Gönderen Konu: D Vitamini Hakkında Bilinmeyen Gerçekler  (Okunma sayısı 12830 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
D Vitamini Hakkında Bilinmeyen Gerçekler
« : 28 Nisan 2016, 18:14:07 »

D Vitamini Hakkında Bilinmeyen Gerçekler

Kemik sağlığı üzerine yararları uzun yıllardan beri bilinen D vitamini yetersizliği ülkemizin kanayan yaralarından biri haline geldi.



Sonuçları 2012’de yayınlanan bir bilimsel çalışmaya göre Ankara’da yüzde 51 oranında D vitamini yetersizliği görülmüştür. Dünya’da da durum çok farklı değildir. İngiltere’de yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre kış ve bahar dönemlerinde gözlenen D vitamini yetersizliği oranı yüzde 50’den fazladır. Diyetisyen ve Yaşam Koçu Gizem Şeber, D Vitamini yetersizliğinin hangi hastalıklara davetiye çıkardığını açıklarken, nasıl güneşlenmeli, hangi besinler de D vitamini var, kimler bu vitamini kullanmalı gibi soruların da yanıtlarını veriyor.


Sadece kemik sağlığından çok fazlası
 
D vitamininin sadece kemik sağlığı için gerekli olmadığı aslında genel sağlığımız için çok önemli etkileri olduğu ve D vitamini yetersizliğinin birçok hastalığa davetiye çıkardığı biliniyor. İşte o hastalıklar!
 
Alzheimer: 2014 yılında Journal of Neurology Dergisi’nde yayınlanan bir bilimsel araştırmanın sonuçlarına göre orta veya ciddi derecede D vitamini yetersizliği Alzheimer riskini arttırmaktadır.
 
Şizofreni: Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism Dergisi’nde yayınlanan 19 bilimsel araştırmanın derlenmesi ile yayınlanmış bir makalede, D vitamini yetersizliği olan kişilerin olmayan kişilere göre şizofreniye iki kat daha fazla yatkın oldukları ifade edilmiştir.
 
Kanser: 2010 yılında yayınlanmış D vitamini Konsensusu’na göre D vitamini yetersizliği bağırsak kanseri başta olmak üzere birçok kanser türünün ortaya çıkma riskini arttırmaktadır. D vitamini yetersizliğinin meme kanseri ile de ilişkili olduğu düşünülüyor.
 
Depresyon: D vitamini yetersizliği olan kişilerin depresyona daha yatkın olduğu biliniyor.
 
Obezite D vitamini yetersizliğine yol açabilir
 
D vitamini yağda çözünen bir vitamin olduğundan ötürü obez kişilerde kandaki D vitamini oranı azalabilir ve D vitamini yetersizliği ortaya çıkabilir. Bu nedenle yüksek ağırlıkta olan kişilerin zayıflaması önerilmektedir.


D vitamini hangi besinlerde var?
 
D vitamini balıklar, ciğer ve yumurta sarısı gibi besinlerde daha fazla bulunmakla birlikte diğer besinlerdeki miktarı oldukça düşüktür. Bu nedenle birçok ülkede kahvaltı gevrekleri, süt gibi besinler endüstriyel olarak D vitamininden zenginleştirilmektedir. Yiyeceklerde sınırlı bulunduğundan ötürü D vitamini ihtiyacının karşılanması güneş ışınları ile yani güneşlenerek mümkün olmaktadır.


Nasıl güneşlenmeli?
 
Güneşten gelen UVB ışınları vücutta D vitamini sentezi sağlar. Fakat güneşten aynı zamanda alınan UVA ışınları deri kanserine yakalanma riskini arttırır ve UVA ışınları D vitamini sentezi sağlamaz. Bu nedenle de doğru güneşlenmek önemlidir.


D vitamini sentezi için ideal güneşlenme;
 
Saat 11.00-15.00 arasında;
Kollar ve/veya bacaklar güneş alacak şekilde;
Güneş koruyucu sürmeden, pencere arkasından değil güneş ışığına direk temas ederek, 10-15 dakika arasında olmalıdır. Çok koyu tenli kişilerde bu sürenin daha uzun olması gerekebilir.
 
Kimler D vitamini desteği kullanmalı?
 
Kan tahlillerinde D vitamini yetersizliği saptanan kişiler D vitamini desteği kullanmalıdır. D vitamini vücutta birikebildiğinden ötürü doktor kontrolünde kullanılmalıdır.


D vitamini desteği nasıl kullanılmalıdır?

Cleveland Klinik’te yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre günün en geniş öğünü ile alınan D vitamini desteği vücutta daha iyi kullanılmaktadır. Aç karna veya hafif bir öğünle D vitamini desteği alanlara göre, 2-3 ay sonrasında yapılan kan tahlillerinde büyük bir öğün ile D vitamini alanların D vitamini oranının %50 daha fazla olduğu saptanmıştır.


