Gönderen Konu: Dikkat! Siz de bir alışverişkolik olabilirsiniz!  (Okunma sayısı 3153 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599


Dikkat! Siz de bir alışverişkolik olabilirsiniz!

Çoğu zaman üzüntü, yalnızlık, kızgınlık ve engellenme gibi olumsuz duygular, satın almada artışa neden oluyor.

Hastalar aldıkları eşyaların büyük kısmını paketinden bile çıkarmıyor, saklıyor. İstanbul Üniversitesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı ve Konsültasyon-Liyezon Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mine Özkan, alışveriş takıntısı hakkında bilgi verdi:

Alışveriş takıntısının belirtileri nelerdir?

Psikiyatri Literatürü'nde 1900'lü yılların başında 'Oniomania' olarak tanımlanmış olan bu bozukluk, son yıllarda 'kompulsif alışveriş' şeklinde de ele alınmaktadır. Bu rahatsızlıkta gözlenen belirtiler; sürekli zihinsel uğraşı, satın alma düşüncesi veya eyleminin belirgin bir huzursuzluğa yol açmasıdır. Bazı uzmanlar, kompulsif satın almanın, bireylerin boşluk ve mutsuzluk duygularını gidermek için kullandıkları telafi edici bir yöntem olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Hastalar, bu takıntıdan kurtulmak için neler yapıyorlar?

Kompulsif satın alma, çoğu zaman hatırı sayılır borçlara, aile ve evlilik ilişkilerinde kopmaya, hatta yasal zorluklara yol açmaktadır. Satın alma eyleminin peşinden suçluluk duygusu, utanç ve sıkıntı gelmektedir. Hastalar aldıkları eşyaların büyük kısmını paketinden bile çıkarmaz. Genellikle aldıklarını gizleme eğilimindedirler. Bu nedenle sık sık yalana başvururlar. Hastalar, girdikleri borçları ödeyebilmek için çeşitli yasadışı işlere bile girişebilirler. Çalıştıkları işyerinden hesabına para aktaran hastalarımız bile var.

Sosyo-ekonomik durumla ilişkisi var mı?
 
Kompulsif satın almayla ilgili çalışmalar kısıtlı olduğu için, bu hastalığa ait aile öyküsü çalışmaları da oldukça azdır. Ancak yapılan araştırmalarda sosyo-ekonomik durum ile bir ilişki bulunamamıştır.

Takıntının kadın ve erkeklerde görülme sıklıklarında farklılık var mı?

Takıntının toplumda yüzde 2 ile 16 arası bir sıklıkta görüldüğü ve hastaların çoğunun kadın olduğu ortaya çıktı. Kadınlar genelde elbise, kozmetik eşya ve mücevhere karşı takıntılı bir ilgi duymakta, erkekler ise daha çok elektronik eşyaları tercih etmektedir. Alışverişin duygusallık ve kimlik ile ilgili boyutlarının kadınlar için erkeklerden daha önemli olduğu, kadınların alışveriş yapmayı sosyal etkileşim için olumlu bir davranış olarak gördüğü bilinmektedir.

Depresyonla ilişkisi var mı?

Yapılan çalışmalar, kompulsif satın almanın psikiyatrik rahatsızlıklarla ilişkili olduğunu göstermiştir. Bununla ilintili olarak, bu bozukluğu başka psikiyatrik bozuklukların (bağımlılık, duygu bozuklukları ya da obsesif kompulsif spektrum bozuklukları vb.) bir türevi olarak değerlendiren varsayımlar ortaya atılmıştır. Bütün bunlar, depresyonla kompulsif satın alma arasında bir ilişki olduğunu gösterir. Depresyon gibi duygulanımlar, kişilerin satın almaya yatkınlıklarını arttırır. Çoğu zaman üzüntü, yalnızlık, kızgınlık ve engellenme gibi olumsuz duygular satın almada artışa neden olur.

Gençlerde görülüyor mu?

Hastalığın başlangıcı geç ergenlik ve erişkinlik dönemine rastlamakla birlikte, tam olarak yerleşmesi birkaç yılı alabilmektedir. Ergenlik döneminde görülmesi nadirdir.

