Gönderen Konu: "Dini silme projesidir"  (Okunma sayısı 5551 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
"Dini silme projesidir"
« : 08 Mart 2013, 18:01:39 »

"Dini silme projesidir"

Anne sütü bankası konusunda bakanlık yanlışta ısrar ediyor, endişeler ve tepkiler artarak sürüyor...

Sağlık Bakanlığı'nın Anne Sütü Bankası projesine en sert tepki İlahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit'ten geldi. Avrupa Birliği'ne uyum müktesabatı altyapısıyla toplumun kökünün dinamitlendiğini ve din olgusunun boşaltıldığını belirten Akşit, "Bu proje dini silme projesidir" dedi.

Üç çocuktan sonra fark eden adam

Projeye şiddetle karşı çıkan ilahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit, Adapazarı'nda başına gelen olayı şöyle aktardı: "Adam üç çocuktan sonra evlendiği hanımının süt kardeşi olduğunu anlamış ve müftüye gitmiş. Müftü, 'Boşanmalısın' diyemediği için bana göndermiş adamı. 'Ben karımı çok seviyorum, ne yapmalıyım?' diye sordu. 'Defol karşımdan, hemen boşan' dedim. Adam, 'Boşanmayacağım' diye tutturdu. Buyurun cenaze namazına. Böyle bir şey vuku bulursa, bunun vebali bu uygulamaya start verenlerindir."

Sağlık Bakanlığı'nca uygulanmaya çalışılan Anne Sütü Bankası projesinin, Avrupa Birliği'nce Türkiye'ye dayatılan başlıklardan birisi olduğunu belirten Prof. Dr. Cevat Akşit, "Türkler, İslam'a girdiği günden bu yana Ehli Sünnet itikadında Hanefi mezhebinde olmuşlardır. Kur'an ve Sünnet'e dayalı bir uygulamayı, itikadı gerçekleştirmişlerdir. Batılı bu inancımızda olunca hiçbir zaman önümüzde duramamıştır. Şimdi Müslümanları paramparça edebilmenin sosyolojik projeleri uygulanmaya çalışılıyor. Anne Sütü Bankası projesi de bunlardan birisidir" dedi.

Bu projenin "Modernleşme", "Batılılaşma" kavramlarıyla toplumun manevi dokusundaki İslam inancını yıkabilmek için devreye sokulduğunu vurgulayan Akşit, "Tanzimatla birlikte batılılar inancımızı boşalttı ve bugün manevi kavramlarımız noktasında kısır bir noktaya getirildik. Bir zamanlar şehit olabilmek için cepheye koşan gençlerimiz, bugün askerden kaçabilmek için binbir türlü numara çekiyorlar. Bütün bunlar, oynanan oyunların bir parçası" diye konuştu.

