Gönderen Konu: Cihad [2 Mart 2009]  (Okunma sayısı 14332 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı SadakatNet

  • Administrator
  • araştırmacı
  • *****
  • İleti: 298
    • http://www.sadakat.net
Cihad [2 Mart 2009]
« : 01 Mart 2009, 11:43:29 »



 
Hafta:    70


Mevzu: Cihad


Araştırmalarınızı bekliyoruz..


(Araştırma yapmak demek bildiklerimizi aktarmak demek değil, bu mevzu hakkında elimizdeki mevcut kitaplardan iktibas yapmak demektir. Her üyemizden bir iktibas yapmasını istirham ediyoruz.)

Sadakat Yönetim Kurulu

Çevrimdışı mustantık

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 224
Ynt: Cihad [2 Mart 2009]
« Yanıtla #1 : 01 Mart 2009, 12:58:44 »
CİHADA NİYET
عن أبى موسى رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قالَ:سُئِلَ رسولُ اللّه  عَنْ الرَّجُلِ يُقَاتِلُ شَجَاعَةً، وَيُقَاتِلُ حَمِيَّةً، وَيُقَاتِلُ رِيَاءً، أىُّ ذلِكَ في سَبِيلِ اللّهِ؟ فقَالَ:
 مَنْ قَاتَلَ لِتَكُونَ كَلِمَةُ اللّهِ هِىَ الْعَلْيَا فَهُوَ في سَبِيلِ اللّهِ. أخرجه الخمسة )- Ebu Musa  (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Hz. Peygamber (aleyhis)'e, şecaat olsun diye veya hamiyyet (kavmi, ailesi, dostu) için  veya gösteriş için mukâtele eden  kimseler hakkında sorularak bunlardan hangisi "Allah yolunda"dır? dendi. Resûlullah: "Kim, Allah'ın kelamı yücelsin diye mukâtele ederse, o Allah yolundadır" diye cevap verdi." [Buharî, Cihad 15, Hums 10, İlm 35, Tevhid 28; Müslim, İmâret 149, (1904); Tirmizî, Fedâilu'l-Cihâd 16, (1646); Ebu Dâvud, Cihâd 26, (2517); Nesâî, Cihâd 21; İbnu Mace, Cihâd 13, (2783).]

**

وعن أبى هريرة رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ.أنَّ رَجُلاً قالَ يارَسُولَ اللّهِ: رَجُلٌ يُريدُ الجِهَادَ في سَبِيلِ اللّهِ وَهُوَ يَبْتَغِى عَرَضاً مِنَ الدُّنْيَا؟ فقَالَ لاَ أجْرَ لَهُ. فَأعَادَ عَلَيْهِ ثَلاثاً كُلُّ ذلِكَ يَقُولُ لاَ أجْرَ لَهُ. أخرجه أبو داود .
)-Ebu Hüreyre (radıyAllahu anh) anlatıyor: Bir adam gelerek Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e:"Ey Allah'ın Resûlü, bir kimse Allah yolunda cihad arzu ettiği halde bir de dünyalık isterse durumu nedir?" diye sordu. Şu cevabı verdi:"Ona hiçbir sevab yoktur!"Adam aynı soruyu üç sefer tekrar etti, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) da her seferinde:"Ona sevab yoktur!" diye cevap verdi. [Ebu Dâvud, Cihâd 25, (2516).]

