Gönderen Konu: Dostluk  (Okunma sayısı 12985 defa)

0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Çevrimdışı kenz

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1129
Dostluk
« : 27 Şubat 2007, 13:28:28 »



DOSTLUK

Bilirmisin paylaşmak nedir?
Nefesin kesilirse al bu can senindir
Yolun sonu uçurumsa dostum
Sen geri çekil ilk adım benimdir

Dostluk yürektir, bazen yürekler uğruna ölmektir,
kimbilir belki de mor dağlarda kimsesiz yalnız bir çiçektir,
dostluk ‘ben’ den öte, her şeyden önce dostlarım var demektir..

İnsan, yol aldıkça, kimler gelip kimler geçer hayattan, geçmişten bugüne hala yanınızda
kırk yıllık dostunuz varsa kaybetmemeniz ne güzel
ve ne güzel bir dostluk ki hala aynı dostuna dostça bakabiliyorsan eğer..

Dost gönül hazinesinin en büyük değeridir.Öyle kıymetlidir ki;zor zamanında hazır kuvvetin,
ferah zamanında ise ziynetindir.Dost,kimsesiz kaldığında şefkatli bir sinenin seni
kucaklamasıdır.

Ağlayacak omuz ararken dertli başını yasladığın,saatlerce ağladığın,seninle ağlayan,derdin ile dertlenendir dost. Hiçbir menfaat çıkar amacı olmadan sadece seni Allah için sevendir.

Dost,dostundan emin olandır. Gönül semâmızın yol gösteren yıldızıdır dostlarımız.
Hüzünle karanlıklarda kaybolduğumuzda pusula gibi bize yol gösteren yıldızlardır.
 
Tüm dünya sana karşı da dursa;bir mağarada tüm dünyaya karşı seninle el ele,
gönül gönüle olandır dost…Sonra sana gelecek tehlikelere bir an bile tereddüt etmeden atılan,
sana siper olandır dost… Dost tüm kavmin sana karşı birleşmişken,bir an bile tereddüt
etmeden atılmaktır dostu için ölümlere…

Ve dost Mevladır…
Sana her şeyden yakın,seni her şeyden çok seven Mevlamızdır dost..
Dost bilirsen Rabb-i Rahim’i,tüm kâinat ve dahi canlı cansız her şey dosttur sana…
Allah’a dost olanın ne gamı olur dünyada?

Ve tüm sevdiklerini dost eder sevdiği kuluna…
Eğer O sizi seviyorsa;tüm kâinat,tüm dostlar da sizi seviyor demektir…
Eğer O size dostsa;ne hüzün uğrar semtinize,ne de korku…

Müminler kardeştir ve Kalbinde Hak aşkını,sevgisini taşıyan her yürek değerlidir..
Ve değer vermeye layıktır...

Biz yine de güzellikleri herkese güneş misali kimseyi ayırt etmeden verelim...
Vardır gönlümüzde her insanın yeri diyelim ama bunu fark edip anlaya bilene..

Araya mesafeler de girse..Yollar,dağlar ve uzak diyarlar ayırsa bile..
Vakit vefaya sarılma vaktidir..Göremesek de her daim dua çiçeklerini yollamaktır dostuna..

Gerçek dostların yüreklerine gurbet acısı dokunmaz…
Onlar hep bir arada,hep yürek yüreğedir...



SADAKATTE DOSTLUK

Sadakatte dostluk  yüreğe huzur tohumudur
Sadakatte yeşerir gönül toprağındaki filizler

Sadakat meclisidir birleştiren gönülleri.
Sadakatte hüzünler eritilir huzur veren iklimlerde

Sadakat,sadık olmaktır
Sadakatte dosta sahip olmak,ömrün kârıdır.

Sadakatte dostluk vefadır…
Uzaklıklar girse de araya,asla unutulmamaktır.

Sadakatte dostluk duadır…
Hüzün uğrasa kardeşinin semtine,dua çiçeklerini yollamaktır.

Sadakatte dostluk huzurdur…
Kederler boğmaya çalışırken mahzun gönüllere inşirahtır.

Sadakatte dostluk umuttur…
Gönüllerde ümitsizlik fırtınalarına,kurtarıcı gemidir…

Sadakatte dostluk karanlık gecede aydınlık,
Yıldızsız gökyüzünde yön veren pusuladır…

Sadakatte dostluk sevgidir..
Ortak gayelerin birleştirdiği yüreklerin sevgisi ile yoğrulan gönül meclisidir..