Avrupa Birliği'nin kapısında 50 senedir bekletilen Türkiye'nin din olgusundan dolayı asla kabul edilmeyeceğini belirten Akşit, "Bizim tarihten gelen, İslam'dan gelen mayamız var. Bunu bozmadan kesinlikle almak istemiyorlar. Şimdi bunlardan birisi de Süt Bankası meselesi. Avrupa kanunlarında Süt Kardeşle evlenilemez diye bir şey yok. Bizim medeni kanunumuzda da yok. Ama biz 75 milyon Müslümanız. İnsanlar sarhoş olsalar, günahkar olsalar bile mayasında ehli sünnet inancı var, Allah inancı var. Bir itirazı yok. İşte bu duvarı yıkmak istiyorlar. Bizim inancımıza göre bir çocuk iki yaşını doldurmadığı zaman bir kadının sütünü bir yudum bile içerse öz çocuğu gibi olur. Bu sütü memesinden emmesi fark etmez, sağdılar şişeye çocuk içti fark etmez, bir ay iki üç ay buzdolabına koydular fark etmez. Bir yudum bile içse süt kızı. Süt oğlu olur. Yani, inancımıza göre o kadının diğer çocuklarıyla kardeş olur, evlenemez yani. Bir annenin öz oğlu, öz kızı kiminle evlenemezse, süt çocuğu da onunla evlenemez. Süt emmek yasak değildir, emzirmek yasak değildir. Kimin sütünü emdi, ne zaman emdi? Hiç karışmayacak şekilde kesin bilincek şekilde tesbit etmek lazım" açıklamasını yaptı. "Bu tesbitin yapılacağını söylüyorlar, olabilir mi?" şeklindeki sorumuza ise Akşit, "Kesinlikle yapamazlar. Mümkün değil. Ben yıllarca avukatlık yaptım. Hastaneye gidiyoruz, kanımızı test edin diyoruz, başka bir şey çıkıyor. Adam erkek, laboratuardan, "Hamilesin" sonucu çıkıyor. Bizim tesbitlerimiz bu kadar gevşek. Adam yorgun akşama kadar uğraşmış, fark edemiyor. Biliyorsunuz Türkiye Cumhuriyetinde din sorulmaz, iman sorulmaz. Eskiden nüfus kağıtlarında İslam diye yazıyordu. Kaldırdılar. Şimdi inançsız insanlar da var, inanç düşmanı insanlar da var, memur olabiliyorlar. Hemşire oluyor, doktor oluyor. Bu adam da kasten bunu karıştırabilir. Bu olmadı diyelim, adam yorgun "Bu çocuk bu kadını emdi?", "Süt verdik" diye nasıl tesbit edecek. Nasıl bunun önüne geçecekler. Banka kuracaklarmış. Kadınların sütünü burada toplayacaklar, hangisinin kime verildiğini nasıl tesbit edecekler? Hangi kadından emdiği nasıl bilinecek? Bu nasıl unutulmayacak? Kardeşi kardeşle evlendirecekler. Bizim kökümüze dinamit koymaktır. Geçen günlerde Avrupa Birliği Komisyonundan birisi geldi ve dedi ki, "Kadın konusunda çok gerisiniz". Bu halinizle almayız diyor" açıklamasını yaptı.

Akşit, Adapazarı'nda başına gelen bir olayı da şu şekilde nakletti: "Adam müftülüğe gitmiş. Süt emdiği annenin kızlarından birisiyle evlendiğini yıllar sonra fark ettiğini söylemiş. Müftü, "Boşanın" diyememiş, bana göndermiş. "Benim üç çocuğum var, üç çocuktan sonra, seneler sonra, karımın süt kardeşim olduğunu anladım" dedi. "Defol" git şurdan dedim, derhal ayrılacaksın. Adam dedi ki, "Ben karımı çok seviyorum, ayrılmayacağım". Buyurun cenaze namazına" Bu adam Müslüman, bana soruyor, Allah'tan korkuyor, bunu nasıl çözeceğimi soruyor. Bu bizi yıkar, içimizi boşaltır. Yapamayacağı şeyi niye söylüyorsun. Eğer bunu yaparsa, o çığırdan gelen bütün yanlışların günahını omuzlanır" Kim kötü bir çığır açarsa, kıyamete kadar bütün pislikler onun vebalidir. Peygamberimizin düsturu budur"

"Sütler karışırsa felaket olur ve telafisi olmaz"

Milli Gazete yazarı ve Yalova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ebubekir Sifil, "İslam fıkhının 5 temel özelliğinden bir tanesi nesli koruma altına almaktır. İslam dini anne sütüne ve sütkardeşliğine çok önem vermiştir. Eğer anne sütleri karışırsa bu bir felaket olur ve telafisi olmaz. Çünkü çocuğun midesinden anne sütünden bir başka süt geçtiği an İslâm hukuku devreye girer ve o kaideler uygulanır. Çocuğun sütanneleri karışmış olur" dedi.

