Gönderen Konu: Mesai Saati Ne Zaman Başladı?  (Okunma sayısı 2998 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Mesai Saati Ne Zaman Başladı?
« : 03 Haziran 2015, 10:55:59 »

Mesai Saati Ne Zaman Başladı?



Mesai saati kavramının, vesikaların ışığında 18. yüzyılın sonlarında yerleştiği tespit edilmiştir. Günlerin değişen uzunluğundan, mesai saatlerini mevsimlere göre (hasbe’l-mevsim) değiştirmek Osmanlılarda teamül(gelenek) haline gelmişti. 18. yüzyıl vesikalarında, çalışma saatlerinin “günlerin gereğine göre” belirlendiğinden ve bu saatlerin “makul derecede” olduğundan bahsedilmektedir. Bu uygulama aynen Mecelle-i Ahkam-ı Adliye’de de geçerli kılınmıştır.

Memur mesai saatleri

Osmanlı devrinde, memurlar her gün güneş doğmadan vazifelerine gelir ve güneş batmadan bir saat evvel Sadrazam’ın müsaadesiyle evlerine dönerlerdi. Osmanlı memurları uzunca bir süre bu şekilde, yani saat kavramı olmaksızın mesailerine devam etmiştir.

Alaturka saatten alafranga saate

Mesai için Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine kadar kullanılan saat sistemi alaturkadır. Ezani veya gurubi olarak da tanımlanan bu saat sisteminde güneşin batışı 12 olarak kabul edilir ve o anda yeni bir gün başlardı. Bu sisteme ve mevsimlere göre mesai başlama vakti güneşin doğuşundan veyahut sabah namazından bir veya birkaç saat sonrasıdır. Mesai bitişi ise güneşin batışından veya akşam namazından birkaç saat öncesine işaret eden 10.00 veya 11.00’dir. Osmanlılarda ve mesai saatleri özelinde, bu günkü alafranga yahut zevâli denilen saat sisteminde ise 19.yüzyılın ortalarından itibaren ve bilhassa telgraf kullanımının yaygınlaşmasından sonra kullanılmaya başlanmıştır. Ancak öncesinden uygulanan alaturka-örfi saat sistemiyle 19.yüzyılın ortalarından itibaren Batı’nın da etkisiyle alafranga saat uygulamasına geçilmişti.

Ortak mesai saati ayarlama çabaları

18. yüzyılın sonundan ikinci Abdülhamid Han devrinin sonlarına kadar olan süreçte Osmanlı memurlarının ortalama çalışma süresinin 8-9 saat arasında değiştiği görülmektedir. Günümüze yaklaştıkça bu süre azaltılmıştır. Tanzimat döneminden çöküş yıllarına kadar, mesai saatlerini birleştirme yönünde yoğun bir çaba içerisinde olunmuştur.

Bütün devlet daireleri için ortak bir mesai saati oluşturabilmenin güçlüklerini İstanbul Şehremini’nin kaleme aldığı 1910 tarihli bir yazıda görmek mümkündür. Bütün memurların Alafranga saatle sabah 09.30’da iş başı yapmaları ve mevsime göre 1 ya da 1,5 saat saatlik öğle tatilinin ardından akşam 05.00’e kadar çalışmaları kararlaştırılmıştı.

Günümüz mesai saati

Kalemiye çevrelerinde 20. yüzyıl başında alışıldık bir vaziyet aldığı aşikar olan mesai saatlerine uymama eğilimi, 19. yüzyılın başında da vardı. Öyle ki; Tanzimatla birlikte bürokrasidekiler; kamu kaynaklarını tüketen ve vatandaşların işlerini geciktiren atıl bir mekanizma halini almıştı.

