Gönderen Konu: Doğru mu, yanlış mı?  (Okunma sayısı 66242 defa)

0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
Ynt: Doğru mu, yanlış mı?
« Yanıtla #120 : 10 Ağustos 2011, 07:53:00 »

( HIGG DEMİŞ BURNUN'DAN DÜŞMÜŞ .) Derler"de kalmıştık devam edelim bakalım ,

Bu söz birini diğer birine benzediğinde kullanılan , kimilerince iğrenç bir benzetme olarak kabul edilen , kimilerin"cede yeni doğmuş bebekler için sempatikçe sarf edilen bir deyim . Burnun"dan düşmüş denmesi ,çirkin gibi algılansada esasen özlü bir benzetmeyi anlatır , yanı aynı hücre"lerden aynı kandan mış gibi benzerlik vurgulanmak istenir , bize göre sakıncalı bir söz değildir deriz .
En iyisini . Hz.Allah bilir .

Geçelim yeni bir söze . ( Acele işe şeytan karışır , )  siz nedersiniz bu işi ?
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı azizistanbul

  • yazar
  • ****
  • İleti: 677
Ynt: Doğru mu, yanlış mı?
« Yanıtla #121 : 10 Ağustos 2011, 23:46:59 »
sekinenin olmadığı yerlerde feyz ve itmi'nan olmayan yerlerde şeytanın olması mümkündür.
جُلُوسُكَ سَاعَةً عِنْدَ حَلَقَةٍ يَذْكُرُونَ اللهَ خَيْرٌ مِنْ عِبَادَةِ اَلْفِ سَنَةٍ

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
Ynt: Doğru mu, yanlış mı?
« Yanıtla #122 : 11 Ağustos 2011, 05:11:16 »
sekinenin olmadığı yerlerde feyz ve itmi'nan olmayan yerlerde şeytanın olması mümkündür.
Evet azizistanbul ğayet güzel anlatmış , bir çok işin açele edildiğinde sarpa sardıgı aşikardır, Lakin acele etmemizin ,
bizlere fayda saglıyacagı yerleride iyi bilmemiz ve göz ardı etmememiz gerekir.

Nebi (SallAllahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

“Benim Uhud dağı kadar altınım olsaydı, ondan bir dinar yanımda olduğu halde üç gece geçsin istemezdim…”

Buhari: 7082


Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- hayırda acele etmenin ehemmiyetini kendi örnek hayatında sergilediği sayısız fazîletlerle tebliğ buyurmuşlardır. Bunlardan birini, Ukbe bin Hâris -radıyallâhu anh- şöyle nakleder:

Bir keresinde Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in arkasında ikindi namazı kılmıştım. Allah Rasûlü selâm verip namazı bitirdi ve sür’atle yerinden kalktı. Aceleyle hanımlarından birinin odasına gitti. Cemaat, O’nun bu telâşından endişe ettiler. Fahr-i Kâinât Efendimiz kısa bir süre sonra döndü. Bu acele davranışı sebebiyle ashâbının meraklanmış olduğunu gördü ve şöyle buyurdu:

“–Odamızda birazcık altın -veya gümüş- olduğunu hatırladım. Beni hayırda acele etmekten alıkoymasın diye hemen dağıtılmasını emrettim.” (Buhârî, Ezân 158, el-Amel fi’s-Salât 18; Nesâî, Sehv 104)

Diğer bir hadîs-i şerîfte de şöyle buyrulur:

“Sadaka vermekte acele edin. Çünkü belâ, sadakanın önüne geçemez.” (Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, III, 110)

Nasıl ki namazın fazîleti ilk vaktinde edâ edilmesinde ise, infâkın fazîletlisi de geciktirilmeden ilk fırsatta yapılmasındadır. Bu nebevî ahlâk, en çok Peygamber vârisi olan Hak dostu âlim ve âriflerin hayatında mâkes bulmuştur. Hasan-ı Basrî Hazretleri’nin şu kıssası, bu hakîkatin pek ibretli bir misâlidir:

Bir derviş, Hasan-ı Basrî Hazretleri’nden bir şey ister. O da hemen ayağa kalkıp gömleğini çıkarır ve dervişe verir. Oradakiler:

“–Ey Hasan, eve gidip oradan bir şeyler verseydin ya!” derler.

Hasan-ı Basrî Hazretleri şöyle cevap verir:

“–Bir defâsında bir muhtaç mescide geldi ve; «Açım!» dedi. Biz gaflet edip hemen yiyecek getirmedik. Onu mescitte bıraktık ve evlerimize gittik. Sabah namazına geldiğimizde bir de baktık ki, zavallı ölmüş. Kefenleyip defnettik.

Ertesi gün, yakaza hâlinde mânevî bir zuhurat olarak, o garibi sardığımız kefenin mihrapta durduğunu ve üzerinde; «Kefeninizi alın, Allah kabûl etmedi!» yazısını gördüm.

O gün; «Bundan sonra bir ihtiyaç sâhibini gördüğümde onu bekletmeyeceğim, hemen ihtiyâcını göreceğim.» diye yemin ettim.”
Hz.Allah bizleri hayırda aceleci kılsın . Amin

Şimdi şu deyimi alalım ele ( Ters tarafından kalkmak ) Kalkmanın tersi düzü olurmu ?
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .

Çevrimdışı mazlum

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 861
  • Allah'a giden tüm yollar.Kalp lerden gecer.
Ynt: Doğru mu, yanlış mı?
« Yanıtla #123 : 12 Ağustos 2011, 04:06:53 »
( Ters tarafından kalkmak ) Kalkmanın tersi düzü olurmu ?

Elbetteki olur İnsan beşeriyeti itibarıyla , bağzan ğafletle yatagına girer ve uyandığında, gafil olarak uyanır dolayısıyla her işi ters gitmeye başlar, o sebeb'dendirki terstenmi solundanmı kalktın denir .
Bizlere yakışan odurki .Hz. Allahı zikrederek , yatar ve kalkarız , Bu beyanda Büyüklerimiz uyumakla ve uyanmakla alakalı , olarak bizlere ne yapmamız gerektirdiğini Şükürler olsunki en güzel şekliyle öğretmiştir.

Şimdide Şu an aklımıza gelen bir deyime bakalım . Hz.Allah'ın izniyle ( Güneş Balçıkla Sıvanmaz'mış  )  lakin sıvamak isteyenler oluyorki ihtiyaç hasıl olmuş bu söze , Ne diyelim elinde biraz güç gören Güneşi bile sıvamayı düşünürmüş .
« Son Düzenleme: 12 Ağustos 2011, 10:38:39 Gönderen: Rahmani »
Bir harf yeter inan, varsa o evde bir insan.

Dost Ararsan Kendine Bak
Dostun Ağlasını Bulursun
Düşman Ararsan Yine Kendine Bak
Düşmanında Ağlasını Bulursun .
vesselam .