Gözler İzmir'de

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, bugün sabah partisinin il yönetimi ve ilçe başkanlarıyla İzmir Gaziemir'de kahvaltı yapacak. Bakan Müezzinoğlu, kahvaltı sonrası Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi'nde Süt Bankası'nın açılışını da yapmayı planlıyor. Gelen tepkileri kulak arkası eden Müezzinoğlu, son dakikada geri adım atmazsa yakın tarihin en önemli ifsad çalışmasına da imza atmış olacak.


Nedim ODABAŞ - 08 Mart 2013 Cuma 06:00
Milli Gazete


mazhar

  • Ziyaretçi
Ynt: "Dini silme projesidir"
« Yanıtla #1 : 08 Mart 2013, 21:36:02 »
Aklımıza gelmeyecek bir durum..!
Nedim bey, önemli bir konuyu ele almış. Ona ve paylaşana okumamıza sebeb oldukları için teşekkür ederim.

mazhar

  • Ziyaretçi
Anne sütü bankası iptal mi edildi ertelendi mi?
« Yanıtla #2 : 08 Mart 2013, 23:07:37 »
Bugün ilki İzmir'de açılması beklenen ve tüm hazırların tamam olduğu iddia edilen Anne Sütü Bankası'nın açılışı ertelendi. Ertelmeyi Neo Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu duyurdu.


İzmir'de açılması planlanan Türkiye'nin ilk anne sütü bankasının ertelenmesini duyuran Bakan Müezzinoğlu;  İzmir Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde kuruluş çalışmaları devam eden projeyle ilgili ‘Sürecin tedbir, hukuk, kayıt sistematiği üzerinde çalışmamız gerektiği için projenin uygulanmasında bir süre gecikme olacak"' şeklinde açıkladı.
 
PEKİ ŞİMDİ NE OLACAK?
 
Gıda Hareketi'nin günlerdir sürdürdüğü karşıt kampanyanın ertelemede ne denli etkili olduğu bilinmez elbette. Ancak süreç uzadıkça toplumun değişik kesimlerinde farklı tepkiler gelmekte idi. Tepkiler dozunun sertleşmesi üzerine önceki gün Ak Partili eczacı ve doktor milletvekilleri Mehmet Ali Şahin ve Sağlık Bakanı başkanlığında bir araya gelerek bir değerlendirme toplantısı yapmıştı. Toplantıya katılan milletvekillerinden bazılarının projeyi eleştirdiği ve toplantının gergin geçtiği öğrenildi.
 
YUMUŞAK GEÇİŞ Mİ?
 
Sağlık Bakanlığı'nın ertelemesi iptal anlamı taşımıyor, ancak iptal de ihtimal dışı değil. Hükümetin önünde 4 seçenek bulunuyor.
 
Bir: Başbakan Erdoğan herkesin beğenisini toplayacak yönelikte bir eleştiri açıklaması yapıp konu kapatılabilir.
 
İki: Bakan projenin iptal edildiğini duyurabilir.
 
Üç: Süreç uzatılıp, kamuoyunun tepkisi azalınca sessiz sedasız açılabilir. Hatta proje başlamış ancak ertelenmiş gibi gösteriliyor da olabilir.
 
Dört: Tepkilere rağmen toplumla inatlaşılıp açılabilir.
 
Bunların hepsi mümküm elbette. Ancak projenin parti içinde ve teşkilatlarda bile huzursuzluk meydana getirdiği düşünülürse birinci seçenek en mümkün seçenek gibi gözüküyor. Sonunda fatura Bakana kesilip unutturulabilir.
 
Sonucu ne olacağını bekleyip görmeyeceğiz. Biz, Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi olarak, projenin iptal edildiği bilgisini alana dek mücadeleye devam edeceğiz. Açılsa da kapanıncaya kadar yılmak yok yola/mücadeleye devam!
Sağlık Bakanlığı çıldırmış olmalı
 
Bir haber geldi: Kardeşinle evlenmişsin…
 

Prof Dr Cevat Akşit: Anne sütü bankası dini silme projesidir!
 