İNSAN akli ile melekleşen nefsi ile iblisleşen bir aciptir İNSAN
İNSAN kendi kabahatini bilmeyen cehli ile dünyalara sığmayan bir mağrurdur İNSAN
İNSAN bütün zaaf ve acziyyetine rağmen kudrete kafa tutan taşkın bir şaşkındır İNSAN
İNSAN maziye bağlı hâle aldanmış istikbali gözler bir taştır İNSAN

Çevrimdışı tibet

  • aktif okur
  • **
  • İleti: 100
Dostluk
« Yanıtla #1 : 03 Mart 2007, 02:12:11 »
Ne bir dost kalır,ne de bir yaren
İnsan yolunu şaşmaya görsün
Menfaat üstüne kurulmuş dünya
İnsan şaşırtıpta düşmeye görsün

Vuslat Yolcusu

  • Ziyaretçi
Dostluk
« Yanıtla #2 : 03 Mart 2007, 02:14:04 »
sizler gibi dostlar verdigi icin Allaha sükürler olsun :yildiz:

Çevrimdışı Ahi

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 923
  • Bugün Allah (c.c) için ne yaptın?
Dostluk
« Yanıtla #3 : 03 Mart 2007, 22:55:51 »
Alıntı yapılan: "Vuslat Yolcusu"
sizler gibi dostlar verdigi icin Allaha sükürler olsun :yildiz:
:x
Herhangi bir insan vaktini nasıl geçireceğini, üstün bir insan ise vaktini nasıl tasarruf edeceğini düşünür. – Schopenhaver

Çevrimdışı müteallim

  • Moderatör
  • popüler yazar
  • *****
  • İleti: 4785
  • gizli mahzenlerde kalan tarihin yeni adresi
    • www.Libv- kamp-lintfort.de
birlik ve beraberlik
« Yanıtla #4 : 04 Mart 2007, 22:47:23 »
sayin  sadakat üyelerimiz

Bu yazimiz birlik ve beraberlik hakkında olan bir yazi olup bu birlikdelik ile daha güzel günlere gelecegiz insaAllah
   
Mahlukatın en şereflisi olmakla beraber, aciz olarak yaratılan insan, yaşayabilmesi için başkasına muhtaçtır. Bu ihtiyaç insanları, beraber yaşamaya, kardeş olmaya sevketmiştir.

Sevgi, Cenab-ı Hakk’ın kullarına hediyesidir ve yalnız ondan gelir. Birlik beraberlik, evvelâ kalplerde hasıl olur, sonra da fiillere akseder. “Ben kendi başıma dinimi, imanımı muhafaza edebilirim”, demek tehlikelidir. Cenab-ı Hakkın müminlerden istediği cemaat halinde olmaktır: Ayet-i Kerimede:

“Hepiniz bir Allah ipine sım sıkı tutunun, birbirinizden ayrılmayın ve Allah’ın  üzerinizdeki nimetini düşünün, sizler birbirinize düşmanlar iken, o sizin kalplerinizin arasında ülfet husule getirip, yanaştırdı da nimeti sayesinde uyanıp kardeş oldunuz...” , buyrulmaktadır.

Yine Cenab-ı Hakk’ın bizlerden istediği; kalplerdeki niyyet ve imanları, bir kelime etrafında toplayıp, birbirlerini sevip tutan; zahirde de kuvvetli bir irtibat ile yek diğerine bağlanmış, saf saf duran sağlam binalar gibi olmaktır. Ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır:

“Haberiniz olsun ki, Allah kendi yolunda kurşunlu bir bina gibi saf bağlayarak çarpışanları sever.”  Yine:
“Kasem olsun ol kuvvetlere: o saf dizip de duranlara”  
Bir de Cenab-ı Hakk’ın sevmediği ve kaçınmamızı istediği bir şey vardır. Ayet-i celilesinde şöyle izah buyururlar: “...Sen onları toplu sanırsın, halbuki kalpleri dağınıktır, bu, onların aklı yetmez bir kavim olmalarındandır.”  Her biri başka sevdada, başka emelde. Kendi zevk ve hissiyatına göre ayrı fikir ve yolda... Bir kelime etrafında toplanıp da, gönül birliğiyle hareket edemezler. Fırsat buldukça, birbirlerine hıyanet ederler. Böyle bir cemiyet zahirde ne kadar toplu ve kuvvetli görünse, hakikatte bir cemiyyet değil, cüzleri arasında hiçbir bağ bulunmayan kül yığını gibi, hafif bir rüzgarla savrulacak kuru kalabalıktan ibarettir.
Kiymetli sadakat üyelerimiz

Din kardeşliğini, nesep kardeşliğinden üstün tutan Peygamber Efendimiz (SAV) birlik ve beraberlik içinde, tefrikaya düşmeden, bu müessesenin devamı için Ashabını sık sık ikaz ederlerdi. Bunlardan bir tanesini nakledelim.
Peygamber Efendimiz (SAV) Zâtüsselasil gazası için, daha yeni müslüman olmuş Hz. Amr komutasında, 300 kişilik bir ordu hazırlatmıştı. İhtiyaç üzerine Hz. Ubeydetü’bnü Cerrah komutasında 200 kişilik bir takviye kuvvet daha gönderdi. Hz. Ubeyde’yi gönderirken şöyle buyurdular: “Amr ile ihtilaf etmeden, beraberce hareket ediniz!”
İki islam birliği buluştukları zaman, Hz. Amr, takviye için gelen kuvvetin kendi emrinde olduğunu söyledi. Hz. Ubede ise, kendisinin ve Hz. Amr’ın birliklerinin kumandanı olduğunu bildirdi. Hz. Amr, ikinci birliğin kendisi tarafından istenen bir yardımcı kuvvet olmakla, birinci birliğe tâbi olmaları icab ettiğini söyledi.