**

ـ وعن شَدَّاد بن الهاد رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ.أنَّ رَجُلاً مِنَ الاعْرَابِ جَاءَ فَآمَنَ بِالنَّبىِّ  ثُمَّ قَالَ: أهَاجِرُ مَعَكَ؟ فَأوْصَى بِهِ النَّبىُّ  بَعْضَ أصْحَابِهِ فَكَانَتْ غَزَاةٌ غَنِمَ النَّبىُّ  فِيهَا شَيئاً فَقَسَّمَ وَقَسَمَ لَهُ. فقَالَ مَا هذَا؟ فقَالَ: قَسَمْتُهُ لَكَ. قَالَ: مَا عَلى هذَا اتَّبَعْتُكَ، وَلَكِنْ اتَّبَعْتُكَ عَلى أنْ أرْمَى إلى ههُنَا، وَأشَارَ بِيَدِهِ إلى خَلْقِهِ بِسَهْمٍ فَأمُوتَ فَأدْخَلَ الْجَنَّةَ. فقَالَ إنْ تَصْدُقِ اللّهَ يَصْدُقْكَ، فَلَبِثُوا قَليًلا ثُمَّ نَهَضُوا في قِتَالِ الْعَدُوِّ فَأتِىَ بِهِ النَّبِىُّ  مُحْمُولاً قَدْ أصَابَهُ سَهْمٌ حَيْثُ أشَارَ. فقَالَ النَّبىُّ : أهُوَ هُوَ قَالُوا:نَعَمْ. قالَ: صَدَقَ اللّهَ فَصَدَقَهُ.ثُمَّ كُفِّنَ في جُبَّةِ النَّبىِّ ثُمَّ قَدَّمَهُ فَصَلَّىعَلَيْهِ فَكَانَ مِمَّا ظَهَرَ مِنْ صََلاتِهِ:اللَّهُمَّ هذَا عَبْدُكَ خَرَجَ مُهَاجِراًفي سَبِيلِكَ فقُتِلَ شَهِيداً وَأنَا شَهِيدٌ عَلى ذلِكَ.أخرجه النسائى
Şeddâd İbnu'l-Hâd (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Bir bedevî gelerek Resûlullah 'a iman etti. Sonra da sordu:"Seninle hicret edeyim mi?"Resûlullah onu ashabından birine teslim edip meşgul olmasını söyledi. Sonra yapılan gazvede Resûlullah bir miktar ganimet elde etmişti. Bunu taksim etti ve bedevîye de bir pay ayırdı. Bedevî: Bu nedir?" diye sordu. Resûlullah Bu payı sana ayırdım" dedi. Adam:"Ben bunun için sana tâbi olmuş değilim, ben -eli  ile boğazını göstererek- şuraya bir ok atılıp ölmem ve cennete gitmem için sana tâbi oldum" dedi. Resûlullah da:Sen Allah'a sâdık oldun mu o da sana sâdık olur (dilediğini verir)" dedi.Askerler bir müddet durdular. Sonra düşmanla mukâtele etmek üzere kalktılar. Adamcağızı, az sonra sırtlayıp Hz.Peygamber 'e getirdiler. Tam gösterdiği yere bir ok isabet etmiş ve ölmüştü. Resûlullah Bu, o adam mı?" diye sordu:"Evet, odur!" dediler."Öyleyse o Allah'a doğru söyleyip sadâkat gösterdi, Allah da ona sadâkat gösterdi" dedi. Adam, Resûlullah cübbesi ile kefen lendi. Resûlullah cenazeyi öne çıkardı, üzerine namaz kıldı. Okuduğu duadan  işitilenler arasında şu  da vardı: "Ey Allahım, bu senin bir kulundur. Senin yolunda hicret etmek üzere memleketinden ayrıldı. Şehid olarak öldürüldü. Ben buna şâhidlik ediyorum." [Nesâî, Cenâiz 61, (4, 60, 61).]


**

CİHADIN VACİP OLUŞU:
عن أبى هريرة رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: قال رسُولُ اللّه: الجِهَادُ وَاجِبٌ عَلَيْكُمْ مَعَ كُلِّ أمِيرٍ بَرّاً كانَ أوْ فَاجِراً، وَالصَّلاَةُ وَاجِبَةٌ عَلَيْكُمْ خَلْفَ كُلِّ مُسْلِمٍ. بَرّاً كانَ أوْ فَاجِراً وَإنْ عَمِلَ الْكَبَائرَ، وَالصَّلاَةُ وَاجِبَةٌ عَلى كُلِّ مُسْلِمٍ بَرّاً كانَ أوْ فَاجِراً وَإنْ عَمِلَ الْكَبَائِرَ. أخرجه أبو داود .
Ebu Hüreyre (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"Emîriniz, fâzıl veya  fâcir her nasıl  olursa olsun, (onun emri altında) cihad etmeniz size farzdır. Keza, namazı da fâzıl veya fâcir ve hatta kebâir işlemiş bile olsa her Müslümanın, arkasında kılması bütün Müslümanlara farzdır." [Ebu Dâvud, Cihâd 35, (2533).]
« Son Düzenleme: 01 Mart 2009, 13:13:28 Gönderen: Ay Işığı »
Sana gerekli olmayan şey hakkında konuşma. İster akıllı, ister akılsız hiç kimseyle münakaşa etme. Ve kardeşini, anılmandan hoşlandığın şeyle an.
(Abdulah ibn-i Mes’ud)