Sağlık Bakanı: Diyanet anne sütü bankasına izin verdi
 

Hasan Karakaya: Ya Süt Bankasının başındaki adam sütü bozuk ise!

Mehmet Ali Bulut
: Bu nasıl bir cüret böyle!
 
Emine Şenlikoğlu: Anne sütü bankasının bir adım sonrası sperm bankası
 
Prof Dr faruk Beşer: Süt bankaları iyi bir niyetin kötü bir meyvesi olabilir
 
Ayşe Böhürler: Bu mudur dindarlar olarak geleneğe sahip çıkma stratejimiz?
 
Prof Dr Orhan Çeker: Anne sütü bankası büyük vebal
 
Diyanet'ten anne sütü bankası konusunda 2 ayrı yaklaşım
 
gidahareketi.org

mazhar

  • Ziyaretçi
Süt Hısımlığı
« Yanıtla #3 : 11 Mart 2013, 08:50:41 »

Süt Hısımlığı

Bir çocuğun, süt emme çağında kendi annesinden başka bir kadından süt emmesi halinde, bu çocukla süt emziren kadın ve bu kadının hısımları arasında bir süt hısımlığı meydana gelir, aralarında nikâh geçerli olmayıp, evlenmeleri haramdır.

Evliliği Haram Kılan Süt Hısımlığının Şartları:

1- Sütün, bir kadına ait olması gerekir. Bir erkeğin veya bir hayvanın sütü hısımlık doğurmaz. Süt anne, dokuz yaşından daha küçük olamaz. Fakat süt emziren kadının evli veya bakire olması veya kocasının bulunmaması, sonucu değiştirmez. Sütten başka bir şeyi, meselâ; sarı su, kan veya kusuntuyu yemekle süt hısımlığı oluşmaz.

2- Emzirmek ağız veya burun yoluyla olmalıdır. Sütün, emen çocuğun midesine ağzından veya burnundan bir şekilde ulaşması gerekir. Çünkü süt, ancak bu iki yoldan boğaz yoluyla mideye ulaşır ve gıdalanma meydana gelir. Sütü memeden emmekle, bir emzik, kap veya bardaktan, biberondan içmek birdir.

Çocuk memeyi ağzına alır, fakat süt emip emmediği bilinmezse, süt hısımlığı oluşmaz. Yine sütü bulunmayan bir kadının memesini ağzına almış olan bir çocuk hakkında da süt emme hükmü oluşmaz. Çünkü şüphe ile hüküm sabit olmaz.

İdrar yollarına, göze, kulağa veya bir yaraya akıtılacak kadın sütü ile süt hısımlığı oluşmaz. Yine aşağıdan yani dübürden hukne suretiyle verilen süte itibar olunmaz.

3- Hanefi ve Mâlikîlere göre süt emme miktarı az olsun çok olsun sonuç değişmez. Az miktarda bir kerre emmekle de süt hısımlığı sabit olur. Çocuğun midesine inecek kadar emme yeterlidir. Bundan da maksat alınan sütün çocuğun bünyesine dâhil olmasıdır.

Çünkü konu ile ilgili âyet-i kerime ve hadis-i şeriflerde emme miktarı ve sayısı belirlenmemiştir.

Şâfiî ve Hanbelîler ise beş ayrı emmeyi şart koşarlar. Onlar da, beş defa emme ile ilgili, tilaveti de neshedilen ayet-i kerimeyi delil kabul ederler. Hanefi ve Mâlikîler ise, konu ile âyet-i kerimenin yalnız tilavetinin değil, hükmünün de neshedildiği görüşündedirler.

4- Sütün başka bir sıvı ile karışmaması gerekir. Süt başka bir sıvı ile meselâ suya, ilâca veya hayvan sütüne karışırsa, çok olanı esas alınır. Süt daha fazla veya müsavi ise süt hısımlığı doğurur. Fakat yemek ile karıştırılmış olan kadın sütü, galip ve pişmemiş bulunsa da bununla süt hısımlığı gerçekleşmez.

