Gönderen Konu: Deniz Ürünlerine dair  (Okunma sayısı 25417 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı racül

  • Moderatör
  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1267
Deniz Ürünlerine dair
« : 28 Temmuz 2005, 18:42:50 »

Diyanet'e bağlı Dini Soruları Cevaplandırma Komisyonu, bir vatandaşın "Deniz ürünlerinin yenilmesinin hükmü nedir?" sorusuna, "Kuran'da denizden elde edilen yiyeceklerin helal olduğu bildirilmektedir. Hz. Peygamber de 'Onun suyu temiz, ölüsü helaldir' buyurmuştur. Midye, kalamar, yengeç, karides gibi balık dışındaki deniz ürünleri Hanefi mezhebi dışındaki diğer 3 mezhebe göre helaldir" yanıtını verdi. Polemik başladı. HABERTÜRK TV 13 Ajans'ta Prof Bayraktar Bayraklı ile Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Mehmet Keskin, Gülgûn Feyman'ın sorularını cevapladı:  

 





PROF. BAYRAKTAR BAYRAKLI (Marmara Üniversitesi):

Bir şeyin haram-helal olması Kur'an'a göre olur. Mezheplere göre söylenmez bu. Mezhepler Tanrı değil. En'am suresinde Allah diyor ki Peygamberimize: Yediğiniz yemeğin haramlığını helalliğini Kur'an'da arayın...

Peygamberimize atfen söylenen "Denizin ölüsü helaldir" sözü doğrudur. Sadece balık değil, bütün deniz canlıları için geçerlidir. "Hanefiye göre böyledir" denmez. Yakışmıyor. Kim demiş? İmam-ı Azam'ın dediğini nereden çıkarmışlar. İstirhamda bulunuyorum. Böyle fetvaları verirken Kur'an'a ve Peygamber sünnetine baksınlar.

MEHMET KESKİN (Diyanet İşleri):

Deniz ürünlerinin helal olduğunu Yüce Allah bildirmiştir. Bir ayetti "deniz ürünleri sizler için helal kılınmıştır" diyor. Peygamberimiz de "Denizin suyu temizdir, ölüleri helaldir" buyurmuştur. Ancak bazı din alimleri içtihatlarda bulunurlar. Deniz ürünlerinde balık şeklinde olanların tümünün helal olduğunu bütün mezhepler belirtmiştir. Bazı hanefi imamları, midye, kalamar, istiridye gibi ürünlerin helal olmadığını belirtmişlerdir.

Diyanet hiçbir fetvasında "şunu yapın, bunu yapmayın" diye bir tavır sergilemez. Yengeç, karides, midye gibi ürünlerin yenmesinin Hanefi mezhebince uygun bulunmadığını belirtmişiz. Bir mezhebin hükmü hiçbir zaman umuma teşmil edilemez. Biz de böyle dedik. Bir mezhebin müçtehitlerinden birinin veya tamamının yorumları bütün müslümanları bağlamaz.

Diyanet bütün mezheplerin görüşünden yararlanıp, kendi kanaatini ortaya koymuştur. "Hanefi mezhebinden olanların bu ürünleri yemesi caiz değildir" diye bir fetva vermedik biz. İfademiz şu: Midye, kalamar, karides, yengeç, Hanefi mezhebine göre helal değildir!

Biz, mezheplerin bütün görüşmlerini harmanlayarak, asrın icaplarına göre fetva vermeyi tercih ederiz.

PROF. BAYRAKTAR BAYRAKLI:

Yine aynı hata yapılıyor. Filan mezhebe göre helaldir, haramdır denemez... Ayet var ortada. Bir mezhebin görüşünü, o helal dese bile helaldir diyemez. Kur'an helal olduğunu belirtmiş, daha başka mezhebe gitmenin anlamı yok. Bu, Anayasa'nın önüne geçmeye benzer. Yargıtay'ın içtihadı hiçbir zaman Anayasa'nın önüne geçmez. Diyanet, "Kur'an'a göre bu hayvanlar helaldir" desin, bitsin bu iş.