Çevrimdışı mustantık

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 224
Ynt: Cihad [2 Mart 2009]
« Yanıtla #2 : 01 Mart 2009, 13:04:19 »
وعن أنس رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال:قال رسولُ اللّه : جَاهِدُوا الْمُشْرِكِينَ بِأمْوَالِكُمْ وَأنْفُسِكُمْ وَألْسِنَتكُمْ. أخرجه أبو داود والنسائى.
Hz. Enes (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:"Müşriklere karşı mallarınızla, canlarınızla ve dillerinizle cihad edin." [Ebu Dâvud, Cihâd 18, 2504); Nesâî,Cihâd 1, (6, 7).]
ـ وعن ابن عباس رَضِىَ اللّهُ عنهما أنَّ رسولَ اللّه قالَ يَوْمَ الْفَتْحِ: لاَ هِجْرَةَ بَعْدَ الْفَتْحِ. وَلكِنْ جِهَادٌ وَنِيَّةٌ، وَإذَا اسْتُنْفِرْتُمْ فَانْفِرُوا. أخرجه الخمسة
İbnu Abbâs (radıyAllahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Mekke'nin fethi günü buyurdular ki:"Artık bu fetihten sonra hicret yoktur. Fakat cihâd ve niyyet vardır. Öyleyse askere çağrıldığınız zaman hemen silah altına koşun!" [Buharî, Cihâd 1, 27, 194, Cizye 22, Hacc 43, Cezâu's-Sayd 10; Müslim, İmâret 85, (1353), Hacc 445, (1353); Tirmizî, Siyer 33, (1590); Nesâî, Cihâd 15, (7, 146); Ebu Dâvud, Cihad 64, (2480).]
وعن أبى هريرة رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال:قال رسولُ اللّه: مَنْ مَاتَ وَلَمْ يَغْزُُ وَلَمْ يُحَدِّثْ نَفْسَهُ بِغَزْوٍ مَاتَ عَلى شُعْبَةٍ مِنَ النِّفَاقِ.قال ابن المبارك: فَنَرى أنَّ ذلِكَ كانَ عَلى عَهْدِ رسولِ اللّه . أخرجه مسلم وأبو داود والنسائى.
Ebu Hüreyre (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim gazve yapmadan ve gaza yapmayı temenni etmeden ölürse nifaktan bir şube üzerine ölmüş olur."
İbnu'l-Mübârek der ki: "Biz bunun Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'in sağlığına has bir keyfiyet olduğuna hükmetmiştik." [Müslim, İmâret 158, (1910); Ebu Dâvud, Cihâd 18, (2502); Nesâî, Cihâd 2, (6, 8).]
وفي رواية لابى داود عن أبى أمامة رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ: مَنْ لَمْ يَغْزُ وَلَمْ يُجَهّزْ غَازِياً أوْ يَخْلُفْ غَازياً في أهْلِهِ بِخَيْرٍ أصَابَهُ اللّه تعالى بِقَارِعَةٍ قَبْلَ يَوْمِ الْقِيَامَةِ
Ebu Ümâme (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Kim bizzat gazveye katılmaz veya bir gaziyi techiz etmez veya bir gazinin ailesini hayırlı bir şekilde himaye etmez ise, Allah kıyamet gününden önce ona hiç beklemediği bir musibet ulaştırır." [Ebu Dâvud, Cihâd 18, (2503).]
 وعن أبى النضر عن عبداللّه بن أبى أوفى رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما قال:إنَّ رسولَ اللّه في بَعْضِ أيَّامِهِ الَّتِى لَقِىَ فِيهَا الْعَدُوَّانْتظَرَ حَتَّى مَالَتِ الشَّمْسُ فَقَامَ فِيهِمْ فقَالَ: يَا أيُّهَا النَّاسُ لاَتَتَمَنَّوْا لِقَاءَ العَدُوِّ وَاسْألُوا اللّهَ الْعَافِيَةَ،وَإذَا لَقِيتُمُوهُمْ فَاصْبِرُوا.وَاعْلَمُوا أنَّ الْجَنَّةَ تَحْتَ ظَِلالِ السُّيُوفِ.ثُمَّ قَالَ: اللَّهُمَّ مُنْزِلَ الْكِتَابِ وَمُجْرِىَ السِّحَابِ وَهَازِمَ الاحْزَابِ اهْزِمْهُمْ وَانْصُرْنَا عَلَيْهِمْ. أخرجه الشيخان وأبو داود
)- Ebu'n-Nadr merhum Abdullah İbnu Ebî Evfâ (radıyAllahu anh)'dan naklen anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) düşmanla karşılaştığı günlerden birinde, güneşin meyletmesini bekledi. Sonra kalkıp yanındakilere şöyle dedi: "Ey insanlar, düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin, Allah'tan afiyet dileyin. Ancak karşılaşacak olursanız sabredin, bilin ki cennet kılıçların gölgesindedir."En sonda Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sözlerini şöyle tamamladı:"Ey Kitab'ı indiren, bulutları yürüten, (Hendek Savaşı'nda düşman müttefikler olan) Ahzâb'ı hezimete uğratan Rabbimiz, bunları da hezimete uğrat ve onlar karşısında bize yardım et!" [Buharî, Cihâd 156, 22, 32, 112, Temennî 8; Müslim, Cihâd 20, (1742), Ebu Dâvud, Cihâd 98, (2631).]
وعن سلمة بن نفيلٍ الكندى رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ. قال: قال رسولُ اللّه : لاَ يَزَالُ مِنْ أُمَّتِِى أمَّةٌ يُقَاتِلُونَ عَلى الحَقِّ وَيُرِيعُ اللّهُ تعالى لَهُمْ قُلُوبَ أقْوَامٍ وَيَرْزُقُهُمْ مِنْهُمْ حَتَّى تَقُومَ السَّاعَةُ، وَحَتَّى يَأتِىَ وَعْدُ اللّهِ. الخَيْلُ مَعْقُودٌ في نَوَاصِيهَا الخَيْرُ إلى يَوْمِ الْقِيَامَةِ. وَهُوَ يُوحِى إلىَّ أنِّى مَقْبُوضٌ غَيْرُ مُلَبَّثٍ، وَأنَّكُمْ تَتْبَعُونِى، أَلا فََلا يَضْرِبْ بعْضُُكُمْ رِقَابَ بَعْضٍ. وَعُقْرُ دَارِ الْمُؤمِنِينَ الشَّامُ. أخرجه النسائى.»عُقْرُ الدَّار« بضم العين المهملة وفتحها: أصلها. وأشار بذلك إلى أن الشام تكون عند ظهور الفتن آمنة، والمسلمون بها أسلم
Seleme İbnu  Nüfeyl el-Kindî (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:Ümmetimden bir grup, hak yolunda mücadeleye (hiç ara vermeden) devam edecek, Allah da, onlar(la mücâdele sebebi) ile bazı kavimlerin kalplerini saptıracak ve bunlardan (alınanlarla) onların rızkını sağlayacaktır, bu hal kıyamet gününe, Allah'ın va'dinin gelme anına kadar devam edecektir. Atın, kıyamete  kadar alnında hayır bağlıdır. Rabbim bana, aranızda kalıcı değil, gidici olduğumu, ruhumu kabzedeceğini, sizin de beni, (birbirinizin boynunu vuran gruplar olarak) takib edeceğinizi bildirdi. Sakın birbirinizin boynunu  vurmayın. Mü'minlerin (fitne sırasında emniyette olacakları) asıl yerleri Şam'dır." [Nesâî, Hayl 1, (6, 214-2