D vitamini için diğer vitamin ve minerallerden destek alın
 
A vitamin, magnezyum ve K vitamini D vitamininin emilimini kolaylaştırır. Bu nedenle beslenmenize magnezyumdan zengin koyu yapraklı sebzeleri ve kuruyemişleri ilave edin. Ispanak, Brüksel lahanası ve kuşkonmaz gibi K vitamini kaynaklarının ve havuç, tatlı patates, bal kabağı, kuru kayısı ve somon gibi A vitamini kaynaklarını eklemeyi unutmayın.


Eğer bu hastalıklardan biri var ise doktora danışmayı unutmayın
 
Kistik fibrozis, çölyak ve Chron hastalarının ve böbrek hastalığı olanların D vitamini düzeylerini istenen seviyede tutması daha zordur. Bu hastalıkları olanların D vitamini ile ilgili düzenli doktor kontrolüne gitmeleri önerilir.


http://www.trthaber.com/haber/saglik/d-vitamini-hakkinda-bilinmeyen-gercekler-247367.html


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
D Vitamini Meğerse Ne Kadar Önemliymiş!
« Yanıtla #1 : 28 Nisan 2016, 18:17:53 »
Öneri 15

D Vitamini Meğerse Ne Kadar Önemliymiş!


Ben (Okan) Canan Hanımı tanıyana kadar inanın D Vitamininin önemini bilmiyordum. Sadece kemiklerimizi güçlendirir, kemiklerimiz de zaten yeterince güçlü deyip D vitaminini hiç adam yerine koymamıştım. Nasıl olsa kilo verebiliyorum diye de ikinci kitapta okuduğum halde hiç ölçtürtmemiştim. Gittiğim onlarca doktordan hiçbiri de şimdiye kadar D vitaminini ölçtür demedi ve biz de ölçtürmemiştik.

Canan Hanım Datça’ya geldiğinde ola ki bize sorar diye gelmeden ölçtürelim dedik ve Marmaris’e gidip ölçtürdük.  Benim D Vitaminim normal D (30) referanslar arasında, Nurçin’in D vitamini ise biraz düşük D (23) çıktı.

Benim tiroidimde 3-5 adet nodül vardı. Biyopsi de temiz çıktı ama Marmaris’teki doktorum bu nodülleri aldırmamı istedi. Bu yaz Canan Hanımla tanıştığımızda kendisine bu konudan bahsetmiştik. Bana hemen D Vitamini ve B 12 değerlerimi sordu. Ben de değerlerim normal referans aralıkları içinde” dedim. Bana hemen “kaç?” diye sordu.  Referans aralığında kalan değerlerimi söyledim Bana yanıtı aynen şu oldu “çok çok düşük D Vitamini 80, B 12 ise 800 olacak. Bu değerlere ulaşırsanız ve bir de iyot tableti alırsanız ameliyata gerek kalmaz.” dedi. Nasıl mutlu olduğumu anlatamam. İşte o anda D vitamininin ne olduğunu anlamaya başladım.

Bu yazdıklarımı şunun için anlattım D vitamini o kadar önemliymiş ki ben hiç bilmiyormuşum. Pek çok ülkede insanların grip aşısı olmak yerine D Vitamini aşısı olduğunu siz biliyor muydunuz?
Benim öğrendiğim kadarıyla D vitamini bizlerin bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve pek çok hastalığa karşı bizi koruyabiliyor.

D Vitaminini ölçtürdüğümüz zaman Marmaris’teki doktorumuz. ”sizin normal bir şey yapmanız gerekmiyor. Ama Nurçin Hanımın D vitamini iğnelerinden alıp içmesi gerekiyor demişti. Bunu Canan Hanıma söylediğimizde bize aynan şöyle söyledi. “Bu içme olayı 40 yıl öncede kaldı. Her ne kadar ampulün üzerinde içilebilir yazıyorsa da vücut tam ememiyor. O nedenle mutlaka kalçadan iğne olarak almanız lazım.” dedi ve bize bu iğneleri ne kadar aralıklarla yaptırmamız gerektiğini anlattı. Önce bir doping uyguladık. Bu sene ilk defa grip aşısı olmayacağım. D Vitamini dopingini şu şekilde yaptık. Ben (Okan) 30 olan D vitaminimi yükseltebilmek için günaşırı birer iğneden toplam 4  adet (D Vit 3) D vitamini iğnesi oldum. Nurçin ise 23 olan D Vitamini yükseltebilmek için günaşırı birer iğneden toplam altı adet  D Vitamini iğnesi yaptırdı ve şimdi ayda bir hem ben hem de Nurçin D (D Vİt 3) ve B 12 (Dodex) iğnesi oluyoruz.

D Vitamini dopingini yaptırdığımdan beri vücudumun gerçekten çok direnç kazandığını hissedebiliyorum.



D ve B 12 iğnelerini olduktan 3  ay sonrası...



D ve B 12 vitaminlerinin ne kadar

Bugün tahlil sonuçlarımız geldi.