İmam-ı Azam böyle bir şey demez. Fetva sorulduğu zaman, Kur'an'dan ayeti ortaya koymak lazım. Ayetlerin olduğu yerde mezhepler görüş beyan etme hakkına sahip değildir.

MEHMET KESKİN:

Ben açıklanan fetvanın bütün müslümanları bağlamayacağını söyledim. Böyle bir fetvayı vermişler zamanında. Bunların yorumları bütün müslümanları bağlamaz. Mezhep din değildir. Bizi Kur'an bağlar. Peygamber'in uygulamaları bağlar.

PROF. BAYRAKLI:

Madem bağlamıyor. Niye böyle bir fetva veriyorlar. Karıştırmasınlar.

MEHMET KESKİN:

Sayın profesör tefsircidir. Fıkıh kosnusunda haddini aşıyor.

PROF. BAYRAKLI:

Sataşma var. Ben Kur'an uzmanıyım. Kur'an fıkhı uzmanıyım. Terbiyesizliği bıraksın. Doğru konuşsun. Ben kimseyi kastetmiyorum. Böyle düşünenleri kastediyorum. Niye üzerine alınıyor. Hem eğitimi nedir? Yine de affediyorum kendisi...

MEHMET KESKİN:

Ben sataşmadım. Din İşleri Yüksek Kurulu üyesiyim. Eğitim durumumu söyleme durumunda değilim. Beni affettiğini söylüyor. Beni affedecek konumda değildir kendisi.

(Bu noktadan sonra Mehmet Kesin telefonu kapattı...)
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

Çevrimdışı racül

  • Moderatör
  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1267
Deniz Ürünlerine dair
« Yanıtla #1 : 28 Temmuz 2005, 18:54:32 »
Bu meselede, Bayraktar Bayraklinin cazgirligini sallayalim bir kenara..
da,

Hanefi mezhebinde bu tarz deniz böcüklerinin haram olmasinin illetini tam olarak bilen var mi???

Bazi gazateciler, karides istakoz midye vs.. ile ilgili yazdiklri bir yazida deniz ürünlerinden ayirarak bunlari böcek olarak nitelendiriyorlardi...

Yanlis hatirlamiyorsam,

fikihta da hanefi mezhebi bahse konu mahluklari, böcek olduklari icin haram add ediyor...
Bugün Gourmet ustalari bu hayvanlari deniz ürünlerinden ayirip böcek olarak nitelendiriyor, Hanefi mezhebi imamlarinin airlarca önce yaptiklari gibi...


Bayraktar Bayrakli gibi harici hafizlari anlayamaz tabii bu tarz incelikleri...
Es ist keine Schande hinzufallen, aber es ist eine Schande einfach liegen zu bleiben.
                                                Theodor Heuss
                             ehemaliger Bundespräsident

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
Deniz Ürünlerine dair
« Yanıtla #2 : 28 Temmuz 2005, 21:28:52 »
Yeyen yemege devam etsin.her sey bitti onlar kalmisti.yemedikleri.
denizde o kadar yaratik varki karada olan yaratik o kadar yoktur .hepsini yeyebilirler. biz müslümanlarin yeyecekleri hem karada hem denizde bellidir.

Yinede bu hususda bir arastirma yapip bazi notlari yazmaga calisacagim insAllah.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Çevrimdışı Evfacan

  • Moderatör
  • araştırmacı
  • *****
  • İleti: 441
Deniz Ürünlerine dair
« Yanıtla #3 : 31 Temmuz 2005, 03:11:44 »
insAllah cevabinizi beklerim :x
Yiğit yaralı olur - Yine dağ gibi durur

Çevrimdışı muallim

  • yazar
  • ****
  • İleti: 758
Deniz Ürünlerine dair
« Yanıtla #4 : 07 Ağustos 2005, 15:35:45 »
denizden cıkan balık harici ürünler hanefi mezhebine gore yenmez. Diğer mezheblere gore hukumler farklı.

hanefi mezhebinde yenmemesinin hukmu de okudugum kadarı ile bu hayvanlar denizden cıktıklarında balıklar gibi olmuyorlar. Bunlar toplanıp kaynar kazanlarda kaynatılarak olduruluyor. Doğal bir yontem olmayıp diri diri bagrısa bagrısa can verdikleri için yenmeleri caiz gorulmemiştir.