Sana gerekli olmayan şey hakkında konuşma. İster akıllı, ister akılsız hiç kimseyle münakaşa etme. Ve kardeşini, anılmandan hoşlandığın şeyle an.
(Abdulah ibn-i Mes’ud)

Çevrimdışı mustantık

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 224
Ynt: Cihad [2 Mart 2009]
« Yanıtla #3 : 01 Mart 2009, 13:06:03 »
       CİHADIN ADABI 
1ـ عن أنس رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال:كاَنَ رسولُ اللّه إذَا غَزَا قالَ: اللَّهُمَّ أنْتَ عَضُدِى وَنَصِيرِِى. بِكَ أحُولُ وَبِكَ أصُولُ وَبِكَ أقَاتِلُ. أخرجه أبو داود والترمذى .
         2ـ وعن ابن عمر رَضِىَ اللّهُ عَنْهُما.أنَّ رسولَ اللّه كانَ هُوَ وَجُيُوشهُ إذَا عَلوُا الثّنَايَا كَبَّرُوا، وَإذَا هَبَطُوا سَبَّحُوا فَوُضِعَتِ الصَّلاَةُ عَلى ذلِكَ .
         3ـ وعن سلمة بن الاكوع رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قالَ:أمَّرَ عَلَيْنَا رسولُ اللّه مَرَّةً أبَا بَكْرٍ رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ في غَزَاةٍ فَبَيَّتْنَا أُنَاساً مِنَ المُشْرِكِينَ فَقَتَلَهُمْ فَقَتَلْتُ بِيَدِى تِلْكَ اللَّيْلَةَ سَبْعَةً، هُمْ أهْلُ أبْيَاتٍ، وَكَانَ شِعَارُنَا: يَا مَنْصُورُ أمِتْ أمِتْ. أخرجه أبو داود
         4ـ وعن المُهَلّب عَمَّنْ سَمِعَ النَّبىَّ يَقُولُ: إنْ بَيَّتَكُمُ الْعَدُوُّ فَقُولُوا حم لاَ يُنْصَرُون. أخرجه أبو داود والترمذى .
        5ـ وعن كعب بن مالك رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: كانَ رسولُ اللّه إذَا أرَادَ غَزْوَةً وَرَّى لِغَيْرِهَا وَيَقُولُ: الْحَرْبُ خِدْعَةٌ. أخرجه أبو داود .
               1. (1033)- Hz.Enes (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) gazve yaptığı zaman:
"Ey Rabbim sen benim destekcim ve yardımcımsın. Senin sayende çâre düşünür, senin sayende saldırır, senin sayende mukâtele ederim" derdi. [Tirmizî, Da'avât 132, (3578); Ebu Dâvud, Cihâd 99, (2632).]
               2. (1034)- İbnu Ömer (radıyAllahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ve askerleri (sefer sırasında) tepeleri tırmandıkça tekbir getirirler, inişe geçince de tesbihte bulunurlardı. Namaz dahi buna göre vazedildi." [Ebu Dâvud, Cihâd 78, (2595).]
              3. (1035)- Seleme İbnu'l-Ekvâ (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir gazve sırasında başımıza Hz. Ebu Bekir (radıyAllahu anh)'i komutan tayin etti. Bu seferde müşriklerden bir gruba gece baskını yaptık. Onlardan çokça öldürüldü. Ben kendi elimle yedi kişi öldürdüm. Bunlar, farklı âilelerdendi. O gün parolamız: "Ey Mansur (yardım gören) öldür, öldür!" idi." [Ebu Dâvud, Cihâd 78, (2596), 102, (2638).]
              4. (1036)- Mühelleb İbnu Ebî Sufre (rahimehullah) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı dinleyen birisinden, Efendimiz'in şöyle söylediğini naklediyor: "Düşman size gece baskını yaparsa   
