Gönderen Konu: Daha huzurlu bir hayat için kadınlara bazı tavsiyeler  (Okunma sayısı 3645 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482

Kadınlar genelde “dırdırcı” olarak, erkekler ise “sorumsuz” olarak nitelenir… Halbuki sağlam birlikteliklerde ne “dırdır”ın yeri vardır, ne de “sorumsuz”luğun… Zaten bunlar bakış açısına göre değişen kavramlardır…

 

Erkekler kadınlarının söylediklerini ciddiyetle dinler ve “dırdır” olarak algılamak yerine “dertleşme” gibi görürlerse, müthiş güzel bir sohbetin kapısı açılabilir…

Kadınlar da “sorumsuzluk” gibi gördükleri bazı “erkeksi” davranışları cinsiyet farkına verip anlamaya çalışırlarsa, fazla bir sorun çıkmadan hayat devam eder gider.

Bu ve başka bazı konularda, kadınlarımıza, hayatın imbiğinde damıtılmış “âcizane-fakirane” karınca kararınca bazı tavsiyelerim olacak…

1. Lütfen gülümseyin: Asıl büyük gücün gülümseme olduğunu, yaratıklar arasında yalnızca insanların bu yeteneğe sahip bulunduğunu unutmayın ve özellikle kocanızın yanında gülümseme yeteneğinizi maksimum seviyede kullanın. Bilin ki, gülümseme mutluluğun anahtarıdır.


3. Eşinizi zaman zaman bürosundan arayın ve onu sevdiğinizi söyleyin.

4. Doğum gününü, ya da evlilik yıldönümünü beklemeden ona ufak-tefek hediyeler alın. Onun parasını en rahat kullanabileceğiniz alan, unutmayın ki, bu alandır. Ona hediye alırken, kendinize de bir hediye almanıza inanın kızmayacaktır.

5. Terfi ettiği, ya da işinde herhangi bir başarı kazandığı zamanı bir yere not ederek, yıl dönümlerinde ona hatırlatın. Çok başarılı olduğunu hissettirin. Ayrıca erkeklerin çoğu yaptığı işle gururlanmayı sever, bu yüzden erkeğinizin işiyle ilgilenin. Ne kadar etkilendiğini görüp şaşıracaksınız.
6. Onu üzüntülü ve bitkin görürseniz, söyleyecekleriniz ne kadar önemli olursa olsun, erteleyin. Üzüntüsünün kaynağını, onu sıkıştırmadan keşfetmeye çalışın. Ondan asla kuşku duymayın.

7. Herhangi bir zorluğa düştüğünde, eğer kendi çözümünüz varsa, bunu kendi çözümünüz gibi değil, onun çözümü imiş gibi sunun.

8. Onu asla üzmeyin. Eve geldiğinde kapıda karşılamaya çalışın. Büyük bir ilgi ve sevgi gösterin. Alışmadığı seremoniler yapmayın. Yemekten önce bir şey isteyip istemediğini sorun. İş yerinde boğuştuğu olayları hikâye etmek isterse, sakın “dinler gibi” yapmayın; ne kadar sıkıcı şeyler anlatırsa anlatsın, gerçekten dinleyin. Hattâ onu yüreklendirecek sorular sorun. İşiyle ilgili olarak biraz böbürlenmesine de izin verin.

9. Kocanız eve adım atar atmaz, hemen ağrılarınızdan, hastalıklarınızdan, zorluklarınızdan yahut kaynananızdan veya çocuklarınızdan şikâyete başlamayın. O an kendi sorunlarınızı unutun. Hele otursun. Nefes alsın. Karnını doyursun. İyice rahatlasın. Unutmayın ki, kendinizi anlatacağınız ortamı siz oluşturacaksınız. Bunun için önce kocanızın kendini iyi hissetmesini sağlamalısınız.

10. Müsrif olmayın. Erkekler parayı zor kazandıkları için kolayca sarf edilmesine dayanamazlar. Ekonomik davranın ve bunu hissettirin.

11. Başka başarılı erkekleri kocanıza övmeyin. Örnek göstermeyin. Bırakın, sizin gözünüzde yegâne başarılı erkek olarak kendisini görsün. Çünkü erkekler, başarısız bulunurlarsa sevilmeyeceklerine inanırlar.

12. Evinizi temiz tutun. Ama ilginizi eviniz, eşiniz ve çocuklarınız arasında dengeli dağıtın. Evinizle eşyalarınız hiçbir zaman önceliği almasın.

13. Kocanıza sevdiği yemekleri pişirin (yemeği, ütüyü, çamaşırı bir "görev" gibi düşünmekten vazgeçip keyfe dönüştürün. Kendinizi bu konuda iyi motive ederseniz pek çok angaryanın zevk verdiğini göreceksiniz ve daha mutlu olacaksınız)…

14. En sevdiği yemeğin tarifini annesinden aldığınızı kocanıza söylemekten çekinmeyin. Bu onu çocukluğuna döndürecek ve çok hoşuna gidecektir. Unutmayın ki, aşka giden yol mideden geçer! Bu erkekler için son derece geçerli bir tezdir.