Bir de bazılarında kan namına bir sey olmadıklarından bu yonde yenmeleri caiz olarak gorulmemiştir.
"Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz."
[Hucurat Suresi 10]

Çevrimdışı muallim_abi

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 425
Deniz Ürünlerine dair
« Yanıtla #5 : 25 Ağustos 2005, 03:08:06 »
Konuyla ilgili fetva, Şeyhulislam Ebussuud Efendi'nin fetvalarında bulunmaktadır ve TAHRİMEN MEKRUH (ŞER'AN MEKRUH) şeklindedir..

Tahrimen mekruhtan kaçınmak VACİP'dir..

Selam ve dua ile..
Okuduk, okuttuk, unuttuk; üç kaf bir araya geldi, olduk bir kukuk..
nemsavi@hotmail.com / incemeseleler.com

Mahi

  • Ziyaretçi
Ynt: Deniz Ürünlerine dair
« Yanıtla #6 : 08 Ocak 2011, 02:33:28 »

Yinede bu hususda bir arastirma yapip bazi notlari yazmaga calisacagim insAllah.

Hocam yaptıysanız bu konuda çalışmanızı görmek faidelenmek isteriz...

Çevrimdışı teksir

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 201
  • O mâhiler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler
Ynt: Deniz Ürünlerine dair
« Yanıtla #7 : 18 Şubat 2011, 03:03:45 »
ahtapot da hukum istakoz gibimi yoksa balik gibimi?
atilma dur, suhan-i ehl-i hali anlamadan
cevaba etme tasaddi suali anlamadan.
                                                 naci!

aziz83

  • Ziyaretçi
Ynt: Deniz Ürünlerine dair
« Yanıtla #8 : 18 Şubat 2011, 11:23:50 »
'Hanefi mezhebinde balık şeklinde olmayanlar yenmez Kalkan, sazan, Yunus balığı, yılan balığı yenir Kalamar, mürekkep balığı, deniz hınzırı, deniz aygırı gibi hayvanlar ve yengeç, midye, istiridye, ıstakoz, kerevit, karides gibi deniz haşaratı yenmez Diğer üç mezhepte ise, deniz ürünlerinin hepsi yenir'

Hanefi fûkahası, Kur'ân-i Kerîm'deki; "Allah kendilerine iyiligi emrediyor, onlari kötülükten nehyediyor, onlara temiz seyleri helâl, murdar (pis) seyleri de haram kiliyor" (A'raf, Suresi, 7/157) ayeti kerimesini delil göstererek balık çeşidine girmek şartıyla sürekli suda yaşayan ve karada yaşaması mümkün olmayan hayvanların hepsi helaldir demişlerdir Kalkan balığı, sazan balığı, yunus balığı, yılan balığı gibiFakat balık türüne girmeyen veya devamlı suda yaşamayan diğer su hayvanlarını, tiksinti veren hayvanlardan saymışlardır Bundan dolayı yenilmelerinin caiz olmayacağına hükmetmişlerdir Yengeç, midye, istiridye, istakoz, salyangoz, su kaplumbağası ve ahtapot vb gibi hayvanlar bu guruba girmektedir ve helal değillerdir
« Son Düzenleme: 18 Şubat 2011, 11:26:45 Gönderen: Tuğra »

aziz83

  • Ziyaretçi
Ynt: Deniz Ürünlerine dair
« Yanıtla #9 : 18 Şubat 2011, 11:25:16 »
Su Hayvanları