Ben (Okan) bu tahlillerden önce 30 olan D vitamini değerimi yükseltebilmek için;

-   Eylül 2013 de önce gün aşırı bir adet olmak üzere toplam 4 adet,
-   Ekim ve Kasım 2013 de her ay birer adetten toplam 2 adet,
iğne yaptırarak toplamda 4 + 2 = 6 adet D vitamini iğnesi yaptırmış oldum.

Sonuç olarak da 6 doz iğne ile Eylül 2013'de 30 olan D vitamini değerim Aralık 2013'de 79,8 'e ulaştı.

535 olan B 12 vitamin değerini yükseltebilmek için de her ay (Eylül, Ekim, Kasım 2013) birer adet iğne yaptırdım. Toplam 3 adet iğne ile 535 olna B 12 değerim 808 e ulaşmış oldu.

Eşim Nurçin ise 23 olan D vitamini değerini yükseltebilmek için;
-   Eylül 2013 de önce gün aşırı bir adet olmak üzere toplam 6 adet,
-   Ekim ve Kasım 2013 de her ay birer adetten toplam 2 adet,
iğne yaptırarak toplamda 6 + 2 = 8 adet D vitamini iğnesi yaptırdı.

Sonuç olarak da 8 doz iğne ile Eylül 2013 'de 23 olan değeri Aralık 2013'de 78,9 ‘a ulaştı.

217 olan B 12 vitamini değerini de yükseltebilmek için de Eylül, Ekim, Kasım 2013 aylarında, ayda bir kez olmak üzere toplamda 3 adet B 12 iğnesi yaptırarak 217 olan değerini 543'e çıkardı.

Aralık ayında da birer adet D ve B 12 iğnelerimizi olduk. (Bu test için kan verdikten sonra) 
Canan Hoca bu değerlerimizi gördükten sonra Nurçin'e bir sonraki ay 2 adet B 12 iğnesi olmasını her ikimizin de hem D hem de B 12 iğnelerine her ay birer iğne yaptırarak devam etmemizi ve 6 ay sonra yeniden tahlil yaptırmamızı istedi. 
Biz de bu tarihten itibaren yani Ocak, Şubat Mart, Nisan , Mayıs 2014 tarihlerinde birer adet D 3 ve B 12 iğnesi yaptırdık. Haziran ayında kan vererek tahlil yaptırmamız gerekiyordu ancak bu kan tahlili için yaklaşık 15 gün geciktik ve Temmuz 2014 başında kanımızı verebildik. Bu arada havaların güzel olduğu günlerde saat 12:00 de yaklaşık 20-25 dakika korumasız olarak güneşlendik ve üzerine zeytin sütü ile lavanta ve kantaron yağını karıştırarak yaptığımız güneş sonrası yağını sürdük.
Biz D vitamini değerlerinin 100 ün üzerinde çıkacağını tahmin ediyorduk. Bazı doktor arkadaşlarımız "D vitamininin fazlası toksik aman dikkat edin" diye bizi uyarıyorlardı. Biz de Canan Hoca Haziran'a kadar kullanın sonra bir daha test yaptır dediği için en ufacık bir tereddüdümüz yoktu. Bir de geçenlerde bir TV konuşmasında Canan Hocanın "bugüne kadar D vitamininde toksisiteye hiç rastlanmadı"  demesi de bizi ayrıca rahatlatmıştı.
Temmuz 2014 başında yaptırdığımız kan sonuçlarını alınca hayretler içinde kaldık. Her ay iğne olmamıza rağmen D vitamini değerlerimizi 80 in üzerine hatta 100 lere ulaştıramamış olduk.
Aynı şekilde her ay olduğumuz B 12 vitamin iğneleri de istediğimiz sonuca ulaşamadı. Bugün (07.07.2014 tarihi itibarıyla Canan Hoca ile mail yoluyla irtibat kurduk ve rapor verdik. O da bize bundan sonra ayda bir olduğunuz iğneleri 15 güne indirin dedi. ve biz de bir süre 15 günde bir iğne olup sonra tekrar tahlil yaptıracağız. O bir süre ne kadar inanın bilmiyorum. Canan Hocaya bir ara soracağız.

Kan değerlerimizin son durumu:




Bugün D ve B 12 Vitamini iğnelerimizi ve enjektörleri aldık. Şimdi sıra her ay bir - iki iğne yaptırmada...





http://woto.com/oneriler#%C3%96neri%2015


Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
D Vitamini Eksikliğinin Nedenleri ve 8 Belirtisi
« Yanıtla #2 : 19 Temmuz 2016, 11:20:59 »
D Vitamini Eksikliğinin Nedenleri ve 8 Belirtisi

D vitamini çok önemli bir vitamin hatta hormon gibi işlev görüyor ve vücutta tüm hücrelerde reseptörü var. Cildimiz güneş ışığına maruz kaldığında vücudumuz bu hormonu kolesterolden üretiyor. Bazı yiyeceklerde de var ancak yiyeceklerden yeterince almak imkansız.

