*Arabanin lastigi tam akil hastanesinin önünde patlar.*
*Adam arabayi kenara zor** **yanastirir.*
*Sonraki islem malum...
Kriko, stepne, bijon anahtari ve tekeri söker.*
*Ama söktügü 4 adet bijon, yuvarlanip yagmur mazgalina düser.*
*Mazgal açilir gibi degil,*
*Bijonlar görünmüyor bile.*
*Adam bir sagina bakar, bir soluna bakar,*
*çaresiz kaldirima çöker.
Olayi en basindan beri akil hastanesinin demir parmaklikli penceresinden
izleyen bir deli, seslenir;
- Ula salaaak! Sen ne yapiyorsun orda öyle?
- Sorma birader,lastik patladi ve degistirirken bijonlari mazgala düsürdüm.
- Düsündügün seye bak! Diger lastiklerden birer tane bijon çikar. Hepsi 3
bijonlu olsun.** *
*Seni, 1 lastikçiye kadar idare eder.*
* Adam hemen denileni yapar.
Ve akil hastanesindeki deliye seslenir:
- Senin ne isin var timarhanede?*
*Cevap müthistir....
- Biz burada delilik'ten yatiyoruz kardesim, salaklik'tan degil...!*
dolmuşa bindikten yaklaşık 10 dk sonra oldukça bön bi kadın şoföre;
* durak yapar mısınız ? dedi
durumu anlamayan şoför sürmeye devam edince kadın hiddetle şoföre dönüp;
*durak yapar mısınız diyorum,siz hala devam ediyosunuz deyince şoför dayanamayarak;
*hanımefendi ben şoförüm,durağı belediye yapıyor ,şimdi sizin için meslek mi değiştireyim dedi...
)
1) Bir gün arkadasla öyle sersem sersem yürüyoruz. Bir anda yanimizdan son
sürat
bir münibüs geçti. Biz 'Freni patladi' filan demeye kalmadan,minibüs kafadan
elektrik diregine bindirdi.
Hemen kostuk, yardim edelim diye.
Minibüse ulastigimizda manzara suydu. Yolcularin kiminin
kasi açilmis, kiminin dudagi patlamis...
Dagilmis vaziyetteler yani. Ama bir tuhaflik var. Çünkü o hallerine ragmen,
gözlerinden yaslar gelecek sekilde gülüyorlar.
Biz ne yapacagimizi sasirdik. 'Ne oldu?' diye sorduk.
Bir iki tanesi, güçlükle 'So-för, so-för...' diyebiliyor ama yine gülmeye
basliyorlar.
Bu sarsici manzaranin aslini ögrenebilmek için 2-3 dakika geçmesi gerekti.
Meger soför, tükürürken minibüsten düsmüs. Hani, bizim
soförlere özgü, giderken kapiyi açip disari tükürme hareketi vardir ya.
Baba, dengeyi tutturamamis, tükürükle beraber, gümbürt asagi
düsmüs.
Minibüs
de kontrolden çikip direge bindirmis...'' (alinti)
2) Sahil yolundan bostancı istikametinde gitmekte olan dolmuşa yasli bir
bayan biner.bayan tam bir eski istanbul hanimefendisidir. Gerek giyimi,
gerek oturusu, gerek konusmasindakı kibarlik ile çevresindekilerin saygi ve
ilgisini ceker. Teyzemiz gitmek istedigi yer icin parayi uzatır:
- Pardon beyfendi, rahatsız ediyorum ama suradan bir suadiye uzatırsanız cok
memnun olurum.
- Tabi hanfendi, ne rahatsızlıgı ... para şöföre uzatılır ve yolculuk devam
eder. Yaslı ve kibar teyzemizin kıbarlıgı, sık giyimi ve guler yuzu diger
yolcuların icini ısıtmıstır adeta ... Suadiye'ye gelindiginde teyzemiz inmek
ister ve bunu şöföre yine o kibarlıgı ile bildirir:
- Pardon şöför bey, mumkunse musait bir yerde indirir misiniz?
şöför saga yanasır ve kapıyı acar fakat arac hala yavasca hareket halindedir
... Teyzemiz yaslı olması nedeniyle inemez ve dolmuşun tamamen durmasını
bekler. Fakat şöför acelesi varmıscasına yavasca ilerlemekte ve bayanın
inmesini beklemektedir ... Dolmuşun bir turlu tamamen durmamasına kızan
kibar teyzemiz şöföre seslenir:
- Ulan sal...k parasutle mı inicez! (alinti)