Kur’ân-ı Kerîm’de deniz avının ve denizden elde edilen yiyeceğin helâl olduğu bildirilmiş (el-Mâide 5/96; el-Fâtır 35/12), Hz Peygamber de deniz hakkında sorulan bir soruya “Onun suyu temiz, meytesi (içinde ölen) helâldir” şeklinde cevap vermiştir (Ebû Dâvûd, “Tahâret”, 41; Tirmizî, “Tahâret”, 52) Gerek bu açıklamalar gerekse hakkında özel bir hüküm bulunmayan konularda mubahlığın esas alınması ilkesi suda yaşayan hayvanlarla ilgili hükmün temelini teşkil eder

1 Balık türleri bütün mezheplere göre helâldir, boğazlama işlemine de gerek yoktur Şu var ki, Hanefîler’e göre kendiliğinden ölmüş ve su üzerine çıkmış balıklar yenmez Hanefîler’in bu görüşü sağlık açısından ihtiyatı tercih etmiş olmalarından kaynaklanır Fakat suyun çok sıcak veya soğuk olmasından, buzlar arasına sıkışmaktan, su içine hapsedilmekten ve suyun çekilmesinden ötürü ölen balıklar kendiliğinden ölmüş sayılmaz, yenebilir Yine, balık avlamak üzere suya balık otu atıldığında balıklar ele geçirilmeden ölse ve onların bu yüzden öldüğü bilinse, kezâ kılıç balığı gibi büyük balıklar avlandığında sudan çıkmadan başına sert bir cisim vurularak öldürülse, yenebilir

2 Balık türü dışında kalan (midye, kurbağa, yengeç gibi) su hayvanlarını yemek Hanefîler’e göre helâl de-ğildir Diğer üç mezhebe göre ise, sadece suda yaşayan her türlü hayvan kendiliğinden ölmüş bile olsa- yenebi-lir, helâldir Şâfiî mezhebinde, Hanefîler’in paralelinde bir görüş ile su hayvanlarından eti yenen kara hayvanlarına benzeyenleri helâl, eti yenmeyen kara hayvan-larına benzeyenleri haram sayan bir görüş de vardır
Hanefîler Mâide sûresinin 3 âyetinde geçen “meyte” lafzını mutlak şekilde yorumlamışlar, ayrıca balık dı-şındaki türleri “habâis” (iğrenç şeyler) kapsamında kabul etmişlerdir Fakihlerin çoğunluğu Mâide sûresinin 96 âyetindeki “deniz avı” ifadesinin umumunu (kapsamlı olu-şunu) esas almışlar ve ayrıca Hz Peygamber’in “Denizin suyu temiz, ölüsü helâldir” (Ebû Dâvûd, “Tahâret”, 41; Tirmizî, “Tahâret”, 52) anlamındaki hadisine dayanmışlardır

e) Hem Karada Hem Suda Yaşayan Hayvanlar

Hem karada hem suda yaşayan kurbağa, kaplumbağa, yen-geç, yılan, timsah gibi hayvanlar hakkında üç görüş var-dır: Hanefîler’e ve Şâfiîler’e göre bunları yemek helâl değildir Mâlikîler’e göre bu tür hayvanlar yenebilir, helâldir Hanbelîler’e göre timsah, kurbağa ve yılanın yenmesi helâl değildir, diğerleri yenebilir Ancak bunlardan, akıcı kanı olan (kaplumbağa, su aygırı gibi) hayvanlar için boğazlama işlemi gerekir, akıcı kanı olma-yanlar için boğazlama da gerekmez Yengecin akıcı kanı olmamakla beraber mezhepte yaygın görüş, herhangi bir yerini keserek boğazlama yerine geçecek bir işlemin (tezkiye) yapılması gerektiği yönündedir Ahmed b Hanbel’den ise tezkiye gerekmediği rivayet edilmiştir

