ÇOCUĞUN ODASINI AYIRMAK
• Osmanlı döneminde;
- Dileyen ailelerin okul çağı çocuklarına “özel” dersler veren “bilginler” vardı.
- Bu alimler, kabul edecekleri çocuklarla önceden “birebir” görüşürlerdi.
- Onların, çeşitli konularda yeteneklerini araştırırlardı.
- Ama; bir konudaki testi geçemeyenleri asla almazlardı.
• Şöyle ki:
- “Evladım; yemeklerin hangi çeşidini seversin?”
- “Fark etmez, efendim”,
- Çiçeklerden neyi en çok seversin?”
- “Fark etmez, efendim”,
- “Hayvanlardan en çok hangisini seversin?”,
- “Fark etmez, efendim”.
• Hocanın tası atar ve delikanlıya dönerek:
- “Evladım; sen önce git sevmeyi, seçmeyi, beğenmeyi öğren, sonra gel karşıma”…derdi.
• İşte; size her zaman, çocuklarınızın;
- Zevklerini öldürmeyin,
- Özel isteklerini köreltmeyin,
- Sevgilerini söndürmeyin,
- İradelerini, ellerinden çekip almayın, diyoruz ya…sebebi hikayede gizlidir.
• Bu konulardaki “hassasiyetiniz” her ne kadar, 2 yaşından sonra ağırlık kazanması gerekse de 4 yaşından itibaren bu noktada “itina” göstermelisiniz.
• Çocuğunuza, “fark etmez efendim” oyunu, oynatmayın…
• Odasını ayırma zamanı gelip gelmediğine, siz değil “çocuğunuz” karar verir.
• Ne zaman ki çocuğunuzdan:
- “Sen bırak, ben yerim”,
- “Bırak elimi, ben yürürüm artık”,
- “Tutma beni, merdiveni kendim çıkarım”,
- “Rahat bırak beni, kendim inerim”…gibi “güven” ifade eden “geri bildirimler” alabiliyorsanız, yatağını ayırma zamanı geldiğini anlatmıştık.
• Şayet; 2 yaşından sonra yatağı, onun ruh sağlığına uygun şekilde ayrılmışsa,
- 3 ve 4 yaşlarında süren “anneden ayrılma” aşaması da pedagojik kurallara uygun ,
- 4 yaş civarında, bunlara benzer “güven hissetme” karşılıkları alabilirsiniz.
• Gerek odasını ayırma aşamasında, gerekse bu dönem yaşlarından sonra çocuğunuza, “fark etmez efendim” i oynatmayın…
• Nasıl ki;
- Yatağını ayırırken,
- Yatağı ile ve özel eşyaları ile “bağ kurmasını” sağladıysanız, ayni şekilde,
- Odasını ayırırken de; odası ile, odasına alınacak eşyalar ile “bağlanmasını” gerçekleştirmelisiniz.
• Bunun için:
- Odasının, badanası-boyası “rengi” konusunda,
- Odasına alınacak; yatak,masa, dolap, koltuk, komidin ve hatta “perde”…gibi eşyalar hakkında da, çocuğunuzun görüşünü almalısınız, onun fikrine “değer” vermelisiniz.
• Yetmedi:
- Alınan söz konusu eşyaların, odasının “neresine” konulmasını istediğini sorun, danışın…
- Çünkü o odada, “uzun yıllar boyu”; siz değil, kendisi kalacaktır…
• Çocuğun; ayrı “yatakta” yatması için, zamanı gelince ayrı “odada” kalabilmesi için kendisine göre sebepleri, özentileri, amaçları…olmalıdır.
• Siz; çocuğunuz henüz doğar doğmaz; kendi gölgesinden bile korkan minicik yavrunuzun odasını, sizin kendi anlayışınıza göre dayar-döşerseniz; alıştığı, gördüğü, zaten yıllardan beri girip çıktığı odasında sizden ayrı yatması için bir “neden” bırakmamış olursunuz.
- Çocuğun iradesi gelişmemişse; ayrı yatmamak için direnir, ısrar eder ve sizi zora sokar.
• Aksi halde, sizden umudunu kesmişse, dayanma gücü de kalmamışsa, bu şartlar altında, gider odasında kuzu kuzu yatabilir. Fakat; onun ruhundaki dalgaların etkisi bir süre sonra görülmeye başlar.(Pedagog Dr.Yaşar Kuru)