D vitamini eksikliği dünyada çok yaygın. Dünyada 1 milyar kişinin D vitamininin eksik olduğu tahmin ediliyor. 2011'de yapılan bir çalışmaya göre ABD'deki yetişkinlerin % 41,6'sının D vitamini eksik. D vitamini eksikliği riskini arttıran faktörler:

- Cilt renginin koyu olması.
- Yaşın ilerlemesi
- Kilolu veya obez olmak.
- Balık veya süt fazla tüketmemek.
- Ekvatordan uzakta, güneşin yıl boyu fazla görülmediği yerlerde yaşamak.
- Güneş koruyucu kullanmak.
- Kapalı mekanlarda bulunmak.

D Vitamini eksikliğinin 8 belirtisi:

1- Sık sık hastalanmak ve enfeksiyon geçirmek.
2- Yorgunluk.
3- Kemik ve sırt ağrısı.
4- Depresyon.
5- Yara iyileşmesinde zorluk.
6- Kemik kaybı.
7- Saç dökülmesi.
8- Kas ağrısı.


D vitamini eksikliğinin giderilmesi hiç zor değil. Bu belirtiler sizde varsa D vitamini düzeyinizi ölçtürün ve eksikse takviye edin sağlığınız için pek çok faydasını göreceksiniz.

Özet çeviri: Nurçin Çağlar | Sağlıklı Yaşıyoruz | https://www.instagram.com/p/BH48DAYgcyJ/?taken-by=saglikliyasiyoruzcom&hl=tr

Kaynak:
https://authoritynutrition.com/vitamin-d-deficiency-symptoms/



Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Yeni Bir Çalışma D Vitamini Eksikliğinin Diş Dentininden Anlaşılabileceğini Gösteriyor

D Vitamini Konseyi'nin bülteninde ilginç bir haber var. (1) "Kanada'dan araştırmacılar vücutta D vitamini eksikliği olduğunda diş dentininin (2) kalıcı olarak değiştiğini buldular. McMaster Üniversitesinden araştırmacılar dişin dentin katmanlarında mikroskopik anormallikler oluştuğunu belirlediler.

Journal of Archeological Science'da (Arkeoloji Bilimi Dergisi) yayınlanan (18 Temmuz 2016) bu bulgu antropologlara iskelet kalıntılarını inceleyerek eski medeniyetlerin günlük yaşam ve karşılaştıkları zorluklarla ilgili daha iyi fikir edinmelerini sağlayacak. Bu çalışmadan önce araştırmacılar kemikleri kullanıyordu. Ancak bunun bazı zorlukları vardı çünkü kemikler yaşam boyunca sürekli yeniden şekilleniyor ve ölümden sonra toprakta da kırılıyorlar. Dentin yeniden şekillenmiyor ve diş minesi ölümden sonra da dentini koruyor. Bu da dişlerin incelenmesiyle daha doğru arkeolojik bilgiye ulaşmayı sağlıyor.

Araştırmacılar günümüzün insanlarının dişleriyle 18. ve 19. yüzyıllarda Quebec ve Fransa'da gömülenlerin dişleriyle karşılaştırmışlar."


Çeviri: Nurçin Çağlar | Sağlıklı Yaşıyoruz | https://www.instagram.com/p/BIHl8kGgS9F/?taken-by=saglikliyasiyoruzcom&hl=tr

Kaynak:
(1) http://www.vitamindcouncil.org/vitamin-d-news/new-study-finds-vitamin-d-deficiency-is-detected-in-tooth-dentin/?mc_cid=f9630feddd&mc_eid=06304b5c69
(2) Dentin: Dentin, dişlerin mezoderma kökenli kemiğe benzer yapıdaki temel tabakasıdır. Kuru ağırlığının %70-75 inin kalsiyum tuzu olması nedeniyle kemikten daha serttir. (Vikipedi)




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Düşük D Vitamini Düzeyi Ülseratif Kolit Hastalığının Aktifliğini Arttırıyor!

D Vitamini Konseyi'nden bir araştırma daha:

"Ülseratif kolit inflamatuar bağırsak hastalığının (IBD) tekrarlayan şekli ve bağırsağın kronik inflamasyonuyla tanımlanıyor. Ülseratif koliti olanlarda dışkıda mukoza ve kan, karın ağrıları, kilo kaybı, anemi, çok şiddetli vakalarda nabız yüksekliği görülebiliyor.

Daha önceki çalışmalar D vitamini düzeyinin IBD için çevresel bir risk faktörü sayılabileceğini belirlemişti. Araştırmalar Crohn hastalığı ve ülseratif kolitte D vitamini eksikliğinin sık görüldüğünü bulmuştu. Ek olarak araştırmacılar D vitamini desteğiyle IBD hastalarında hastalığın tekrarlaması ve şiddetinde azalmalar olduğunu da belirlemişlerdi. Ancak ülseratif kolit hastalarında 25(OH)D düzeyiyle mukoza inflamasyonu arasındaki ilişkiye bakan çok araştırma olmamıştı.