Yine bir kadının sütü peynir, yoğurt veya ayran yapılıp çocuğa verilse bununla süt hısımlığı hükmü sabit olmaz.

Bir kadının sütü başka bir kadının sütü ile karıştırılarak çocuğa içirilse, her iki kadından da süt hısımlığı doğar. Sütlerin eşit veya birisinin eksik ya da fazla olması, sonucu değiştirmez. Çünkü sütler bir cinstir. Aynı cinsten iki şey arasında galipliğin hükmü bulunmaz.

5- Ekseri fukahaya göre: Süt hısımlığı doğuran sütün ilk iki yaş içinde emilmesi gerekir. Çünkü âyet-i kerimede:

“Emzirmeyi tam yapmak isteyen için anneler çocuklarını tam iki yıl emzirsinler...” buyurulmuştur. Bir anneden doğmuş olan çocuklarla ilgili olan bu hüküm, süt emen diğer çocukları da kapsar.

İmam-ı Azam Ebû Hanife’ye göre ise emme süresi 30 aydır. Delili şu âyet-i kerimedir:

“... Çocuğun ana karnında taşınması ile sütten ayrılmasının süresi otuz aydır...” Burada 30 ay, hem gebeliğin, hem de sütten ayrılmanın ayrı ayrı süresidir.

Fakat ekseri fukahaya göre ise, ayet-i kerimede: İki yıl emme süresi ile gebeliğin en kısa süresi olan altı ayın toplamı verilmiştir. Nitekim sütten ayrılmanın iki yıl olduğunu belirleyen başka bir âyet-i kerimede de şöyle buyurulur:

“Biz insana, ana-babasına iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Çünkü anası onu hamileliğin getirdiği nice sıkıntılara, güçlüklere katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur...”

Bu müddet içinde emilecek süt ile süt hısımlığı sabit olur. Süt emme müddetinden sonra mideye giden bir süt ile süt hısımlığı hükmü sabit olmaz.

Bundan dolayı üç, beş yaşında bir çocuk, herhangi bir kadından süt emse veya bir erkek kendi hanımının sütünü içse bununla aralarında süt hısımlığı gerçekleşmez.

Süt emme müddetinden sonra herhangi bir çocuğu emzirmek, mubah değildir. Çünkü süt, insanın bir cüzü mesabesindedir. Onunla zaruret olmadıkça faydalanma caiz görülemez.
Mehmet Talu Habervaktim.com

Çevrimdışı Günbatımı

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 2490
  • Görelim Mevlâ'm neyler, neylerse güzel eyler...
Ynt: "Dini silme projesidir"
« Yanıtla #4 : 11 Mart 2013, 14:01:33 »
Tüp bebek olayının bile suistimal edilip, gelecekte sorun olacağı endişesini taşırken bir de bu çıktı. Rabb'im fırsat vermesin inşaAllah.

Ancak Efendimiz aleyhisselam döneminde de süt anneliğin-kardeşliğin yaygın olduğunu pek çok kaynaktan okumuştum. O zamanki adetlere göre yeni doğan bebekler şehre gelen süt annelere verilir, hem beslenebilmeleri hem de Arapçayı iyi öğrenebilmeleri istenirmiş. Acaba o zamanlar nasıl kayıt tutulmuş, nasıl sorun yaşanmamış?  (İslam dini henüz gelmediği için şimdiki kurallar geçerli olmayabilir mi?)
Dua'sız üşürmüş yürekler!
Sana bir dua eden olsun, senin de bir dua ettiğin...
Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan,
Sana ummadık kapılar açan.
Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan...