Hanefi mezhebinde balık şeklinde olmayanlar yenmez Kalkan, sazan, Yunus balığı, yılan balığı yenir Kalamar, mürekkep balığı, deniz hınzırı, deniz aygırı gibi hayvanlar ve yengeç, midye, istiridye, ıstakoz, kerevit, karides gibi deniz haşaratı yenmez Diğer üç mezhepte ise, deniz ürünlerinin hepsi yenir
[Şafii’de denizde yaşayan her hayvan yenir Bir kısım Şafii âlimlerine göre ise, tab’an pis olanlar yenmez Peygamber efendimiz, (Denizin suyu temizdir, meytesi [bir sebeple öldürülmüş olanı] helaldir) ve (Kendiliğinden ölüp de, su üstüne çıkan balığı yeme, su çekilip de açıkta kalarak ölmüşse onu ye! Böyle bir sebeple denizde öleni de ye!) buyurdu]
Su içinde kendiliğinden ölüp, karnı üst tarafta duran balık yenmez Fakat ağ ile, saçma ile, ilaç ile, sarsıntı ile dinamit veya herhangi bir madde ile ölen her balık yenir Suyun açılıp kurumasında, fazla sıcaktan veya fazla soğuktan dolayı ölen veya kuşlar tarafından öldürülen, su içinde bağlı tutulmakla ölen, buz arasında sıkışarak ölen balıklar yenir Deniz içinde ölen veya sudan çıkarılmadan tokmak ile vurulup öldürülen veya bıçakla başı kesilen balıklar yenir Temiz olmayan suların içindeki balıkları yıkayıp yemek caizdir Avlanan bir balığın içinden çıkan balık, sağlam ise yenir
Buffalo, zürafa, zebra, kanguru, deve kuşu yenir Avını köpek dişi ile yakalayan hayvanın eti yenmez Avını pençesi ile yakalayan, leş yiyen kuşların eti yenmez
Bir hadis-i şerif meali:
(Azı dişi olan yırtıcı hayvanlar ve pençesiyle avlanan kuşlar yenmez) [Müslim]
Buffalo, sığır gibi ot yer, geviş getirir Zürafa ve zebra ceylan gibi ot yer, kanguru, tavşan gibi ot yer Bunların köpek dişleri yoktur Deve kuşu, hindi gibidir, avını pençesiyle yakalamaz, leş yemez Yumurtası da yenir

Kaynak: Diyanet işleri
« Son Düzenleme: 18 Şubat 2011, 11:27:17 Gönderen: Tuğra »

Çevrimdışı teksir

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 201
  • O mâhiler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler
Ynt: Deniz Ürünlerine dair
« Yanıtla #10 : 18 Şubat 2011, 14:01:57 »
tesekkur ederim. Allah razi olsun
atilma dur, suhan-i ehl-i hali anlamadan
cevaba etme tasaddi suali anlamadan.
                                                 naci!

Çevrimdışı wi11m001

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 38
Ynt: Deniz Ürünlerine dair
« Yanıtla #11 : 06 Temmuz 2012, 21:48:12 »
S.A. hayirli cumalar,

bazi arastirmalar yaptim, ve bu konu ile ilgili bir kac sey buldum:

1) Hanefi mezhebine göre su hayvanlarin tek balik seklinde olanlardan yemesi helal oldugunun zayif bir rivayet oldugunu
2) Fatih Sultan Mehmet Hanin en sevdigi yemeklerden birisi Karides ve Istiridiye olmasi, ve diger Sultanlarin ve Sultanlikta yasayanlarinda bunlardan yemesi

Yani Sultanlik zamaninda bunlar yiniyordu,o dönemin deyişiyle “haşerat-ı bahriye” (deniz böcekleri), yani istakoz, midye ve istiridyeyi çok sevdiği söylenir. Karidesdee “kadriye” denirdi.

