Kadınlar genelde “dırdırcı” olarak, erkekler ise “sorumsuz” olarak nitelenir… Halbuki sağlam birlikteliklerde ne “dırdır”ın yeri vardır, ne de “sorumsuz”luğun… Zaten bunlar bakış açısına göre değişen kavramlardır…
Erkekler kadınlarının söylediklerini ciddiyetle dinler ve “dırdır” olarak algılamak yerine “dertleşme” gibi görürlerse, müthiş güzel bir sohbetin kapısı açılabilir…
Kadınlar da “sorumsuzluk” gibi gördükleri bazı “erkeksi” davranışları cinsiyet farkına verip anlamaya çalışırlarsa, fazla bir sorun çıkmadan hayat devam eder gider.
Bu ve başka bazı konularda, kadınlarımıza, hayatın imbiğinde damıtılmış “âcizane-fakirane” karınca kararınca bazı tavsiyelerim olacak…
1. Lütfen gülümseyin: Asıl büyük gücün gülümseme olduğunu, yaratıklar arasında yalnızca insanların bu yeteneğe sahip bulunduğunu unutmayın ve özellikle kocanızın yanında gülümseme yeteneğinizi maksimum seviyede kullanın. Bilin ki, gülümseme mutluluğun anahtarıdır.
3. Eşinizi zaman zaman bürosundan arayın ve onu sevdiğinizi söyleyin.
4. Doğum gününü, ya da evlilik yıldönümünü beklemeden ona ufak-tefek hediyeler alın. Onun parasını en rahat kullanabileceğiniz alan, unutmayın ki, bu alandır. Ona hediye alırken, kendinize de bir hediye almanıza inanın kızmayacaktır.
5. Terfi ettiği, ya da işinde herhangi bir başarı kazandığı zamanı bir yere not ederek, yıl dönümlerinde ona hatırlatın. Çok başarılı olduğunu hissettirin. Ayrıca erkeklerin çoğu yaptığı işle gururlanmayı sever, bu yüzden erkeğinizin işiyle ilgilenin. Ne kadar etkilendiğini görüp şaşıracaksınız.
6. Onu üzüntülü ve bitkin görürseniz, söyleyecekleriniz ne kadar önemli olursa olsun, erteleyin. Üzüntüsünün kaynağını, onu sıkıştırmadan keşfetmeye çalışın. Ondan asla kuşku duymayın.
7. Herhangi bir zorluğa düştüğünde, eğer kendi çözümünüz varsa, bunu kendi çözümünüz gibi değil, onun çözümü imiş gibi sunun.
8. Onu asla üzmeyin. Eve geldiğinde kapıda karşılamaya çalışın. Büyük bir ilgi ve sevgi gösterin. Alışmadığı seremoniler yapmayın. Yemekten önce bir şey isteyip istemediğini sorun. İş yerinde boğuştuğu olayları hikâye etmek isterse, sakın “dinler gibi” yapmayın; ne kadar sıkıcı şeyler anlatırsa anlatsın, gerçekten dinleyin. Hattâ onu yüreklendirecek sorular sorun. İşiyle ilgili olarak biraz böbürlenmesine de izin verin.
9. Kocanız eve adım atar atmaz, hemen ağrılarınızdan, hastalıklarınızdan, zorluklarınızdan yahut kaynananızdan veya çocuklarınızdan şikâyete başlamayın. O an kendi sorunlarınızı unutun. Hele otursun. Nefes alsın. Karnını doyursun. İyice rahatlasın. Unutmayın ki, kendinizi anlatacağınız ortamı siz oluşturacaksınız. Bunun için önce kocanızın kendini iyi hissetmesini sağlamalısınız.
10. Müsrif olmayın. Erkekler parayı zor kazandıkları için kolayca sarf edilmesine dayanamazlar. Ekonomik davranın ve bunu hissettirin.
11. Başka başarılı erkekleri kocanıza övmeyin. Örnek göstermeyin. Bırakın, sizin gözünüzde yegâne başarılı erkek olarak kendisini görsün. Çünkü erkekler, başarısız bulunurlarsa sevilmeyeceklerine inanırlar.
12. Evinizi temiz tutun. Ama ilginizi eviniz, eşiniz ve çocuklarınız arasında dengeli dağıtın. Evinizle eşyalarınız hiçbir zaman önceliği almasın.
13. Kocanıza sevdiği yemekleri pişirin (yemeği, ütüyü, çamaşırı bir "görev" gibi düşünmekten vazgeçip keyfe dönüştürün. Kendinizi bu konuda iyi motive ederseniz pek çok angaryanın zevk verdiğini göreceksiniz ve daha mutlu olacaksınız)…
14. En sevdiği yemeğin tarifini annesinden aldığınızı kocanıza söylemekten çekinmeyin. Bu onu çocukluğuna döndürecek ve çok hoşuna gidecektir. Unutmayın ki, aşka giden yol mideden geçer! Bu erkekler için son derece geçerli bir tezdir.
15. Kendi akrabalarınızla alâkadar olduğunuz kadar onun akrabalarıyla da alâkadar olun. Akrabalarını asla çekiştirmeyin. Annesinden, babasından daima sevgiyle söz edin (gerçekte de sevin ne var). Onları, özellikle de annesini özlediğinizi söyleyin (Gelin-kaynana kavgaları ne işe yarar?)…
16. Kendinize dikkat edin. Bakımlı olmaya çalışın. Tertemiz olun. Her koca, evde, kendisini gülümseyerek karşılayan derli toplu, düzgün, bakımlı bir kadın görmek ister.
17. Ev işleri konusunda fikri varsa dinleyin. En iyi öneriyi onun yaptığını söylemekten çekinmeyin. Mutfak veya ev işlerine yardım etmesi için hiçbir zaman zorlamayın, ancak yardım ederse çok mutlu olacağınızı hissettirin. (Aslında pek çok erkek ev işlerinde eşlerine yardım etmek ister, ancak kendilerine "kılıbık" denmesinden nefret ettikleri için yardım etmekten kaçınırlar).
Size önerilerim yeni ve keyifli bir hayatın başlangıcı olabilir…
Hadi hanımlar, kolay gelsin bakalım.
Yavuz Bahadıroğlu