               5. (1037)- Ka'b İbnu Mâlik (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) gazveye çıkmaya karar verdiği zaman, şaşırtarak başka bir zan
uyandırır ve: "Harb bir hiledir" derdi." [Ebu Dâvud, Cihad 101, (2637); Buharî, Cihad 157; Müslim, Cihâd 18, (1740).]
               6. (1038)- Muâz İbnu Cebel (radıyAllahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:Gazve iki çeşittir: Birincisi kişinin Allah'ın rızasını aramak için yaptığı gazvedir. Bu maksadla gazve yapan imama da itaat eder, en kıymetli şeyini harcar, ortağına kolaylık gösterir, fesaddan kaçınır. Bunun uykusu da uyanıklığı  da tamamen kendisi için ücret olur. Bir de övünmek, riyâkârlıkta bulunmak ve kendini satmak için savaşan, imama isyan eden,  arzda fesad çıkaran kimse vardır. Böyle gazveden asgarî ücreti bile elde edemez." [Ebu Dâvud, Cihad 25, (2515); Nesâî, Cihad 46, (6, 49); Muvatta Cihad 18 (2, 466).]
                  7. (1039)- Kays İbnu Abbâd anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın ashabı (radıyAllahu anhüm) savaş sırasında ses çıkarmayı sevmezlerdi." [Ebu Dâvud, Cihad 112, (2656).]
                  8. (1040)- Ebu'd-Derdâ (radıyAllahu anh)'nın anlattığına göre, cihâda giderken, yola çıkıp, halkın geçeceği yere durarak, herkese duyuracak şekilde şöyle bağırırmış: "Ey insanlar: Kimin üzerinde bir borç olduğu halde, cihada katılır ve bilirse ki, öldüğü takdirde bu borç ödenmeyecektir, hemen geri dönsün, sakın peşime takılmasın. Zîra, o, bu haliyle cihâdın karşılığını alamaz." [Rezîn'in ilavesidir.]

       6ـ وعن معاذ بن جبل رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ قال: قال رسولُ اللّه:الْغَزْو غَزْوَانِ: فَأمَّا مَنِ ابْتَغَى وَجْهَ اللّهِ تَعالى وَأطَاعَ الامَامَ وَأنْفَقَ الْكَرِيمَةَ ويَاسَرَ الشَّريكَ وَاجْتَنَبَ الْفَسَادَ فَإنَّ نَوْمَهُ وَنَبْهَهُ أجْرٌ كُلُّهُ، وَأمَّا مَنْ  غَزَا فَخْراً وَرِيَاءً وَسُمْعَةً وَعصَى الامَامَ وَأفْسَدَ في الارضِ فَإنَّهُ لَمْ يَرْجِعْ بِالْكَفَافِ. أخرجه الاربعة إ الترمذى
        7ـ وعن قيس بن عبّاد قال:كانَ أصْحَابُ رسول اللّه  يَكْرَهُونَ الصَّوْتَ عِنْدَ الْقِتَالِ أخرجه أبو داود
       8ـ وعن أبى الدرداء رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ أنَّهُ كانَ يَقِفُ حِينَ يَنْتَهِى إلى الدَّرْبِ في مَمَرِّ النَّاسِ إلى الْجِهَادِ فَيُنَادِى نِدَاءً يُسْمِعُ النَّاسَ: يَا أيُّهَا النَّاسُ مَنْ كانَ عَلَيْهِ دَيْنٌ وَيَظُنُّ أنَّهُ إنْ أصِيبَ في وَجْهِهِ هذَا لَمْ يَدَعْ لَهُ وَفَاءً فَلْيَرْجِعْ وََلا يَتْبَعْنِى فَإنَّهُ لاَ يَعُودُ كَفَافاً أخرجه ر
Sana gerekli olmayan şey hakkında konuşma. İster akıllı, ister akılsız hiç kimseyle münakaşa etme. Ve kardeşini, anılmandan hoşlandığın şeyle an.
(Abdulah ibn-i Mes’ud)