Bu yüzden bu Meseleyi yine acmak istiyorum
« Son Düzenleme: 06 Temmuz 2012, 21:53:22 Gönderen: wi11m001 »
Hadisi Serif: "Kim Allah'tan baska ilah olmadigina Allah'in bir ve seriksiz olduguna ve Muhammed'in onun kulu ve Resulu (elcisi) olduguna, keza Hz. Isa'nin da Allah'in kulu ve elcisi olup, Hz. Meryem'e attigi bir kelimesi ve kendinden bir ruh olduguna, keza cennet ve cehennemin hak olduguna sehadet ederse, her ne amel uzere olursa olsun Allah onu cennetine koyacaktir." Buhari, Enbiya 47; Muslim, Iman 46, (28); Tirmizi, Iman 17, (2640)

Çevrimdışı tk1978

  • IZLEMCI
  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 455
Ynt: Deniz Ürünlerine dair
« Yanıtla #12 : 07 Temmuz 2012, 02:26:23 »
S.A. hayirli cumalar,

bazi arastirmalar yaptim, ve bu konu ile ilgili bir kac sey buldum:

1) Hanefi mezhebine göre su hayvanlarin tek balik seklinde olanlardan yemesi helal oldugunun zayif bir rivayet oldugunu
2) Fatih Sultan Mehmet Hanin en sevdigi yemeklerden birisi Karides ve Istiridiye olmasi, ve diger Sultanlarin ve Sultanlikta yasayanlarinda bunlardan yemesi

Yani Sultanlik zamaninda bunlar yiniyordu,o dönemin deyişiyle “haşerat-ı bahriye” (deniz böcekleri), yani istakoz, midye ve istiridyeyi çok sevdiği söylenir. Karidesdee “kadriye” denirdi.

Bu yüzden bu Meseleyi yine acmak istiyorum
S.A. hayirli cumalar,

bazi arastirmalar yaptim, ve bu konu ile ilgili bir kac sey buldum:

1) Hanefi mezhebine göre su hayvanlarin tek balik seklinde olanlardan yemesi helal oldugunun zayif bir rivayet oldugunu
2) Fatih Sultan Mehmet Hanin en sevdigi yemeklerden birisi Karides ve Istiridiye olmasi, ve diger Sultanlarin ve Sultanlikta yasayanlarinda bunlardan yemesi

Yani Sultanlik zamaninda bunlar yiniyordu,o dönemin deyişiyle “haşerat-ı bahriye” (deniz böcekleri), yani istakoz, midye ve istiridyeyi çok sevdiği söylenir. Karidesdee “kadriye” denirdi.

Bu yüzden bu Meseleyi yine acmak istiyorum
Muhterem. Madem arastirdiniz, arastirdiginiz kaynaklari belirtirseniz daha tatmin edici olur.

Çevrimdışı wi11m001

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 38
Ynt: Deniz Ürünlerine dair
« Yanıtla #13 : 07 Temmuz 2012, 03:16:16 »
1. Bunu Ömer Nasuhi Bilmenin Büyük İslam İlmihalinde yaziyor, fakat onun bu kaynagi nereden aldigini bilmiyorum, baska biryerde bulamadim
2. kaynak: Süheyl Ünver’in, Fatih Dönemi saray mutfak defterleri üzerine yaptığı incelemelerinde,
ayrica Osmanlı saray mutfağı diye arastirirsaniz (gerek internette olsun, gerek kitaplarda)  haşerat-ı bahriye diye bunu bulursunuz
Hadisi Serif: "Kim Allah'tan baska ilah olmadigina Allah'in bir ve seriksiz olduguna ve Muhammed'in onun kulu ve Resulu (elcisi) olduguna, keza Hz. Isa'nin da Allah'in kulu ve elcisi olup, Hz. Meryem'e attigi bir kelimesi ve kendinden bir ruh olduguna, keza cennet ve cehennemin hak olduguna sehadet ederse, her ne amel uzere olursa olsun Allah onu cennetine koyacaktir." Buhari, Enbiya 47; Muslim, Iman 46, (28); Tirmizi, Iman 17, (2640)