Marka takıntısı ile alışveriş takıntısı arasında ilişki var mı?

Alışveriş takıntısı, daha çok dürtü düzeyinde ele alınan bir rahatsızlıktır. Kompulsif satın almada davranışların karşı konulamazlığı ve denetlenemezliği, OKB'deki gereksiz, aşırı ve istenmeyen ritüelleri hatırlatır. Ancak, denetlenemeyen satın alma davranışı sergileyen hastalar, marka takıntısında çok görmediğimiz şekilde, adeta ilgili davranış öncesi aşerme yaşamakta ve davranış ortaya çıktığı andan itibaren hedonik bir hoşnutlukla karşılaşmaktadırlar. Bunların yanı sıra, yeniliklerin farkında olmak, son modayı takip etmek, pazarlıkla en uygun fiyatı elde ettiğine inanmak genelde bu tip kişilerde kendine olan güveni arttırır.

Modayı yakından takip eden biri olduğunu kanıtlamak için alışveriş yapanları nasıl değerlendirmeli?

Modayı takip eden birisi için alışveriş yapma motivasyonu, normal alışveriş davranışı ile kompulsif alma davranışı sınırındaki bireylerde gözlenir.

Hangi kişilik tipleri risk altındadır?

Antisosyal, borderline, histrionik ve narsist kişilik bozuklukları, bu rahatsızlıkla daha sık birlikte görülür. Psikodinamik açıdan bakıldığında, kompulsif satın alma; narsistlik, zedelenme, psikolojik bağımlılık, öfke, utanç ve umutsuzluk gibi olumsuz duygular, boşluk ve yetersizlik hissi gibi çeşitli olgulara karşı bir savunma olarak işlev görür. Satın alma ya da paranın bir tür takıntı haline gelmesinde sadece biyolojik ya da psikolojik etmenler değil, içinde yaşadığımız toplumun bu davranışa bakış açısı da rol oynamaktadır. Bir davranış, toplum tarafından ne kadar kabul görürse, davranışsal bağımlılığa eğilimli kişilerin kendilerini rahatlatan bu tarz davranışları benimseyip devam ettirmesi daha kolay olur.

Nasıl tedavi ediliyor?

Yaşlılarda farmakolojik (ilaç tedavisi) ve psikoterapötik yaklaşımın birarada kullanılması büyük yarar sağlar. Ergenlerde ise daha çok grup terapisi yararlı olabilir. Yine aile terapisinin de olumlu etkileri vardır. Bazı davranışsal tedavi yöntemleri ile motivasyon düşükken bile olumlu sonuçlar alınabilmektedir.

Özgüvenle ilişkisi var mı?

Kompulsif satın alma davranışının gelişiminde temel kabuller (kendilik değerinin düşüklüğü, incinebilirlik), ebeveynlerden birinin küçük yaşta kaybı, fiziksel yoksunluklar (sakatlık) bulunabilir. Hastaların kendileriyle igili algıları dar kapsamlıdır ve bazen gerçekle uyumsuz çarpıtmalar görülür. Bu da bazen özgüven eksikliği olarak özetlenebilecek bir görünümle karşımıza çıkar. Kişi, benlik algısını arttırmak için özellikle bazı nesneleri alma ihtiyacı duyabilir. Belirli bir konuyla ilgili nesneleri kompulsif şekilde alarak, o konu hakkında yeterli oldukları duygusunu yaşayabilirler.

Taklit marka kullanma ile marka takıntısı arasında ilişki var mı?

Taklit marka kullanımına, obsesif kompulsif spektrum rahatsızlıkları içerisinde değerlendirilebilecek bir davranış olarak bakamayız

OKB tedavisinde terapi nasıl uygulanıyor?