Çevrimdışı Nakkaş

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 250
Ynt: Cihad [2 Mart 2009]
« Yanıtla #4 : 02 Mart 2009, 11:49:17 »
Cihad hakkında Ayeti Celile mealleri:

* Ey iman edenler Allah yolunda savaşır, inkar edenlerse şeytan yolunda harbederler. .. (S. Nisa 76)

* Dünya hayatı üzerine ahireti tercih edenler, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır; öldürülür veya galib gelirse, biz ona büyük ecirveririz. (S. Nisa 74)

* Allahü Teala şübhesiz kendi yolunda savaşıp öldüren mü'minlerin canlarını ve mallarını bir hak olarak; cennet mukaabilinde satın almıştır. Vaadini Allah'dan iyi tutan kim vardır? (S. Tevbe 111)

* Muhakkak Allahü Teala kendi yolunda, kenetlenmiş duvar gibi saflar halinde savaşanları sever. (S. Saff 4)

* Ey iman edenler! Sizi elem verici azabdan kurtaracak karlı yolu size göstereyim mi? Allah'a ve Rasulüne inanır, Allah yolunda mallarınız ve canlarınızla cihad edersiniz. Bilseniz, bu sizin için en hayırlıdır. (Böyle yaparsanız) Allah günahlarınızı affeder. Sizi içlerinden ırmaklar akan cennetlere ve Adn Cenneti'ne koyar. (S. Saff 10-11-12)

* Allah yolunda öldürülen (şehid)'leri ölü saymayınız. Onlar Allahü Teala indinde diridirler. (S. Al-i imran 170)


Cihad hakkında Hadisi Şerifler:

* Cihad kıyamete kadar devam edecektir.

* Müşriklere karşı mallarınız, canlarınız ve dillerinizle cihad ediniz. (40 Mevzuda 40 Hadis C.2 H.17)

* Yalnız alışverişle (veya yalnız çiftcilikle) uğraşıp, cihadı terkederseniz, Allahü Teala üzerinize sizi ezecek kimseleri musallat kılar ve bu hal dininizin emirlerine dönünceye kadar devam eder. (Ramuz 148/1)

* Allah yolunda cihad için yapılan bir sefer, elli nafile hacdan hayırlıdır. (Ramuz 295/4) .

* Kimin ayakları Allah yolunda tozlanırsa, Allahü Teala onu ateşe haram kılar. (Ramuz 407/3).

* Sizden birinin düşman karşısında az veya çok durması, ailesi ve çocukları içinde altmış sene namaz kılmasından hayırlıdır. (Ramuz 393/11).

* Nefsim yed-i kudretinde bulunan Allahü Teala'ya yemin ederim ki; Allah yolunda öldürülmeyi, sonra dirilmeyi, sonra öldürülmeyi, sonra dirilmeyi, sonra tekrar öldürülmeyi isterdim. Cihada koşunuz; çünkü o benim ümmetimin ruhbaniyetidir. (R. 18/3)
(Ruhbaniyet: Uzlete çekilip sırf ibadetle uğraşmaktır.)

* Ebu Hureyre RA'den şöyle varid olmuştur:
- "Amellerin hangisi daha faziletiedir?", diye Rasulullah SAV.'e soruldu: "Allah'a ve Rasulüne iman etmektir" buyurdular. "Sonra hangisidir?", dendi:
"Allah yolunda cihad etmektir" buyurdular. "Sonra hangisidir?", dendi: "Makbul olan hac'dır" buyyrdular. (Muhtarü'l Ehadis S.195)

* Allah yolunda bir mücahidin misali, gündüz oruç tutup, gece namaz kılan kimseye benzer. Ta ki dönünceye kadar.. (Ramuz 391/10)

* Mü'minin en efdal ameli Allah için cihad etmektir. (Ramuzül Ehadis 116/2)

* İslamın zirvesinin zirvesi Allah yolunda cihaddır. Buna ancak müslümanların efdali mazhar olur. (Ramuz ... 286/2)

* Ben, bana iman eden ve Allah yolunda cihad eden kimseye, cennet bahçesinde, Firdevs cennetinde ve Adn cennetinde köşk sahibi olmasına kefılim ... (Ramuz 152/3)

*Cennet,kılıçların gölgesi altındadır. (Ramuz 200/14)

* Kılıçlar cennetin anahtarıdır. (Ramuz 215/7)

* Allah yolundaki bir mücahidi doyurmam ve sabah akşam ona yardım etmem, bana dünya ve içindekilerden sevimlidir. (Ramuz 345/2) .