Türkiye’de bugün uygulanan mesai sistemi ise, Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında şekillenmişti. Mesela 1920 senesinde ve Abdurrahman Şeref Efendi’nin Maarif Nazırlığı sırasında, nezaret personelinin 13 Mart Cumartesi gününden itibaren 09.30’da iş başı yapıp akşam 16.30’a kadar çalışmaları kararlaştırılmıştı. Aynı yılın 1 Eylül Çarşamba gününden itibaren memurların çalışma saatleri; 12.0013.00 arası öğlen tatili olmak üzere, sabah 10.00 akşam 17.00 şeklinde tayin edilmişti.

Osmanlı işçilerinin durumu

19.yüzyılda Mecelle’nin 495. maddesinde, bir kimse bir gün çalışmak üzere bir işçi tuttuğunda güneşin doğuşundan ikindiye kadar yahut güneşin batışına kadar çalışma hususunda örf-i belde neyse ona uyulacağı belirtilmekteydi. Maddede geçen Örf-i belde kavramı çalışma süresinin belirlenmesinde esas teşkil ediyor. Ve işçinin çalışacağı yerdeki geleneğe uyulacağını belirtiyordu.

Özel sektöre ait çalışma alanlarında da çalışma süreleri mevsimlere göre değişmekteydi. Ereğli maden kömürlerindeki işçilerin çalışma usulleriyle ilgili 1867’de yürürlüğe giren Dilaver Paşa Nizamnamesi işçilerin çalışma süresi 10 saat olarak belirlenmişti. Ereğli Kaymakamı Tunalı Hilmi, 1910 ilkbaharında üst makamlara gönderdiği raporunda, günlük çalışma süresinin 9 saati geçmemesi gerektiğini dile getiriyordu.

Devlete ait işyerlerindeki çalışma süreleri de duruma göre değişmekteydi. Bütün askeri fabrikalarla askere ait diğer imalat yerlerinde istihdam edilecek işçiler için geçerli olan ve 27 Şubat 1893 tarihli Amele Nizamnamesi dahilinde çalışma süresinin mevsimlere göre ayarlanacağı, işe başlama ve paydos saatlerinin de bir cetvelde belirtileceği, işçilerin cetvelde belirtilen hükümlere uymaya mecbur oldukları belirtiliyordu. Belirlenen süreden fazla çalıştırılan işçiye ise ek ücret tayin edilecekti.

Görüldüğü üzere hem memur hem de işçi kısmında farklı mesai saatleri uygulanıyordu. Mesai saatlerinin azaltılması memurlar için biraz daha şeffaf olmuşken aynı şeyi özel veya kamu işletmesinde çalışan işçiler için söylemek mümkün değildi. Mesai saatlerindeki anlaşmazlıklar ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi için zaman zaman toplu bir şekilde hareket etmişlerdir. Bürokrasinin yavaş yavaş oluşmaya başladığı ikinci Mahmut’dan itibaren memurların mesai saatleri bariz şekilde azalma göstermiştir. Memurların hayatı da mesai saatine göre şekillenmeye başlamıştı.


Kaynaklar:

1- Carter. V. Findley, Osmanlı Devletinde Bürokratik Reform, (Babıâli 1789,1922);
2-Ahmet Yüksel, Osmanlı Devlet Dairelerinde Mesai Kavramı ve Uygulaması,(18.-20. Yüzyıllar), Osmanlı Bilim Araştırmaları, XVI/1, (2014);
3-Ahmet Yüksel, Mesai saatleri Ekseninde Osmanlı Bürokrasisinde Yargının Bağımsızlığı Tartışması, Tarihin Peşinde —Uluslar arası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi-, Yıl: 2014 Sayı:12 ;
4-Erdoğan Kılıç, Duyun-ı Umumiye İdaresinde Memur olmak, Amme İdare Dergisi, Cilt:36, Sayı:2, Haziran 2002;
5- Prof. Dr. Ahmed Akgündüz, Eski Hukukumuzda İşçi ve Memurun Çalışma süresi- İstirahat-Ta’til ve İbadet Hakkı



Haber Merkezi | 01 Haziran 2015 | http://insanvehayat.com/mesai-saati-ne-zaman-basladi/