Gönderen Konu: “Dinin temel direği fıkıh ilmidir”  (Okunma sayısı 5613 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
“Dinin temel direği fıkıh ilmidir”
« : 26 Aralık 2009, 06:40:43 »

Son yıllarda, fıkıh kitaplarına, özellikle de ilmihal kitaplarına karşı; aşağılama, gözden düşürme faaliyetleri göze çarpıyor. Öyle şeyler anlatılıyor ki, sanki ilmihal kitapları hadis-i şeriflere, âyet-i kerimelere dayanmıyor; yazanlar kendi görüşlerini din diye yazmışlar!.. Bu yalanlara, iftiralara karşı, kısaca ilmihal nedir, fıkıh nedir? bunun üzerinde durma zarureti hasıl oldu...

Her Müslümanın, imân, amel ve ahlâk ile ilgili, öğrenmesi ve yapması lâzım olan bilgileri ihtiva eden kitaplara “İlmihal” denir. İlmihâllerle zaruri din bilgileri verilir. Bu bilgileri öğrenmeyen bir kimsenin dînin emirlerini doğru bir şekilde yerine getirmesi mümkün değildir.

DİN, İLMİHAL’DEN ÖĞRENİLİR

İlmihâl kitaplarında önce îtikâd (îmân) bilgilerine yer verilmiştir. Çünkü, inanılacak şeyler, dînin esâsını teşkil eder. Burada imanın altı şartı, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği şekilde anlatılır. Sonra İslamın beş şartı; ibâdet, helâl ve haram bilgileri anlatılır. Bundan sonra da, İslâm ahlâkından bahsedilir. Bu kısım, kalbi kötülüklerden temizlemenin, kısaca iyi bir Müslüman olmanın yollarını öğretir.

İlmihâl kitaplarının kaynağı, fıkıh kitaplarıdır. Fıkıh bilgileri, edille-i şeriyye denilen, “Kur’an-ı kerim”, “Hadis-i şerifler”, “İcmâ” ve “Kıyâs”tan çıkarılır. Dînin hükümlerini bu dört kaynaktan çıkartan müctehid âlimlere “Fakîh” denir.

Müctehid olmayanların doğrudan doğruya bu dört kaynaktan fıkıh bilgisi öğrenmeleri imkânsızdır. Bunun için din bilgileri ancak fıkıh kitaplarından öğrenilebilir. Cehenneme gidecekleri hadîs-i şerîfte bildirilen “Yetmiş iki sapık fırka” âlimleri, Kur’ân-ı kerîmden yanlış ma’nâ çıkardıkları için sapıttılar. Âlimler sapıtınca, âlim olmayanların Kur’an-ı kerimden, hadis-i şeriflerden dinini öğrenmeye kalkışması felâket olur. Kur’ân-ı kerîmin hakîkî ma’nâsını öğrenmek isteyen, Ehl-i sünnet âlimlerinin kelâm, fıkıh ve ahlâk kitaplarını okuması lâzımdır.

Halk için yazılmış olan ve herkesin bilmesi ve yapması gereken iman, ahlâk ve fıkıh bilgilerini kısaca ve açıkça anlatan kitaplara “İlmihâl“ kitapları denilmiştir. Her Müslümanın, evinde mutlaka muteber ilmihâl kitabı bulundurması, dinini ilmihâl kitaplarından öğrenmesi şarttır.

İlmihâl kitabını alırken de rastgele almayıp, nakli esas alan, kafasına göre yorum yapmayan, dînini bilen, seven ve kayıran mübârek insanların kitaplarını alıp, çoluk çocuğuna öğretmek her Müslümanın birinci vazîfesidir. Kendilerine aydın din adamı ismini ve süsünü veren câhil ve sapık kimselerin sözlerinden ve yazılarından din öğrenmeye kalkışmak, kendini Cehenneme atmak demektir.

İBADETLERİN EN KIYMETLİSİ

Bunun için dinimiz fıkıh bilgisine çok önem vermiştir. Bir kimse Kur’ân-ı kerîmi, ihtiyaç miktarı ezberledikten sonra, fıkıhla meşgûl olmalıdır! Çünkü, Kur’ân-ı kerîmi ezberlemek farz-ı kifâye, fıkhın kendine lâzım olan miktarını öğrenmek ise farz-ı ayndır. Peygamber efendimiz, “İbâdetlerin en kıymetlisi fıkhı öğrenmek ve öğretmektir.” “Her şeyin dayandığı direk vardır. Dinin temel direği, fıkıh ilmidir” buyurmuştur.