* Bir kimse Allah yolundaki bir mücahidi techiz etse, o da aynı ecri alır. Keza bir kimse Allah yolundaki bir gazinin ailesine hayırlı bir surette vekalet eder ve infakta bulunursa, yine aynı ecri alır. (Ramuz 416/10)

* Bir kimsenin Allah yolunda. yüzü tozlanırsa, Allahü Teala kıyamet günü onun yüzünü emin kılar. Ayakları Allah yolunda tozlanan kişinin de ayaklarını cehennemden emin eyler. (Ramuz 382/3)

* Allah yolunda yutulan toz ile cehennemin dumanı bir kimsenin karnında ebediyen birleşmez ... (Ramuz 483/11)

Çevrimdışı feyiz

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 436
Ynt: Cihad [2 Mart 2009]
« Yanıtla #5 : 03 Mart 2009, 16:43:49 »
Hz.Enes(r.a.)anlatıyor:Rasulullah(s.a.v.)buyurdular ki:''Müşriklere karşı mallarınızla,canlarınızla ve dillerinizle cihad edin''. Ebu Davud,Cihad 18,2504;Nesai Cihad 1,(6,7)



  Ebu'n-Nadr merhum Abdullah İbnu Ebi Evfa(r.a.)naklen anlatıyor:Rasulullah(s.a.)düşmanla karşılaştığı günlerden birinde,güneşin meyletmesini bekledi.Sonra kalkıp yanındakilere şöyle dedi:''Ey insanlar,düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin,Allah'tan afiyet dileyin.Ancak karşılaşacak olursanız sabredin,bilin ki cennet kılıçların gölgesindedir.

  En sonda Rasulullah(s.a.v.)sözlerini şöyle tamamladı:''Ey Kitab'ı indiren,bulutları yürüten,(Hendek Savaşı'nda düşman müttefikleri olan)Azhab'ı hezimete uğratan Rabbimiz,bunları da hezimete uğrat ve onlar karşısında bize yardım et''.
 Buhari,Cihad 156,22,32,122  temenni 8;Müslim,Cihad 20,(17,42),Ebu Davud,Cihad,98(2631)
"Allah'ın elinden daha üstün el yoktur.Zulmünün cezasını çekmeyen hiçbir zalim yoktur".

Çevrimdışı Ay Işığı

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1166
Bedir Mücahidlerinin Fazileti
« Yanıtla #6 : 11 Nisan 2009, 16:58:30 »
BEDiR MÜCAHiDLERiNiN FAZiLETi

Bedir gazasında bulunan mücahitlere büyük bir paye verilmiştir.

Cebraıl (a.s.) bir gün Resulullah'a (s.a.v.) gelerek "Aranızda Bedir mücahitlerinin mertebesi nedir?" diye sordu da Resulüllah (s.a.v.) 'Biz onları Müslümanların en üstünü ve hayırlıları sayarız.' buyurdular. Cebrail (a.s.) 'Bizde de böyledir. Meleklerden de Bedir'de bulunmuş olanları meleklerin üstünü ve hayırlısı sayarız.' dedi.

Resulullah Efendimiz (s.a.v.) harbin en kızgın olduğu vakitlerde devamlı o mücahitler için "Allah'ım, sen şu bir avuç cemaati helak edersen artık sana yeryüzünde hiç ibadet olunmaz!" diyor, hiç durmadan Rabbinden yardım diliyor ve O'na yalvarıyordu.

Peygamber Efendimiz'in Bedir Gazasında Hitabesi:

Allah'a hamd ve sena buyurduktan sonra- "Ben, sizi, Allah'ın emir ve teşvik ettiği şeye teşvik eder, nehyettiği şeylerden de nehyederim. Şüphe yok ki, Allahü Teala, hak ve gerçek olanı emreder, doğruluğu sever. Hayır sahiplerine -kendi katındaki mevki ve liyakatlerine göre- sevab verir ki, onlar, onunla anılır ve onunla üstün sayılırlar.

Siz, hak yerlerinden öyle bir yerde bulundunuz ki, Allahü Teala, orada, hiç kimsenin, Allah rızasından başka bir karşılık istediği amelini kabul etmez. Zahmet ve sıkıntı yerlerinde sabır gösterilirse, Allahü Teala, üzüntüleri açar, dağıtır, gamdan kurtarır, ahirette de, felah ve necata (kurtuluşa) erişilir.

Allah'ın aranızda bulunan Peygamberi, sizi, Allah'ın azabıyla korkutur ve size emir ve tavsiyelerde bulunur. Allah'ın buğzettiği (sevmediği) bazı işlerinizi, bugün, onun görmesinden utanınız. Allahü Teala " ... Elbette Allah'ın buğzu sizin nefislerinize (birbirinize) buğzunuzdan daha büyük ... " (Mü 'min süresi, ayet 10) buyuruyor.

