Türkiye'nin geleceği liselerindedir. Liseleri iyiyse, vasıflıysa, güçlüyse; bilgili, kültürlü, ahlâklı, faziletli, medenî (bedevî değil), iyi, doğru, dürüst vatandaşlar yetiştiriyorsa ülkenin geleceği parlaktır, aksi takdirde gelecek karanlıktır.
Lâikçilik ideolojisi veya anti-İslâm dolayısıyla liselerimizde okuyan Müslüman gençlere sağlam din eğitimi ve kültürü verilemiyor.
Bugünkü din ve ahlâk dersleri kesinlikle yeterli değildir. Hattâ bir bakıma bunlar bir aldatmacadan ibarettir.
Müslüman bir liseli nasıl olmalıdır?
1. Kur'ân'a, Sünnete, icmâya uygun sahih (doğru) bir inanca sahip olmalıdır.
2. Sünnete bağlı bir Müslüman olmalıdır; cahilî asabiyetlere, İslâmcılığa, aktivist doktrinlere, bid'atlere bağlı olmamalıdır.
3. Beş vakit namazını kılmalıdır. Haftada bir cumaya gitmek yeterli olmaz.
4. Yüksek ahlâk, karakter, fazilet (erdem) sahibi olmalıdır.
5. Genç bir beyefendi olmalıdır.
6. Mürüvvetli olmalıdır, fütüvvet ahlâkına sahip olmalıdır.
7. Serserilikten, tulumbacılıktan, apaşlıktan, külhanbeylikten, her türlü âdilikten ve bayağılıktan uzak olmalıdır.
8.İffetli olmalıdır.
Bugünkü eğitim sistemimizle yeterli sayıda böyle genç Müslüman yetişmez.
Böyle gençlerin yetişmesi için paralel ve alternatif bir eğitim sisteminin devreye sokulması gerekir.
Benim bu anlattığımı gerçekleştirmek için yüzde yüz olmasa da yeterli hürriyet vardır.
Liseli gençlik için haftalık bir dergi çıkartılmalıdır. Bu dergi kesinlikle cemaat dergisi olmamalıdır.
Her sayısı en az bir milyon adet basılmalı ve satılmalıdır. Bedava dağıtılmamalıdır.
Sadece liseli gençler değil, her yaştan herkes bu dergiyi merakla, ilgiyle, seve seve, heyecanla, kıraatinden (okumasından) zevk ve haz alarak ve çok faydalanarak okumalıdır.
Bu dergi, Arap âlemindeki el-Cezire televizyonu gibi başarı sağlamalıdır.
(Fransa'da yayınlanan Le Phosphore adlı gençlik dergisinden ilham alınabilir.)
Gençlik için eski Fütüvvet Teşkilatına benzer bir teşkilat kurulmalı ve yurt sathında binlerce gençlik merkezi açılmalıdır.
Gençliği yetiştirme çalışma ve hizmetlerinde rekabet değil, müsabaka (yarışma) zihniyeti hakim olmalıdır.
Yüz binlerce gence güzel sanatlar ve geleneksel el sanatları öğretilmelidir.
Titizlikle seçilecek üstün kabiliyetli ve ahlâklı gençlere, iyi yetişmeleri için masraf edilmelidir. (Kesinlikle burs verilmemelidir. Yetişmesi, tekamül etmesi (olgunlaşması) için para harcanmalıdır.)
Çok üstün, çok güçlü, süper bir genç yetiştirmek için (16 yaşından 26 yaşına kadar), kendisine bir kuruş nakit vermemek şartıyla beş milyon dolar, çok planlı ve programlı bir şekilde harcanmalıdır. Bugünkü burs sistemi, gençlere çok az bir cep harçlığı vermek şeklinde uygulanmaktadır. Yetişmeye, üstün ve güçlü olmaya faydası yoktur.
Liseli gençlere teşebbüs-i şahsî (kişisel girişim) zihniyeti aşılanmalıdır.
Bazı çalışkan, parlak, iyi gençlerin cebir, geometri, fizik, kimya sahasında uluslararası yarışmalarda birinci olmaları, ödül kazanmaları hiç önemli değildir.
Gençlerimiz yazılı ve edebî Türkçe, tarih, felsefe, mimarlık, dekorasyon, güzel sanatlar, tatbikî sanatlar, fotoğrafçılık gibi saha ve konularda birinci olmalıdır.
Lise gençlerimizeOsmanlıca öğretmek konusunda büyük bir seferberlik başlatılmalıdır.
Türkiyeli bir genç... Anadili Türkçe... Lise veya kolej mezunu... Klasik Türk edebiyatının en büyük edibi ve şairi Fuzulî'yi okuyup anlayamıyor... Böyle bir gence kaliteli, üstün, başarılı denilebilir mi?
1928'den önce basılmış bir Fuzulî Divanı'nı okuyamayan, mânâsını anlayamayan, şerh edemeyen bir Türkiyeli genç okur-yazar bile değildir.
Kötü düzen ve sistem Müslüman gençleri cahil yetiştirmek istiyor. Peki, Müslümanlar ne yapıyor?
On gün kadar önce Sultanahmet civarında, yakındaki bir liseden çıkmış gençleri gördüm. Havalar henüz soğumamıştı. Gençler gömleklerinin yakalarını açmışlar, iki düğme çözmüşler, kravatları sallanıyor... Gömleklerin etekleri pantolon dışına çıkmış... Gülüşerek, boş laflar ederek, şakalaşarak yürüyorlardı...
Bundan 50-60 yıl önce liseli gençler sokakta, caddede, meydanda böyle gezmezlerdi. Birer küçük beyefendi gibi gezerlerdi.
Kız öğrencilere baktım. Kimisi mini etekli idi. Bazıları Münevver'e benziyordu...Böyle liseli genç kız olmaz. Liseli kız, küçük bir hanımefendi olmalıdır.
Tekrar ediyorum: Lise gençliğimizi iyi, güçlü, vasıflı, üstün yetiştirmezsek ülkemizin, halkımızın, devletimizin geleceği çok karanlıktır, çok karanlık...
Bazı cemaatlerin hizmet ve faaliyetleri, sadece kendilerine taraftar bulmaya yöneliktir. Bunun İslâm'a, Ümmet'e, memlekete faydası olmaz.
m.şevked eygi