Kur’an-ı kerimde, Resulullaha ve âlimlere uymamız emrediliyor. Peygamber efendimiz de, “Âlimlere tabi olun” buyuruyor. O hâlde, Allahü teâlânın emrine uyarak, âlimlere tabi olmamız, uymamız şarttır. Bu vesîkalardan anlaşıldığı gibi, din ancak, bu âlimlerin kelâm, fıkıh ve ahlâk kitaplarından ve bu ilimlerin bir araya getirildiği, toplandığı ilmihâl kitaplarından öğrenilir.

Asırlardır, İslamiyet böyle öğrenildi, bu yol sayesinde bozulmadan bize kadar geldi. İslamı yok etmek isteyen güçler acı tecrübelerden sonra bunun farkına vardılar. Bunun için, saldırılarını İslam âlimlerine ve bunların yazdığı fıkıh ve ilmihal kitaplarına yönelttiler. Biliyorlar ki, bu kitaplar halkın gözünden düşürülürse, Müslümanlar arasındaki bütünlük bozulacak, Müslümanlar birbirini yiyip bitirecek. Böylece, asırlardır top, tüfek ve diğer bütün güçleri ile yapamadıklarını hiçbir sıkıntıya girmeden yaptırmış olacaklardır.

Mehmet Oruç

Çevrimdışı alıntı

  • Yeni üye
  • *
  • İleti: 30
Ynt: “Dinin temel direği fıkıh ilmidir”
« Yanıtla #1 : 26 Aralık 2009, 10:08:00 »
Çok gerekli bir yazı, Allah(CC) Razı Olsun..

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
“Pis borudan şifâ gelmez”
« Yanıtla #2 : 14 Şubat 2010, 08:22:01 »
Allahü teâlânın beğendiği İslâm dînini öğrenmek, Resûlullah efendimizin bildirdiklerine sarılarak dünyâda ve âhirette huzûra, saâdete kavuşmak, ancak Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını veya bunların kitâplarından toplanan İlmihâl kitâplarını okumakla mümkündür. Kur’ân-ı kerîmin hakîkatini, yalnızca Ehl-i sünnet âlimleri anlamış ve binlerce kitâp yazarak bu hakîkatleri bildirmişlerdir.

Ehl-i sünnet i’tikâdını ve ilm-i hâlini öğrenmeyen, çocuklarına öğretmeyenler, Müslümânlıktan ayrılmak, inkâr felâketine düşmek tehlikesindedir. Resûlullah efendimiz;

(İlim bulunan yerde Müslümânlık vardır. İlim bulunmayan yerde Müslümânlık kalmaz) buyurmuşlardır.


MÜSLÜMANIN BİRİNCİ VAZİFESİ

Ölmemek için, yemek, içmek lâzım olduğu gibi, kâfirlere aldanmamak, dinden çıkmamak için de, dînini, îmânını, doğru olarak öğrenmek lâzımdır.

Ecdâdımız, her zamân toplanır, ilmihâl kitâplarını okurlar ve böylece dinlerini doğru olarak öğrenirlerdi. Böyle yaparak Müslümân kalmışlar, İslâmiyyetin zevkini almışlar ve bu saâdet ışığını bizlere, doğru olarak ulaştırabilmişlerdir. Bizim de Müslümân kalmamız, çocuklarımızı kurtarmamız için, birinci ve en lüzûmlu çâre, her şeyden önce Ehl-i sünnet âlimlerinin hâzırladığı ilmihâl kitâplarını okumak ve öğrenmektir. Çocuğunun Müslümân olmasını isteyen ana-baba, çocuğuna Kur’ân-ı kerimi, lâzım olan ilmihâl bilgilerini öğretmelidir.

Herkesin bilmesi, yapması gereken kelâm yani îmân, ahlâk ve fıkıh bilgilerini kısaca ve açıkça anlatan kitâplara İlm-i hâl kitâpları denir. Dînini bilen, seven ve kayıran mübârek insanların ilm-i hâl kitâplarını alıp, çoluğuna ve çocuğuna öğretmek, her Müslümânın birinci vazîfesidir. Kendilerine din adamı ismini ve süsünü veren câhil, sapık bir kimsenin sözlerinden, yazılarından din öğrenmeye kalkışmak, kendini Cehenneme atmak demektir.

Herkes, hangi sebebe başvurursa, o sebebin vâsıta kılındığı şeye kavuşur. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâplarını okuyan, Müslümânlığı doğru olarak öğrenir, sever ve iyi bir Müslümân olur. Dinsizlerin arasında yaşayan, onların sözlerini dinleyen, din câhili olur. Din câhillerinin çoğu da, kâfir olur.

İnsan hangi yerin vâsıtasına binerse, oraya gider. “Her çömlek, içinde olan şeyi sızdırır” sözü meşhurdur. Gülistâna giden, gül koklar, çöplükte yetişen Ebû Cehil karpuzu, elbette fenâ koku saçar. Resûlullah efendimiz;

(Çöplükte biten gülleri koklamayınız!) buyurmuştur.

