Gönderen Konu: Dini Piyesler  (Okunma sayısı 10162 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı münzir

  • okur
  • *
  • İleti: 84
  • Hâl ehli ol, Kâl ehli olma.
Dini Piyesler
« : 02 Eylül 2010, 23:44:10 »

BOŞLUK
Torun – dedeciğim bana bir masal anlatır mısın?

Dede – Tabii ki, yavrum, anlatırım. Bir gün genç bir adam sokakta yürümektedir…

Genç adam - Eski bir sokakta yürüyorum. Lambaların bir çoğu yanmıyor yananlarda her nedense iyice sönükleşmiş, bir el fenerinden farksız hale gelmiş. Bir Allah’ın kulu yok ortalıklarda. Yumuşakça bir şeye çarptım. Aman Allah’ım ayaklarımın dibinde yuvasından ustalıkla sökülmüş bir kalp var. Resimlerdeki gibi dipdiri ve kanlı .Kalp sıcacık ve tıp tıp atıyor.

Genç adam - Kalp sanki elime yapışıp kaldı. Bir güç bu şeyden kurtulmamı engelliyor. Bu kalbin sahibini bir an önce bulmam gerekir. Üç beş adım ilerde, ışıkları yanan bir ev var.

Genç adam - Bu kalp sizin mi?Biraz önce yol üzerinde buldum.
Kız -Ben kalbimi üç ay önce rastladığım vefasıza kaptırdım.
Yandaki eve sorun onların olabilir.
Hizmetçi – (Kapıyı açar ve onu üst kata çıkartıp evin beyine götürür.)
Genç adam - Bu kalp sizin mi? Her nedense hâlâ çalışıyor da….
Beyefendi - Ben kalbimi dünyaya sattım arkadaş ! Komşu evde bir meczup var o bilir sahibini.

Genç adam - Bu kalp sizin mi ? Çabuk olun, neredeyse duracak…
İhtiyar - Ben kalbimi her şeyimle Rabbime verdim evladım.
O kalbin sahibini neden anne ve babana sormuyorsun?

Genç adam - Her ikiside yaşlanıp bunadı, sanki bir bebek gibi ilgi bekliyorlar, her şeyi yemiyorlar ve beğenmiyorlar, bu yüzden kavga edip onları terk ettim.

İhtiyar - Kavga ettin ha ! Terk ettin demek !

Dede - Genç adam bunları pek fazla önemsememişti. İhtiyar adamsa aradığı cevabı çoktan keşfetmişti. Ona doğru emin adımlarla sokulup iki eliyle kavradığı ğömleğini bir hamlede yırtarak açıverdi. Genç adamın göğsünde avuçlarında tuttuğu kalp büyüklüğünde kanlı bir boşluk vardı.

« Son Düzenleme: 03 Eylül 2010, 00:01:50 Gönderen: münzir »
Dışımız halk ile,
İçimiz Hak ile.

Çevrimdışı münzir

  • okur
  • *
  • İleti: 84
  • Hâl ehli ol, Kâl ehli olma.
Ynt: Dini Piyesler
« Yanıtla #1 : 02 Eylül 2010, 23:48:10 »
YILDIZ POSTASI

Hasta Kız - Bir doktordan başka bir doktora koşarken amansız hastalığıma şifa arıyordum. Bu arada yakınlarım devreye girmiş, kimi şifalı otlara, kimi doğal gıdalara, kimi de mübarek zatlara başvurmam gerektiğini söylemişlerdi. Ceplerim bir sürü reçetenin yanı sıra, şifa formüllerinin yada “evliya” dedikleri kişilere ait adreslerin yazıldığı kağıtlarla doluydu.

Eveeet, meşhur doktorun adresine bir defa daha geldim.
Merhaba doktor bey,

doktor=Merhaba, buyrun sizi tanıdım.

Hasta Kız - ben sonuç öğrenmek için gelmiştim.

doktor=Üzgünüm ama hastalığınız daha da ilerlemiş. Maalesef az bir ümit ışığı var .(kız yüzünde solgun bir ifade ile oturduğu yerden kalkarak, dışarı çıkar)

Hasta Kız - birkaç ay sonra, hastalığım daha da ağırlaştı. Bana göre bu iş artık bitmişti. Cebimdeki kağıtları fırlatıp atayım. En iyisi, gidip biraz veda ziyaretleri yapayım. Sokağın köşesinde simit satan bir kız çocuğu var ona doğru gideyim.
(cebinden yirmi lira alıp uzatırken)

Hasta Kız - simitlerin taze herhalde kokusunu duyunca hemen geldim.
simitçi (sıcak bir tebessümle) - Biraz önce gelmişlerdi henüz sıcaklar. Kaç tane isterdiniz .

Hasta Kız - iki tane alacağım. (kız simitleri oldıktan sonra paranın üstünü almadan yürüdü .).

simitçi=Durun bir dakika paranın üstünü unuttunuz.

Hasta Kız - Artık onların benim için bir değeri yok.

Hasta Kız –(kendi kendine) Simitcinin eski tişortunun üzerinde kocaman bir ‘E’ yazıyor. Bu ‘E’ harfi kesinlikle Evliyanın ‘E’ si olmalı. Belki de bana öyle geldi. Zaten bütün çocuklar günahsız olduğundan evliya değil mi?

