اَللَّهُمَّ أَنْتَ رَبِّي لاَ اِلَهَ اِلاَّ اَنْتَ خَلَقْتَنِي وَأَنَا عَبْدُكَ وَاَنَا عَلَى عَهْدِكَ وَوَعْدِكَ مَا اسْتَطَعْتُ* اَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا صَنَعْتُ أَبُوءُ لَكَ بِنِعْمَتِكَ عَلَيَّ وَأَبُوءُ بِذَنْبِي فَاغْفِرْ لِي فَإِنَّهُ لاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ اِلاَّ أَنْتَ*
Seyyidül İstiğfar
Ey Allah'ım, sen bütün mükevvenatın sahibi ve mutlak hükümdarı, ebedi hayat sahibi ve kendisinden başka ilah mevcut olmayan tek Mabudsun. Sen benim Rabbim, beni yoktan var eden, ben senin kulunum. Muktedir olduğum müddetçe, alemi ervahta Sana verdiğim ahit, söz ve vaat üzere sabitim. Ve daimim. Ben işlemiş olduğum bütün kötülüklerin şerrinden sana sığınırım. Ve senin, benim üzerimdeki maddi ve manevi nimetleri itiraf ederim. Ve bütün günahlarımı itiraf ederim. Öyle ise ım Sen benim günahlarımı mağfiret eyle, bağışla. Zira Senden başka hiçbir kimse günahları bağışlayamaz. Ancak Sen bağışlarsın.
Resûl-i Ekrem sallAllahu aleyhi ve sellem 'in İstiğfârın en üstünü buyurduğu Seyyidül İstiğfar hakkında şöyle buyurmaktadır:
"Her kim, bu seyyidü'l-istiğfârı sevabına ve faziletine bütün kalbiyle inanarak gündüz okur da o gün akşam olmadan ölürse cennetlik olur. Yine her kim, sevabına ve faziletine gönülden inanarak gece okur da sabah olmadan ölürse cennetlik olur. "
Buhârî, Daavât 2, 16. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 100-101; Tirmizî, Daavât 15; Nesâî, İstiâze 57