Gönderen Konu: Türk Kahramanlıkları  (Okunma sayısı 2815 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı efsanef

  • araştırmacı
  • ***
  • İleti: 283
Türk Kahramanlıkları
« : 13 Ağustos 2011, 04:33:34 »

Muhterem Müslümanlar!

Büyük Türk Milletinin tarihinde bayram yapılmaya değer nice mutlu olaylar ve büyük zaferler vardır.

   Milletimizin genç-ihtiyar, kadın-erkek, köylü-şehirli olarak şuurlu bir şekilde “Mehmetçik”leşerek bütün güç ve imkanlarını birleştirmek suretiyle sağladığı büyük başarı, onun, tarih sahnesinde layık olduğu yeri dost-düşman herkesin gözleri önüne sermiştir.

   Allah-ü Teala insanoğluna din, vatan, hürriyet, ve iffet gibi birçok değerler ihsan etmiştir. Mümin, bu değerlere sahip olduğu zaman dünyanın en zengin hazinelerine malik sayılır. Bu değerli hazinelerin birçok düşmanları vardır. Bunlar, açık veya gizli saldırılarla, bizi din ve imanımızdan mahrum bırakmak, ırz ve namusumuzu çiğnemek, şerefimizi ayaklar altına almak, vatanımızdan kovmak, insanca yaşama hak ve hürriyetinden mahrum bırakmak isterler.

   Bu değerleri, düşmanlara kaptırıp imansız, hürriyetsiz ve vatansız kalmamak, namus ve şerefi çiğnenmiş bir topluluk haline düşmemek için yüce milletimiz tarih boyunca can-sperane mücadele vermiştir.

Tarihi gerçek ortadadır. Mübarek Anadolumuzun her noktasında, şehit ecdadımızın kanları ile sulanan topraklarımız, düşmanın kirli çizmesi altında çiğnenmekten bu azi ve kararlılık neticesinde kurtulmuştur.

Yüce milletimiz bu tarihi kararı ile bir  taraftan düşmanı Anadolu topraklarından kovarken, diğer taraftan da artık kendi işlerini, başkalarının boyunduruğu ve esareti altında olmadan, kendi iradesi ile yürüteceğini de açıklamıştır.

Her hususta insanlığa rehber olan yüce Peygamberimizin, dünya işlerini tanzim ederken daima Ashabı Kiramla istişarelerde bulunması bizim için güzel bir numune  teşkil etmektedir.

Allah Rasülü özellikle harp işlerinde bu istişarelerine önem verir ve zaferler kazandırırdı. Nitekim Bedir Savaşında alınan esirlerin fidye karşılığında serbest bırakılması, Uhut Savaşında şehir dışında savaşın yapılması, Ahzap gazvesinde Medine etrafında hendek kazılması gibi kararlar hep istişare sonucunda verilmiştir. Dört Halife devrinde de uygulama, istişare esasına uyularak devam etmiş, Dört Halifenin devletin başına geçmeleri de istişare ve seçimle olmuştur.

   Hutbemizin başında okuduğumuz Ayet-i Kerimede Cenab-ı Hak, mealen şöyle buyurmuştur:
   “İş (emir) hususunda onlara danış, bir kere de azmettin mi, artık Allah’a güvenip dayan. Çünkü Allah, kendine güvenip dayananları sever.”

   Yüce dinimizin ortaya koyduğu bu güzellikleri tarih boyu kendisine şiar edinmiş olan milletimiz hürriyet kavramına büyük önem vermiş, bu efsunkâr kelimeye adeta aşık olmuştur.

   Zaman zaman düştüğü bazı sıkıntılardan kurtulup tekrar hürriyetle kucaklaştığı günleri bayram ilan etmiştir.

   İstiklal Marşımızın şu bölümü, kahraman milletimizin hürriyet ve istiklal aşkını, bakınız ne güzel dile getiriyor  :

“Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım,      
  Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım,
  Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım,
  Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.”

« Son Düzenleme: 13 Ağustos 2011, 12:45:29 Gönderen: Tuğra »