D vitamininin inflamasyon karşıtı etkileri nedeniyle 25(OH)D seviyesinin ülseratif kolit hastalarında görülen mukoza inflamasyonunu etkileyeceği hipoteziyle bir araştırma tasarlandı. Ek olarak D vitamini ülseratif kolitte, programlanmış hücre ölümü apoptozu önleyerek bağırsak epitel hücre bariyerinin bütünlüğünün korunmasına yardımcı oluyor.

Bu çalışmaya 230 ülseratif kolitli kişi dahil edildi. 25(OH)D seviyeleri ölçüldü ve hastalığın aktivitesini gösteren bir ölçü olan Mayo skorla karşılaştırıldı.

Tespit edilenler:
- 25(OH)D ortalaması 21,8 ng/ml olarak bulunmuş.
- D vitamini düzeyi ile Mayo skor arasında anlamlı düzeyde ters ilişki olduğu belirlenmiş.
- Histolojik aktvitesi olmayan veya az olanların D vitamini düzeyleri, histolojik aktivitesi orta veya şiddetli olanlardan daha yüksek çıkmış. Daha yüksek histolojik aktivite yükselen inflamasyon seviyesinin göstergesi.
"


Özet çeviri: Nurçin Çağlar | Sağlıklı Yaşıyoruz | https://www.instagram.com/p/BIIDWaiARHO/?taken-by=saglikliyasiyoruzcom&hl=tr

Çevirisi yapılan kaynak:
http://www.vitamindcouncil.org/blog/recent-study-finds-that-low-vitamin-d-levels-are-associated-with-increased-disease-activity-in-ulcerative-colitis/?mc_cid=f9630feddd&mc_eid=06304b5c69

Orijinal Kaynak:
Meckel, K. et al. Serum 25-hydroxyvitamin D concentration is inversely associated with mucosal inflammation in patients with ulcerative colitis. American Society for Nutrition, 2016.




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
D Vitamini Sentezleyebilmek İçin Ne Zaman Güneşlenmeniz Gerekiyor?
« Yanıtla #5 : 01 Ağustos 2016, 11:49:46 »
D Vitamini Sentezleyebilmek İçin Ne Zaman Güneşlenmeniz Gerektiğini Biliyor Musunuz?

Ne zaman? Öğle saatinde (1), (2), (4), (5), (6)

Ne kadar? En fazla 20-30 dakika (1), (2), (4), (5), (6)




Nerede? Doğada, açık ve bulutsuz havada. (7)





Nasıl? Koruyucusuz, (1), (2), (4), (6) vücudun her yerini güneşte bırakarak ve gözleri koruyarak. (6)




Güneşlendikten sonra sıcak su ile yıkanmamak, keselenmemek gerekiyor. Ilık ve soğuk su ile duş alabilirsiniz. (2), (4)

Duştan sonra cildi nemlendirmek için de zeytinyağı + kantaron yağı + lavanta yağı ile yapacağınız karışımı kullanabilirsiniz. Kendi doğal karışımınızı benzer malzemelerle oluşturabilirsiniz. Biz yiyemeyeceğimiz hiçbir ürünü vücudumuza sürmüyoruz.

Gazetelere, televizyonlara çıkacak olan bazı uzmanlar daha önceki senelerde olduğu gibi “11:00 – 16:00 saatleri arsında güneşe çıkmayın!” diyecek. Bazı uzmanlar ise bunun tam tersini “öğle saatlerinde güneşe çıkın!” diyecek.

Peki, biz ne zaman güneşe çıkacağız? Neden bu görüşler birbirinden farklı. Hangisi doğru söylüyor?

Bu soruların cevaplarını çeşitli kaynaklardan derleyerek yukarıda şematize ettik.

Tıp biliminde bilgiler sürekli güncelleniyor. Maalesef bazı doktorlar yenilikleri zamanında takip etmiyor veya edemiyor dolayısıyla da bazı doktorların bilgileri eskide kalmış hatalı bilgiler olabiliyor. Bazı doktorlar yenilikleri takip etmekte öncü oluyorlar, maalesef bu doktorlar şiddetle karşı çıkışlar ve itirazlara maruz kalıyorlar. (Örneğin Prof. Dr. Canan Karatay) Bazı doktorların ise görüşlerini değiştirmesi için biraz zaman gerekiyor ki hiç değiştirmemekten iyi.  (Örneğin Prof. Dr. Osman Müftüoğlu)

PROF. DR. CANAN KARATAY’IN GÖRÜŞÜ (Yıl 2011)
“Koruyucu olarak güneş kremi, kullanılmamalı ve öğle saatlerinde 20 dakika civarında güneşte kalınmalıdır.” (1)

PROF. DR. AHMET AYDIN’IN GÖRÜŞÜ: (Yıl 2013)
"Güneşin dik geldiği öğle saatlerinde yani gölgenizin boyunuzdan daha kısa olduğu saatlerde güneşlenin."(2)

PROF. DR. OSMAN MÜFTÜOĞLU’NUN GÖRÜŞÜ: (Yıl 2013 – 2015)
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu 4 Mayıs 2013 ‘te "Yazın güneş ışınlarının kanserojen etkisinin arttığı 11.00-15.00 arasında güneşten uzak durun, kış aylarında ise aksine bu saatlerde güneşlenmek D vitamini üretiminizi tetikliyor." derken (3)