Bu şekilde cereyan eden konuşmalardan sonra Hz. Ebu Ubeyde, namaz vakti gelince imamlık yapmak istedi. Hz. Amr, başkumandanın kendisi olduğunu beyanla, buna râzı olmadı. Muhâcir sahabiler Hz. Ebu Ubeyde’nin fikrini desteklediler.
Hz. Ebu Ubeyde yumuşak tabiatlı, güzel ahlak ve huy sahibi bir zattı. İşin böyle ihtilafa sürüklenmesini arzu etmiyordu. Hz. Amr’ın emirlikteki ısrarı karşısında:
Ey Amr! Hiddetlenmene lüzum yok! Allah’ın Rasülü, birbirimize itaat ile emredip, ihtilaftan kaçınmamızı tavsiye buyurmuştu! Bu emir muvacehesinde eğer sen, bana tabi olmazsan, ben sana tabi olurum! buyurdular.  

Saygi deger üyelerimiz.

Birlik beraberlik içinde yaşayabilmek için, fertlerin yek diğerlerine göstermesi zaruri olan bir takım âdab mevcuttur. Bunları  S.h.t. h.z.şöyle ifade buyururlar:
1-   Kardeşinde kendini nefyeylemek. Her üstünlük ve kemâlâtı kardeşinde görüp, onu isbat eylemek,
2-   Kardeşliği, dünya ve menfaatleri için değil, yalnız Allah ve O’nun rızası için yapmak,
3-   Kardeşinin hatalarını görmeyerek, onu daima affetmek,
4-   Kardeşine ihlaskâr hurmet ve sevgi beslemek,
5-   Maddi ve manevi yardımını kardeşinden esirgememek.
  Kuslar gibi ucmasini baliklar gibi yüzmesini ögrendik amma kardesce yasamasini ögrenemedik

Vuslat Yolcusu

  • Ziyaretçi
Dostluk
« Yanıtla #5 : 04 Mart 2007, 23:33:39 »
hocam Allah razi olsun ellerinize saglik

Çevrimdışı Ahi

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 923
  • Bugün Allah (c.c) için ne yaptın?
Dostluk
« Yanıtla #6 : 05 Mart 2007, 10:51:56 »
Alıntı yapılan: "Vuslat Yolcusu"
hocam Allah razi olsun ellerinize saglik
Herhangi bir insan vaktini nasıl geçireceğini, üstün bir insan ise vaktini nasıl tasarruf edeceğini düşünür. – Schopenhaver

Çevrimdışı kenz

  • aktif yazar
  • *****
  • İleti: 1129
Dostluk
« Yanıtla #7 : 07 Mart 2007, 00:31:03 »
katkınızdan dolayı teşekkür ederiz hocam Allah razi olsun
İNSAN akli ile melekleşen nefsi ile iblisleşen bir aciptir İNSAN
İNSAN kendi kabahatini bilmeyen cehli ile dünyalara sığmayan bir mağrurdur İNSAN
İNSAN bütün zaaf ve acziyyetine rağmen kudrete kafa tutan taşkın bir şaşkındır İNSAN
İNSAN maziye bağlı hâle aldanmış istikbali gözler bir taştır İNSAN

Çevrimdışı aslanyafur

  • okur
  • *
  • İleti: 87
Ynt: Dostluk
« Yanıtla #8 : 18 Haziran 2010, 03:41:34 »
Ağlayacak omuz ararken dertli başını yasladığın,saatlerce ağladığın,seninle ağlayan,derdin ile dertlenendir dost. Hiçbir menfaat çıkar amacı olmadan sadece seni Allah için sevendir.

Çevrimdışı aydeniz

  • yazar
  • ****
  • İleti: 560
  • Hakka kul olmak
Ynt: Dostluk
« Yanıtla #9 : 18 Haziran 2010, 13:50:34 »
Ağlayacak omuz ararken dertli başını yasladığın,saatlerce ağladığın,seninle ağlayan,derdin ile dertlenendir dost. Hiçbir menfaat çıkar amacı olmadan sadece seni Allah için sevendir.

böyle dostlar bulmak ümidiyle..