Özellikle bilişsel-davranışçı terapide sıklıkla karşılaşılan düşünsel çarpıtmaları değiştirmeye yardımcı olan özgül yöntemler kullanılmaktadır. Takıntılara eşlik eden rahatsızlık ve kaygıyı azaltmak için, uzun süreli yinelenen uyaranlara karşı sinir sisteminin alıştırılması büyük önem taşır. Eğer korkulan durum gerçek hayatta yaratılamayacak bir durumsa (hastalanma korkusu gibi) 'imgesel karşı karşıya gelme' yöntemi kullanılabilir. Korkulan durum, yinelenen şekilde zihinde yaratılır. Ayrıca OKB hastalarının yakınları, hastanın yaşadığı zorlanmaları denetim altında tutamadığını göz önünde bulundurmalıdır. Hasta yakınları, hastayı tedaviye katılması için zorlamamalıdır.

Sabah

〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Alışveriş Hastalığınız Mı Var?
« Yanıtla #1 : 28 Ekim 2011, 04:27:21 »

Alışveriş Hastalığınız Mı Var?

Her bayram olduğu gibi bu bayramda da büyük küçük herkes bayramlıklarını almak için alışverişlere gidiyor. Hemen hemen hepimiz bayramda ne giyeceğimizi ya da hangi mağazadan ne alacağımızı belirlemeye başladı bile.

Ancak bu noktada atlanmaması gereken önemli bir konu; bu alışverişleri gerçekten bayram geleneği olarak mı yoksa alışveriş hastalığımız olduğu için mi yaptığımız...
 
Kurban bayramında diğer bayram ve özel günlerde olduğu gibi bayram öncesi alışveriş yapmak kültürümüzün, geleneklerimizin bir parçasıdır. Burada amaç, bayram gibi içinde sıcaklık ve coşku barındıran bir günde; o günün kutsallığına ve bu duyguyu paylaştığımız insanlara duyulan saygı ve sevgiyi göstererek manevi duyguları okşamaktır.

Aksi halde amaçtan sapmış oluruz. Bayram öncesi yapılan alışverişin dozunu iyi tutturmalıyız, ihtiyaç dışı birçok şeye sahip olma arzumuz kurban bayramıyla örtüşen bir yapıda değildir. Kurban bayramı öncesi ihtiyaçlar iyi belirlenmeli, eksiklikler tamamlanmaya çalışılmalıdır. Ancak tüm bunları yaparken, bunun bayram gününe özgü bir saygı ve sevgiden kaynaklanan ‘temiz, düzenli görünme’ amacı taşıması gerektiğini unutmamak gerekir.

Bayram geleneğinin dışında davranışlar gösterdiğinizi hissediyorsanız, örneğin ihtiyacınız olmadığı halde birçok şeyi satın almak istiyorsanız, indirimlere kanıp kredi kartlarına borçlanıyorsanız ve bu davranış karşısında kontrolünüzü yitirdiğinizi hissediyorsanız alışveriş hastalığınız (kompülsif satın alma) olabilir. Bu noktada bir uzmandan yardım istemekten çekinmeyin.
 
Alışveriş Hastalığı (Kompulsif Satın Alma) Nedir?
 
Alışveriş hastalığı olan kişi, alışveriş öncesinde inanılmaz bir istek ve mutluluk yaşarken; alışverişin ardından suçluluk ve üzüntüye bürünür. Sonra, yaşadığı bu gerilimi azaltmak için yine çözümü alışverişte bulur. Bu döngü normalden sapmış bir şekilde devam eder. Burada kontrol edilemez bir ihtiyaç dışı satın alma söz konusudur.
 
Bu hastalık daha çok kimlerde görülür?
 
Daha çok yüksek sosyoekonomik düzeydeki ailelerde; yani çocuklarının isteklerini, tüm ihtiyaçlarını maddiyatla karşılayabileceğine inanan ailelerin çocuklarında bu hastalık daha fazla görülür. Anne babalar çocuklarına doyurucu bir iletişim sağlayamadıklarından aradaki bu boşluğu parayla satın aldıkları şeylerle doldurmaya çalışırlar. Hastalığın ortalama başlangıcı 17-30 yaş arasındadır ve kadınlarda daha sık görülür.

Gülşah Yahşi
Psikolog
〰〰〰〰🐠