2015 yılında ise bu görüşünün tam tersini söylüyor ve diyor ki;
“D vitamini üretimi en iyi öğle saatlerinde oluyor. Sizleri sürekli olarak -cilt kanserlerinden korumak amacı ile- sabah 10 ya da akşamüzeri 16 civarı güneşlenmeye yönelttiğimiz günler geride kalmış gibi görünüyor. Günün erken ya da geç saatlerinde daha çok UVA ışınları alıyoruz.
UVA ciltteki melanin hücrelerini uyararak bronzlaşmayı, yani kararmayı artırabiliyor ama D vitamini üretimine bir katkı sağlamıyor.
D vitamini öncüsü maddeyi –kolekalsiferol- parçaladığından üretimi aksatıyor.
UVA'nın yarattığı önemli bir problem daha var: UVA ile gelişen aşırı bronzlaşma UVB ışınlarının cildin derin tabakalarına temasını engelleyerek D vitamini üretimini bloke edebiliyor.
Kısacası "marsık gibi yanmak" bedene binlerce ünite D vitamini depolamak anlamına gelmiyor, hatta tersi bile söz konusu olabiliyor.
Öğle saatlerinde koruyucu sürmeden kısa süreli güneşlenmeler yaparak ve bunu cildiniz kararmadan izleyen günlerde tekrarlamak, cilde D vitamini ürettirmenin en etkili yollarından biri.”
(4)
 
TÜRK DERMATOLOJİ DERNEĞİ ÜYESİ PROF. DR. EMEL ÖZTÜRK’ÜN GÖRÜŞÜ: (Yıl 2015)
“GÜN ORTASINDA GÜNEŞLENİN”
“Kemik sağlığı için elzem bir vitamin olan D vitaminin, aynı zamanda bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışması, kas sağlığı, deri sağlığı ve beyin gelişiminde de önemli rol oynadığını söyleyen Prof. Dr. Durmaz:  D vitamini sentezinin en yüksek seviyede olduğu saatlerin UVB maruziyetinin yüksek olduğu gün ortası saatleri olduğunu belirtti.”
(5)

DR. MERCOLA’NIN GÖRÜŞÜ (2011)
"Seviyenizi optimize etmek için (D vitamini) cildinizin geniş bir bölümünü güneşe maruz bırakmalısınız ve bunu birkaç dakikadan daha uzun süre yapmalısınız. Yaygın inancın aksine, D vitamini üretebilmek amacıyla güneşte kalmak için en iyi zaman güneş saatine göre öğle saatidir. " (6)

Umuyoruz ki dermatologlarımız ve bazı doktorlarımız bu bilimsel bulguları en kısa zamanda öğrenir ve insanları yanlış zamanlarda yanlış sürelerle güneşlenmeye yönlendirmezler.

Biz 2011 yılından beri öğle saatleri 20 dakika koruyucusuz olarak güneşleniyoruz. Bu yıldan beri bir kez olsun soyulmadık. Tam tersine o kadar sağlıklı bir görüntümüz oldu ki herkes “ne güzel yanmışsınız” dedi. İlk yıllarda çeşitli bahanelerle her gün güneşe çıkmıyorduk. Nasıl olsa takviye alıyoruz diye bakıyorduk. Daha sonra okuduğumuz yabancı yayınlar ve şu anda hazırlığını yaptığımız D VİTAMİNİNİN YARILANMA ÖMRÜ’NE ilişkin bilgileri öğrendikten ve rahmetli Prof. Dr. Ahmet Aydın Hocamızın söyledikleriyle birleştirdikten sonra hayret uyandıran sonuçlarla karşılaştık. Bu olayı biraz açıklamak istiyorum.

Biz 2011 -  2104 arasındaki yaz aylarında ara sıra güneşlendik ve ayda bir kez de 300.000 ünitelik ampulü kalçadan yaptırdık.   D Vitamini değerlerimiz yaz sonunda 100 ng/ml civarındaydı.

2015 yazında eşim Nurçin bir süre İngiltere’de idi o yeterince güneşlenemedi ara sıra güneşlendi ve ayda bir adet 300.000 ünitelik iğne yaptırdı. Yaz sonunda D Vitamini değeri 97 ng/ml idi. Ben (Okan) her gün (bütün yaz boyunca hiç aksatmadan) 20 dakika KORUYUCUSUZ olarak evimizin bahçesinde çıplak güneşlendim. Ayda bir kez de 300.000 ünitelik iğne yaptırdım. Rahmetli Ahmet Aydın Hocamızın da önerdiği gibi yaz boyunca hiç keselenmedim ve sıcak duş alıp vücudumun D Vitamini sentezlemesine engel olmadım. Sonuç gerçekten çok şaşırtıcı çıktı. D Vitaminim yaz sonunda 254 ng/ml ye ulaşmıştı. Bu yaz hiç iğne yaptırmadan deneyeceğim ve sonuçları sizlerle paylaşacağım.