O halde, Allah'ın kitabında size emrettiği şeylere ve ayetlerinden göstergiklerine bakınız ki Allah, size, zilletten sonra, izzet ve şeref verdi. Öyle ise, kitabına ve emirlerine (sımsıkı) sarılınız ki, Rabbiniz sizden razı olsun. Rabb'inizin bu yerlerde size rahmetini ve mağfiretini va'd ettiği emrini yerine getirmekte sabır ve sebat gösteriniz. Çünkü, onun va'di hak, sözü gerçek, azabı da şiddetlidir.

Ben ve siz, Hayy ve Kayyum olan Allah'a bağlıyız. Ona sığınmış, ona tutunmuş, ona dayanmışızdır. En son dönüşümüz de, onadır. Allah, beni ve müslümanları mağfiret buyursun."

F.T.
13 Mart 2009



Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: Cihad [2 Mart 2009]
« Yanıtla #7 : 12 Nisan 2009, 00:00:04 »
Teşekkürler Ay Işığı Feyiz Nakkaş,forumda düzgün yazılar koyan birilerini görmek güzel.
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı OLCAY

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 43
Ynt: Cihad [2 Mart 2009]
« Yanıtla #8 : 12 Nisan 2009, 12:18:52 »
Ömer r.a diyorki ,Haccediniz.HAC,Allahın emrettiği amel-i salihdir. Ama cihad ondanda  üstündür..                                                                                                                                                                                                                            İbn Ebi Şeybe. Kenzü l -Ummal,  2 -288.                 
" BESMELE HER HAYRIN BAŞIDIR....."

Çevrimdışı feyiz

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 436
Ynt: Cihad [2 Mart 2009]
« Yanıtla #9 : 12 Nisan 2009, 13:15:21 »
Ben teşekkür ederim Tuğra,elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum,çok fazla olmasa da...
"Allah'ın elinden daha üstün el yoktur.Zulmünün cezasını çekmeyen hiçbir zalim yoktur".

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Cihad [2 Mart 2009]
« Yanıtla #10 : 17 Nisan 2011, 13:01:33 »
                                                     Cihad
 

  Cihad,sırf Allahü Telanın dinini yaymak için yapılan gayretlerdir.Müslümanlar hergün yerine getirmekle mukellef bulundukları ibadet vazifelerinin yanında ayrıca cihadla da memurdurlar.
         Bid'at ve batıllarla mücadele etmek,imanı ve ahlakı kemiren şer cereyanların ortadan kaldırılması için malı, canı ve bütün varlığı ile çalışmak her müslüman için başlıca vazifedir.
       Cihad,ila-i kelimetillah için yapılır.Yani kelime-i tevhidin nurunu yaymak,bu nurla müşerref olanların imanını küfürden korumak,bu nurla müşerref olmayanlara da  bu nuru aşılamak için yapılır.

Hak ile batıl çeşitli şekil ve sürette daimi mücadele halinde olduklarından cihad da her her yerde, her zaman kıyamete kadar vardır. Bu mücadelede her müslüman hakkın ve haklının yanında yerini almakla hakkın zaferi küfrün de mağlüp edilmesi için bütün gücü ile uğraşmak ve çalışmakla vazifelidir.
« Son Düzenleme: 19 Nisan 2011, 23:14:43 Gönderen: mazhar »

mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: Cihad [2 Mart 2009]
« Yanıtla #11 : 19 Nisan 2011, 23:23:56 »
Cıhadın bu şekli zahiri olanıdır. Bir de batını cihad vardır'ki, bu da insanın kendi vucudundaki nefse karşı yaptığı cihattır. Bu ise  cihadların en büyüğüdür.


    Peygamber Efendimiz'in cihadın eğemmiyetini bildiren mubarek hadislerinden bazılarının mealleri:

"Bir kimse Allah yolunda cihad etmeyerek ve gönlünden cihad etmeyi geçirmeyerek ölürse bir nevi nifak üzere ölürç"Neüzübillah
         "Cihad kadın ve erkek her müslümana farzdır."
          "Cihaddan kaçan, müslümanım demesin."


Kaynak:Muhtasar İlmihal(Fazilet Neşriyat)

Çevrimdışı ihvan

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2399
Ynt: Cihad [2 Mart 2009]
« Yanıtla #12 : 20 Nisan 2011, 18:40:08 »
huda razı olsun..emeğinize sağlık...........

Çevrimdışı gülçiçek

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 391
Ynt: Cihad [2 Mart 2009]
« Yanıtla #13 : 20 Nisan 2011, 21:24:29 »
Allah razı olsun
mum  olmak kolay değildir, ışık saçmak için evvela yanmak gerek.