Gönderen Konu: Diyetiniz 'mahalle baskısı'na kurban gitmesin!  (Okunma sayısı 2874 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı İsra

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 7482
Diyetiniz 'mahalle baskısı'na kurban gitmesin!
« : 22 Mayıs 2011, 06:01:12 »

Başlanan diyetler bozulmak için bahane bekliyor. Herşey ve herkes diyet insanını yemeye teşvik ediyor. 'Mahalle baskısı' diyetinizi katletmemesi için sabotaj cümlelerini tanımak ve ona göre tedbir almak gerekiyor. Diyetisyen Gizem Tutar diyetteki mahalle baskısını konuştuk.

Diyet sezonu açıldı. Siz de bu defa 'pazartesi başlayıp salı biten' cinsten olmasın diye tüm tedbirleri aldınız. Beslenme uzmanına gidip bünyenize uygun zayıflama programına karar verdiniz. Yolunuzda kararlılıkla ilerlerken, yavaş yavaş raflardaki yerini almaya başlayan envaiçeşit dondurma ve mis gibi pasta böreklerle aranıza mesafe koymayı da başardınız.

Yani sizden kaynaklanabilecek bir arıza yok. Ya konu komşu ve arkadaş çevreniz? Hayır, 'Onları da alıp diyetisyene hep beraber gidin.' demiyoruz. 'Ölümü gör', 'Diyeti bıraktığında iki katını geri alırsın' gibi ısrarlı ikramlardan ya da 'Bu hafta kaç kilo verdin?' gibi bunaltıcı sorulardan söz ediyoruz. 'Mahalle baskısı'nın diyetinizi katletmemesi için bu tarz sabotaj cümlelerini tanımak ve ona göre tedbir almak gerekiyor. Zayıflama yolculuğunuz boyunca başa çıkmanız gereken yorumlar ve hazırlıklı olmanız gereken soruları diyetisyen Gizem Tutar'dan dinledik.

"Sen iyisin böyle": Kaç kilo olursanız olun, arkadaşlarınız diyete girdiğinizi duyduğunuz anda ağız birliği etmişçesine başlarlar bu cümleyi söylemeye. Gözlerini 'hassas kantar' teraziyle bir tutan bu zatlar, bir bakışta kilomuzun normal ve boyumuza göre orantılı olup olmadığını hatta vücudumuzdaki yağ oranını bile belirler. Böyle durumlarda, sadece teşekkür edip sessiz kalmak yeterli.

"Bu hafta kaç kilo verdin?" sorusu insanı çileden çıkarmaya yeter. Ama çoğu zaman nezaketi bozmamak için, içinizden geçirdiğiniz 'Sana ne!' cevabını vermek mümkün değil. Kilo vermenizin yavaşladığı ya da hiç kilo veremediğiniz haftalarda etrafınızdakileri değil, kendinizi ikna etmeye çalışın. Belirlediğiniz gerçekçi hedeflere zamanında ulaşıp ulaşamadığınıza bakın. Eğer ulaşmışsanız, en önemlisi de bu süreçte beslenme alışkanlıklarınızı geliştirdiğinizi hissediyorsanız, moral bozmadan yola devam. "Gayet iyi gidiyor" gibi bir cevap bu soruları durdurabilir. Bu da çözüm olmazsa, bu konuda konuşmak istemediğinizi veya sayılara takılmadığınızı söyleyin.

"Ölümü gör": Komşu ve akraba 'gün'lerinde bu cümle eşliğinde sunulan ısrarlı ikramlar insanı çıldırtma noktasına getirebilir. İnsanın ilk anda aklına 'Yersem sen de benim ölümü gör' demek gelse de sakin olmakta fayda var. Bunu doğrudan değil de, "fazla kiloların ve fazla yağ oranının kronik hastalıklara sebep olduğundan ve bundan kaynaklanan ölüm oranının dünyada ne kadar arttırdığından" bahsederek anlatırsanız aynı kapıya çıkmış olur. Nezaketi elden bırakmamış olursunuz.

"Sen diyeti bırak, görürsün 2 katını geri alacaksın": Diyet yapıyorsanız üzerinize kâbus gibi çöken bu cümleyi de sık sık duyacaksınız demektir. Bu paranoyadan kurtulun. Diyet sonrası, kilo koruma programınızı aksatmadan uygulayıp, harcadığınız kalori miktarını aşmayacak şekilde beslendiğinizde verdiğiniz kiloları almanız için hiçbir sebep yok. Önemli olan, hangi besini, hangi miktarda ve ne sıklıkta tükettiğiniz.

"Bir kereden bir şey olmaz": En çok gelebilecek ısrarlardan biri. Sabah okul arkadaşınızla kahvaltı ettiğinizi, öğlen iş yemeğine çıktığınızı ve akşam da bir akrabanıza yemeğe davetli olduğunuzu düşünün. Üç durumda da çevrenizdekilerden aynı sözü duyma ihtimaliniz çok yüksek. Eğer bu sözle sıkça karşılaşıyorsanız, karşınızdakine günde kaç defa bu sözü duyduğunuzdan bahsedin. Bazen de süreçle dalga geçmek, onu kolayca atlatmanın bir yolu olabilir.

"Fazla zayıflama, hasta olursun": Fazla kiloların sebep olduğu, kalp hastalığı, yüksek tansiyon, damar tıkanıklığı ve bunun gibi rahatsızlıklardan ötürü hayatını kaybeden binlerce insan var. Buna karşın zayıflıktan hastalanıp ölenlere rastlamak pek mümkün değil. Eğer bir diyetisyen gözetiminde, sağlıklı bir beslenme programı ile kilo veriyorsanız hasta olmanız için hiçbir sebep yok. Böyle durumlarda yapmanız gereken, endişelenmek değil herkesi aynı anda mutlu edemeyeceğinizi düşünmek olmalı.

"Yolun çok uzun biliyor musun?": Fazla kilolarınızı bir gecede almadığınız gibi, bir günde veremeyeceğiniz de ortada. Bu yüzden durumu kabullenmekte fayda var. Çevrenizde yolunuzun uzun olduğunu sürekli hatırlatanlar varsa ve bu sizin motivasyonunuzu bozuyorsa, onları uyarmayı deneyin. Hayatınızda hiçbir şeyi bir günde elde etmediğinizi, bu değişimin de bir süreç olduğunu onlara hatırlatabilirsiniz.

zaman