Kaynaklar

Karatay, Prof. Dr. Canan Efendigil, Karatay Diyeti'yle Yaşam Boyu Sağlık, HayyKitap, 2011, Sayfa 185.
http://beslenmebulteni.com/beslenme/?p=397
http://www.hurriyet.com.tr/gunesten-faydalanma-rehberi-23207832
http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/osman-muftuoglu_96/bu-yaz-d-vitamini-stoklayin_29418952
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/saglik/287947.aspx
http://articles.mercola.com/sites/articles/archive/2011/06/16/sun-can-protect-you-against-skin-cancer.aspx
http://articles.mercola.com/sites/articles/archive/2012/07/30/increase-vitamin-d-levels.aspx

D VİTAMİNİ VE GÜNEŞLENMEYLE İLGİLİ DİĞER DOSYALARIMIZ
Güneşlenme takvimi. http://woto.com/guneslenme-takvimi
Güneşlenme takvimi uygulaması http://woto.com/gunes
Prof. Dr. Osman Müftüoğlu'nun D Vitamini hakkındaki görüşleri ve değerlendirmemiz. http://woto.com/dvitamini-om


Sağlıklı Yaşıyoruz | http://woto.com/ne-zaman-guneslenmeliyiz | https://www.instagram.com/p/BIcUa58gM2y/ | http://www.woto.com/gunes

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Güneşin Nimetlerinden Yeterince Yararlanabiliyor muyuz?
« Yanıtla #6 : 01 Ağustos 2016, 12:47:12 »
Güneşin Nimetlerinden Yeterince Yararlanabiliyor muyuz?

Son zamanlarda bazı arkadaşlarda “biz nasıl olsa D Vitamini takviyesi kullanıyoruz o nedenle öğlen saati güneşte kalmanın gereği yok” gibi bir görüş oluşmuş durumda. Bu görüşün ne kadar yanlış olduğunu bu yazıyla açıklıyoruz.

D vitamini güneşin nimetlerinden sadece biri...
Daha önceki yazılarımızda UVA ve UVB ışınlarının özelliklerini ve UVB ışınlarının D Vitamini sentezi üzerinde etkisini ve önemini anlatarak, yeterince D Vitamini sentezleyebilmek için öğlen saatlerinde güneşlenilmesi gerektiğini ve güneşlenme takvimine nasıl bakılacağını aktarmıştık. (1)

Bu yazımızda ise güneşin yani UVB ışınlarının D vitamini sentezlemenin dışında sağlığımız için diğer faydalarını ve bu güneşin bu nimetlerinden yararlanabilmek için vücudumuzun güneşle ne kadarının temas etmesi gerektiği konularını aktaracağız.

UVB Işınlarının D Vitamini sentezlenmesinden başka pek çok yararı var.

Güneşin UVB ışınlarından yararlanmak çok eskiye dayanıyor. Pek çok hastalığın tedavisinde geleneksel olarak kullanılmış ancak bilimsel temellere daha sonra dayandırılmış. Hatta fototerapi adı altında yapay UVB ışınlarıyla çeşitli tedaviler geliştirilmiş. Işıkla tedavinin insan vücudunda nasıl kullanılabileceği 40 yıl önce Richard J. Wurtman tarafından araştırılmış ve detaylarıyla yazılmış (2).

Dr. Mercola ise UVB'nin yararlarını aşağıdaki 14 maddede özetlemiş. (3)

1- Endorfin salgısını tetikleyerek ruh halini iyileştir ve enerjiyi arttırır.
2- Sedef, vitiligo, atopik dermatit ve skleroderma hastalıklarını tedavi eder.
3- Melatonin salgısının düzenlenmesinde etkilidir.
4- Antibiyotiklerin icadının öncesinden beri tüberküloz tedavisinde etkilidir.
5- Koltuk altlarının sterilizasyonunu yapar böylelikle ter kokusu önlenir.
6- Gözlerimizi kanalıyla bize ulaşan güneş ışınları vücudumuzdaki önemli biyoritmleri senkronize eder.
7- Melanomdan (cilt kanserlerinin en kötü türü) korur ve melanomdan ölüm ihtimalini azaltır.
8- MS (mültipl skleroz) hastalığından korur ve MS 'in semptomlarını baskılar
9- Nitrik oksit (NO) salgılanmasını tetikler. Bu da,
9.1. Cildi UVA ışınlarının zararlarından korur,
9.2. Kalp damar sistemini korur,
9.3. Anti mikrobik etkisiyle yaraların iyileşmesine yardımcı olur,
9.4. Kansere karşı savaşta da etkilidir.
10- Fibromiyalji ağrılarını azaltır, dindirir.
11- Yeni doğan sarılığını tedavi eder.
12- Mevsimsel Duygu Durum Bozukluğu hastalığını tedavi eder.
13- Vücut ısısını düzenler.
14- T Hücre lenfoması hastalığını tedavide etkili olabilir.