Hz. Mevlana 

mazhar

  • Ziyaretçi
Süt ve Süt Bankası
« Yanıtla #5 : 13 Mart 2013, 23:06:33 »



Meğer Denenmiş ve Tutmamış

Süt Bankası Projesi’ni ilk deneyen Prof.’tan Sağlık Bakanı’na çağrı: “Tutmaz, vazgeçin

13 Mart 2013 Çarşamba 09:33


Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun askıya alındığı açıklamasının ardından yeniden gündeme getirdiği “Süt Bankası Projesi”nin Türkiye’de bundan 22 yıl önce denendiği; ciddi problemler doğurduğu için yürümeyen projenin sonlandırıldığı ortaya çıktı.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, İslâmî ve genetik açıdan birçok sıkıntıyı beraberinde getireceği eleştirileri üzerine “askıya alındığını” açıkladığı “anne sütü bankası projesi”ni yeniden gündeme getirerek, “Yarından sonra bu çalışmaları planlayacağız. Sürecin olabildiğince hızlı olmasını istiyoruz” derken, projenin Türkiye’de bundan 22 yıl önce denendiği; ciddi problemler doğurduğu için yürümeyen projenin sonlandırıldığı ortaya çıktı.

HABERVAKTİM’E KONUŞTU

1991 yılında SSK Göztepe Hastanesi’nin başhekimliğini yaptığı dönemde ilk defa Türkiye’de süt bankası projesini başlatan Prof. Dr. Koptagel İlgün Habervaktim’e konuştu. Süt Bankası Projesi’nin o dönemde yürümediğini dile getiren İlgün, Sağlık Bakanlığı’ndan bu tecrübenin göz önünde bulundurmasını istedi.

“DENEDİK VE SONRADAN KALDIRDIK”

1991 yılında iyi niyetle böyle bir proje başlattıklarını belirten İlgün, kendilerinin başlattığı süt bankasının bakanlığın hedeflediğinden çok daha dar kapsamlı olmasına rağmen pek çok problemle karşılaştıklarını dile getirdi. İlgün, “Bakanlık bunu Türkiye geneline yaymak hedefinde. Ancak biz bu uygulamayı bir hastanede, daha dar kapsamda başlatmamıza rağmen ciddi problemler ortaya çıktı. Bu işin kontrolü, takibatı zor. Bizler, teknik alt yapı eksikliği de yaşadık. Bunun gibi sebeplerden dolayı projeyi kaldırdık.” dedi.

“O GÜNKÜ PROJE İLE BENZERLİKLER VAR”

Türkiye’de bu projeyi daha önce uyguladıklarından dolayı bu tecrübenin dikkate alınması gerektiğini kaydeden İlgün, bakanlığı uyardı. Kendilerinin de Anadolu’daki süt kardeşliğini model aldıklarını belirten İlgün, o dönemki proje ile şu an uygulanmak istenen projenin benzerliklerine dikkat çekti. İlgün, “Bu proje Türkiye’de denendi ve tutmadığı için kapatıldı” diye konuştu.

İSLAM BU KONUDA ÇOK HASSAS


Öte yandan, İslam’a göre süt annelik ciddi dini hükümlere bağlanmış durumda. Bir çocuk, annesi dışında bir kadını süt emme süresi içinde bir kere bile olsa emerse o kadın emen çocuğun sütannesi oluyor. Böylece süt annelik ve süt kardeşlikten doğan hükümler de başlıyor.  İslam’a göre haram olan yalnızca sütkardeş ile evlenmek değil.

KAN BAĞI İLE HARAM OLAN, SÜT BAĞI İLE DE HARAM

Sütannenin sütünün gelmesine vesile olan eşi, başka bir deyişle hamile kaldığı ve çocuğunu dünyaya getirdiği eşi,  çocuğun sütbabası oluyor. Böylece emen çocuk kız ise süt babasıyla evlenemiyor. Kan bağı olarak birbirine haram olanlar süt bağında da birbirine haram. Yani kişiye, sütanneliği ile oluşmuş olan süt hala ve süt kardeşin çocukları ile evlenmek de yasak.

Habervaktim.com