15. Kendi akrabalarınızla alâkadar olduğunuz kadar onun akrabalarıyla da alâkadar olun. Akrabalarını asla çekiştirmeyin. Annesinden, babasından daima sevgiyle söz edin (gerçekte de sevin ne var). Onları, özellikle de annesini özlediğinizi söyleyin (Gelin-kaynana kavgaları ne işe yarar?)…

16. Kendinize dikkat edin. Bakımlı olmaya çalışın. Tertemiz olun. Her koca, evde, kendisini gülümseyerek karşılayan derli toplu, düzgün, bakımlı bir kadın görmek ister.

17. Ev işleri konusunda fikri varsa dinleyin. En iyi öneriyi onun yaptığını söylemekten çekinmeyin. Mutfak veya ev işlerine yardım etmesi için hiçbir zaman zorlamayın, ancak yardım ederse çok mutlu olacağınızı hissettirin. (Aslında pek çok erkek ev işlerinde eşlerine yardım etmek ister, ancak kendilerine "kılıbık" denmesinden nefret ettikleri için yardım etmekten kaçınırlar).

Size önerilerim yeni ve keyifli bir hayatın başlangıcı olabilir…

Hadi hanımlar, kolay gelsin bakalım.

Yavuz Bahadıroğlu

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Daha huzurlu bir hayat için erkeklere bazı tavsiyeler (1)
« Yanıtla #1 : 20 Ocak 2011, 12:23:53 »
“Daha huzurlu bir hayat için kadınlara bazı tavsiyeler”i bir süre önce yazmıştım. Bugün sıra “Erkeklere tavsiyeler”de...

Kızacaklarını bile bile bunu yapacağım. Ama önce birkaç “giriş” cümlesi etmeme izin verin...

Biz erkeklerin, genel olarak “kadın”ı yok sayma eğilimimiz ağır basıyor. Kadına “teferruat” muamelesi yapıyor, bunu da “dinin gereği” gibi sunuyoruz. Hâlbuki bu anlayışın kaynağı din değil, “kadın”ı diri diri mezara gömen cahiliye geleneğidir!

Efendimiz’in “Yürek İnkılâbı”ndan geçmiş her Müslüman, Peygamber Efendimiz döneminde kadınlara tanınan hakların bekçisi olmak zorundadır...
Geleneklerin din gibi algılanması ve “mutlak doğru” olarak kabul edilmesi, maalesef buna izin vermiyor... Tabiatıyla, kadına ilişkin hak ve özgürlükler, kamusal alanda olduğu gibi, özel alanlarda da gerilemiş bulunuyor.

Tek çare, Peygamber-i Alişan Efendimiz’in Veda Hutbesi’ndeki değerlendirmeyi, ilişkinin temeli yapmaktır...

Şöyle buyuruyor: “Ey İnsanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah emaneti olarak aldınız... Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakları vardır.”

Şimdi gelin, Müslüman’ın, her konuda olduğu gibi, kadın konusunda da referansı olması gereken kitaba (Kur’an’a) bakalım: “Ben” diyor Yüce Yaratıcımız, “erkek olsun, kadın olsun (ki hep birbirinizdensiniz) içinizden hiçbir çalışanın çalışmasını zayi etmeyeceğim.” (Al-i İmran, 3/195)...
Ve “O’nun varlığının delillerinden (Allah’ın ayetlerinden) biri de kendileriyle kaynaşmanız için size kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranıza sevgi ve merhamet koymasıdır. Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır.” (Rum, 30/21).

Ancak bu çerçeve içinde kalan erkekler aile içi dengeyi kurabilir ve aileyi bir “sevgi havuzu”na dönüştürebilirler.

Şimdi, erkek okurlarımı kızdırmayı göze alarak, hemcinslerim hakkında yıllardır yaptığım gözlemleri maddeler halinde sıralayacağım...

1. Bu ülkenin erkekleri kadınları okumayı bilmiyor. Bilmiyorlar, çünkü böyle bir çabaları yok... (ABD eski başkanlarından Abraham Lincoln, “Okuduğum en güzel kitap annemdir” demişti. “Kadın” olunmadan “anne” olunamadığına göre, “Her kadın okunması gereken bir kitaptır” aynı zamanda; üstelik de çok karmaşık, son derece girift kitap)...

2. Erkeklerin çoğu hayatlarını iş üzerine kuruyorlar ya da öyleymiş gibi yaparak ailevi sorumluluklardan kaçıyorlar.

3. Kadın sağlıklı, nitelikli bir iletişim ve paylaşım dışında bir şey beklemiyor erkeğinden. Erkek ise, ‘aç mısın açıkta mısın?’ diye saldırıyor kadına; şükürsüzlükle, kadr-ü kıymet bilmemekle itham ediyor.

4. Hayatın doymak ve giyinmekten ibaret olmadığını fark etmek istemiyorlar. İstemiyorlar, çünkü bunun getireceği sorumluluktan korkuyorlar.

 Erkeklerin bu kadar korkak olmaları anlaşılır şey değil!

Tavsiyelerimize sonraki yazımızda da devam edeceğiz.

yavuz bahadıroğlu