün yaratmıştır !


Hayatın gerçeğini anlayan için ise bütün bunlar suya yazı yazılmayacağını bilmek gibidir. Çünkü gerçek akıl sahibi aslında yaşamın kendisine verdikleriyle övünmez. Aslında övünmek pek te insana yakışmaz zaten. Şeytana özgü bir kavram olan övünmek zaten ancak o kovulmuş tarafından insanın aklına sokulmaya çalışılır. İnsan tam karar verecek iken hep aklına şunları sokmaya çalışır. Sen ondan üstünsün, bırak o yapsın, o gelsin, sen ayağına gitme, sana yakışmaz bu insanlar, sen kim onlar kim, aileleri sizinki gibi asil değilmiş vs vs.

Önce ben demek ne kadar insani bir şey sorarım size. Peygamberler ve evliyalar hariç hangi insan bir başkasının üstünde yaratılıyor ki insan kendisini öncelikli görüyor her konuda. Sabah işe gelirken önce ben geçeceğim diyen ve tali yoldan çıkan bir araba bir başkasına çarptı. Amacı benim önümden geçip “önce ve üstün “ olmaktı kendine göre. Ama çarptı ve kaldı oracıkta. Sabah pastaneye girdim ve benden sonra gelen adam beni itekleyerek benim önüme geçti ve ben oradan çıkıp yandaki pastaneden yiyecek bir şeyler aldım.

Döndüğümde oradan geçerken göz ucuyla baktım ve o hala sıra bekliyordu. Sonra aklıma şu soru geldi. Neden benim işim her iki durumda da yolunda giderken o insanların ki sekteye uğradı ? Sonra cevabı buldum. Cevabı basitti. Ben sabırlı davranıp her iki durumda da sinirlenmeden, sakince davrandım. Tıpkı olması gerektiği gibi. Yarışmadım, geçmeye çalışmadım, önde bitirmeye çalışmadım. Akışına bıraktım ve oldu. Oysa akışı bozanlar hep yerinde kaldı ve aksilikler yaşadı. Zira akışı bir şekilde bozduğunu fark etmeyen bu insanlar kendi bencilliklerinin kurbanı oldular.

Akışı bozarken başkalarının hakkını yemeye çalıştılar. Önce ben diyerek. Hak ve hukuk bilmeden. Belki de zorbalıkla evrenin dengesiyle oynamaya çalıştılar. Ama kaybettiler. Şimdi bazılarınız şunu düşünebilir. O insanlar zorbalıkla trafikte sürekli şerit değiştirerek eve bizden önce gidiyorlar. Kimse de bir şey yapamaz o insanlara. Onlar öyle gelmiş ve öyle gider diyeceksiniz. Aslında ben de geçmişte böyle düşünüyordum. Ama artık şu şekilde düşünüyorum. Allah adaleti sever. Hem bu dünyada hem de öbür dünyada adaleti mutlaka sağlar. Zira o sizi belki o gün geçer ama bir başka gün bir başkasını geçemez. Rabbim kendisinin tüm yaptığı hak yemeleri inanıyorum ki biliyordur. Dolayısıyla birincide geçse de, ikinci de geçse de, üçüncü de mutlaka ona gerekli dersi verecektir.


Peki övünmek ve kibirlenmek hatta karşı tarafa üstünlük kurmak veya onu geçmeye çalışmak neyle mümkün olabilir dersiniz. Yani insan kendisini bu akışa bırakmalı mı ? Yani hiçbir konuda birbirini geçmeye çalışmamalı mı ? Hiçbir konuda insanlar başarı elde etmemeli mi ? Elbette etmeliler ama en büyük başarıyı unutarak değil. Peki en büyük başarı size göre nedir ? Para kazanmak mı ? Güzellik mi ? Kariyer sahibi olmak mı ? İyi bir evladınız olması mı ? İyi bir eşiniz olması mı ? İyi bir aileniz olması mı ? Veya bir müsabakadan birinci ayrılmak mı ? Hayır ! bütün bunlar bir başarı olmakla birlikte en büyük başarı değil. Öyleyse bir insan için en büyük başarı nedir ? Rabbimiz Kur’anı Kerim’de bunu bize açıkça bildirmiş.

 “Allah, onlar için altlarından ırmaklar akan, içlerinde ebedi kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte büyük başarı budur.” Tevbe Suresi 89. Ayet.

İşte değerli okuyucularım. Bütün bu dünya koşuşturmacası içinde umutsuzluğa kapıldığınızda veya bu dünyaya neden geldim diye kendi kendinize serzenişte bulunduğunuzda veya neden yaratıldığınızı hala anlamadıysanız aklınıza bu ayeti getirin. Zaten bizim yaratılmamızın da gayesi hangimizin daha güzel işler yapacağının ölçülmesi gerçeği değil mi ? Öyleyse nedir bu bencil davranmak ? Nedir üstünlük kurmaya çalışmak ? Sadece sınav dünyasında yaşadığımızı ne zaman anlayacağız ? Öyle ya yapıp ettiklerimiz dışında hangi kazanılan şey gidiyor ki öbür dünyaya.

İyilik yap çöpe at diye bir atasözü var. Bu atasözü belki de şöyle değiştirilmeli. İyilik yap ve yanında götür.



Psik. Dan. Selçuk Arıcı

motivasyoncu.com
Sükût etmek gibi alemde nadana cevab olmaz..