Güneşin yararları ve D vitamininin önemi pek çok bilimsel yayında vurgulanıyor. ABD'deki bazı önde gelen üniversiteler “bilimsel fikir birliği (konsensüs) makalesi” başlığıyla güneş ışığı ve D Vitamininin insan sağlığı için vazgeçilmez olduğunu açıklamış ve kamu otoritelerine çağrı yaparak bu konuda halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini söylemişler. (4)

Güneşin nimetlerinden yararlanabilmek için vücudumuzun ne kadarı güneşle temas etmeli?
Bu konuda yazılan yabancı yayınları biraz taradık. Hepsinde ortak olan görüş vücudun ne kadar büyük bölümü güneş ışınlarına maruz kalırsa o kadar faydalı oluyor.
Örneğin, Natural HealthPerspective'den “Maksimum D vitamini üretebilmek için güneşe maruz kalınan süreden daha önemlisi vücudun ne kadarının güneş ışınlarına maruz kaldığıdır. Buradaki düşünce kısa bir sürede vücudun büyük çoğunluğunun güneşe maruz kalmasıdır. Çünkü cildin kızarması ve güneş yanığı olması istenmez.” Yine aynı yazıda Hawai sörfçülerinden bir örnek verilmiş ve “mayo ile yaz güneşinde 20 dakika kalarak bir seferde 15.000 20.000 ünite D Vitamini ürettikleri tespit edilmiş.” (5)
saglikliyasiyoruzcomD Vitamini Konseyinin sayfasında yayınlanan bir yazıda Kore'de yapılan bir çalışmadan söz ediliyor. Bu çalışmada 20 kadına günde 20 dakika süreyle elleri, kollarının dirsekten alt bölümleri ve yüzlerini güneşe maruz bırakmaları söylenmiş. Öncesinde yapılan D Vitamini ölçümleri 11-20 ng/ml olarak belirlenmiş. Bir ay sonra D Vitaminleri tekrar ölçüldüğünde ise D Vitamini düzeylerinin hiç yükselmediği aksine düştüğü görülmüş. Bu durumu açıklayan çeşitli nedenler olabileceği, araştırmanın sonbaharda yapılması nedeniyle o tarihlerde UVB ışınlarının yeryüzüne ulaşmıyor olabileceğine değiniliyor. Bunun yanı sıra sadece kollar, yüz ve ellerin güneşle 20 dakika temas etmesinin de yetmeyebileceğine dikkat çekiliyor.(6)
Çıkardığımız sonuçlar:

Sonuç 1- Son zamanlarda bazı arkadaşlarda “biz nasıl olsa D Vitamini takviyesi kullanıyoruz o nedenle öğlen saati güneşte kalmanın gereği yok” gibi bir görüş oluştu. Bu görüşün ne kadar yanlış olduğunu sanırım bu yazıyla açıklamış olduk. Mutlaka herkes öğlen saatlerinde 20 dakika güneşlenmeli. (7)
Sonuç 2- Güneşe maruz kalan cilt yüzeyi ne kadar genişse o kadar fazla D vitamini sentezlenir ve güneşin nimetlerinden de o kadar yararlanılır.
Sonuç 3- Herkes www.woto.com/gunes adresini bir yere not etmeli ve bu uygulamadaki ideal güneşlenme saatlerine uyarak güneşlenmeli.


Kaynaklar
(1) http://www.yarimadaninsesi.com/haberdetay.asp?ID=3872
(2) http://wurtmanlab.mit.edu/static/pdf/286.
(3) http://articles.mercola.com/…/sun-exposure-vitamin-d-produc…
(4) http://www.grassrootshealth.net/index.php/press
(5) http://naturalhealthperspective.com/…/vitamin-d-sunshine.ht…
(6) https://www.vitamindcouncil.org/…/sun-exposure-is-just-a-l…/
(7) http://woto.com/ne-zaman-guneslenmeliyiz

https://www.instagram.com/p/BIiDZjzAETQ/?taken-by=saglikliyasiyoruzcom&hl=tr




Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Prof. Dr. Nazan Uysal Harzadın diyor ki;
« Yanıtla #7 : 22 Ağustos 2016, 11:32:34 »
Prof. Dr. Nazan Uysal Harzadın diyor ki;

YEMEKTEN SONRA YETERLİ İNSÜLİN SALGILANABİLMESİ BİLİNÇLİ GÜNEŞLENMEK LAZIM!

İnsülinin salgılanmasında vücutta yeterli potasyum, kalsiyum ve D vitamini bulunması gerekiyor. D vitamini eksikliği insülinin yetersiz salgılanması şeklinde diyabet benzeri tabloya neden oluyor. Aslında yeni bir bilgi değil, gözardı edilmiş yıllardır!

Kaynak: https://www.elsevier.com/books/berne-and-levy-physiology-updated-edition/koeppen/978-0-323-07362-2

BİLİNÇLİ GÜNEŞLENMEK NEDİR?
Bkz: http://woto.com/ne-zaman-guneslenmeliyiz