Hasta Kız - Birkaç yıldan beri hastayım. İyileşmem için bana dua eder misin?
(çocuk şaşırmıştı kafasını “olur!” anlamında sallarken)

simitçi=Ben de çok sık hastalanırım ama dedem Allah’a inananların ölünce yıldızlara uçtuklarını ve oradan cenneti seyrettiklerini söylüyor. Bu yüzden de hiç korkmuyorum hastalıktan.(kız ,her nedense bir anda ferahladı, çocuğa bir öpücük kondururken)

Hasta Kız - Deden çok haklı , ama ben, yine de yardım istiyorum senden
Simitçi ( Karşı kaldırımdaki baloncuyu gösterip =Size dua edeceğim! Ama eğer hastalıktan kurtulursanız bana 10 tane balon alacaksınız, tamam mı?
(bu sefer kız başını salladı)

simitçi=Uçan balon almanıza gerek yok! Normalinden 10 tane istemiştim.
(kız,elini uzatıp çocukla tokalaştı.)

Hasta Kız - Hastalıktan kurtulmam halinde, altı ay sonraki ramazan bayramında buluşacağız bir aksilik çıkarsa ,önceden hazırlanan balonların sana ulaşmasını yada postalanmasını sağlayacağım
(kız küçük çocuğun adını ve adresinin bir kağıda yazdıktan sonra onunla vedalaştı)

Hasta Kız - Hoşçakal Ramazan Bayramı’nda görüşmek üzere.

simitçi=Görüşmek üzere ..

Hasta Kız - Aradan soğuk bir kış geçmiş ve Ramazan gelmişti. Hastalığımdan eser bile kalmadı. Bayramın ilk gününü iple çektim ve zamanı geldiğinde önceden belirlenen buluşma yerine koştum, küçüklerin cıvıl cıvıl kaynaştığı lunaparktaki diğer simitçileri her nedense çocuğu tanımıyordu, onu köşedeki markete sordum.

Hasta Kız - Burada esmer, orta boylarda simit satan bir kız çocuğu gördünüz mü?

Marketçi - Evet ama o çocuğun ciğerleri hastaydı! Geçen hafta aniden ölüverdi.

Hasta Kız – Çok iyi bir çocuktu öyle değil mi?

marketçi - Evet, çok iyiydi ve şirindi.

Hasta Kız - Ne zamandan beri hastaydı?

marketçi - Bir senedir falan
(Oradan koşarak ayrılırken, aniden durdu. Karşısına bir baloncu çıkmıştı.Cebinden bir tomar para çıkartıp)

Hasta Kız - On tane balan istiyorum! Çabuk olun gecikmeden ulaşmalı yerine!
(aldığı balonları bir araya topladı ve iplerini birbirine düğümledikten sonra, besmeleyle gökyüzüne bıraktı.

baloncu - Yaptığınız şeyi çok merak ettim. Neden bıraktınız onları öyle?

Hasta Kız -Onları bekleyen birisi var! Hem de evliya biri. Balonları adresine postaladım sadece.

Alıntı
« Son Düzenleme: 02 Eylül 2010, 23:50:42 Gönderen: münzir »
Dışımız halk ile,
İçimiz Hak ile.

Çevrimdışı münzir

  • okur
  • *
  • İleti: 84
  • Hâl ehli ol, Kâl ehli olma.
Ynt: Dini Piyesler
« Yanıtla #2 : 02 Eylül 2010, 23:56:15 »
TERZİ

Genç bayan - Bu gün yeni dükkan açan terzinin bulunduğu sokaktan geçeyim. Şu işe bakın, vitrin camına büyükçe bir çınar resmi yapılmış ve resmin altına, ağaç dallarına benzetilen çizgilerle terzi yazılmış. Bunun nedeni ne olabilir acaba terzi dükkanında böyle bir resmin ne işi olabilir. Üff doğrusu bu işin sebebini çok merak ettim. Sanki benden başka merak eden de yok gibi.
Bayrama doğru ceketlik bir kumaş alıp terziye gideyim. Belki bu işin sırrını da öğrenmiş olurum.

Genç bayan – Merhaba. Ben bir gömlek diktireceğim. İşte bu da kumaşım.

Terzi – Tabi, efendim. Nasıl isterseniz hallederiz.

Genç bayan – Teşekkür ederim eksik olmayınız. İzninizle size bir sorum olacaktı.
Vitrin camındaki resmi çok merak ettim. Biraz tuhaf kaçmıyor mu acaba?

Terzi - Tuhaf kaçmış ha ! Oysa bana hiç öyle gelmemişti.
Gel ! Tuhaf mı değil mi kendi gözlerinle gör.

Terzi - (Bir çınar ağacını işaret ederek) Vitrine bu ağacın resmini yaptım. Biraz dikkatli bakarsan sebebini anlarsın.

Genç bayan - Size ne gibi bir ilham verdiğini anlayamadım. Mesleğinizin bir ağaçla ne ilgisi var.

Terzi - ’’la havle’’ görmüyor musun? Ağaca giydirilen muhteşem elbiseyi görmüyor musun? Böylesine eğri, böylesine girintili çıkıntılı bir vücuda giydirilen kusursuz elbiseyi nasıl fark etmiyorsun?
Elbisenin kumaşı da bu!. Bak bakalım, ağacın üzerinde herhangi bir boşluk veya rahatsızlık yapmış mı? Ağaca bu mükemmel elbiseyi giydiren kudrete hayranlık duyup, vitrine bir çınar resmi yapmışsam hatamı ettim?
Benim gözüm biraz farklı her halde. İhtiyar gözü tabi. Ama bütün gözler bence böyle olmalı. Perde inmeden önce perdenin arkasındaki sanatkârı görmeli. Bu yüzden de bakmayı öğrenmeli.

Genç bayan - Yaşlı kadının diktiği ceketi, iki yıldan bu yana giyiyorum. Omuzları tam oturmuyor ama şikayetim yok. Nede olsa bir insanın elinden çıktı.
alıntı
Dışımız halk ile,
İçimiz Hak ile.