Gönderen Konu: Dar Zamanda Söylenmiş Sözler - Ahmet AR  (Okunma sayısı 3503 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Dar Zamanda Söylenmiş Sözler - Ahmet AR
« : 30 Temmuz 2011, 17:16:26 »

Duâ

● Herhangi bir şey istemeden geçen tek ânınız varsa duâsız geçen bir ânınız da var demektir. Şu hâlde insanın, hatta hiçbir canlının duâsız geçen ânı yoktur.
● “İstemek” acziyettir. İsteksizlikte ulûhiyetin ıtrı var. Allah, kimseden bir şey istemez; çünkü  istemek şânına yakışmaz. O, isteyen değil, verendir. Allah’ın ahlâkıyla ahlâklanan da istemez, verir. Velîye sormuşlar: “Canın ne istiyor?” Cevap: “Hiçbir şey istememeyi!”

Hayâl ve gerçek


● Hayâlsiz insan gerçeklere mahkûm olur.
● Yüz güldüren gerçeklere ancak onların hayâlini kuranlar ulaşabilir.
● İnsanın hakîkati hayallerinde gizlidir.
● Düş görmeyen, düşer!

O an

● Sevinilecek an, imtihanın bittiği değil, kazanıldığı andır.

Değer ve derinlik

● Hiçbir okyanus içimizdeki kadar derin değil; hiçbir inci de içimizdekiler kadar değerli değil…

Şarkımız

● Sen şarkını söyle; o bir kulak bulur.

Dil ne yapsın?

● Hiçbir his, eksilmeden dile gelmez.

Kader

● Başına gelecekler için onları bekliyor olman şart değil.

Muharrik güç

● Birinin dilini kıpırdatan kalp, öbürününkini nefs… Kimilerinin dili kalp, kimilerininki nefs. Sen adam ol da dilin, kalbinin şarkılarını terennüm etsin.

Ayna

● Yüz, kalbin aynası… Söz de öyle…

Sevdâ

● Aklından bir an bile çıkabilen bir şeyi bırak gitsin, hatırlamaya değmez.

Sevgi dedikleri

● Seven, olgun; sevmeyen solgun…

● “Seviyorum” desem, emin değilim; “sevmiyorum” desem, yalan! Yâ Rabbi, bana, zan bulaşmamış, emin olduğum sevgiyi ver.

Hasret


● Bir köpek olaydım, Allah dostlarının kapısında çemkiren; bir sultan olaydım nefsine tasma takmış…

Fark

● Denizden çıkan balığın çırpınması nefessizliktendir. Seni nefessiz bırakan su, balığa nefes. Ey derviş, günahlar seni boğar, dünya ehlini canlandırır. Allah rızasına uygun işler ise tam tersine, ehl-i dünyayı sıkar, sana can verir. İnsanları birbirinden farklı kılan, neyle canlandıklarıdır.
● Senin gözlerini yakan tuz, balıkların göz aydınlığı… Seni boğan su, balığa can safâsı…
● İnsanın solungacı ciğer, balığın ciğeri solungaç…

Rol ver, insan al

● İnsan, bir rol için yaşar. Rol veremediğiniz insanı bir hedefe kilitleyemiyor, dâvâ heyecanı veremiyor, bir mensubiyet şuuru ve neşvesi yaşatamıyorsunuz. İnsan, kendine kim rol verirse onun peşinden gidiyor.

Güç

● Güç, eserini görmek ister.

Söz ve yazı

● Cümle, termometre; sahibinin ateşini gösterir.
● (Bir kısım şâirler için) Önüne bir kâfiye at; ardından cennete de gider, cehenneme de.
● Kalbimde kaynatıp beynimde damıttığım fikirler…
● Yazınızdan göz yaşı damlamıyor, heyecan fışkırmıyor, tefekkür yeşermiyorsa çekiverin kuyruğunu gitsin!..

Baba ve çocuk

● Mehmed Âkif, ciddî ve samîmî insan. Hatâlarında da ciddî ve samîmî… Onun -meselâ- Abdülhamid Han’a karşı duruşu da asîl ve samîmîdir; ama işte hepsi bu… Fakat, Abdülhamid Han, kendini bu kadar şiddetle tenkid eden şâir hakkında tek söz sarfetmezken hem asîl, hem akıllı, hem itidalli, hem ferâsetli, hem müşfiktir. Halîfedir, yani Müslümanların hâmîsi… Bu, çocuk; o, baba…


Ahmet Tâlib ÇELEN