Dünyâda ve âhirette saâdete kavuşmak isteyenler, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâplarını okumalıdır. İslâmiyyette, çözülemeyecek hiçbir mesele yoktur. Ehl-i sünnet âlimleri, kıyâmete kadar yapılacak olan her işin, her yeniliğin, her buluşun, insanların saâdetleri için kullanılabilmeleri yollarını, Kur’ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden çıkarmışlar, kitâplarına yazmışlardır. Kendi akıllarına güvenerek, Kur’ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden mânâ, hüküm çıkarmaya kalkışanlar, yanılır, aldanır ve Ehl-i sünnetten ayrılırlar. Ehl-i sünnetten ayrılan da, yâ sapık veyâ kâfir olur. Abdülhâlık Goncdüvânî hazretleri Vasıyyetnâme kitâbında buyuruyor ki:

“Sana vasıyyet eylerim ey oğul ki, her hâlinde ilim, edeb ve takvâ üzere ol! İslâm âlimlerinin kitâplarını oku! Fıkıh ve hadîs öğren! Câhil tarîkatçılardan sakın!”


OKUNAN KİTABA DİKKAT ETMELİ!..

Netice olarak, okunan kitaba çok dikkat etmelidir. Kitabın içindekilerden daha çok yazarı mühimdir. Zira kalbden çıkanlar, kalblere tesir eder. İtikadı bozuk olan bir kimsenin yazdığı kitabı okuyan, o kitabı yazandan etkilenip itikadı bozulabilir. Din büyükleri; “Pis borudan şifâ gelmez” buyurmuşlardır. Vücûdumuzun gıdâsını almakta dikkat ettiğimiz gibi, rûhumuzun gıdâsını almakta da dikkat etmeliyiz, hatta daha çok dikkatli olmalıyız. Rûhun gıdâsı ilimdir, dindir, ibâdetlerdir. Bedenine bozuk gıdâ alan ölür, rûhuna bozuk gıdâ alan kimse ise, îmânını kaybeder. Yemeğin nasıl ki temiz olmasına dikkat ediyorsak, okuyacağımız kitabı da iyi seçmeliyiz. Kitabı yazan, yazdıklarından önemlidir.

Osman Ünlü

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Fıkıh öğrenmenin önemi ve zarureti
« Yanıtla #3 : 26 Ekim 2010, 17:46:34 »
Fıkıh, İslamiyeti bilmek, anlamak demektir. Fıkıh ilmi, insanların yapması ve yapmaması lazım olan işleri bildirir. Hadis-i şeriflerde, “Allah indinde en üstün kimse fakihtir.”, “İbadetlerin en kıymetlisi fıkhı öğrenmek ve öğretmektir.”, “Âlimlerin en hayırlısı fıkıh âlimleridir” buyuruldu.

Fıkıh bilgileri, Kur’an-ı kerimden, hadisi şeriflerden, icma-ı ümmetten ve kıyasdan meydana gelmektedir. Kur’an-ı kerimin hakiki manasını anlamak, öğrenmek isteyen bir kimse, din âlimlerinin kelam, fıkıh ve ahlak kitaplarını okumalıdır. Bu kitapların hepsi, Kur’an-ı kerimden ve hadis-i şeriflerden alınmış ve yazılmıştır. “Kur’an tercümesi” diye yazılan kitaplar, doğru mana veremez. Okuyanları, bunları yazanların fikirlerine, düşüncelerine ve maksatlarına esir eder ve dinden ayrılmalarına sebep olur.

İbni Abidin’de buyuruluyor ki: “Fıkıh bilgisi, ekmek, su gibi, herkese lazımdır. Bu bilginin tohumunu eken, Abdullah ibni Mesud olup, Eshab-ı kiramın yükseklerinden ve en âlimlerinden idi. Bunun talebesi Alkame bu tohumu sulayarak, ekin hâline getirmiş ve bunun talebesinden olan İbrahim Nehai, bu ekini biçmiş, yani bu bilgileri bir araya toplamıştır. Hammad-ı Kufi, bunu harman yapmış ve bunun talebesi olan İmam-ı azam Ebu Hanife ve talebeleri öğütmüş, hamur yapmış ve pişirmişlerdir. Böylece hazırlanan lokmaları, insanlar yemektedir. Bu bilgileri öğrenip dünya ve ahiret saadetine kavuşmaktadırlar...

Ahmed Tahtavi hazretleri buyuruyor ki: Fıkıh âlimlerinden bir karış ayrılan dalalete düşer. Sivad-ı a’zam, fıkıh âlimlerinin yoludur. Fıkıh âlimlerinin yolu da, Resulullah efendimizin ve Hulefa-i raşidinin yoludur. Kurtuluş, Ehl-i sünnet vel cemaat fırkasındadır. Fırka-i naciyye, bugün dört mezhepte toplanmıştır. Bu zamanda bu dört hak mezhepten birine uymayan, bid’at ehlidir.

Muhammed Hadimi hazretleri buyurdu ki: “Dindeki dört delil, müctehid âlimler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdiği hükümdür. Çünkü biz, âyet ve hadisten hüküm çıkaramayız. Bunun için, mezhebimizin bir hükmü, âyet ve hadise uymuyor gibi görünse de, mezhebimizin hükmüne uyulur. Yahut başka bir âyet veya hadisle değişmiştir, yahut tevil edilmesi gerekir. Bunları da ancak müctehid âlimler anlar. Bunun için tefsir ve hadis değil, âlimlerin kitaplarını okumak gerekir.”

Dört mezhebin kelam kitapları aynı olup, fıkıh kitapları başka başkadır. Herkesin bilmesi, inanması ve yapması gereken kelam (yani iman) ve ahlak ve fıkıh bilgilerini kısaca ve açıkça anlatan kitaplara “İlmihal” kitapları denir. Dinini bilen ve seven ve kayıran mübarek insanların ilmihal kitaplarını alıp, çoluğuna ve çocuğuna öğretmek, her Müslümanın birinci vazifesidir. Kendilerine din adamı ismini ve süsünü veren cahil ve sapık kimselerin sözlerinden ve yazılarından din öğrenmeye kalkışmak, kendini Cehenneme atmaktır.

Gerçek müslüman olmak için

Kur’an-ı kerim, İslâmiyetin temel kitabıdır, anayasasıdır. Bunu, Resulullahın, müctehid imamların ve diğer âlimlerin sözleri açıklar, tatbikini sağlar. Kur’an-ı kerimden başkasını kabul etmemek, bir devletin anayasasının dışındaki bütün kanunlarını, tüzüklerini, yönetmeliklerini, genelgelerini kabul etmemek, onları yok saymak gibidir.

Bugün biri çıkıp böyle bir iddiada bulunsa, ben anayasadan başka bir şey tanımam dese, bu konuşması iyiye alamet görülmeyip hemen akıl hastanesinde tedaviye alınır.

Fıkhı öğrenmek her Müslümana farz-ı ayndır. Fıkıh âliminin Müslümanlara sağladığı faydanın sevabı, cihad sevabından çoktur. Ehl-i sünnet itikadını ve farzları, haramları öğrenmek farzdır. Bunlar, ancak fıkıh kitaplarından öğrenilir. Fıkıh, âyet ve hadislerden çıkarılmıştır.

Hadis-i şerifte, “Fıkhı bilmeden ibadet eden, gece karanlıkta bina yapıp, gündüz yıkana benzer” buyuruldu. İmam-ı Malik hazretleri, “Fıkıh öğrenmeyip, tasavvuf ile uğraşan, dinden çıkar, “zındık” olur. Fıkıh öğrenip tasavvuftan haberi olmayan “Bid’at sahibi” olur. Her ikisini edinen, hakikate varır gerçek Müslüman olur, buyurdu.

Fıkıh, salih kimselerin yazdığı ilmihallerden öğrenilir.

mehmet oruç

Çevrimdışı iniz_hay

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 176
Ynt: “Dinin temel direği fıkıh ilmidir”
« Yanıtla #4 : 27 Ekim 2010, 00:18:34 »
inşaAllah kardeşim
çok değerli bir yazı gerçekten de
dua:Allamümme! teveffeni müslimen ve elhıknii bissalihiyn.
manası: ey benim Allahım.müslüman olarak canımı al ve salih kimselere ilhak eyle
ayırma.
amiiiin..

Çevrimdışı Tuğra

  • popüler yazar
  • ******
  • İleti: 6599
Ynt: “Dinin temel direği fıkıh ilmidir”
« Yanıtla #5 : 30 Mart 2011, 21:35:18 »
Teşekkürler İsra
〰〰〰〰🐠

Çevrimdışı Mücteba

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 9214
  • "En büyük keramet, istikâmet üzere olmaktır..."
Ynt: “Dinin temel direği fıkıh ilmidir”
« Yanıtla #6 : 28 Şubat 2012, 11:38:55 »

"Euuzü billâahi mineşşeytaanir raciym Bismillâahi'r- rahmâani'r - rahıym"

Hicri   : 6 Rebiü'l-Ahir 1433
Rumi   : 15 Şubat 1427
Miladi  : 28 Şubat 2012 Salı

“İnsanlardan korkusu, kişiyi hak bildiği şeyi yapmaktan alıkoymasın.”
(Hadîs-i Şerîf, Müsned-i Ahmed)